(Iletiyorum..)
Ülkü Bassoy
Kamu Oyuna Aciklama 15.04.2008
Pippa Bacca
Sanatcilarimiz, Sanat Derneklerimiz, Kadin Dernekleri, Kadin Haklari Dernekleri, Hukuk Dernekleri, Barolar, Cagdas Yasami Destekleme Dernegi, Saglik Dernekleri, Basin Kuruluslari, tum insancil degerleri ilke edinmis oteki derneklerimiz, ogretmenlerimiz nicin hemen eyleme gecip İtalyan Bariscisi-Sanatci Pippa Bacca'nin alcakca, kallesce, hayvanca katledilisini (burada hayvanlara hakaret etme kastim ve hakkim yoktur) toplanti ve gosterilerle protesto etmiyorlar? Sanatci Pippa Bacca'nin anne ve babasinin, o guzel insanlarin, olayla ilgili ifadeleri altinda ezilmiyorlar mi?
Biz, toplumumuzda sayilari hayli kabarik oldugu son aylardaki gazete haberlerinden hemen hergun bir daha anladigimiz boyle canileri uretmeyi surdurdukce, barindirdikca hatta onlari su veya bu sekilde korudukca uygar bir insan toplulugu, bir halk, bir ulus sayilabilir miyiz? Bu durumda idam cezasinin kaldirilmasi gibi insanca bir yasaya gercekten layik miyiz?
Olayi ruh hastasi bir insanin canice bir eylemi olarak nitelendirmek, "bu gibi seyler baska ülkelerde de oluyor" diye savunma yapmak utanmazlik ve aymazliktir. Baska ulkeler deyince aklima, yurdumuzda da yatirimlari ve bankalari bulunan fanatik bir Müslüman ülkede resmi gorev yapmis olan bir erkek memurun, yururken kendisine el atildigi icin kot pantolununu söz konusu ülkede giyemediginden yakinmasi aklima geliyor!
Aslinda sorun buyuk oranda ülkemizde kadin-erkek iliskilerinin dogal olmamasinda yatmaktadir. Bu alana, gerekirse yönlendrici bicimde el atilmasi zorunludur. Tabii, insan-toplum olmak istiyorsak!
Osmanli'nin geri kalmis insan iliskileri dizgesizligi icinde, kadini cinsel iliski aracinin disinda "birey" niteliginde gorememe karanlikciliginin, ne yazik, Cumhuriyet doneminde de sürmesiyle, Cumhuriyet Türkiyesi de insanini, kutsal doga kazanimi cinselliginin bunalimi icinde birakmistir.
Cumhuriyet Devrimleri- Atatürk, İnonu, Hasan Ali Yucel akilciligi- bu bunalimi, kiz erkek karma egitim sisteminin getirilip gelistirilmesi, Türk'ün "uygarlik aniti Köy Enstitüleri", Halkevleri, Halk ve Koy Odalari uygulamalariyla asmak istemisse de ozellikle 1947(CHP) ve 1954(DP) darbeleriyle Köy Enstitülerinin kapatilmasi-Fay Firby'nin deyimiyle " cinayet"-, kadin-erkek iliskilerini saglikli cozumlere ulastirabilecek "genclerimizin ve halkimizin egitimini" de, ulusumuz ve ülkemiz gibi, karanliğa bogmustur. Bu toplum ve egitim sucunda ne yazik ki donemin Milli Sefi sevgili İsmet İnönü'nün o donemdeki ödüncü ve bagislanmaz tutumu belirleyici rol oynamistir.
Sonuc olarak Osmanli'dan bu yana pek az gelisme gosteren kadin-erkek cinselligi yurdumuzda buyuk oranda gunaha, kapaliliga, gizlilige burundurulmustur. Boyle bir durumda insest olaylariyla kadin-kadin; erkek-erkek cinselliğinin artmasi(bu konuda Almanya'da yasamakta olan Süheyla Pancarci'nin cesaretle kaleme aldigi " Ben Hic Cocuk Olmadim" isimli kitabini okumalarini öneririm) normal degil midir? İslam
ulkelerinde ve Türkiye'de erkekle erkegin, kadinla kadinin elele tutusmalari, hatta toplum icinde, birirbiriyle sarmas dolas olmalari dogal karsilanmaktadir da dogal olan erkekle kizin yakinlasmasi kabul edilememektedir. Koy dugunlerinde ana ogulla, kiz kardes erkek kardesle dans edebilmektedir de- bazi folklor gosterileri disinda- kiz ve erkek arkadas biribirini es tutarak oynayamamaktadir. İnsan dogasina ters dusen bu davranislarin neresi saglikli; neresi normal?
