Paçalardan Pislik Akıyor!
Cır cır olmuş biri gibiyiz. Paçasından pislik akan…Pisliğini tutamayan…
Dört beş gündür olanları yalnızca izliyorum. Bakıyorum, dinliyorum…
Tuz kokmuş…Utanması kalmamış soytarılar ekranlarda…
Hain kalemler gazete başlıklarında, yazılarında…
Şeytanın elleri devletin televizyonunda, radyosunda, basınında, yayınında…
En son demin gazetede, CHP Başkanı Kılıçdaroğlu’nun, terörün siyasi kanadı, PKK destekleyicisi, savunucusu olan, PKK başına doğal liderimiz diyen o malûm partiye verdiği desteği okuyorum. Uzattığı eli görüyorum.
Atina’da bunlar o meşhur “Sosyalist Enternasyonel” toplantısına katılmışlar. BDP gözlemciymiş. Temsilcisi Faik Yağızay,“Burada bulunmak ve düşüncelerimizi Enternasyonal üyeleriyle paylaşmak bizim için çok önemli “ demiş.
Bunların düşünceleri ne? Paylaştıkları düşünceleri? Ne paylaşmış olabilirler?
Saklamıyorlar ki mübarekler, terörle, adam öldürerek, askere sivile pusu kurup cana kıyarak, uyuşturucu, haraç paralarıyla bir yerlere gelmek… Koskoca Türkiye Cumhuriyeti’ni bölmek, bölüştürmek, milletin arasına ikilik, nifak sokmak, bütünlüğümüzü bozmak, birliğimizi dağıtıp ülkemizi sömürgecilere parçalatmak…
CHP lideri ne demiş peki?
CHP’nin başkanı Kılıçdaroğlu da Yağızay’a, “Selâmınızdan çok memnuniyet duydum. Birbirimize destek olma konusunda benim açımdan hiçbir sorun yok” demiş. Yani BDP temsilcisi Faik Yağızay’a, “üyelik” desteği vermiş…
Adamlar üye olunca ne yapacaklar? Dünyadan destek alacaklar!
Ne için? Türkiye’yi bölmek ve yıkmak için!
Kimin desteğiyle? CHP’nin başkanının!
Asıl açılımcı ve bunların destekçisi AKP böylece kendini geriye çekecek, vitrinde günah keçisi olarak bu YCHP kalacak! Milletinin içini kabartmaya, akan pisliklerden içini bulandırmaya…
Yine bu partiden Hasip Kaplan isimli biri “O terörist dediğiniz bizim için kahraman, vatanseverdir.” demiş. Bunu açıkça, ortada, herkesin içinde demiş. Bu itirafı bilinçli olarak yapmış…
Bizim o terörist dediklerimiz kimler?
Katil sürüsü! Son bir haftada her gün bir-iki can alan katiller. Pusu kurup kurşunlayarak, mayın döşeyip üstünden geçeni havaya uçurarak, bedenleri parçalayarak, kendini arayan güvenlik güçlerine gizlendiği inlerinden ateş açarak…
Katil sürüsünün son işlediği cinayetlerden birinin haberi:
“Hakkari’nin Çukurca ilçesi kırsalında güvenlik güçleri ile teröristler arasında çıkan çatışmada şehit olan Özel Kuvvetler’de görevli Astsubay Kıdemli Başçavuş Kalender Özdemir (38) dün Kırıkkale’de toprağa verildi.”
Şehit anası isyan ediyor: “Nasıl kıydılar yavruma?”
Kanla beslenen, kana doymayan caniler…
Bu canilere vatansever kahraman diyebilen, ülkenin yazarları, siyasileri tarafından yuhlanmayan, karşı çıkılmayan, ayıplanmayan , bu suç sayılması gereken sözleri için soruşturma, kovuşturma açılmayan hainler…Atatürk’ün Meclisi’nde oturacak bunlar. Bunlarla müzakere edilecekmiş. Neyi nasıl halledelim, aman biz ettik siz etmeyin denilecek bunlara…Bu kadar öldürdünüz, helâl olsun, gönlünüz hoş olsun…Ama artık korkutmayın, çok korktuk, gelin anlaşalım denecek…
Dün gece CNN Türk kanalında (neresi Türkse bu kanalın?) bu cenaze haberi verilirken acılı şehit babasına buna benzer bir söz söylettilerdi.
