
A)“AKP+R” ye oy verenler yolsuzluklara, rüşvete, yalana, giderek daha çok fakirleşmeye, Müslümanlığın EvangelistProtostan Müslümanlığa dönüşmesine, tarım ve hayvancılığın bitirilmesine, küresel şirketlerin akarsularımıza el koymasına, Türk adının her yerden kazınmasına, ülkenin bölünüp parçalanmasına, Doğu Anadolu’nun Kuzeyinde Büyük Ermenistan-Güneyinde Büyük İsrail Kürt Devleti kurulmasına, asgari ücretli olarak yer altlarında ve inşaatlarda ölmeye, bütün ülkenin anasına sövülmesine, kendi ülkesinde 3. Sınıf köleler olarak yaşamaya, her an bir bahane ile tutuklanmaya, kadınların öldürülmesine, resmi nikah olmadan kadınlığının sömürülmesine, eşlerinin ve kızlarının Cumhurbaşkanı sıfatını alan kişiye helal sayılmasına, BOP projesi altında Haçlı ordusuna ayakçılık yapılmasına, Ege’de bulunan adalarımızın Yunanistan tarafından işgal edilmesine, Müslüman ülkelerin talan edilip doğal kaynaklarına el konulmasına, Müslüman kadın ve kızlara tecavüz eden, camileri yıkan ABD askerlerine dua edilmesine, Haçlı Ordusunun aklanması, Türk Ordusu’nun küçültülmesi ve Deniz Kuvvetleri’nin manevra kabiliyetinin yok edilmesine, Hava Kuvvetlerinin zayıflatılmasına, Jandarma ve polisin siyasallaşmasına, siyasetin camilere girmesi ve binlerce ihanete onay vermiş oldu. Kendileri artık bu suçların ortaklarıdır.
B)“HDP’ye oy versem, meclise girerse PKK dağdan iner mi? “ diye soranlara…
PKK’yı bir Kürt hareketi sanıyorlar. Saflığın bu kadarı da çok fazla gerçekten…
AB-D, İsrail, Rusya, Ermeni Diasporası dahil, Filistin’e kadar birçok devlet PKK’yı destekliyor. BOP projesinin en önemli figüranlarından biridir PKK…
Sıcak savaşlar yerine ülkelerin terör ile hizaya sokulduğu, parçalandığı bir süreçte, 1982 yılından beri besleyip eğitilen bir terör örgütü silah bırakır mı? PKK salt bir Kürt hareketi olsaydı, 1982 yılından beri ayakta kalabilir miydi? Şu basit soruyu kendinize sormaktan aciz misiniz?
Soru: PKK’nın 24 yıldır giderlerini Kürtler mi karşılıyor?
Bu soruyu sorduğunuz an bile PKK’nın Kürt hareketi olmadığını, Kürtlerin böyle bir terör örgütünü besleyip, eğitim donatmasının mümkün olmadığını anlardınız. Geçmişte Türk Ordusunda bile olmayan silahları PKK’ya Kürtler mi aldı? Özel timler kadar iyi savaşabilme eğitimini Kürtler mi verdirdi?
Güldürmeyin beni.
Şu akıldan yoksun hümanizm modası fena halde canımı sıkıyor. Kendilerine sanal bir dünya kurmuşlar, masal anlatıyorlar. Kötü kalpli kraliçenin zehirli elmasını yemeye ne kadar teşneler?Soros herhalde çok hümanist öyle mi? Çünkü;
HDP’nin parlatılmasının arkasından bilindik bir isim, SOROS çıktı. BDP’ye oy vererek SOROS’un yanında yer aldınız. Yani, küresel yamyamlara malzeme oldunuz.
Sizlere Arslan Bulut’un “HDP, Ermenistan partisi midir?” başlıklı yazısından bir bölüm sunayım:
(HDP’nin “Büyük İnsanlık Çağrısı” başlığını taşıyan seçim bildirgesi de samimi değildir. Çünkü “Halkların özgür ve gönüllü birliğinde önemli rol oynayacak ‘demokratik özerkliği’ Türkiye’nin her yerinde hayata geçireceğiz” ve “Hiçbir etnik kimliğin devlet yönetiminden dışlanmadığı, kendini yönetme hakkını da kapsayan demokratik yerinden yönetim modelleri kuracağız” derseniz, Türkiye’yi etnik temelde kantonlara böleceğinizi açıklamış olursunuz. Bu da insanı değil, etnik kökeni esas almak demektir.