Özetle, genclerimiz, genc erkek ve kizlarimiz, dogalarinin en cok gereksinimi oldugu yaslarda cinselliklerini yasayamamakta, biribirlerine dokunamamakta, sevememekte ve bunalimlara suruklenerek cogunlugu geri birakilmis toplum baskisi altinda gizli tutulan doga disi iliskilere itilmektedirler. Bu kosullarda aileler bunalim icindeki ogul ve kizlarini bir an once evlendirme yoluna gitmekten baska care bulamamaktadirlar; yani evlilikte agirlik, bir an once cinselligin, özellikle erkek cinselliginin giderilmesi gibi curuk bir temele oturtulmaktadir.
Genclerimiz ve toplumun ozellikle erkek kesimi cinsellik baskisi ve bunun neden oldugu bunalim icinde kivranmakta ve surekli bir patlama noktasini yasamaktadir ki bu birey ve toplum yonunden huzursuzluk, guvensizlik yaratan tehlikeli bir durumdur.
İnsan oglunda normal, dogal ve guzel olan cinsellik ancak toplumun bu konuda egitimi ve özgürlesmesiyle olanaklidir. Oysa ne yazik bugun iktidardaki kalabalik ve muhalefetteki bir azinlik partisi, genc kizlarimizi, hatta 5-6 yaslarindaki kiz cocuklarimizi dahi cinsellik nesnesi sayip turbana buruyerek guya onlari erkeklerin cinsel saldirisindan korumak istemektedirler. Yandaslari, 9 yasindaki cocuk kizlarla evlenmenin "caiz" olduguna iliskin dinsel önerilerde bulunmadilar mi? Bu tipleri nasil adlandiracagiz? Acaba Filistin'e gecis yolunda Türkiye'den gecerken Pippa Bacca bunlari biliyor muydu?
Cinsellik sorununu Türkiye'de ne yazik ki hicbir politik parti programina almaya cesaret edememekte, cinsel yonden tatminsiz bir toplumun sagligina kavusturulmasi sozunu veremeyerek aslinda toplumun bu yasamsal onemdeki sorununu cozmeye yanasmamaktadirlar. Secimlerde oy kaybina neden olacagindan, konuyu ortaya koyma ve cozum yollari onerme, adeta tabu" olarak degerlendirilmektedir.
Nufusumuzun yarisini olusturan kadinlarimiz, kizlarimiz cinsellikleri nedeniyle korku icinde yasamaktadir. Buyuk sehirlerimizde dahi, ozellikle geceleri sokaga yalniz cikmaya, hangi genc kizimiz, kadinimiz cesaret edebiliyor? Boyle bir toplum yarattigimiz icin kendimizden utanmiyor muyuz?
En ilerici, cagdas sayilan politik partilerimiz aday listelerine en az %25'lik bir kadin kontenjani koymaktan ve bu kontenjani doldurmaktan nicin israrla kacinmaktadirlar? Meclis'e hizmetten cok cikar saglamak icin girdikleri gazete haberlerinden anlasilan ve isledikleri hirsizlik, yolsuzluk, cinayet suclari, "dokunulmazlik" yoluyla devletce koruma altina alinmis gibi gorunen, ülke insaninin yarisi acken kendilerine bol maas baglayan sozde temsilciler ve Bakanlar arasinda "flörtün fahiselik oldugunu" savunanlar vardir. 2002 yilindan bu yana bunlarin sayilarinin arttigi da izlenmektedir.
Alman Yesiller Partisi Es Baskani Claudia Roth'a utanmadan, sirf Avrupali kadin oldugu icin "fahise" diyebilen ve bundan ceza da yiyen bir Aymaz Miletvekili de cikmadi mi?
Barisci ve Sanatci Picca Bacca onunde basim egik, bir insan, bir Türk olarak utaniyorum.
Ülkü Bassoy
KAYNAK