Kaydettim:
“Bir an önce bunun durdurulması gerekiyor…Neyse ne yapılacaksa…”
Memleketi getirdikleri nokta bu…
Adam korkusuz, çekincesiz söylüyor:
“O terörist dediğiniz bizim için kahraman, vatanseverdir.”
Bu sözlere bir vatandaşın isyanını okudum. Soruyor:
“Yok mu bir savcı?Yok mu bu ağız ishalini susturacak bir mahkeme?
Mevcut iktidar ve devlet bu kadar mı aciz kaldı?” Ve sonra ilave ediyor:
“Taşları bağlamışlar, köpekleri salmışlar. Eşkiya düze inmiş…Yiğitler derdest…”
İktidar partisinden aday olup seçilen “Oğul Türkeş”: “En büyük milliyetçi Recep Tayyip Erdoğan’dır.” demiş dün.
Yemin töreninde Milliyetçi Hareket Partisi Başkanı bunu alkışlamış. Neden alkışladın diyenlere cevap:
MHP Lideri Bahçeli,Türkeş’in oğlu için,“Bize Türkeş’in emanetidir. Yemin ederken bize alkışlamak düşer.” Dedi. “Başbakan yanınıza gelse elini uzatsa sıkar mıydınız?” sorusunu ise Bahçeli gülerek, “Tabii Anadolu’da bir söz vardır: Bir adım atana biz iki adım atarız. Yüzde 83. 6’nın yüzde 49.7’sini almış olan bir siyasi liderin psikolojisi bu adımı atacak kadar müsait değildir.” diye yanıtladı. (Kaynak Gazete Vatan)
Şimdi bu ne demek? Bu oğul Türkeş’in dediği doğrudur demek…
Ne dedi oğulcuk? “ En büyük milliyetçi…”
Bu kişiyi alkışladığına göre…Ve de seçim sonuçlarını böyle övgüyle söylediğine göre : AKP normal bir siyasi partidir, aynı zamanda seçimlerde hile falan da yoktur! Kimler açısından? MHP açısından!
Yine dün okudum: Diyarbakır’ın Bismil ilçesinde belediyenin aldığı “Çok dilli hizmet” kararına kaymakamlık iptal davası açmış.
İçişleri Bakanlığı, ilçe belediye başkanı BDP’li Emine Eminoğlu’dan ve üyelerden yazılı savunma istemiş.
Buraya kadar iyi. Haberin devamında var gariplik:
“Diyarbakır Sur İlçe Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş ve Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, aynı konudan yargılanmış, beraat etmişti.”
Yani neymiş? Bunlar da beraat edecek! Yani yani…Bu çok dillilik yasallaşacak…Bu ihanetin karışanı kalmayacak…Bunlar ihanetin yoluna döşenen ufak ufak taşlar…Paçalardan akanlar…
Bakın daha başka ne pislikler akıyor paçamızdan…Müzik kültürümüz çoktan bize yabancılaşmış, ellerin eline geçmiş. En hit(neyse hit?) radyoların ve TV’lerin müzik listelerinden Haziran ayının en çok dinlenilen şarkılarının listesini yapmışlar…Birinci sırada, Ajda (açılımcı) ve Tarkan (renksiz) şarkısı varmış. “Yakar Geçerim”. İkinci sırada: “Katy Perry & Kanye West – E.T.” imiş. (Ben bunlardan anlamam. Bilen bilir. Her kimse bunlar?)Üçüncü sırada yine bir açılımcı ve bir renksiz var: “Gülben Ergen & Mustafa Sandal – Şıkır Şıkır”
(Artık bunlar “ve” kelimesini de kullanmıyorlar. Müzikteki anahtar gibi bir şekil çizdin mi tamam…)Emre Altuğ, “Bu son olsun” diyormuş. Rafet,”Direniyorum.”Nil, “Hakkında her şeyi duymak istiyorum.”Shakira “ geliyor peşinden ve Candan, “Git” diyor…Son günlerin kahramanı ne olduğunu, kim olduğunu anlayamadığım adını ilk kez duyduğum bir kadın bile bu listelerde yerini tutmuş…13. sıra, Ayşe Özyılmazer, “Tatlım.”
