Prof. Dr. Yalçın Küçük: Hukuk Bitmiştir

Genel & Güncel Konular

Prof. Dr. Yalçın Küçük: Hukuk Bitmiştir

İletigönderen MansurSah » Cum Oca 23, 2009 17:09

[img]http://www.haberturk.com/2009/01/23/resim/hukukbitttiii.jpg[/img]

Prof. Dr. Yalçın Küçük: Hukuk Bitmiştir

Ergenekon'un 10. dalgasında tutuklanan ve 10 gün cezaevinde yatan Prof. Dr. Yalçın Küçük, "Emniyet bilgi açısından olağanüstü zayıftı. Savcılarımızın hukuk bilgisi yoktu, hukukla ilgisi de yoktu." dedi.

Yalçın Küçük Ajans HABERTÜRK Muhabiri Sedef Şenkal Demir'e konuştu.


Küçük, kendisi hakkında 7 aydır düzenli bir kampanya yapıldığını belirterek, "Senaryonun kuvvetlendirilmesi için benim, Mustafa Özbek'in ve Kıvrıkoğlu'nun alınması gerekiyordu. Yeni senaryo çok açık oldu. İddia dış politikaya kaydı. Yeni bir darbe modeli oldu" dedi

Ergenekon'un 10. dalgasında tutuklandı, 10 gün cezaevinde yattı. Çıktığında mutluydu. Çünkü o böyle bir davanın dışında kalmak istemiyordu, hatta bu davanın sanığı olmaktan gurur duyduğunu söylüyordu.


İşte Yalçın Küçük ile Ajans Habertürk'ten Sedef Şenkal Demir'in yaptığı röportaj:


Ajans Habertürk: Uzun zamandır gelişmeleri izliyorsunuz? Hiç Ergenekon'dan gözaltına alınacağınız aklınıza geldi mi?

Yalçık Küçük: Ergenekon'dan gözaltına alınmak hiç aklımdan çıkmıyordu ki. 7 aydır düzenli bir kampanya vardı ATV, Kanal 7 ve STV'de. Şamil Tayar ve Nazlı Ilıcak'ın yazılarıyla da pekiştiriliyordu. Senaryoyu kuvvetlendirmek için benim, Mustafa Özbek'in eski genelkurmay başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun alınması gerekiyordu. Onlara göne Kıvrıkoğlu 1 numara.

Ajans Habertürk: Neden siz? Sizi neden gözaltına aldılar. Suçlama neydi?

Yalçın Küçük: Bir kere bana örgüt üyeliği suçlaması yapılmadı. Bana yazılarım araştırmalarım soruldu. Şamil Tayyar'ın ve Nazlı Ilıcak'ın benimle ilgili eleştirileri soruldu. Ama yordum onları. En uzun ifadeyi Doğu Perinçek vermişti. Ben onu geçtim. Tam 20 saat ifade verdim emniyette. 7 Ocak'ta yepyeni bir senaryo açıklandı. Yeni senaryo çok açıt oldu. İddia dış politikaya kaydı. Yeni bir darbe modeli oturtuldu. Ergenekon = Türk Ordusu. Yalçın Küçük hem ordu, hem Kürtler üzerinde etkilidir aradaki bağlantıdır. O nedenle alındım. Ordunun şu anda en fazla aktif aleti PKK, zaten PKK'yı ordu kurdurdu deniliyor. Ama ben ne buna ne de PKK'yı MİT'in kullandığına hiç inanmıyorum.

Ajans Habertürk: Peki operasyonu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Yalçın Küçük: Ergenekon'un bir hukuki bir istatistiki durumu var. İstatistiksel durumda hep Abdullah Gül, Tayip Erdoğan ve AKP'ye karşı olanlar gözaltına alınıyor, tutuklanıyor. Ergenekon'da en güzel insanları depoya koyuyorlar.

Kimler gözaltına alınıyor? PKK ile savaşmış, Apo'yu getirmiş, sorgulamış askerler. Kürtler'e şunu mu söylemek istiyorsunuz: "Ey Kürtler, sizinle mücadele edenlerin hepsini hapse atıyoruz. Bu kahramanların hepsinin madalyası var. Bunu seçim yatırımı olarak kabul edemezsiniz" Yakında ne diyecekler biliyor musunuz: "Türk ordusunda bazı paşalar, PKK'ya karşı savaşmış kahraman subaylarını yine kendi subayları tarafından vurduruyorlar"

Türk devleti kendi dibini oyuyor. Tuncer Kılınç'da, Hüseyin Kıvrıkoğlu'da "Ordudan intikam alıyorlar" dedi. Bir numara açıklandı artık. Hüseyin Kıvrıkoğlu.

Ajans Habertürk: Peki gerek emniyette gerek savcılıkta sizi sorgulayan kişileri bilgi olarak yeterli buldunuz mu? Soruşturmayla ilgili yeterli bilgileri var mıydı? Size somut bir suçlamada bulundular mı?

