OSMANLI’NIN TÜRKE BAKIŞI ve ACEME VERDİĞİ DEĞER

Tarih olan olayları burda paylaşabilir, yorumlayabilir ve öğrenebilirsiniz

OSMANLI’NIN TÜRKE BAKIŞI ve ACEME VERDİĞİ DEĞER

İletigönderen İlteriş Kağan » Prş Şub 03, 2022 23:46

Bayram Bilge Tokel’in “Sarayın Sesi, Halkın Nefesi” kitabında karşılaştığım bu bilgi canımı acıttı.
Fuzuli ile yaklaşık aynı dönemde yaşayan şair ve ünlü biyografi yazarı Latifî, aslen “Türk” idi ama dönemin modası gereği kendisini Acem’den gelen şair olarak tanıtıp saraydan büyük ilgi gören Tokatlı Leâli adlı bir şairden söz eder. Sultan Fatih’e danışman olacak kadar saraya yakın olan ve iyi derecede Farsça bilen Leâli, gerçek bir Acem olmadığının anlaşılması üzerine saraydan uzaklaştırılıp aylığı elinden alınır.
Belki de bu tür ‘sahte Acem’ olaylarının çok sık yaşanması, konunun zaman içinde anonimleşerek şiirlere girmesine ve giderek halk arasında atasözü haline gelmesine yol açmıştır.
Leâli’nin şiiri şöyle:
"Mesihi gökten insen sana yer yok
Yürü var gel, Arap’tan ya Acem’den"
Bu dramatik olayı, yani sahte Acem kimliğine bürünme ihtiyacını ‘kitabın orta yerinden’ konuşarak eleştiren usta şair Leâli, Sehî Bey’in ünlü “Hest Behişt” adlı biyografisinde şöyle anlatır:
“Acem vilayetlerinde çok gezdi ve Anadolu’ya kalender şeklinde geldi. Merhum Sultan Mehmet’in özel sohbetine nâil olup onunla sohbet etti. O devirde Acemlere çok rağbet olunduğundan, o da kendini Acem olarak tanıtarak epeyce saygı ve değer buldu. İstanbul Yedikule civarındaki Kılıç Baba tekkesi adıyla meşhur olan kiliseyi tekke haline getirerek buna verdiler. Böylece Sultan’ın nimet ve ihsanı ile iltifat ve rağbet bularak zengin oldu. Sonradan sahte Acem olduğu anlaşılınca Sultan tekkeyi elinden aldı. Elindekiler alınarak fakir düştü” (Sehi Bey, 1980:136-137).
Ah Osmanlı ah!..
İyi ki Osmanlı döneminde yaşamamışım; iyi ki Cumhuriyet Türkiyesinde soy bilinci kazanmış bir Türküm.
Aklı Başında Bir Toplum Her 5 Yılda bir Meclisi Ve Yönetimi yenileyen Toplumlardır.
Bir hamalın yükü geçicidir; fakat sahtekâr bir politikacının yükü kalıcıdır çünkü onun dolandırıcılıklarının muazzam yükünü her daim akılsız toplumlar taşımaktadır.
Üçkâğıtçı politikacılar tarafından sürekli olarak kandırılan, tekrar tekrar aldatılan bir millet için hangi sıfat kullanılabilir? Şaşkın? Çok hafif! Ahmak? Yeterli değil! Beyinsiz? Evet, işte tam da sıfat budur! Aptal kalabalıklar, sahtekâr politikacıların en büyük servetidir!
Kullanıcı küçük betizi
İlteriş Kağan
Üye
Üye
 
İletiler: 2100
Kayıt: Cmt Şub 08, 2020 18:53

Şu dizine dön: Türk Tarihi

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x