Özbek'in tutuklanması milattır

Türkiye’nin değil dünyanın en büyük sendikasının genel başkanı Mustafa Özbek tutuklandı. Böylece Türkiye’nin bütün meseleleri halledildi. Enflasyonun, terörün sorumlusu Özbek, içeri atıldığından itibaren ortalık toz pembe olacakmış. Özbek’i yıllardır tanıyan biri olarak bütün bu meselelerin halledildiğine kendisi de inansa, ömrünün sonuna kadar gönüllü hapiste yatacağından eminim. Bana göre işin asıl vehameti Mustafa Özbek’i neredeyse bir yıldır hedef gösteren malum yazarlar ve yandaş medyanın bu talimatı nerelerden aldıklarının ortaya çıkmamasıdır.

Özbek için Kıbrıs’taki mal varlığından söz edenler, yayınlardaki tapularda, söz konusu gayrimenkullerin Türk Metal Sendikası’na ait olduğunu bile bile tekzip dahi yayımlamadılar. Çünkü, amaçları çamur at izi kalsın anlayışıydı. Maksatları milli direnci yıkmak olan malum odaklar, Özbek’i itibar infazına uğratarak, onun etrafında oluşan birliği dağıtmayı amaçlamaktadır. Çünkü adına sivil toplum kuruluşu denen güdümlü kuruluşlara benzemez Türk Metal Sendikası. Bozkurt amblemli ve 200 bin üyeli Türk Metal, sivil örümceğin ağına düşmemiştir.

Sert kaya

Özbek’i itibar infazına uğratarak susturacağını zannedenler, fena halde yanılacak. Son dalga operasyonu Avrasya gibi sert bir kayaya çarptığı için geriye tsunami olarak dönecektir. Özbek, daha önceki dalgalarda içeri alınıp bırakıldıktan sonra sessizce köşesine çekilenlere benzemez. Onun içeride tutulduğu sürece, başta sendika işçileri ve yöneticileri olmak üzere haklı davasının savunucuları susmayacaktır. En kısa zamanda özgürlüğüne kavuşacağından şüphe duymadığım Türkmen Beyi’nin tahliyesinden sonra ise yer yerinden oynayacaktır.

Son yıllarda iktidarı ve muhalefetiyle hiçbir siyasi kuruluşun beceremediği meydanları doldurma görevini Özbek tek başına yapacak, dosta düşmana meydanın boş olmadığını bir kez daha kanıtlayacaktır.

En sağlam sendika

Kelimenin tam anlamıyla katıksız Türk milliyetçisi olan Mustafa Özbek aslında bu tip olaylara karşı antrenmanlıdır. Onu hapishaneye tıkarak pasifize edeceğini zannedenler, onun cezaevlerini Medrese-i Yusufiye haline dönüştüreceğini unutuyor. O haksızlık karşısında susan dilsiz şeytan olmaktansa, mahpus damlarında bile gerçekleri haykıracak kadar inançlıdır.

Özbek’i hedef gösterenler, Türkiye’deki en sağlam sendikayı işaretleyerek Türk işçisinin alın terini gasp edeceklerini zannediyor. Lafa gelince demokrasi, insan hakları, işçinin alın terinden dem vuran medyanın hangisinde sendika vardır? Tabii ki hiçbirinde.

Sonuç olarak Mustafa Özbek’in tutuklanması, Türk işçi ve düşünce hareketi için milat sayılmalıdır. Nitekim saygın yöneticilerine yapılan haksızlığa karşı tavır alarak birlik sağlayan başta Türk-İş camiası olmak üzere tüm işçi sendikalarını kutluyorum. Ancak mensupları art arda gözaltına alınıp sindirilmeye çalışılan gazetecileri görmezden gelen basın kuruluşlarını da şiddetle kınıyorum.


Yavuz Selim DEMİRAĞ, 27 Ocak 2009