Yalçın Küçük: Hem savcılıkta, hem mahkemedeki izlenimim "Hukuk bitmiştir" Emniyet olağanüstü bilgi açısından zayıftı. Savcılarımızın hukuk bilgisi yoktu, hukukla ilgisi de yoktu. Bana bir tek "FABRİKATÖR" belgesinde ismim olduğunu söylediler. Bu belgede fikirsel olarak faydalanılacak kişiler arasında benim ismim de varmış. Ben de dedim ki, "Bana sormuşlar mı benim ismimi buraya yazmak için" o kadar.

Ajans Habertürk: Peki nezarethanede neler yaşadınız?

Yalçın Küçük: Nezarethaneler kötü yerlerdir. Tuvalete gitmek için izin istersin sabahları kuru ekmek yersin. Ben kıdemli sanığım, kıdemli yargılananım. Engin Aydın kelepçe takıldığında ağladı teselli etim. Kemal Gürüz parmak izi alındıktan sonra geldi bana sarıldı. Ben 1956'dan beri bunları yaşadığım için onlara moral verdim. Bana emniyette hep Yalçın Bey, Hocam diye hitap etiler. Ama Kemal Gürüz'e "Kemal!" diye bağırdılar. Üzüldüm. Zaten Kemal Bey korktu ABD'ye sığındı. 1945'de deTürkiye korkup ABD'ye sığınmıştı.

Ajans Habertürk: Bu operasyonda gözaltına alınıp tutuklanmak sizi üzdü mü?

Yalçın Küçük: Hayır. Zaten böyle bir davada benim olmam gerekiyordu. Ben artık Ergenekon sanığı olmaktan gurur duyuyorum. Sadece Metris'ten çıkarılırken dedim ki "Bana Amerikan kelepçesi takmayın. O kelepçe alçaktır kalleştir dedim. Gerçekten de kıpırdadığında iyice sıkar ve bileğinde kan bırakmaz. Ama ellerinde başka yokmuş. Onu taktılar. Asker kelepçeyi takarken özür diledi benden.

Ajans Habertürk: Peki Silivri'de kimlerle kaldınız. Orada neler yaşadınız?

Yalçın Küçük: Silivri'de ortam çok iyi. Herkes tığ gibi. Tolon Paşa zayıflamış, Veli Paşa gençleşmiş. Emin Gürses ve Ümit Sayın'la koğuş arkadaşı oldum. Emin müstehcen muhabbetleriyle beni çok güldürdü. Ben cezaevine girmek istemem ama burada bir cumhuriyet savaşı var ve ben dışında olamam zaten ortasındayım. Türk ordusu da "Bu davanın sonuna kadar gidilsin" diyor. Ergenekon'da tutuklanan askerlerin hepsi PKK'ya karşı savaş vermiş kahramanlar. O zaman siz Barzani ile işbirliği yapıyorsunuz derim ben.



Kaynak: Habertürk
Fatih "Mansur Şah" Özaydın

Hem Cemaat hem Cumhuriyet olunmaz,
Ters mıknatıslanma yapar!!!
Kullanıcı küçük betizi
MansurSah
Bilim Adamı
Bilim Adamı
 
İletiler: 611
Kayıt: Cum Ara 07, 2007 18:04
Konum: Osaka, JP

İletigönderen MansurSah » Cum Oca 23, 2009 17:18

Biraz şöyledir, bilmem böyledir, çok sert eleştirdiğim noktaları da vardır belki ama, ben bu adamı seviyorum!

Bu yaşında, şu azme bakın; "yordum onları" diyor, gencecik polisleri savcıları yani. 20 saat ifade vermiş olmakla, arkadaşı Doğu Perinçek'i geçtiğini söylüyor; bu resmen, zalime karşı bir cesaret ve özgüven beyannamesidir.

Bir de, adının bir listede olması kendine sorulduğunda, "efendim şöyledir böyledir, benim haberim yok, ben bunları tanımıyorum, bilmiyorum" tarzı çelimsiz ve zavallı savunmalar yapmak yerine, -Ben de dedim ki, "Bana sormuşlar mı benim ismimi buraya yazmak için" o kadar! - diyerek (çok afedersiniz ama deyim cuk diye oturuyor), soruyu soranları g..t etmiştir, bunu da göğsünü gere gere, cümleyi " .. o kadar" diye bitirerek belirtiyor.
Fatih "Mansur Şah" Özaydın

Hem Cemaat hem Cumhuriyet olunmaz,
Ters mıknatıslanma yapar!!!
Kullanıcı küçük betizi
MansurSah
Bilim Adamı
Bilim Adamı
 
İletiler: 611
Kayıt: Cum Ara 07, 2007 18:04
Konum: Osaka, JP

Re: Prof. Dr. Yalçın Küçük: Hukuk Bitmiştir

İletigönderen Türk-Kan » Cum Oca 23, 2009 17:32

Yalçın Küçük yazdı:Ama yordum onları. En uzun ifadeyi Doğu Perinçek vermişti. Ben onu geçtim. Tam 20 saat ifade verdim emniyette.


