PAZAR'LIK: YALANDAN KİM ÖLMÜŞ...

PAZAR'LIK: YALANDAN KİM ÖLMÜŞ...

İletigönderen Noyan Umruk » Pzr Haz 30, 2013 11:48

İndirİndirİndirİndirYALANDAN KİM ÖLMÜŞ.docxÇevrimiçi göster
Slayt gösterisi göster (4)Tümünü zip olarak indir





Subject: MUHTEŞEM GENÇLERRRR.....muhakkak izleyin


http://vimeo.com/67931380





YALANDAN KİM ÖLMÜŞ… :dans: :olmaz:



Dr. Noyan UMRUK



Yalandan kimse ölmez, ama insanın yüzü kızarır. Bunda o da yok… Gözümüzün içine baka baka, utanmadan, sıkılmadan, bağıra, çağıra yalan söylüyor…



Ar damarı çatlamış …



Utanmazlıklar o dereceye varmış ki; akıl, havsala alacak gibi değil… Geçenlerde, gözüme ilişti; bir salonda kelli felli adamlar toplanmışlar. Kürsüdeki mealen “3 olmaz 5” diyor. Salondan birisi bağırıyor:”5 çok, Avrupa krizde…” Cıvık ve yılık kahkahalar… Kürsüdeki “Avustralya’da durum iyi, oradan daha fazla alacağım” diye sırnaşıyor. Cevap: “Uçak çok pahalı”. Yine kahkahalar, sırnaşmalar…

Meğer binlerce avrodan söz ediliyormuş; tuzlu geldiğinden pek rağbet görmeyen ve yeniden düzenlenmesi düşünülen, askerlikten sıyırmanın “bedelini” açık artırmaya çıkarmışlar. “Zenginin malı, yiğidin canı”… Kutsal vatan görevine, şehit ve gazilerimize bakış açısı böyle, bu sırnaşıkların…



Çok laf yalansız, çok mal haramsız olmaz…



Ohhh ne güzel; atıyordu yalanı, sürdürüyordu talanı… Ta ki dillerinden, tavırlarından hiçbir şey anlayamadığı gençlerin “hooop dedik…” demelerine kadar. Hazret bir şaşırdı ki sormayın… Başladı akıl almaz iftiralara, yalanlara…

İlkönce “ Bunlar camide içki içiyorlar, hatta şaapıyolar” diye şamataya başladı. Ne var ki caminin müezzini “Allah var, ben din adamıyım; yalan söyleyemem. Burada içki, miçki içilmedi” deyiverdi.

Derken, hazretin işlevsiz bakanı, büyükelçilere camide nasıl kafa çekildiğini görsel bir şölenle kanıtlamaya kalktı. Ne var ki; kordiplomatik zevat “Bu çaba bizleri çok eğlendirdi; kafa bulduk ama camide kafayı çeken falan görmedik” dediler.

Hazret, bu kez “Bunlar polise kurşun sıkıyorlar” diye tutturdu. Etrafta ne kurşun var, ne kurşun sıkılan polis… Sadece, Allah rahmet eylesin, koşarken köprüden düşen bir polis.

Ama mermi gibi kullanılan gaz bombaları nedeni ile demokrasi şehidi gençler var.

Apdocan, gencecik Mehmet var…

Ağabeyinin sözleriyle “hayatı hep zorluklar içinde geçen” yiğit emekçi Ethem var…

Gözünü kaybeden 11 genç var…

Ekmek almaya giderken vurulup, yaşam mücadelesi veren 11 yaşında yavrumuz var…

Hapiste 10 yaşında çocuk var, ama “stabilitesi bozuk” polis yok…

“Polislerimiz kahramanca destan yazdılar” denildiği gün ekranlara yansıyan, gazdan kaçıp otoparka sığınınca, 15-20 polisçe kıstırılıp eşek sudan gelinceye kadar dövülen genç kızlarımız var… Ama suçlamanın ne olduğuna dair tutanak yok…

Hazrete göre içeride gazeteci falan da yok…Alayı terörist.



