Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu görevinden alındı

Genel & Güncel Konular

Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu görevinden alındı

İletigönderen Türk-Kan » Çrş Tem 23, 2008 9:12

TTK Başkanı Halaçoğlu görevinden alındı

Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanlığı, Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu görevinden alındı.


Bazı bakanlıklardaki atamalara ilişkin kararlar, Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlandı.

Kararlarda, Halaçoğlu'nun neden görevden alındığına dair bilgi yer almadı.

Yusuf Halaçoğlu, kararı tatilde bulunduğu Bodrum'da öğrendi. CNN TÜRK'e konuşan Halaçoğlu, "Umurumda değil, sırtımda yüktü..." dedi.

Halaçoğlu, Gazi Üniversitesi'ndeki görevine devam edeceğini söyledi.

Atamalar çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Yönetim Kurulu Üyeliği'ne Bakanlık Temsilcisi Sinan Özkan atandı.

Mülkiye Başmüfettişliği'ne de Sanayi ve Ticaret Bakanlığı uzmanı Atilla Şahin getirildi.

Tartışmalı sözleri

Halaçoğlu ismi, geçtiğimiz yıl Kayseri'deki bir sempozyumda yaptığı konuşmayla gündeme gelmişti.

Halaçoğlu'nun söylediği belirtilen "Pek çok Kürt dediğimiz insan aslında Türkmen asıllıdır. Bugün Kürt olarak bilinen hatta hatta Alevi Kürt olarak bilinen insanlar maalesef Ermeni'den dönmedir" sözleri tartışma yaratmış, TTK Başkanı sözlerinin yanlış anlaşıldığını söylemişti.

Halaçoğlu, "(Bugün kendisini Kürt Alevi olarak bilenler Ermenidir) demedim. Öyle birşey de yok. Herkes kendine göre yorum yapıyor. 'Tehcirden kurtulmak için kendilerini Kürt ve Alevi olarak gösteren Ermeniler var' dedim. 'Olan' başka şey, 'gösterilen' başka şey" demişti.

Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı, bu konuşmayla ilgili inceleme başlatmıştı.



Kaynak





Ergenekon denilen sorusturmanin 8. dalgasinda da Sayin Halacoglu'nu alirlar artik.


Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

İletigönderen Çetin Taş » Çrş Tem 23, 2008 11:25

Bana göre TÜRK milleti üzerinde yapılan baskı ve yıldırma ve bir yerde SOY KIRIM çalışmalarının yeni bir halkası TTK başkanının görevden alınması.
Tam da Ermeni yetkililerle bizim dışişleri bakanı ve cumhurbaşkanının emri vaki ile görüşmeleri ertesinde.
Ve de yıllardır AB ve ABD'den gelen örtülü ve örtüsüz ERMENİ SOYKIRIMI'nı tanıyın çağrıları yine yüksek seslerle söylenirken.

Şerefsizlik her zaman yapanın yüzüne yapışır kalır.
Önemli olan ne zaman yapışacağıdır.
Şüphe yok ki ER ya da GEÇ yapışır.
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02

İletigönderen Gilda » Çrş Tem 23, 2008 12:06

Siyasetin disindaki kurumlarin passifize edilerek yokedilmesi kurumlararasi cökertmelerin, dagitilmalarin da bir parcasi.Özellikle Atatürkle ilgili olmasi da olayi daha ilginc bir boyuta tasiyor tabii.
Simdi bu konuya örümcek kafalilar ne cigliklar atiyordur.
yalakalar cok oldukca aydinlik tabiki los isikta nazli kiz gibi olur....
Kullanıcı küçük betizi
Gilda
Üye
Üye
 
İletiler: 1078
Kayıt: Pzt Mar 12, 2007 12:58
Konum: kendimden...

İletigönderen Ram » Çrş Tem 23, 2008 15:09

Memleketi yiye yiye bitirdi vatan hainleri. Sonra kurumlara, daha sonra da kişileri bitirdiler. Bitiremedikleri yerde çeteye dahil ettiler. Etmediklerini de görevden alıyorlar. Yazık... Umarım hesap vaktini, bunların hainliklerinden nasiplenmiş herkes görür. Kuddusi OKKIR rahmet istedi...
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

İletigönderen Çetin Taş » Çrş Tem 23, 2008 18:06

Ram.Cumartesiden beri her akşam içmeye başladım.Hayatımın hiçbir döneminde 5 gün üstüste içmedim.Alkolik olmaktan korkmuyorum ama memleketin şerefsizlerin eline geçmesinden hiç bu kadar korkmamıştım.
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02

Kırmızı çizgilerden bir tanesini daha morardı...

İletigönderen borabey » Cmt Tem 26, 2008 10:10

SÖZÜMÜZ
ANLAYANA VE ANLAMAK İSTEYENLERE !...
HAİNLERE
BİR SÖZÜMÜZ YOK
SORACAĞIMIZ HESAP VAR !...