Beklentimiz bu yöndeydi zaten sayin Kücük :lol:

Gecenlerde Hincal Uluc yazmisti:


Yalçın Küçük'ü tutuklamışlar. Yani Ergenekon Davasının içine girdi ve bu dava hapı yuttu.

Ergenekon artık bitmez..


Zaten iddianame 2500 sayfa.. 450 kilo da klasörü var. Asıl ek iddianameler de bundan sonra..

Şimdi bu bitmez tükenmez iddianamenin karşısına bir de Yalçın Küçük savunması konacak.

Mahkeme heyeti "İllallah" demezse, ben Yalçın'ı tanımıyorum..

Mekteb-i Mülkiye'ye girdiğimizde Yalçın üçüncü sınıftaydı ve okulda o zamana dek egemen olan sağcılara karşı yönetimi ele geçirmek üzere kurulan bizim solcu gurubun lideriydi.

Yanlış anlamayın.. Sağcısı, solcusu can ciğer arkadaşlardık. O zamanlar öyle düşmanlık, kavga, silah, milah yoktu. Kongre biter, karşı kahveye gider, beraber briç oynardık, öylesi..

Şimdi bizim lider, harika konuşan Yalçın Küçük.. Başkan adayımız da Yılmaz Karakoyunlu .. O da şimdi yazar.. Hem kitapları, hem de Yeni Asır'daki köşesiyle..

Sağcıların lideri de sonra ünlü valilerimizden Sadrettin Yedidağ ..

Bu sağcılar, Anadolu'dan gelen ve Mülkiye Yurdunda kalan öğrenciler.. Biz solcular, Ankara'da yaşayan kentli Tüllap..

Kongre açıldı, kongre başkanı seçimi yapıldı, sağcılara fark attık. İki misli falanız. Seçimi kazanacağımız ortaya çıktı..

Ardından Yalçın kürsüye geldi. Bir konuşuyor, olmaz böyle şey.. Ağzından bal damlıyor.. Nasıl güzel, nasıl meraklı, nasıl mizah dolu konuşuyor. Eleştirileri vurmuyor, öldürüyor, ama ayni zamanda stand up şov gibi eğlendiriyor..

Bir saat, iki saat, üç saat.. Yahu bitirdi Yalçın sağcıları teker teker.. Hepsinin ipliğini pazara çıkardı, rezil etti.. Adamlar kalkıp "Kifayeti müzakere" istemiyor, onlar da ses etmeden dinliyorlar Yalçın'ı..

Oyunlarını anladığımızda iş işten geçmişti.

Yalçın bitirip inince oylamaya geçildi ve bir baktık ki, bizim Ankara'da yaşayan hanım evladı tüllap "Geç oldu" diye kalkıp evine gitmiş bile.. Oysa hepsi yurtta kalan sağcıların alayı tüm kadro salonda.. Kongre başkanı seçerken biz iki misli fazlaydık ya.. Yalçın'ın gevezeliği sonunda bizimkiler birer ikişer gidince seçimi Sadrettin kıl payı da olsa kazandı.. Yalçın onları birer birer ele alıp rezil eder ve biz kahkahalar atarken, asıl onlar içlerinden kıs kıs gülerlermiş.. "Son gülen.." diyerek..

Şimdi bu Yalçın, bu Ergenekon'a adı karışan herkesin, ama herkesin, yargıçlar, savcılar, şahitler dahil cemaziyel evvelini bir anlatmaya başlasın, dava en az 10 yıl sürer, ordan da zaman aşımına düşer gider..

Davanın sağlığı açısından Yalçın tez elden serbest bırakılmalı, bana sorarsanız!..
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

İletigönderen maydonos » Cum Oca 23, 2009 17:36

yasa bak enerjiye bak...cok guzel bir yasli ama delikanli..yurdumuzda en cok sevdigim kisiliklerden birisi.oyledir boyledir hic onemli degil..enerji ve zeka kupu...
Resim


Ne MuTLu TüRkÜm DiYeNe
Kullanıcı küçük betizi
maydonos
Üye
Üye
 
İletiler: 1651
Kayıt: Çrş Haz 04, 2008 1:53

"Tuncay Güney aklımıza tecavüz eden adamdır"

İletigönderen Türk-Kan » Cum Oca 23, 2009 21:39

"Tuncay Güney aklımıza tecavüz eden adamdır"

''Ergenekon'' soruşturması kapsamında tutuklanan ve dün akşam serbest bırakılan Prof. Dr. Yalçın Küçük, ''Tuncay Güney, bizim aklımıza tecavüz eden bir adamdır. Hepimizin aklını perişan etmek için getirilmiş bir adamdır'' dedi

Balat'taki evinde basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Küçük, ne emniyette, ne savcılıkta, ne de tutuklayan yargıç önünde, ''Ergenekon''dan suçlandığını söyledi.

''Ben başka konularda suçlanmadım da, benim adımın etrafında, o konularda mırıldanmalar vardı'' diyen Küçük, kendisiyle ilgili savcılıkta ciddi bir suç unsurunun olmadığını ileri sürdü.

