PKK kaymakamları resmi araç binip flama açtı!.. / Ahmet TAKAN

PKK kaymakamları resmi araç binip flama açtı!.. / Ahmet TAKAN

İletigönderen Balasagun » Prş Eyl 11, 2014 9:24

PKK kaymakamları resmi araç binip flama açtı!..

Resim
Kapıya dayanan IŞİD operasyonu.. Eylül ayının ikinci yarısından sonra vites büyütecek sözde çözüm süreci..

Davul iktidarın boynunda asılı tokmak ise ABD’nin elinde..

Olup bitenlerden iktidarın da muhalefetin de her hangi bir kaygısı sıkıntısı yok..

Torbadan çıkan milletvekilleri yorgunluktan(!) kafalarını kaldıramıyor.

Sanırsınız ortalık çiçek bahçesi..

Bazen düşünüyorum “acaba bende mi bir arıza var” diye..

Haber, gazetecinin tek gıdasıdır.. Fakat bu durumdan çok şikayetçiyim.. Haber yazmak istemiyorum ama ne hikmetse o dönüyor dolaşıyor beni buluyor.. Kaçabilmemin imkanı yok.. Ben de yediğim güzel bir öğle yemeğinin ardından güzellemeler düzmek, yüksek perdeden en kral tahlilleri yazmak istiyorum ama peşimi bırakmıyor bu haber denen illet!..

Tatlı tatlı geğirmek istiyorum;

Yüzde 10’u bile tutsa tahlillerimin “ben bunu demiştim” diyip..

Sınıf atlayıp ünlü Türk büyüklerinin arasına katılıp, racon kesenlerden olmak için krizler geçiriyorum.. Ama yakamı bırakmıyor bu haber denen virüs..

İlacını bir bulabilsem bu habercilik hastalığının belki de kurtulup daha yararlı bir hastalığa kavuşmak için parke taşları döşeyeceğim siyasetçi olma yollarında..

Bugün de olmadı!..

IŞİD operasyonu, çözüm süreci derken .. Oraya buraya koşturup “ne oluyor”u araştırırken yine önemli bilgiler düştü önüme..

Terör bölgesinden;

Bölgede alan hakimiyetini tamamen ele geçiren, vergi toplayan, mahkeme kurup yargılama yapan sözde yöneticilerini atayan terör örgütü PKK, sözde kaymakamlarına resmi araçlar tahsis etmiş.

Yanlış okumadınız!..

Bölgedeki sağlam kaynaklarımdan aldığım bilgiye göre, sözde kaymakamlar kendilerine PKK’nın tahsis ettiği araçlara paçavralarını flama niyetine takıp geziyorlar, denetleme yapıyorlar, talimatlar yağdırıyorlar. Bunlardan birkaçı güvenlik birimleri tarafından yakalanıp ilgili mercilere teslim edilmiş ancak ikazla yetinilip serbest bırakmışlar.

Niye?..

Aman!.. Çözüm sürecine zeval verilmesin..

Bölgeden farklı bir haber. Korucuların güvenlik birimlerine ilettikleri son raporda çok ciddi uyarılar var.

34 bine yakın giriş yapan Yezidilerin gelişigüzel yerleştirilmeleri ve PKK’nın ticareti ile ilgili kısmi bilgileri dün aktarmıştım. Üstüne yenileri eklendi. Bir kaynağım şunları söyledi;

“Bölgedeki dini inanç farklılıkları yüzünden her an bir kıvılcım çıkabilir. Bölge halkı Yezidilerin bazı davranışlarını kendi inançlarına saygısızlık olarak değerlendirip tepki gösteriyor. Bu tepkiler bir anda Suriyelilerle yaşanan gerginlikler benzeri olaylara sebep olabilir. PKK kontrolünde bölgeye getirilen Yezidiler barakalarda boş evlerde kimseye sorulmadan oturuyorlar. PKK kendine Yezidiler vasıtasıyla yeni üsler oluşturuyor. Halk çok huzursuz...”

Ankara bunları tınlıyor mu?..

İktidara bakalım;

Zirve üstüne zirve yapıp Obama’nın verdiği ev ödevini çalışıyorlar.

Muhalefet;

Her zaman olduğu gibi iç kavgalarıyla meşguller.. Son kurultayını az önce tamamlayan CHP’de hâlâ içten içe “acaba bu sonuçlarla yeni bir kongreye daha gidebilir miyiz” fikir jimnastiklerine başlandı. MHP ise malumunuz, “hain” avı devam ediyor..

Ankara’daki IŞİD zirveleri demişken oradan da haber notu aktarayım.

