Hak ve Eşitlik Partisi Genel sekreter yardımcılığı görevimden 19.11.2008 tarihi itibarıyla istifa etmiş bulunmaktayım.
İstifa sürecinden sonra bu açıklamayı yazma nedenim, Genel Başkan tarafından hakkımda oluşturulan karalama kampanyasına bir cevap niteliğinde olup, aslında hiçte değmeyeceğini bildiğim halde kendisinin tarzıyla hareket etmeme bir sebep niteliği taşımaktadır. Ancak burada ondan farklı olarak daha dürüst ve mert kişiliğimin etkisi bunları yazma nedenimi oluşturmaktadır.
Genel Başkan Hak ve Eşitlik partisini kuran 2 kişiden biri olduğumu çok iyi bilmektedir. Kendisini kurucu olarak görememe nedenim ne parti programının ve nede parti söylemlerinin hazırlanışı esnasında bir kelime dahi katkısının olmayışından ve bilhassa kuruluş sürecindeki bu partinin maddi harcamalarına kendisinin 1 (BİR) YTL bile katkı koymamasından kaynaklanmaktadır. Kuruluş ve teşkilatlanma süresince aylardır gönüllü ve özveriyle çalışan insanlara bir teşekkürü bile çok gören Genel başkanın hangi VİCDAN ile Partiyi Ben Kurdum demesine anlam verememekteyim.
Adı Hak ve Eşitlik olan bir siyasi partide Genel Başkanın Kendi şahsi aracınının makam aracı olarak kullanılmasını büyük bir itibar kaybı olacağı şeklinde yorumlaması şaşırmaktan öte ibret vericidir. Yine ismi Hak ve Eşitlik olan bir siyasi partide Parası olanların baş tacı olarak itibar görmesi, parası olmayanlara ise sinek muamelesi yapılması açık ve net haksızlık ve eşitsizlik duygusuna yol açmaktadır.
Bunların ötesinde istifa nedenlerim aşağıda sıralanmıştır.
1. Genel başkanın acımasız, kaba ve sert tavırları bu istifanın önemli bir nedenidir. Kanımca, Genel başkan sivil hayata intibak edememiş, İl ve İlçe Başkanlarını kendi askerleri gibi görmektedir. Unutmamalıdır ki, bu harekete katılan herkes gönüllü olarak ve vatan kaygısıyla bu partinin içinde görev üstlenmişlerdir..
2. Genel başkan, Türkiyede gerek vatanseverliği ve gerekse bilgisi itibarıyla kendini kanıtlamış ve herkesçe bilinen ve sevilen hiç kimseyi kendisine rakip olacak endişesiyle partiye kabul etmemektedir. Etmediği gibi, bu insanlar hakkında asılsız ithamlarda bulunmaktadır.
3. Bir siyasi parti genel başkanlığı ekonomi, siyaset, tarih, enerji, tarım vs konularında derin bir donanımı gerektirir. Oysaki Genel Başkanın terör dışında konuşabileceği herhangi bir konu bulunmamakta, yardımcı olunmak istendiğinde ise saldırgan ve küçümser bir tavırla reddetmektedir.Unutulmamalıdır ki bir siyasi parti genel başkanının Para politikaları, Kur Politikaları, Maliye, Enerji, Tarım, Eğitim ve benzeri konularda da söyleyebilecek şeyleri olmalıdır. 6 milyon kişiyi işi alacağız söyleminin bir zamanlar vaat edilen herkese 2 anahtar söyleminden ne farkı vardır?
4. Partinin içinde bulunduğu maddi imkânsızlıklara karşın, yaptırtmış olduğu harcamalar ve sınırsız buyruklar insaftan öte ibret vericidir. Parti binasının doğal gaz alacak parası yok iken, kendisinin business class da yaptığı uçak seferleri ne kadar HALK ADAMI olduğunun önemli bir göstergesidir.
Yukarıda yazılanlar dışında daha onlarca konu ve yaşanmış olaylar mevcuttur. İstifam, akşamdan sabaha veya dünden bugüne gelişmiş bir olay değildir. Bir birikimin neticesidir. Bir parti kurucusu olarak bütün çabam partinin büyümesi ve gelişmesi iken genel başkanın anlaşılmaz tavrı ve olmayan stratejisi nedeniyle bu karar bir zorunluluk halini almıştır.
Saygılarımla,
Kadri Nazlıoğlu
kaynak: efsanekomutan.org