Yalçın Küçük, şu görüşleri savundu:

BENİ SAVCILIK DEĞİL EMNİYET TUTUKLADI

''Hem savcılık makamında, hem de beni tutuklayan yargıç önündeki duruma baktığımda, ortada ne savcılık makamını, ne beni tutuklayan hakimi göremiyorsunuz. Sadece emniyet var. Son çözümlemede beni emniyet tutukladı diyebilirim. Bu söylediklerim ise Yargıçlar ve Savcılar Birliğinin (YARSAV) açıklamalarını teyit eden bir noktadır. Bu tutuklanma hukukun bittiğini, yokluğunu anlatır. Ben bunu söyleyebilir miyim? Bunu söyleyebilecek en uygun insanlardan birisiyim. Çünkü hayatım dava edilmekle, yargılanmakla, gözaltına alınmakla, hapishanelere konmakla geçti. Ben 12 Eylül Devlet Güvenlik Mahkemelerinde (DGM) en çok yargılanan adamım. 12 Eylül DGM'lerinde hukuk vardı, ama hukuka uydurmak ihtiyacını duyarlardı. Beni 12 Eylül'de yargılayan DGM'lerde en beğenmediğin savcı veya yargıç, emniyetin yazdıklarını bire bir söylemezlerdi. Her şeye rağmen bir hukukçu varlığı vardı. Burada yoktur.''

Küçük, bir gazetecinin sorusu üzerine, sorgu sırasında kendisini hiçbir şeyin etkilemediğini söyledi.

SABİH KANADOĞLU İLE YEDİĞİM YEMEK SORULDU

Sorgu sırasında kendisinin hiç suçlanmadığını, Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu ile yedikleri yemeklerin sorulduğunu kaydeden Küçük, şu görüşleri ileri sürdü:

''Bir yandan benim Kemalist olmadığımı göstermeye kalktılar, bir yandan da benim Kürtler ile olan politikalarımı getirdiler. Bunları da 'mır mır' ettiler ve beni hiçbir şey rahatsız etmedi. Türkiye devletinde nasıl oluyor bu kadar fütursuzca her konuşmanız dinlenmiş. Ama ben kendimden çok memnunum.

Beni 'Telefonda niye gizli şeyler konuşmuyorsun, niye bu kadar dikkatlisin, nerede konuşuyorsun?' diye azarladılar. Benim telefon kayıtlarımdan biri aramış, bende ona söyledim, 'Sen beni Zekeriya Öz'e mi ihbar ediyorsun. Zaten şu anda beni dinliyor' dedim. O da var kayıtlarda. Sadece bir duman, bir hava yaratmak istiyorlardı. O yarattıkları hava ve duman da benim tutuklanmama yetti. Ancak benim tahliye kararımı veren bir heyettir. Bu heyet 13. heyettir. Çok enteresan. Olağanüstü bir karar. 'Kaçmaz, etmez', onun için değil, bunlara göre 'Böyle bir insan tutuklanamaz' dediler. Ama sonunda ben sanık oldum. Bu da benim onurumdur.

Orada bir şey tartışılmıyor. Orada bir Cumhuriyet savaşı var. Eski ülkücüler, solcuların bir kısmı ve Kemalistler orada Cumhuriyeti savunuyorlar. Ben televizyonda söyledim. Bu dava açıldıktan sonra iddia makamı değişti dedim. Şu anda iyi gidiyorlar.''

''DEVLET BENİ TAKİP ETMEZSE ÜZÜLÜRÜM''

Prof. Dr. Yalçın Küçük, ''Ne kadar zamandır sizi dinliyorlarmış, ne kadar süreçten sizi sorguladılar?'' sorusuna karşılık, şunları söyledi:

''Herkesin kendisine has bir düşüncesi vardır. Ben bir yere çocukluğumdan beri gittiğim zaman bu devlet beni takip etmezse, bu devlet beni ciddiye almıyor diye çok üzülürüm. Ben her şeyimin takip edileceğini bilirim. Çok da yanlış yapmışlar. Galiba Sabih bey, Yargıtay Üyesi Hamdi Yaver Aktan, benim avukatım olan Hasan Fehmi Demir ile bir yemeğimizi takip etmişler. Ama yanlış da işler yapmışlar. Yemeği, protokol işini bir astsubayın yaptığını, otomobillerimizin jandarmalar tarafından korunduğunu söylemişler. Öyle bir şey yok. Bizi hep takip ederler. Benim dinlenen telefonlarımda, İlhan Selçuk'un ki gibi hiçbir özel telefon yoktur. Ama ben 2 senedir bekliyordum bunu çok dikkat ediyordum. Daha önce 7 aydır bu kampanya devam ediyordu. Hiçbir arkadaşımla ciddi olarak şakalaşmıyordum, konuşmuyordum. Çok resmi konuşmalardı. Yazıktır bu memlekete.''

''Soruşturma sonucunda bu işin sonucu nereye varır?'' sorusu üzerine Küçük, şu iddialarda bulundu:

''Benim dışımdaki bir takım gelişmelerle, hedefin orada olduğu bir senaryo olduğu ortaya çıktı. Şimdi şu anda artık herkesin önünde bir senaryo var. Bu iddianame çok açık olarak diyor ki, 'Ergenekon eşittir Türk Ordusudur'.

