Ali Eralp’in “YSK BAŞKANINA VE ÜYELERİNE SORUYORUM: YENİ BİR SEÇİME GİDERKEN İÇİNİZ RAHAT MI?” başlıklı yazısında 12 Haziran seçimleri ile ilgili sıraladığı sorulara ve dile getirdiği kaygılara hiçbir itirazım yok. Çok yerinde saptamalardır, üzerinde dikkatle düşünülmesi gerekir.

Ne var ki bu kuşkulara dikkat çektikten sonra “OY VERMEYEN AKP’YE OY VERİR” demek, acaba kime hizmet etmektir?

http://www.ilk-kursun.com/2011/06/buyuk-cagri-oy-vermeyen-akpye-oy-verir-vatan-icin-sandiga/

Madem ortada bu derece ciddi kuşkular ve kaygı yaratacak bir durum vardır, o zaman herkesi oy vermeye çağırmak ve üstelik oy vermeyi düşünmeyenleri “Oy Vermeyen AKP’ye Oy Verir” şeklinde hedef göstermek bir anlam taşır mı?

Ne ilginçtir ki, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de iki gün önce benzer bir çağrı yapıyordu:

http://haber.ekolay.net/Haber/2908/787169/gulden-secim-cagrisi.aspx

Abdullah Gül de “sandığa gidin oy verin” çağrısı yapıyor, İlk Kurşun yazarı da!


Madem “oy vermeyen AKP’ye oy verir”, o zaman Abdullah Gül neden sandığa gidin çağrısı yapıyor?

Çünkü Abdullah Gül, seçime katılım oranı ne kadar yüksek olursa, AKP iktidarının o derece meşru görüneceğini biliyor!

Bu durmda AKP’ye hizmet eden kim acaba?

Eğer Ali Eralp’in sorularıyla haklı bir şekilde dikkat çektiği şaibeli durum gerçekten geçerliyse, bu durumda AKP’ye hizmet etmek, sandığa gidip bu oyunun parçası olmaktır!

Bu durumu bilerek sandığa gidip oy kullananların, 13 Haziran sabahı “seçimlerde hile yapıldı, kuşkulu durumlar var” şeklinde yakınmaları hiçbir anlam ifade etmeyecektir!

Serdar Ant