Nobel Ödüllü romancı Orhan Pamuk, Türkiye’deki ılımlı siyasi islamcıların, demokrasiye laiklerden daha saygılı olduklarını söyledi.

Nobel Ödüllü romancı Orhan Pamuk BBC radyosunda İngiliz yazar Kenan Malik’e açıklamalarda bulundu. En önemli amacının bugünü eserlerine yansıtmak olduğunu aktaran Pamuk bir siyasi militan olmadığına dikkat çekti. Pamuk o nedenle kitaplarına siyasi konuları yansıtmadığını belirterek konunun gazeteciler tarafından abartıldığını savundu.

LAİK KESİM TSK’YA YASLANIYOR
Pamuk, Türkiye’de laik kesimin kendisini Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gücüne yasladığını ve “son 5-10 yılda yaşanan çatışmanın, Türkiye’yi Avrupa Birliği’ne yaklaştırmak isteyen ılımlı İslamcılarla, silahlı kuvvetlere dayanmak isteyen bu laikler arasında yaşandığını, Türkiye’deki ılımlı siyasi islamcıların, demokrasiye laiklerden daha saygılı olduklarını” da kaydetti.

AÇIK KONUŞTUĞUM İÇİN TEPKİ GÖRDÜM
Orhan Pamuk, geçen yıl bir İsviçre gazetesine verdiği demeçte yer alan Ermeni soykırımı ve Kürtlerle ilgili sözlerinin hatırlatılması üzerine, “bizim gibi toplumlarda, aile içinde olup bitenleri, kendi içimizde sır olarak tutma geleneği vardır. Ben belki bunları açıkça konuştuğum için tepki gördüm” diye konuştu.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ulu önder Atatürk ve Türkiye’deki laiklik tartışmaları ile ilgili bir soruyu da yanıtlayan Pamuk, “Atatürk Batı yanlısı ve laik bir kişiydi. Türkiye’de modernite ve batı yanlıları, genellikle üst ve orta sınıftan insanlar arasından çıkmıştır. Yani zenginler hep daha batılı olmuştur” dedi.

Pamuk, siyasi konularda ve Türkiye’nin geleceğine ilişkin soruları yanıtlarken, “Bir yazarın görevi, geçmişte ne olduğu ile ilgilenmek değildir. Onun görevi, bugünün parlak gerçeğini eserlerine yansıtmaktır. Benim için gelecekte ne olacağı önemli değildir. Ben bir edebiyatçıyım. Siyasi eylem adamı veya militan değilim”derken, şöyle konuştu: “Benim için önemli olan, bugünü ve hayatı kitaplarıma romanlarıma nasıl yansıttığımdır. Zaman zaman siyasi konularda ettiğim laflarla başımı derde sokmuş olabilirim. Ama bu, siyasi bir ajandam olmasından değil, sadece aklımdan geçenleri söylediğim için olmuştur. Çünkü kendime ait köşeli düşüncelerim var ve vicdani kanaatlerim var. Bunları söylemişimdir.”

Kaynak

Birileri buna nobel ödülünü batırıyor, yine ciyaklamaya başlamış.

Orhan Pamuk, "Atatürk bati yanlisiydi" demis.

Ben Atatürk'ün hayatini sadece resmi Türk tarihinden degil, daha tarafsiz yazan Mango ve Kinross gibi yazarlardan da okudum. Atatürk batinin bazi yönlerini, müzigini eglencesini ve kültürel canliligini begeniyordu. örnegin Anadolu'nun veya Orta Dogu'nun herhangi bir sehrini o dönemlerin kozmopolit Selanik'iyle karsilastirdigi zaman dogunun sehirlerini çok içine kapanik, uyusuk ve yobaz buluyordu. Batinin bilimselligini begeniyor, dogunun yobazligini gericilik kabul ediyordu.

Fakat Atatürk kesinlikle bati yanlisi degildi. Tam tersine, o batiya karsi anti-emperyalist bir kurtulus savasinin lideridir. Türkiye'nin bagimsiz kalmasi gerektigini, bagimsizligini kaybeden bir ülkenin kendi kaderini belirleyemeyecegini ve batinin oyuncagi olacagini düsünüyordu; ayni Osmanlinin son dönemlerinde oldugu gibi. Atatürk bütün bunlara birebir tanik olmustu.

Ayrica bildigim kadariyla Atatürk "uygarlik düzeyi" derken batinin uygarligini degil, evrensel ve çagdas uygarligi kastediyordu. Yanlisim varsa düzeltin.

Orhan Pamuk "islamcilar demokrasiye laiklerden daha saygili" derken hakli olarak islamcilarin laik olmadigini vurgulamis, ama bazi seyleri de gözden kaçirmis.

Erdogan "demokrasi bizim için dogru duraga gelince inilecek bir tramvaydir" derken demokrasiyi hedefe ulastiran bir araç olarak gördügünü vurgulamisti.

AKP'nin cumhurbaskani zamaninda "halk isterse daha otoriter bir rejime kavusabilmeli" derken esas niyetlerinin fasist bir Islam devleti oldugunun isaretlerini vermisti.

Uygulamalar da bu söylemleri destekliyor.

• AKP bagimsiz bir hukugu kabul etmiyor; kadrolasma ve baski yöntemleriyle hukugu yönlendirmeye çalisiyor.
• AKP bagimsiz medyayi kabul etmiyor; türlü düzenek ve dümenlerle kendi medyasini kuruyor, muhalefet yapan medya kanallari üzerinde Ali-Cengiz oyunlariyla baski kuruyor.
• AKP her demokrasinin güvencesi olan laiklige karsi.
• AKP bagimsiz dis politikaya önem vermiyor; ümmetçilikleri ulusçulugu bastiriyor. Halbuki bagimsizlik olmadan demokrasi de olmaz, çünkü halk kendi kaderini belirleyemez.
• AKP üniversite, merkez bankasi, Tübitak gibi siyasetten bagimsiz kalmasi gereken özerk kurumlarda bile kadrolasmak için ne mümkünse yapiyor.
• Demokrasiler akli hür vicdani hür vatandaslar gerektirir; AKP ise Kuran kurslarinda küçük beyinlerin esaret altina alinmasinin önünü açiyor.

öte yandan Orhan Pamuk'un hakli oldugu bir yön de var. Demokrasiler halka güven gerektirir. Ben ise din sömürüsünü kolayca yutan, kömür ve erzak ugruna oyunu satan Türk halkina artik pek güvenemiyorum. Bence gerçek demokrasiye ulasmak istiyorsak, halk istesin istemesin, bu ülkede yaygin bir aydinlanma ve egitim seferberligi gerekiyor. Böyle bir seferberligi anti-demokratik bir dayatma olarak görenler olabilir, ancak bence bu islamci beyin yikama kampanyasindan daha küçük ölçekli bir dayatmadir. Ayrica islamcilik gibi demokrasiden iyice uzaklastiran degil, demokrasiye yaklastiran bir dayatmadir.