Tuncay Güney, bizim aklımıza tecavüz eden bir adamdır. Hepimizin aklını perişan etmek için getirilmiş bir adamdır. Söylediklerinin hiç bir tutarlılığı yoktur.''

HURŞİT PAŞAYA CEZAEVİ YAKIŞMAZ

Yalçın Küçük, ceza evindeki kuvvet komutanlarının çok iyi olduklarını belirterek, şöyle konuştu:

''Hurşit paşayı çok iyi buldum. Bir an evvel çıkması lazım. Bir paşaya orası yakışmaz. Ben onları görmekten moral buldum. Benim gitmemden çok hoşlandılar, sanırım tahliye olmama da çok sevindiler. Onları televizyonlarda savunan tek adam olarak beni görüyorlar. Onun için çok moral buldular. Ben onları sanık olarak görmüyorum. Onlar Cumhuriyeti savunuyorlar. Sağdan ülkücülükten gelenler var. Onlar da Türkiye'nin bölündüğünü gördüler. MHP'nin buna duyarlı olmadığını görünce, eleştiriye başladılar. Onlar Susurluk'ta yaptıkları için orada değiller. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin stepnelerine muhalefet ettikleri için oradalar.

ORDUCU SOSYALİSTİM

Avukata gittikten sonra hepsini gördüm. Hepsi benim tutuklanmamı beklemişler, çünkü ben tutuklandığım zaman bu davanın niteliğinin ortaya çıkacağına dair mistik bir inançları varmış. 7 Ocaktan sonraki gelişmeler, davayı bambaşka bir boyuta getirdi. Biz Doğan Avcıoğlu ile birlikte orducu sosyalistleriz. Biz ordu olmadan Türkiye'nin daha ileriye götürülemeyeceğine inananlardanız.''

Prof. Dr. Küçük, çeşitli illerde yapılan kazılarda ortaya çıkan mühimmatla ilgili olarak da, onların ne olduğunun daha bilinmediğini ileri sürerek, ''Ama ordu mühimmatı oraya atmaz. Onlar başka işlerdir. Kim koymuş bilemiyoruz'' dedi.


Kaynak
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

İletigönderen AlpereN » Cum Oca 23, 2009 21:59

Biz Doğan Avcıoğlu ile birlikte orducu sosyalistleriz. Biz ordu olmadan Türkiyenin daha ileriye götürülemeyeceğine inananlardanız.


Yalçın Hocanın en sevdiğim yönüde Doğan Avcıoğlu gibi bir düşünürün yolunda olduğunu söylemesi ve satılmışlara inat Orducu olduğunu her defa dile getirmesidir.Yalçın Hocaya olan saygım biraz daha arttı bu açıklamasıyla...
Kullanıcı küçük betizi
AlpereN
Üye
Üye
 
İletiler: 628
Kayıt: Pzr Nis 22, 2007 22:57

İletigönderen Türk-Kan » Cum Oca 23, 2009 22:01

Ergenekon soruşturma sürecinde Doç. Emin Gürses ile Zekeriya Öz arasında yaşanan çapkınlık polemiği Yalçın Küçük'ün SKYTÜRK'te anlatımı ile gündeme geldi.

Ergenekon'un soruşturma sürecinde Doç. Emin Gürses ile Zekeriya Öz arasında çapkınlık polemiği yaşandığı öne sürüldü. SKYTÜRK'te Gürkan Hacır'ın sunduğu "Gündem Özel" programına konuk olan Yalçın Küçük, Ergenekon tutuklusu olarak Silivri Cezaevinde yaşadıklarını anlattı. Silivri Cezaevinde Doç. Emin Gürses ile bol bol konuşma fırsatı bulduğunu anlatan Yalçın Küçük, Emin Gürses'in kendisine soruşturma savcısı Zekeriya Öz ile arasında geçtiğini belirttiği iki olayı anlattı.

SENİ ARAYAN KADINLARIN HEPSİYLE YATIYOR MUSUN?

Yalçın Küçük'ün anlatımına göre, Doç Emin Gürses savcı Zekeriya Öz tarafından sorgulanırken sıra telefon konuşmalarına gelmiş. Zekeriya Öz, Emin Gürses'i çok sayıda kadın arkadaşının aramasını sorguya konu yapmış.

Zekeriya Öz, Emin Gürses'i İngiltere'de doktora araştırması yaparken çok sayıda kadının aradığını belirterek "Seni arayan kadınların hepsiyle yatıyor musun" şeklinde bir soru yönetmiş.

Emin Gürses'in yanıtı ise "Beni arayan kadınların hepsi arkadaşım. Aynı zamanda saygıdeğer kadınlar. Ancak sizin tanıdığınız öyle kadın varsa gönder bana onları s.... " olduğu Yalçın Küçük tarafından canlı yayında ileri sürüldü. Ancak söyleşinin bu bölümü akşam yayınlanan tekrarında televizyon yöneticileri tarafından genel ahlaka uygun olmadığı için çıkarıldı.