Gelelim “iktisadi mucize” martavallarına…



Kendileri 10 yılı aşkın ülkeyi keyiflerince yönetiyorlar. Sözünü ettikleri iktisadi mucize, ülkede 3-5 milyon kişiyi içine alan, kendilerinin de yer aldıkları borsa-faiz-döviz-üçgeni içindeki “mutluluk zinciri” için gerçekten geçerli… Şimdilerde her türlü melanetin başı olarak suçlanan “faiz lobisi” işte bu…

Düşük kur, yüksek faiz…

İthalatçılar (Mısırından samanına, pırlantasından biber gazına kadar) ve paradan para kazananlar,

Arazi, kent, yeşil alan yağmalarıyla beslenen rantiyeler, AVM ve gökdelenleri ile ünlü imtiyazlı inşaat yamyamları için ülke gerçekten bir “cennetül tayyip”ti.

Amaaa…

Üretim tabanı, teknolojisi zayıf, reeksporta, ara malları ithalatına bağımlı, derleme toplama ihracat kesimi,

“Ananı da al git” dediği tarım kesimi,

Her türlü manipülasyona rağmen %10’un altına düşmeyen işsizler, her beşinden biri işsiz olan gençler,

Dünyanın en adaletsiz gelir dağılım düzeyi ile ezilen emekçiler ve emekliler için tam bir cehennem…

1Dolar eşit 1Türk Lirası olacak diyordu hazret, 1dolar eşit 2 Türk Lirası…

Diğer bir söylem, “son on yılda dünyanın ekonomisi en hızlı büyüyen ülkelerinden biri olduk” .Son 10 yılın ortalama büyüme oranı % 5.
Bu oran önceki 80 yılın ortalama büyüme hızına kabaca eşit. Bir fevkaladelik yok…
Ayrıca, cari açık devalüasyona yol açmasın diye, büyüme hedefi 3 yıl için % 5 olarak sabitlendi. Net büyüme hızı ise 5-1.25(nüfus artış hızı)= 3.75 oluyor.
Bu noktadan hareketle Türkiye’nin dünyanın en büyük 17’nci ekonomisi diye böbürleniliyor. 1993 yılında da Türkiye, toplam milli gelire göre dünyanın en büyük 17nci ekonomisiydi. 19 yıl sonra 2012’de de büyüklük sırası değişmedi, Yine %1’lik payı ile dünyanın 17nci büyük ekonomisi…

Diğer bir şehir efsanesi de fert başına milli gelirin 10 yılda 3kat arttığı. Teknik manipülasyonu açıklayarak canınızı sıkmayayım. Bu artış oranı sadece %45, 10 yılın toplam enflasyon oranının çok altında…

En çarpıcı göz boyama ise “IMF’ye olan borcun sıfırlanması”. IMF’a olan borçların tamamı vadeleri geldiğinde yabancı bankalardan alınan yeni döviz borçlarıyla kapatıldı.

Aslında bardağın en bomboş tarafı burası… 10 yıllık iktidarın en başarısız yönü: Aşırı borç yükü ve cari açık… Dış borç yükü 2002’deki 130 milyar dolar, 2012’de 340 milyar dolar(GSMH’nın %43’ü). Ülke hiçbir dönemde böylesine ağır bir borç yükü altına girmemiş. 10 yılı uluslar arası “faiz lobisi” ile güle oynaya aynı yatakta geçirmenin, tatlı yemenin acı faturası…



Yalancının mumu yatsıya, yatsı da Bernanke’ye kadar… Tahvil alımlarını yavaşlatıp, “borsa-faiz-döviz” üçgenini allak bullak eden Bernanke bir de pozitif faize geçince, sıcacık paralarla dümenini çevirenlerde seyreyleyin gümbürtüyü…Gezi Parkını falan dürbünle ararlar...


AYDINLIK G; 30.06.2013









http://vimeo.com/67931380













--
Kullanıcı küçük betizi
Noyan Umruk
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1067
Kayıt: Pzr Mar 08, 2009 13:39

Şu dizine dön: Dr. Noyan UMRUK

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x