Bir yabancının, bir Türkçe adlı birinin şarkısı var bu listede…Sırayla, bir öyle, bir böyle…Bir başka dilden şarkı dinleyebiliyor bizim insanlarımız,(gençlerimiz) kendi dili yokmuş gibi…Bunu kendilerine yakıştırıyor, gocunmuyor, üzülmüyor, utanmıyor…Acaba o İngiliz ve Amerikalı bizim dilimizi dinler mi? Bizim şarkıcıları(?) böyle bağırlarına basarlar mı? Başlarına taç yaparlar mı?Radyolarında çalarlar mı? Konserlerini doldururlar mı?
Bir tanecik olsun bir türkü adı, türkücümüz, Türk müziği okuyan şarkıcımız yok tam kırk bir şarkı içinde…Bir doğru dürüst şarkı adı bile yok. Abuk subuk sözler…Kimbilir müzikleri de nasıldır?
Alın size paçadan akan bir pisliğimiz daha…Kendimizi yitirdiğimizin kanıtları…Boğulan kültürümüz…şarkı diye dinlediğimiz…
Bir başka utanç haberimiz daha var. Amerika’nın taşeronluğunu yaptığımız, aslında Türkçeyi öğretmek için değil, üçüncü dünya ülkelerine ve Türk cumhuriyetlerine Amerikan emellerini yaymak için aracı olduğumuz Fethullah Gülen okullarının olimpiyatları…
Ada bakın: “Türkçe Olimpiyatı”
“9’uncu Uluslararası Türkçe Olimpiyatları kapanış törenine katılan Başbakan ve…”
Olimpiyat yabancı bir kelime. Eski Yunan’dan gelen. Spor yarışmaları için kullanılan bir söz. “Spor şenliği”anlamında.
Bu sömürgecilerin taşeronluğunu yüklenen, Amerikan diliyle ders veren, Türk tarihine, Atatürk Cumhuriyeti’ne karşı olan, göstermelik, isteyene Türkçe dersi veren bu okulları övmek niye? Bunların haberlerini övgüyle vermek niye?
Bunların şamatalı gösterileri sadece insanın içini burkuyor, içini acıtıyor, insanı üzüyor…Yabancı hayranı edilen halkımız da bilmeden bunları alkışlıyor, bu işin gerisinde yatan derin plânları görmüyor…
Yine dünün haberi: Van’da ilk kilise açıldı. Bir eve dinî ruhsat verildi. Yüz kişilik hristiyan cemaati varmış Van’da. İki katlı eve “Van Kilisesi” tabelası asılmış…
Böyle bolluk dünyanın hiç biryerinde yoktur. Bizde ise olur, olur, bal gibi olur…Çan bile çaldırırlar buralarda…Parayla cemaat satın alırlar…Ne diyormuş bu Fethullah Gülenciler?
Artık hak dini islâm denmeyecekmiş. Üç din de birmiş…İyi insanlar hangi dinden olursa olsun cennetlikmiş…Peygamberimizin adı çoktan Kelime-i Şahadet’ten kaldırılmış, hristiyanlar memnun olsun diye. İslâmın “birlik” inancı önemli değilmiş, hristiyanlığın “üçlü inanışı” da aynıymış…Yani neymiş?
Hepimiz hristiyan olabilirmişiz, bir zararı yokmuş…40-50 bin ev kilisesi açılmış 2004’ten beri…
Misyonerlik serbest! Bizi biz yapan dinimiz tehlikede! Milletimizin harcı bozuluyor…Buna din adamlarımız bile öyle bakıyor…Akşam Kanal 99’da Abdullah Terzi bu konuda ne uyarılar yaptı, neler neler söyledi…”Eğer ayıkmazsa milletimiz” dedi…”Şehitlerimiz kanıksandı”, dedi…”Biz dilsiz şeytan olmayız, “dedi…
Demin yine bir şehit haberi düştü bilgiağı (internet) haberlerine…Bir askerimiz önce ağır yaralanıyor ve ardından şehit oluyor. İki yaralımız var.