DEMİREL VE KIVRIKOĞLU ALINMAZSA DALGA DEMEM

Emin Gürses'in Ergenekon operasyonlarını ciddiye almadığını söylediği de belirtildi. Yalçın Küçük'ün anlatımına göre Emin Gürses "Ben bu operasyon dalgalarına dalga demem. Süleyman Demirel ve Hüseyin Kıvrıkoğlu alınırsa dalga derim dediğini belirtti.


Kaynak
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

İletigönderen Panzehir » Cmt Oca 24, 2009 8:01

Bu şahsiyete karşı düşüncelerim kendi açımdan teorileştirdiğim bir felsefede hemen hemen kesinleşmiştir. Şahsen benim bu yaşımda fikirlerim sabitlenir vaziyette iken kendisinin zamanında söylemiş olduğu Atatürk aleyhine, bebek katili Apoş lehine olan zırvalıkları, saçmalıkları kendisini olgunlaşmışken belli etmiştir. Kimse o saatten sonra afedersiniz ama bu kadar dönemez...(1) Eee bugün geçmişteki söylemleri yüzünden eleştirdiğimiz, yerin dibine soktuğumuz RTE bile defalarca artık değiştiğini filan zırvalar durur... Ona karşı olan düşüncelerim nasılsa, Küçük'e olan düşüncelerim de sabitlenir vaziyettetir. Benim bu yaşımda düşüncelerim sabitleşiyorken onun malum laflarını söylerken düşüncelerinin, fikirlerinin sabitleşmemesi gibi bir durum benim açımdan söz konusu değildir.

Bana göre; Doğu Perinçek geçmişteki söylemleri ile kendi benliğimde nasıl yargılanıyorsa ve bundan sonra da yargılanacaksa, Erdoğan da o mahkemede yargılanır ve yargılanacak, Küçük de yargılanır ve yargılanacak, Fetullah da yargılanır ve yargılanacak, Gül de yargılanır ve yargılanacak ve bunlar gibileri bundan sonra da yargılanır ve yargılanacak..

Söz ağızdan çıkana kadar insan sözün hakimidir. Söz ağızdan çıktıktan sonra ise söz insanın hakimdir. O zaman neymiş, bin düşünüp bir söyleyeceksin, tükürdüğünü ya-la-ma-ya-cak-sın...

(1) Kardeşim bize dönek adam lâzım değil, ne dediğini bilen adam lâzım! Dönen, elbet başka gün yine döner, çünkü; benliğinde o vardır..

Alayına isyan!..

Gün gelir devran döner
Adımıza türküler söylenir bu şehirde!..
...
Kullanıcı küçük betizi
Panzehir
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi
 
İletiler: 3483
Kayıt: Pzr Şub 18, 2007 20:02

İletigönderen Türk-Kan » Cmt Oca 24, 2009 13:38

.Mehmet. yazdı:STV'de sürekli olarak ETÖ derler

Sürekli STV mi izliyorsun Mehmet? :roll:

Gelelim bazi kavramlara:

Döneklik: Bir fikrin, ideolojinin, takımın ateşli savunucusu iken; maddi, manevi baskı ya da çıkar karşılığı eski görüşüne zıt bir görüşü savunan --> Vikisözlük

Bu kavrama Yalcin Kücük uymamaktadir. Kücük gecmisteki düsüncelerini hicbir zaman inkar etmemis, aksine bugün fetullahci medyanin carsaf carsaf yayinladigi görüntüleri kendi kitaplarinda yayinlamistir.

Yalçın Küçük, çözüm istiyordu; tüm riskleri göze alarak, Bekaa’ya gitti ve Öcalan’la görüştü. Bu görüşmelerin fotoğrafları sır olmadığı gibi, içeriği de sır değildir. Tarikat medyasının ahmakça alıntılarla “teşhir ettiği” Kürtler Üzerine Tezler ve Bir Dikine Ülke kitapları önyargısız okunduğunda, bu rahatlıkla görülebilir.

Bugün Yalçın Küçük’ün yurtsever ya da millici çizgi izlemesiyle şu daha da netleşiyor: Öcalan’la görüşmelerinde, yakın hitabetinde, Kürt halkını takdir eden konuşmalarında Yalçın Küçük’ü ilgilendiren tek başına ne Öcalan, ne de PKK’ydı; 1960’lı yıllardan beri Türkiye Kürtleri’ni “uyandırmaya” çalışan bir solcu olarak, her türlü emperyalist planın odağındaki Türkiye Kürtleri’ne kimsenin uzatmadığı eli uzatmaktı.

Türklerle bağı kopartılmak istenen bir halka, büyük devletlerden hürriyet beklememelerini, hürriyetin onlara Türkiye’yle birlikte gelebileceğini göstermekti.

......

90’lı Yıllar: Kürt Siyasetinden Kopuş

Propagandanın tersine, Yalçın Küçük’ün, Kürtlerin siyasetiyle ilişkisi hiç de “istikrarlı”, “önceden kurulmuş,” ya da “organik” olmadı. Nitekim 90’lı yılların ikinci yarısında, Yalçın Küçük yurtdışında Kürt hareketinin kadrolarıyla bağlarını koparmaktan da çekinmedi. Bu yeni dönemin manifestosu niteliğindeki makalelerinden biri de “Kemalist Kürtler” oluyordu.