AKP Genel Müdürü ve alt başkan Ahmet Davutoğlu, önüne getirilen dosyalara bakıyor bakıyor ve koalisyon güçlerinin IŞİD’e düzenleyeceği ilk hava operasyonları ile Türkiye sınırlarına dayanacak 3 milyona yakın göçmen için ne çözüm bulunabileceği konusunda kara kara düşünüyor..

Hükümet kaynaklarından aldığım bilgilere göre Davutoğlu, güvenlik birimlerinin “3 milyon mülteci kapımıza dayanır” tespitine önce inanmamış. Daha sonra Suriye ve Irak’tan kaçanlara Arap ülkelerinin kapılarını tamamen kapattığı ve bunların Türkiye’de olduğu hatırlatılınca alt başkan Davutoğlu “kaynak yaratma” çalışmaları yapılmasını istemiş.

Ankara’dan yeni bir lastik patlama sesi duymaya hazır olun..

Ama haklısınız!..

Bu kadar stepnesi bol ve sağlam olan iktidara ne olur?..

Ahmet TAKAN, 11 Eylül 2014
ahttakan@gmail.com
“Efendiler, aziz milletime şunu tavsiye ederim ki, bağrında yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki aslî cevheri çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an feragat etmesin”
Kullanıcı küçük betizi
Balasagun
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 3523
Kayıt: Cum Eki 17, 2008 13:18

Re: PKK kaymakamları resmi araç binip flama açtı!.. / Ahmet TAKAN

İletigönderen Balasagun » Cum Eyl 12, 2014 9:10

Diyarbakır’dan gelen acı mektup:

Türk bayrağını yakmak moda oldu...


Resim
Nasıl bir kopuş noktasındayız?.. Bu sorunun en güzel cevabını, dünkü yazımı okuduktan sonra bir okurumuz gönderdiği elektronik mektup ile cevap vermiş. Adı bende saklı, devlet memuru olarak Diyarbakır’da görev yapan okurumuzun anlattıkları bölge gerçeklerinin de net bir fotoğrafı.

Mektuba aynen yer veriyorum;

“Merhaba Ahmet Bey. Bugün yayımlanan yazınızı dikkatlice ve üzülerek okudum. Allah sonumuzu hayır etsin.

Buralara ilk gelince insan önce bir şeyler başarmak istiyor ve bütün olanaklarını zorluyor. Ancak bir süre sonra bütün isteğini kaybedip; ben burada ne arıyorum? diye sorgulamaya başlıyor. Bir hevesle geldiğim bu topraklardan kin ve nefret duygularıyla ayrılıyoruz diyorum çünkü buralarda aza kanaat etme, kural tanıma, saygı-sevgi, vatan sevgisi yok. Buralarda hep nankörlük var.. İnanın, devlet baba şefkatini hep buralara göstermiş; sağır olmuş, dilsiz olmuş, yerel halk da meydanı boş bulunca buralarda at koşturmuş. Buralarda hayat bedava hiç bir şeye para vermiyorsun. Her şeyin bir kaçağı var; elektrik kaçak, su kaçak, elektronik aletler kaçak, sigara kaçak, bahis kaçak... Her şey ama her şey kaçak. Ticari faaliyetlerde bulunan dükkanların hiçbirinde vergi levhası yok. Vergi veren yok.. Buralarda tek vergi veren ve fatura ödeyen batılı memurlar.. Biz batılı memurlara hiç iyi davranmıyorlar. Doktoru, öğretmeni, polisi, askeri hep dışlıyorlar.

Yıllarca batı illerinde çalışmış birisi olarak batıda yaşayan Anadolu insanıma acıyorum çünkü hayat onlara çok pahalı elektrik para, su para, doğal gaz para, okul masrafları, bebek masrafları, kira... vs.. derken adamcağız meteliksiz kalıyor ama yine de bugünlerimize şükür diyerek gözyaşlarını içine akıtarak ekmeğinin peşine düşüyor.

Devlet, batıda devletliğini yapıyor insanların gözyaşlarına bakmadan kesiyor cezasını. Hadi aç bakalım ruhsatın olmadan bir işletme, hadi kapalı alanlarda iç bakalım sigara ya da ehliyetin-ruhsatın-plaka olmadan çık bakalım trafiğe, kimliksiz çık bakalım dışarıya, kaçakçılık adında yap bakalım faaliyet, vergi verme hadi. Vallahi gözünün yaşına bakmadan cezası neyse kesilir iş yerleri mühürlenir, araçlar otoparka çekilir ve bağlanır.