O halde niçin insanlığa sığınıyorsunuz?
“Türkiye’nin çok kimlikli kültürlü dilli yapısına uygun, insanlık esaslı yeni bir anayasayı hep birlikte yapacağız” derseniz, “Türkiye’den Türklüğü tasfiye edeceğim” demiş olursunuz ki Kürtlerin böyle bir hedefi olamaz. O halde siz kim adına böyle bir hedef belirliyorsunuz?
Yine, “Tarihte halklara yapılan soykırım ve katliamlar karşısında, halklardan devlet adına özür dilenecek. Devlet tarafından el konulmuş vakıf malları iade edilecek, devletin tasarrufundan doğan maddi zararlar tazmin edilecek” derseniz, gerçekte Kürt etnisitesinin partisi olmadığınız ortaya çıkar!
“Soykırım ve katliam yapıldı” denilen dönemde beş milyondan fazla evladını kaybeden Türk Milleti, insan değil mi? Onlardan kim özür dileyecek?
“Devlet tarafından el konulmuş vakıf malları”ndan kasıt tehcir edilen Ermenilerin malları ise bu yaklaşım HDP’yi gerçekte Ermeni Diasporası veya Ermenistan’ı yöneten Taşnakçı zihniyet ile paralel konumu düşürür. Diaspora Ermenileri de Amerikan mahkemelerine dava açarak Türkiye’den tazminat istiyor. Ermeni soykırımının bütün dünyada tanınmasından sonra, Türkiye’nin yabancı bankalardaki paralarına el koymaya hazırlanıyorlar zaten. HDP, bunu mu istiyor? HDP, Ermenistan partisi midir?)
Şimdi neyi onayladığınıza bir bakalım;
1-HDP’yi barış kelebeği gibi gösterirken, HDP’nin Türk Milleti’ni Ermeni soykırımı yapmakla suçlamasını da onaylamış olduğunuzu kabul etmiş oldunuz.
2-HDP’yi destekliyorum dediğiniz an HDP’nin Türkiye’yi Yunan soykırımı yapmakla suçlamasını kabul etmiş oluyorsunuz. Yani Türk Milletini verdiği Kurtuluş Savaşı nedeniyle katil ilan ediyorsunuz.
3-HDP Türkiye’nin çok kimlikli kültürlü dilli yapısına uygun, insanlık esaslı yeni bir anayasayı yapacağını söylüyor. Türkiye’nin etnik temelli parçalara ayrılmasını onaylamış oldunuz.
4- HDP’liler Öcalan’a Önderimiz diyor. Oy vererek HDP’nin önderi olan bebek katili caniyi siz de önderiniz olarak kabul etmiş oldunuz. Doğrusu 50 bin insanımızın ölümünden sorumlu, narko terör örgütü başı bebek katili ile hümanist(!) yapınız müthiş bir uyum sağladı(!)….
5-HDP PKK’lılar için kardeşlerimiz diyor. HDP’ye oy vererek PKK ile kardeşlik tokalaşmasına hazır olduğunuzu beyan etmiş oldunuz.
6-Barajı geçemezsek diye milleti tehdit eden kravatlı PKK’nın tehditlerine de sahip çıktınız.
7-Şehitlerimize, ailelerine, geride kalan yetimlerine, Başbağlar örneğinde olduğu gibi PKK kurşunuyla can veren bebek, kadın, yaşlıların hatırasına ihanet ettiniz.