Yalçın Küçük, Sicil kitabında da yer alan bu makalesinde, başta Özgür Politika gazetesi olmak üzere, Sürgünde Kürt Parlamentosu gibi oluşumlarda yer alan, kariyerist ve bu nedenle de her türlü emperyal teklife hazır olduklarını düşündüğü Kürt yazarlarla arasına net bir çizgi çekti.

Şimdi Kürtlerin bölücü kanadı olan Barzaniciliğe yakın Yaşar Kaya ile Bucak aşireti mensubu Serhat Bucak gibi Kürt yazarlar, Yalçın Küçük’e hakaretnameler kaleme aldılar.

Yalçın Küçük’ün Avrupa’daki Kürt kadrolarıyla tartışmaları, yer yer Öcalan’la tartışmaya kadar da varıyordu. Öcalan’ın 1999 yılında bir MOSSAD-CIA operasyonuyla Türkiye’ye teslim edildiği dönemdir; Yalçın Küçük, hapiste olduğu Haymana’da kendi not defterine, Öcalan hakkında şunları yazıyordu:

“PKK materyalist bakamadığı için bu hale geldi. Bilimsel bakamadı. Sınıfsal bakamadı. Emperyalizmi göremedi. Avrupa’daki ‘diplomatik’ ilişkilere çok önem verdi. Fazla önem verdi (...) Çok uyardım, Kürtlerimizi çok uyardım.”

Bu tarihçe gösteriyor; yukarıdaki açıklamalarımızla tutarlı biçimde, Türkiye Kürtleri üzerindeki emperyalist planların yoğunlaştığı ve Kürtler’den bir ölçüde karşılık bulduğu zaman, onlarla arasına mesafe koymaktan geri durmadı.


Yukaridaki yaziyi ekleme sebebim, KÜCÜK'ün bir sosyalist olarak hep ayni cizgide kaldigini göstermek icindir. Döneklik söz konusu degildir.

Bir de sabit fikirlilik vardir: Allah korusun, vahim bir durumdur. Yirmili yaslarin baslangicinda "fikirlerim sabitlenir" tabirini, su anki ruh haline bagliyorum. Bir düsünsene, bu herkes icin gecerli olsaydi insanoglu bugün bir arpa boyu yok katedemezdi. Insan yillar icinde gelisir, bilgilenir, hatalarindan ögrenir. 20'sinde ne düsünüyorsa 70'inde de ayni düsünceye sahip olma öngörüsü beni korkutur.

Döneklik ile sabit fikirlilik ayni derecede felakettir benim gözümde.




Bu tartismayi devam ettirmek isteyen arkadaslar icin iki ayri baslik mevcuttur. Arzu edenler oradaki yorumlari okuduktan sonra kendi görüslerini yazabilir, yeri burasi degildir:

:arrow: http://www.guncelmeydan.com/forum/yalcin-kucukten-ataturke-agir-sozler-vt15761.html

:arrow: http://www.guncelmeydan.com/forum/yalcin-kucuk-ve-dogu-perincekin-misyonu-ne-vt8605.html




Bu basligin konusu, Ergenekon tertibi ve KÜCÜK'ün gözalti süreci üzerine aciklamalaridir.
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

İletigönderen maydonos » Cmt Oca 24, 2009 17:27

hoca kendisine verilen gorevi her zaman vatani icin elinden geldigince yerine getirmis bir vatanseverdir..mehmet, eger hain yaratmak istiyorsan yanlis yere toslamissin..yalcin hocaya laf soyleyerek enerjini harcayacagina git bu enerjiyi asil hainler icin harcamani oneririm..kolay gelsin...
Resim


Ne MuTLu TüRkÜm DiYeNe
Kullanıcı küçük betizi
maydonos
Üye
Üye
 
İletiler: 1651
Kayıt: Çrş Haz 04, 2008 1:53

İletigönderen Panzehir » Cmt Oca 24, 2009 18:59

Abla benim ne demek istediğimi anlayabileceğini düşündüğüm için tekrar tekrar yazma gereği hissetmiyorum. O zaman RTE de durmadan değiştiğini söylüyor ona da mı "Afferim, helal, işte budur..." gibi kavramlarla sesleneyim? Neyse, bir adam 7'sinde ne ise 70'inde de odur. Hâl ve hareketler zamanla düşünceyi çevreler. Bana göre Yalçın Küçük samimi gelmiyor, düşüncemin özeti bu aslında. Zaten bunun dışında kişi hakkında başka yerde yorum yazmam, isterseniz silebilirsiniz. Siz bilirsiniz.

Ayrıca; sürekli STV izlediğimi söylemedim. "Sürekli olarak orada ETÖ diye bahsederler şahsiyetsizler." dedim. :) Ablam, kopyalarken yazımın tamamını kopyalasaydın sevinirdim.

maydonos, ben vatan haini demedim. Siz zırt pırt birilerine vatanhaini damgası vurabiliyorsanız eğer bu kelimeyi ağrına gidecek olan birisi karşısında sakın söylemeyiniz.