Peki, Doğuda-Güneydoğuda devlet bu kadar otoritesini sağlayabilmiş midir? Kocaman bir hayır.. Burada halk aşırı şımartılmış. İnsanların işini halletmeyince ya Kaymakama gidiyor, ya da (Ben PKK’lıyım, seni vururum) diye tehdit ediliyoruz. Can ve mal güvenliğimiz sıfır. Kimse vergi vermiyor, elektrik-su vb. faturalar ödenmiyor.

Herkese ayda 150 TL. çocuk parası (ki çocuk başına), çocuk ultrasonda görüldüğü andan itibaren de mama ve bez parası ödeniyor.

Okula giden her çocuğa devlet harçlık veriyor, harçlık gecikince anneler-babalar okulu basıp çocukları okuldan almakla tehdit ediyor.

O çocuklar ne yapıyor peki? Üzerlerinde üniformaları, ellerinde PKK bayrakları ile mitinge gidiyor. Herkese, eksin ya da ekmesin, toprak yardımı yapılıyor (ki zaten kimse ekmiyor ya).

Bu yardımda sadece beyana bakıyorlar. Adam 5’i 50 yazdırabiliyor. Kolunda sıra sıra burma bilezikleriyle sosyal yardımlaşmaya gelip (kocam gurbete gitti evin kirasını ödeyemiyorum) deyip çek yazdırıyor, Kaymakamlık binasından çıkıp köşeyi dönünce kocasına çeki veriyor. Koca da kamu bankasına gidip çeki bozdurup sigarasını sarıp içiyor. Altında Avrupa arabasıyla hastaneye ağababa gibi giriyor bakıyorsun elinde yeşil kart. Uzun lafın kısası; burada para halka su gibi akıyor. Güya neymiş bu devletin Sosyal Devlet göreviymiş, halkına bakmak zorundaymış. Onca iyiliğe karşı ağızlarda tek bir kelime (Faşist Devlet Kürdistan’dan defol).. Bu durumda halk çalışır mı? Tabii çalışmaz. Yan gelip yatıyorlar.. Üzerinde kimlik taşıyan yok( ben T.C’nin kimliğini taşımam) diyor. Araçlarda ne plaka ne muayene var, ehliyetsiz-ruhsatsız cirit atıyorlar. Belediyenin iş yerleri üzerinde denetimi yok. Bürokratlar, askere, polise iş yaptırmıyorlar (Aman durun ceza kesmeyin, işlem yapmayın bunları kazanmak lazım. Şimdi bunlar barış sürecini baltaladığımızı sanır süreci bozan taraf biz olmayalım) diye iş yaptırmaz oldular.. İşi yaptığımız zaman hemen o an siyasilerden ilgili kuruma telefon, şahısla ilgili işlem yapmayın.. Size en basit bir örnek; uzun zamandır üzerinde çalışılan, şehir içinde bulunan minibüs kooperatifinin daha geniş ve konforlu yere taşınması yönünde çalışmalar olmuş ilçe trafik komisyonunun kararıyla şehir içinden minibüsçülerin toplanma ve varış yerlerinin ilçe garajı olarak karar kılınmıştır. Minibüsçüler buna tepki göstermiş uzun direnişlerine rağmen durak mühürlenmiştir. Aradan 2 gün geçtikten sonra siyasi baskı ile durak tekrar açılmıştır; siyasi baskıya boyun eğilmiştir..

Şanlı Türk bayrağına hiç tahammülleri yok; bu aralar moda oldu Diyarbakır’da Türk bayrağı yakmak.

Buralarda hiç durulacak gibi değil. İnsan içinden ve de dışından lanetler okuyor. Zaten yerel halk tarafından ötekileştirilmişiz. Devletimiz tarafından önce bu topraklara sahip çıkılmasını-yaptırım gücünü göstermesini, batıya sert devlet doğuda esnek devlet istemiyoruz.. Taviz tavizi doğurur oldu. Sonra biz memurlara sahip çıkılmasını istiyorum. Önce Vatan. Türk Bayrağının dalgalandığı her yer bize vatan dedik hizmet etmeye geldik.. Biz devlet memurları çok zor şartlar altında buralarda görev yapmaktayız lütfen dualarınızı bizlerden esirgemeyin. Sağlıcakla kalınız”

Daha, üstüne yorum yapmaya gerek var mı?..

Ahmet TAKAN, 12 Eylül 2014
ahttakan@gmail.com
“Efendiler, aziz milletime şunu tavsiye ederim ki, bağrında yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki aslî cevheri çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an feragat etmesin”
Kullanıcı küçük betizi
Balasagun
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 3523
Kayıt: Cum Eki 17, 2008 13:18


Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x