***********************************

RESMİ TEZ ÖKSÜZ KALDI (LALE ŞIVGIN)
25 Temmuz 2008, Kaynak : Tercüman

Kıbrıs öksüz bırakılmıştı şimdi de Ermeni meselesi öksüz kaldı. Türkiye'nin resmi politikasını savunan, resmi tezlerimize sahip çıkanların bir bir tasfiye edildiği bir süreçten geçiyoruz. "Resmi tez" lafını duyduğunda tüyleri diken diken olanları görebiliyorum. İçinde "resmi" ve "milli" geçen her cümle karşısında alerjik reaksiyon gösterip kaşınmaya başlayanları da...

En çok kim sevindi?
Tarih Kurumu Başkanı Yusuf Halaçoğlu'nun görevden alınması birilerinin kaşıntısını azaltmış görünüyor. Halaçoğlu'nun görevden alınmasını en çok kimler istiyordu ve bu işe en çok kimler sevindi sorularına verilecek yanıtlar, sürecin hangi amaca hizmet ettiğini anlamamız için yeterli olacaktır. Öyleyse hatırlayalım sözde Ermeni soykırımı iddiaları karşısında çok hayati bir mücadele veren Halaçoğlu'ndan kimler rahatsızdı?

İşin içinde bir iş var
Agos Gazetesi başta olmak üzere Ermeni soykırımı tezini savunanlar ve DTP'nin başını çektiği bölücü gruplar her fırsatta Halaçoğlu'nu istifaya davet ediyor ve eleştiriyordu. Halaçoğlu elbette eleştirilmez bir insan değildir. Elbette onun da her insan gibi eleştirilecek yanları bulunabilir. Ama görevden almanın zamanlamasına baktığımızda işin içinde bir iş olduğu izlenimi doğuyor.

Nihai amaçları 2015
Çalışmalarını 2015 yılı için hızlandıran Ermeni lobisinin bu işte parmağı olması yüksek ihtimal gibi görünüyor. 2015'i sözde soykırımın 100. yılı ilan eden ve bu tarih için şimdiden yoğun bir kampanya yürüten Ermeni lobisi, o tarihte soykırım iddialarını tanıtma, tazminat ve toprak talebini içeren 3T olarak adlandırılan nihai amacına ulaşmayı planlıyor. Bunun için de önündeki engelleri bir bir temizlemesi gerekiyor.

Ermeniler’e jest
Türkiye ile Ermenistan'ın gizli görüşmelerinin basına yansıdığı bir süreçte Tarih Kurumu gibi stratejik bir kurumun başındaki ismin görevden alınmasının, "Türkiye'deki iktidarın Ermenistan'a ve Ermeni tezlerini savunanlara bir jesti" şeklinde algılanması şaşırtıcı değil. Ancak bu hamle, stratejik olarak Türkiye'yi çok zor bir durumda bırakacak. Çünkü Ermeni tezlerini savunan Avrupa medyası, olayı; "Soykırımı inkar eden tarih kurumu başkanı görevden alındı" ifadeleriyle duyuruyor. Bu ifadeler Türk hükümetinin kendi resmi tezinin karşısında olduğu izlenimi doğuruyor ve soykırım iddialarını savunanların elini güçlendiriyor.

Kırmızı çizgiler deliniyor
Lozan'ın yıldönümünde kırmızı çizgiler deliniyor, resmi tezlerimiz öksüz kalıyor. Resmi tezi savunanlar tasfiye ediliyor. Üstüne üstlük Türkiye ile sınırını tanımayan, Cumhurbaşkanlığı Forsu'nda Ağrı Dağı'nı resmeden, anayasasında vilayetlerimizden bahseden Ermenistan'la iyi ilişkiler kurmamız bekleniyor!

************************

KALEMİNE, YÜREĞİNE SAĞLIK ......
Kullanıcı küçük betizi
borabey
Üye
Üye
 
İletiler: 333
Kayıt: Çrş Haz 25, 2008 14:06

BAŞKA BİR BAKIŞ AÇISI

İletigönderen borabey » Cmt Tem 26, 2008 11:11

HEPİMİZ YUSUF HALAÇOĞLU'YUZ...CULAR NEREDE? !........


****************************


24 Temmuz 2008


Nedret Ersanel
nedretersanal@superonline.com

Cumhurbaşkanı, Yusuf Halacoğlu’nu Ermenistan maçına götürür mü?


Türk Tarih Kurumu Başkanı’nın görevden alınmasını veya daha doğru deyişle 15 yıllık görev süresinin bir daha uzatılmamasını, Halacoğlu’nun özellikle sözde Ermeni soykırımı üzerinden yaptığı açıklamalara bağlayan yorumlar birinci günden başlamış bulunuyor…

Muhakkak doğruluk payı olmalı…

Ama tek başına bunu saymak yanlış, en azından eksik olur…

Türkiye ile Ermanistan arasındaki yakınlaşma, gizli görüşmeler, dış etkenlerin bu temasları teşvik eden yaklaşımları, yeni Ermenistan Devlet Başkanı’nın davetkâr sözleri, karşılıklı ziyaret ihtimalleri bir potada hemhal edilmeden, hükümetin bu tasarrufunun anlamını çözebilir miyiz?