Size de kolay gele.

Gün gelir devran döner
Adımıza türküler söylenir bu şehirde!..
...
Kullanıcı küçük betizi
Panzehir
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi
 
İletiler: 3483
Kayıt: Pzr Şub 18, 2007 20:02

İletigönderen Türk-Kan » Cmt Oca 24, 2009 19:20

.Mehmet., "sahsiyetsizler" kelimesini alintilayip alintilamamamin bir önemi yoktu. Beni rahatsiz eden "sürekli" sözcügü idi. Bunu söyleyebilmek icin "sürekli" izlemek gerekmiyor mu?

Konuyu burada bitimek babinda son bir ekleme:

Sanirim dönekligin ne demek oldugunu tam anlatamadim. Bir örnekle aciklamaya calisayim:

(Yıl 1993) Recep Tayyip Erdoğan: “İsrail, zihniyet itibariyle insan denilen mükemmel varlığı, varlık sebebi dışında tanımlayan emperyalist, şovenist bir anlayışın ifadesidir. Türkiye'nin İsrail'i tanıması tarihimiz açısından ciddi bir talihsizliktir. Bizim tarihimize sürülmüş bir kara lekedir... Ortadoğu'daki kanser mikrobu olan bu zihniyeti sulamak, beslemek kadar büyük bir zulüm olamaz... İsrail'i devlet olarak tanımıyorum."

(Yıl 2004): Kısa adı AJC olan Amerikan Yahudi Kongresi, 2004 yılı Ocak ayında New York'taki HSBC binasında düzenlenen törenle Başbakan Tayyip Erdoğan'a 'Cesaret Ödülü' verir. Recep Tayyip Erdoğan: "Türkiye ile İsrail arasındaki dostluk, anlayış ve güven temelindeki ilişkiler daha da geliştirilebilir. Ortadoğu'da salt askeri güç kullanımıyla çözüm bulunamaz. Türkiye üzerine düşeni yapmaya hazır."

Döneklik budur. Aciklamak istedigim de budur!
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

İletigönderen avrasya » Pzr Oca 25, 2009 0:11

Yalçın Hoca , 9 günlük, emniyet ve ardından Silivri macerasıyla epey anekdot biriktirmiş..
kendisini erken bıraktılar , muhabbet iyiydi diye kesin kızmıştır..

Serbest bırakılanların bazıları ( Balbay, Sinan Aygün vb.)dut yemiş bülbül gibi susarken, Yalçın hoca daha dışarı çıkmadan başlamıştı konuşmaya, emniyetten mahkemeye getirilirken falan .. :lol:

Dün serbest bırakılan Vedat Yenerer, Muzaffer Karabulut da güzel konuştular ..

Yalçın hocanın dediği gibi içerdekilerin morali iyi , dimdik, dışardakiler de öyle olmalı...

"En uzun ifadeyi (20 saat) ben" verdim demiş..

Savcı nın saçı başı olsaydı, kesin yolmuştu :twisted:

Emin Hoca da tam lafını yerine koymuş ..

Böyle soruya böyle cevap yani :twisted:
Kullanıcı küçük betizi
avrasya
Üye
Üye
 
İletiler: 279
Kayıt: Prş Oca 15, 2009 23:08

İletigönderen maydonos » Pzr Oca 25, 2009 1:51

bende sana vatan haini dedin dememedim..lutfen dikkatli okur musunuz?
Resim


Ne MuTLu TüRkÜm DiYeNe
Kullanıcı küçük betizi
maydonos
Üye
Üye
 
İletiler: 1651
Kayıt: Çrş Haz 04, 2008 1:53

İletigönderen avrasya » Pzr Oca 25, 2009 14:42

Yalçın Küçük, ''Tuncay Güney, bizim aklımıza tecavüz eden bir adamdır. Hepimizin aklını perişan etmek için getirilmiş bir adamdır'' demiş..

Şu hale bakın , Milletin aklına tecavüz eden adam üstelik Gay yani Türkçe tabirle İbne ..Gay olduğunu çıktığı tv. programlarında bizzat kendisi açıkça ifade ediyor..

Kimileri de, Bu ibneye meczup- deli diyor ..

Bu Adam meczup ve deliyse, ifadeleriyle onca insanın hapise tıkılması yargılanması ne oluyor?

Ergenekon Tertibinin düzenleyicisi ABD , Türkiyeyi bir İbneye mi iğfal ettirecek ?

Tertipçi ABD ve emirberleri uygulayıcılarına , Hadi ordan ! derim..

ABD bu pisliğini, Aklı selime, sağduyuya bulaştıramayacaktır..

İbne Delinin söylediklerine ahmaklardan başka kimse inanmaz..
Kullanıcı küçük betizi
avrasya
Üye
Üye
 
İletiler: 279
Kayıt: Prş Oca 15, 2009 23:08


Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 2 konuk

cron

x