Paris Cinayetlerinin Şifresi "Gabon" mu ?

Paris Cinayetlerinin Şifresi "Gabon" mu ?

İletigönderen Selçuk Tınaz » Pzt Oca 14, 2013 17:25

Tam da, Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı, Afrika'nın en azılı diktatörlerinden biri olan Ali Bongo'ya dostluğunu göstermek maksadı ile Gabon'da iken, Paris'in himayesindeki teröristleri öldürme işinin, İmralı'ya açılan ABD tezgâhını baltalamak için mi, yoksa yolunu temizlemek için mi düşünüldüğü, henüz pek belli değil.

Sayın Banu Avar'ın da belirttiği gibi, dünya birincisi olduğu manganezin yanında, zengin elmas, demir, petrol ve doğal gaz yataklarına sahip olan Gabon, 1960'ta bağımsızlığına kavuşmuş eski bir Fransız sömürgesiymiş. 1967'de baba Bongo'nun diktatörlüğü altında yeniden Fransa'ya esir düşünce, Fransız şirketlerinin yağmasına uğramış.

Babasının yerine 2009 yılında geçen oğul Bongo, Erdoğan gibi Amerikancı olmaya karar verince, resmi dil olan Fransızca'nın yerini İngilizce ve enerji sektöründeki Fransız şirketlerinin yerini Amerikan şirketleri almış.

Bu bilgilerin ışığında ilk satırlardaki soru biraz şekil değiştiriyor ; "Gabon'u elinden kaçırmayı hazmedemeyen Fransa, Paris cinayetlerini İmralı'ya destek vermek için ABD ile birlikte mi işledi, yoksa misilleme yapmak ve 'Beni unutma !' şeklinde bir gözdağı vermek amacı ile ABD'ye karşı mı işledi ?".

İkinci şık, akla daha yakın duruyor. Aksi halde Fransızlar, her konuda suçlamaya doyamadıkları Türkiye Cumhuriyeti'ni, emniyet görevlileri seviyesinde savunma zahmetine katlanırlar mıydı ?

Fransa, ABD'ye "Sen benim Afrika'daki tezgâhıma taş koyarsan, ben de senin Ortadoğu'daki tezgâhın ile ilgilenirim !" mesajını hazırlayıp sabırla beklemiş ve mükemmel bir zamanlama ile yollamış, gibi görünüyor.

Cinayetlerin hemen akabinde Fransa, iki Afrika ülkesi olan Mali ve Somali'ye silahlı saldırı yaptı. Amerikalıların Paris mesajını aldıkları, bu saldırılara tümden dahil olmadıklarını, sadece "sınırlı teknik destek" verdiklerini açıklamalarından belli oluyor.

Başkan Obama, Kongre'ye gönderdiği mektupta, ABD'nin ulusal çıkarlarını gözetmek adına Amerikan birliklerine, Fransa'ya destek olmaları emrini bizzat kendisinin verdiğini yazmış.

Yani ABD, ülkemizde yaşayan Amerikancı aydınların her zaman iddia ettikleri derecede masum ve bir çocuk kadar saf bir şekilde ; "M Ali, Som Ali ve Bobon Ali ; Galiba, Fransa'nın Ali'lere alerjisi var" diye düşünmemiş.

Uluslar arasındaki böyle tepişmeleri hiç hesaba katmadan Türkiye'de ahkâm kesen illüzyonistlerin ve racon kesen "çözüm sihirbazlarının" bir kere daha gülünç duruma düşmelerine neden olan bu eşek şakasından bir şeyler öğrenelim ve PKK da, uluslararası bir uyuşturucu ve terör mafyası olduğuna göre, sorunun sadece Türkiye'nin teröre vereceği tavizlerle çözülebileceğini zannetmeyelim.

Mesele, propagandası yapıldığı şekilde ver kurtulcu bir zihniyetle bir grup katili affederek, onlara sanki normal insanlarmış gibi muamele etmek ve devlete verecekleri talimatı yerine getirmekten ibaret değil.

(Ayrıca, o talimat da halka anlatıldığı şekilde ise, "PKK terörü denilen şey meğerse bir şakaymış" sonucu çıkıyor ortaya. Bütün istediklerinin Apo'ya bir televizyon verilmesi olduğunu daha önce söyleselerdi, hemen verirdik).

Dünya çapında çok yüksek miktarda mal ve paranın söz konusu olduğu, yasa ve insanlık dışı ama gizli servisler içi yürütülen bir uyuşturucu ticaretinin yeniden düzenlenmesi gerekiyor.

BOP için kurulduktan sonra İmralı adası ile sembolleşen ve en yüksek noktasına erişen PKK-AKP ortaklığının, böyle bir kapasitesinin olduğunu söylemek, hiç gerçekçi değil.

Önümüzdeki günlerde konuyla ilgili, hükumetler seviyesinde şunları görebiliriz ; Çeşitli ülkelerin Türkiye temsilcilerine Dışişleri Bakanlığı'nda bir bilgilendirme toplantısı yapılır. Özel(!) mesaj verilmek istenenlerle özel görüşmeler yürütülür.

Bunlar yeterli olmazsa, Başbakan ve Dışişleri Bakanı, bazı ülkeleri ziyaret ederler.

Hedefin uyuşturucu işine taş koymak değil, Türkiye'yi dönüştürüp BOP'a uygun hale getirmek olduğunu, PKK'nın uyuşturucu ortağı olan devletlerin gizli servislerine anlatmak için, birilerinin de fazla mesai yapması gerekecek.

Gene de "Talibanı Türkiye'ye getirdiğimiz gibi, Afganistan'daki üretimin bir kısmını Türkiye'ye kaydırarak PKK'nın boşluğundan doğacak zararı telafi ederiz" demenin pek fayda sağlayacağını ummamalıyız çünkü, PKK'nın uyuşturucu işinde beraber çalıştığı ülkelerin listesi aynı zamanda, Türkiye ve Ortadoğu pastasını ABD'ye yalnız yedirmeye razı olmayan, parçalarından pay isteyen ülkelerden oluşuyor.

Onlara kim, hangi tavizleri verecek ?

Masal bu ya, anlatırken istediğinizi söyleyebilirsiniz. Biz de "Babasının beşiğini sallayan çocuk" benzeri gerçeğe aykırı bir cümle ile ;

"Evvel zaman içinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin çıkarlarını savunmak için çalışan bir AKP hükumeti varmış" diyerek bir masal anlatmaya başlarsak, maalesef ; "Yıllar sonra gene, eski sultanların yaptığı gibi kötü krallara gidip, 'Ne olur bizi bölüp parçalamayın, aranızda paylaşmayın' diye yalvarmaya başlamış" şeklinde devam etmemiz gerekiyor.

Masaldaki eski sultanların ve bütünlüğünü korumaya çalıştıkları ülkenin kaderini biliyoruz.

Haklarımızı almak için müdahale ederek değiştirdiğimiz masalı, tekrar eski haline çevirmenin cezası, o kaderi yeniden yaşamak olmaz inşallah.

İMZA ; Sayın Arslan Bulut'un yazısında söz ettiği cinsten bir "Öğretim üyesi" veya "hukukçu" olmayan,
Selçuk Tınaz
Kullanıcı küçük betizi
Selçuk Tınaz
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 101
Kayıt: Prş Oca 12, 2012 16:16

Şu dizine dön: Selçuk TINAZ

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x