C) Y-CHP’ye oy verenler Tunceli bölgesinde askerlerin soykırım yapmış olduğunu kabul etti. Soros’un yemlediği TESEV üyesi Dersimli Kemal’i onayladı. Reklamlarında “küreselleşmeye entegre olma” sözü verildi. Küreselleşme, yani yamyam şirketlerin planladığı tek dünya devletine geçişe hazırlanmasına onay verdiniz.CİA’nın numaralandırdığı ajanlarına onay verdiniz. Tabii Y-CHP iktidar olmadığından, iktidar olduğunda neler yaparlar, tam olarak bilmiyorum. Bildiğim CHP tabanının vatansever olduğudur. CHP tabanı Y-CHP’yi ne kadar denetleyebilir? İşte o kadarını bilmiyorum.
D) MHP’ye oy verenlerin çoğu Bahçeli’ye rağmen oy verdi. MHP’nin başında iktidar hedefi olan bir genel başkan olsaydı, birinci parti olarak seçimi bitirebilirdi. Çünkü Türk Milleti uçları sevmez. Merkezi sever. Aslında yobazları, dinin siyasete malzeme yapılmasını da sevmez. Merkez partiler olmadığına göre, (AKP+R) ortaklığından kayacak oylar MHP’ye verilecekti. Bahçeli MHP’nin sadece meclise girecek kadar oy almasını sağlamakla yükümlüdür. Çünkü küresel elit milliyetsiz, vatansız nesillerin yetişmesini istiyor. Vatansız, kimliksiz dünya vatandaşı… Bir parti hep aynı oyu alırsa, bu en sadık seçmeninde bile bıkkınlık yaratır ve artık partisini terk eder. İşte Bahçeli MHP seçmeninde bu bıkkınlığı yaratmakla sorumlu olan kişidir. MHP seçmeni çaresizlikten MHP’ye oy vermeye devam ediyor. Bahçeli hakkında bizlerin soru işaretlerinin nerede ise tamamı maalesef ki MHP seçmeninde de vardır.
E) Vatan Partisi yeni bir partidir. Ergenekon mağduru askerlerin çoğu Vatan Partisinden aday oldu. Vatan Partisinin meclise girmesini isterdim. Nedenine gelince, geçmiş söylemlerini yok sayan Perinçek’in Meclis Tiyatrosunda nasıl bir performans sergileyeceğini görmek eğlenceli olurdu.
Perinçek geçmişte Türk Ordusu’na “faşist ordu” diyor, Kıbrıs’ta Türk Askerini işgalci olarak görüyordu. Kürt söylemi AKP’nin söylediklerinden farklı değildir. Çin ile aralarındaki irtibat neden hiç gündeme gelmedi bilmiyorum?
Perinçek’in Ergenekon mağduriyeti ile başlayan süreçteki tüm söylemleri millidir de… Geçmişte söylediği sözlerin üzerine oturarak yapılan milli söylem ne kadar samimi olur? İnsanlar yanılabilir. O söylemlerinden vaz geçip yeni bir çizgiye de gelebilir ama, o zaman;
“Geçmişte söylediğim şu şu söylemlerin yanlış olduğunu anladık. Halkımızdan özür dileriz” der, yeni bir sayfa açarsın. Kimsenin de söyleyeceği bir sözü kalmaz. Hem geçmişteki söylemlerine sahip çıkıp, tam zıttı olan söylemlerle de siyaset yaparsanız, soru işaretleri daima olacaktır. Oldu da…
Haydar Baş’ın mecliste olmasını isterdim. Milli ekonomi politikalarının tartışılması gerekir.
Osman Pamukoğlu bağımsız aday oldu. Umarım meclise girer.
Masonlar meclisi haline gelen TBMM’ne bazı farklı isimlerin girmesi iyi olur diye düşünüyorum.
Bildiğim bir şey var ki, oy kullananların en az %50 si kerhen oy kullandı. İstediği parti olmadığı için kendine en yakın gelene oy verdi. Böyle bir seçim, seçim değildir. Siyaset maskeli diktatörlerin halka uyguladığı vesayet sistemi, yani bombokrasidir.
Millet siyasi vesayetin halka dayattığı bombokrasiyi onayladı bu gün.
Hayırlı olsun.
Zahide UÇAR, 7 Haziran 2015
http://www.zahideucar.com
zahide@zahideucar.com