Yine bir cümleyle köşecikte verilmiş bu haber. Trafik kazası haberi gibi. Şehit askerimizin sayısı yine 1 diye yazılmış, sayı ile, bir eşya gibi. Asker denmiş yine gâvur askeri, elin askeri gibi…
“Bingöl'deki terör saldırısında 1 asker şehit oldu.Bingöl'de PKK'lı teröristlerin jandarma karakoluna inşaat malzemesi taşıyan kamyonete yönelik saldırısında, 1 asker şehit oldu, 1 rütbeli asker ile araç sürücüsü de yaralandı. Teröristler tarafından uzun namlulu silahlarla saldırı düzenlendi.”
Buna karşı, askerimize, ordumuza yapılan Balyoz tertibi tam gaz ilerliyor. Hiç çekinilmeden, hiç duraksamadan:
“Balyoz’da 3 asker daha tutuklandı.Soruşturma kapsamında Tümamiral Erdem Caner Bener, emekli Tümgeneral Ahmet Bertan Nogaylaroğlu, Jandarma Yarbay Nail İlbey, albaylar Aziz Yıldız ve Mete Memirlioğlu dün Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne geldi. 5 asker, Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Ayar tarafından 10 saat sorgulandıktan sonra tutuklanma talebiyle İstanbul Nöbetçi 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne sevk edildi.”
CHP’nin televizyonu Halk TV’de Gürsel Tekin ahkâm kesiyor. Ne farkı var bu dediklerinin, AKP’nin dedikleriyle, bir bakar mısınız?
“Kürt sorunu için iktidarın ne yapılacaksa çok hızlı yapması gerekiyor. Yeni Anayasa için, özgürlükçü bir Anayasa için yapılması gereken ne varsa CHP buna hazır! Keşke iktidar olsaydık: Herkesin özgürce kendini ifade edebileceği bir Anayasa hazırlığımız vardı…Ben burada (Sivas Madımak kurbanları için) 35 tane aydınımızın ailesine başsağlığı diliyorum…”
Bu adam da muhalefetin sözcüsü. Siz anladınız mı hangi dilden konuşuyor?
Ne demek istiyor?
Özgürlükçü anayasaymış…Yani neymiş? Halklara özgürlük! Yani çok dilli, milletsiz bir Türkiye! Daha Türkçenin kurallarını bilmeyen bir yönetici. 35 tane aydın, diyor. Sanki elma armut sayıyor. Cahilliğine, dile, insana saygısızlığına bakınız!
Sonra bu kişinin aklına şehitlerimiz ise hiç gelmiyor. Halk TV haberlerini şöyle bitiriyor:”Bir şehidimizi daha son yolculuğuna uğurladık…”
Hepsi bu kadar. Son haber, önemsiz bir haber olarak veriliyor muhalefetin bu tek kanalında bir evlâdımızın şehit oluşu…Şehidimizin cenaze töreni…
Bütün bunların yanında bir haftadır ortalık Ali Taran haberlerinden geçilmiyor. Reklâmcıymış…
Bir gün, “Boşanıyor!” dediler. Bir gün sonra, “Yeniden evlenecek mi?”Ertesi gün: “Evleniyor.” Sonra: “ Dünyaevine girdi.” Eski (hasta) karısı: “Ayşe sakın hasta olmasın!” Şımarıklık bin para: “Yılın düğünü havuzda bitti.” “Geline düğün hediyesi 167 bin avroluk jip.”Bu başlık pisliğin boyutunu veriyor:“Sırılsıklam aşk taçlandı.”
Bu arada, futbolun Ergenekonu’ymuş son yapılan, spor adamlarına tutuklamalar. Bir Fenerbahçeli yetkili böyle diyordu, yıllarca içerde kalabilirler, Ergenekon tutukluları gibi bunlar da içerde unutulur gider, yargı diye beklerler, diyordu…
Yok haklarını yemeyelim bu futboldaki operasyonu televizyonlar pek güzel veriyor. Abarta abarta, yaygara yetmişle…
Haberlerini yabancıların istedikleri şekilde, casusların taktiğiyle veren, arsızlığı böyle taçlandıran, varlığının koruyucusu askerine değer vermeyen, iktidar goygoycusu, ulusal çıkarlarının tersini gözeten, ülkesine, ülkesini lime lime etmeye yemin etmiş hainlerin, casusların, gaflete düşenlerin, işbirlikçilerin gözüyle bakan Türk basın yayınının paçaları akıyor…Pislik paçalardan aşağı…
Gelen kokuları duydunuz mu?
Feza Tiryaki, 3 Temmuz 2011