Oyun kuran ve bozan CHP!.. / Levent BULUT

Oyun kuran ve bozan CHP!.. / Levent BULUT

İletigönderen Oguzhan34 » Pzr May 06, 2018 11:43

CHP'nin şu anki durumu; hücum hattında yapılabilecek her şeyi yapan, hem teknik kapasiteye, hem de fiziksel güce sahip olan komple forvet gibi.

Sağlı sollu, sürekli hücum halinde. Üstelik artık ofansif oyun kuruculuğu da yapıyor.

Oysa bugüne kadar sadece defans halindeydiler. Devamlı AKP'nin eleştirilerine maruz kalarak bunlara yanıt vermeye çalışıyordu. Sanki iktidarda CHP varmış, 16 yıldır ülkeyi CHP yönetiyormuş gibi de, AKP'li yöneticiler her güne CHP ile başlıyor, CHP ile kapatıyorlardı.

Otomobil yapamamak bile CHP'nin suçuydu.

Partili Cumhurbaşkanı da günde 3-4 yerde konuşuyor ve her konuşmasında "Bay Kemal"e mutlaka dokunuyordu.



***



Fakat sonra CHP'ye birşeyler oldu ve kıpırdamaya başladı.

Bunu ilk "Adalet Yürüyüşü" ile gösterdi.

İlk defa gündem belirlemeye kalktı.

Hatırlayın, CHP Adalet Yürüyüşü başlattığında önce dalga geçtiler.

Hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan yürüyüşle ilgili, gidilen yolun Kandil ve Pensilvanya'nın yolu olduğunu söylerken, Başbakan Yıldırım ise"Hızlı trenle gidebilir hem de hızlı trene binmiş olur. Niye eziyet ediyor kendine? Sokakta adalet aranmaz." diye espriler yaptı.

Fakat anket sonuçlarında "Adalet Yürüyüşü"ne her kesimden destek gelince, "Biz izin verdiğimiz için yürüyorsunuz." ve "Hükümet lutfetti yürüyorsunuz." demeye başladılar.

CHP yıllar sonra ilk kez gündemi belirlemiş ve uzun süre bu gündemde kalmaya devam etmişti.

Tabi bunda Kılıçdaroğlu'nun Ankara'dan İstanbul'a günlerce süren yürümesinin de etkisi vardı.



***



Bu olayın ardından bir müddet defansa çekilen CHP'de Kılıçdaroğlu, CumhurbaşkanıErdoğan'ın yakınlarının Man Adası'ndaki bir şirkete para gönderdiklerini iddia ederek tekrar atağa kalktı. AKP ikinci kez defansa geçti. Erdoğan "Avuç dolusu sahte evraklar sallamakla sen kalkıp da Tayyip Erdoğan'a, ailesine leke süremezsin" derken; Başbakan Yıldırım ise belgelerin sahte olduğunu öne sürdü.Bunun üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Kaçakçılık ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca başlatılan soruşturma sonunda, kovuşturmaya yer olmadığına kararı çıktı. Ardından CHP'li Tezcan, "Verdiğimiz dekontların gerçek olduğu savcılık kararıyla tespit edildi. Şimdi soruyorum Erdoğan'a, hani sahteydi" dedi.

***

Fakat bu olayda basınımızın tarafsız olmasından ve AKP'nin şeker fabrikalarını satışa çıkarmasıyla gündemde uzun süre yer bulamadı.

***

Bu süreçte hiç hesapta olmayan bir de İYİ Parti faktörü ortaya çıktı. MHP içinde Meral Akşener'in kazanmasına kesin gözüyle bakılan kongrenin engellenmesi üzerine, Akşener ve ona inananlar AKP'nin ve MHP'nin istediği şekilde değil de, kendi bildikleri şekilde oynayınca ortaya İYİ Parti çıktı. Kısa sürede Türkiye genelinde il ve ilçelerde örgütlenen parti, CHP ile birlikte oyun kuruculuğa soyundu. Abdullah Gül'ün çatı aday olamaması, her partinin kendi adayını çıkarmasında Meral Akşer ve İYİ Parti'nin rolü inkar edilemez.CHP ve İYi Parti'nin yanında Saadet Parti'sini de unutmamalıyız. Temel Karamollaoğlu ilkelerini öne sürerek AKP'nin ittifak teklifini kabul etmeyip, kendi oyununu kurmuştur.Bunlar ayrı bir yazı konusu.

Dönelim CHP'ye. Bunlar yaşanırken CHP en büyük ve golle sonuçlanan atağını, AKP ve MHP'nin baskın seçim kararının ardından yaptı.

Nasıl mı? Önce yaşananları hatırlayalım: Yüksek Seçim Kurulu, İYİ Parti kararını vermek için toplanmış, Türkiye'nin beklediği karar için yapılan oylamada İYİ Parti seçime girebilir ve giremez diyen YSK üyelerinin oyları 5'e 5 eşit çıkmıştı. YSK'nın bir karara varamaması üzerine siyasî kulisler gerilmeye başlamış, toplumun her kesiminde de İYİ Parti seçimlere girecek mi girmeyecek mi tartışmaları başlamıştı.



***



İYİ Parti şartları sağladıklarını ve gireceklerini söylerken, AKP'li yöneticiler "Bir sonraki seçime hazırlansınlar." diyordu. CHP'li vekiller ise birbiri ardına Cumhurbaşkanlığı adaylıklarını açıklıyordu.İşte böyle bir ortamda, 15 milletvekili CHP'den istifa edip İYİ Parti'ye geçti.

Kimsenin beklemediği ve ince hesapların yapıldığı ortamda bu öyle bir gol oldu ki, AKP'li yöneticilerin o gün yaptıkları açıklamalarda bu olayın öfkesini görebilirsiniz.



***



Yaşananları CHP'nin milli iradeye saygı duymaması olarak eleştiren Erdoğan; metal yorgunluk gerekçesiyle seçilmiş belediye başkanlarının görevlerinden istifa ettirilmesi için "Bu makamlara bağımsız adaylar olarak gelinmiyor, bir partinin gösterdiği adaylar olarak geliniyor. Dolayısıyla böyle bir adımın atılması gerektiği zaman, arkadaşlarımızın, 'Ben, bu davanın elemanıyım, benim yetkili kurullarım madem ki böyle bir kararı vermişler, ben de ilgili merciye istifamı veririm demeleri lazım." diyordu. Kendileri yapınca parti görevi, başkası yapınca milli iradeye saygı olmuyorsa, peki merak ediyorum; AKP 2001'de 51 milletvekili transfer ettiği zaman demokrasi gayri milli miydi?

***

Ve son olarak önceki gün Bahçeli'nin, Akşener'in adaylığını kastederek 100 bin imzayı verenlerin FETÖ incelemesine alınması çağrısına Kılıçdaroğlu, Bazı kişilerin Cumhurbaşkanı adayı olmaması için özel numaralar yapıldığını savunarak seçmene de, "İlçe seçim kurullarına gidin, 100 bin imzayı tamamlayın." diye çağrıda bulundu. Görünen o ki; CHP ve ittifakda ki partiler artık sadece oyun kurmuyor, oyunda bozuyor.

Levent BULUT
Kullanıcı küçük betizi
Oguzhan34
Üye
Üye
 
İletiler: 214
Kayıt: Cmt Eyl 08, 2012 0:34

Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 5 konuk

cron

x