Zordur ve akıl yürütme metodolojisine ters düşüyor…

* * *

Bugünkü (24 Temmuz) Hürriyet görevden almayı “8 Temmuz’un ilk adımı” manşet üstü başlığıyla ilk sayfadan görmüş…

8 Temmuz, Ermenistan’la Türkiye arasında İsviçre’de başlatılan gizli görüşmelerin, “yeni açılımın” ilk ayağını tarihliyor.

Demek akla geliyor. Ermenistan’la “yeni açılım” her ne ise Halacoğlu’nun görevden alınması arasında bağ kuruluyor.

Hürriyet’in ihsas ettiği, bağ pekiştirilirken “çatlak ses çıkarması muhtemel” bir üst yetkilinin görevden alınması.

* * *

Esasen bu bakış büyük keşif sayılmaz.

Olayların zamanlaması ve gelişimi bunu söylüyor.

Halacoğlu görevden el çektirildiğinde, Cumhurbaşkanı Gül “Ani Harabeleri”nde bulunuyordu.

Matbuat bu ziyareti “Ani Harabeleri’nde ilk Cumhurbaşkanı” olarak duyurdu.

Hemen aynı zamanlama ile (görevsizleştirmeden 24 saat önce) Dışişleri Bakanı Ali Babacan’ın New York’da verdiği resepsiyona ilk kez Ermenistan’ın BM temsilcisi de katıldı.

Babacan’la el sıkışıp sohbet etti.

Bunlar eş zamanlı olaylar ama süreç yeni değil.

Asıl büyük beklenti, Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan’ın “beraber maç izleme” davetine Cumnurbaşkanı’nın icab edip etmeyeceği.

Bu konuda henüz resmi açıklama yok. Ama iki ülke arasındaki sıcaklık belli düzeye ilerlediğinden davetin kabülü sürpriz olmaz.

* * *

Peki Türkiye ile Ermenistan’ın yakınlaşması, aradaki sorunların çözülmeye çalışılması kötü mü?

Değil ama dediğimiz başka.. Bahsettiğimiz “şekil/üslup”la ilgili.

Ermenistan’la ülkemiz arasında tarihi ve politik sorunların bulunmadığı söylenebilir mi?

Ermeni diasporasının adeta kan davası gibi sürdürdüğü, küresel ölçekli soykırım propagandasını yok sayabilir miyiz?

Ya da kısa vadeli geçmişte Türk diplomatlarının Ermeni terör örgütleri tarafından katledildiği bir vaka değil mi?

Veya Ermenistan’ın, Azerbaycan topraklarının yüzde 20’sini hâla işgal altında tuttuğu yalan mı?

Hayır doğru ve bunu dün Kars’ta bizzat Cumhurbaşkanı, “Ermenistan’la sorunlarımız var” diyerek yeniden teyit etti.

O halde hangi nokdayız?

* * *

Görülüyor ki, iki ülke arasında yeni bir dönem başlatılıyor ve bunun için sadece iki ülke içindeki dinamikler kadar dış etkenler de araya giriyor.

Nasıl giriyor?..

Örneğin merkezi ABD’de bulunan bazı ünlü Yahudi kuruluşları Ankara’ya gelerek, Abdullah Gül, Başbakan Erdoğan, Deniz Baykal, Bakan Babacan ve diğer bazı yetkililerle görüşüyor.

Görüşmelerde Ermeni sorununun çözümü konusunda Türk hükümetine tavsiyelerde bulunuyorlar ve “Ermenistan’la ilişkileri geliştirme konusunda yaratıcı olun ve inisiyatifi ele alın. Birlikte çalışma yolları bulmak olumsuz atmosferi dağıtabilir. Ermeni sorunu iki ülkenin meselesidir. Kongre ve parlamentoların değil” diyorlar.

Türkiye’nin komşusuna yardım etmesi gerektiği ve sınırların açılması da somut istekleri.

* * *

Şimdi Halacoğlu konusuna dönebiliriz…

Halacoğlu’nun görevsizleştirilmesinin Ermeni sorunu üzerine yaptığı konuşmalarıyla rabıtalandıran yorumlardan bahsetmiştim…

Erdal Şafak (Sabah), yazılarının özellikle didaktik boyutuna saygı duyduğum bir yazar. Bir-iki yazımda onun bilgilerinden alıntı yaptığımı da anımsıyorum.

Ancak bugünkü yazısında meseleyi, Halacoğlu’nun görevinden alınmasını, “bilimsel kimliğinin tarafsızlık ve objektiflik niteliklerini yitirmesi”ne bağlamış.

Bilimdir, tartışılmalı. Fakat bu iddia doğru ise dahi, bu gelişmeyi tek başına buna bağlamak bir tür körleşmedir.

Şafak’ın “gördüğünü” biliyorum. Gördüğünü yazmamasını nasıl açıklamak lazım? Geçmişteki bazı “bilgili” yazılarının hürmetine kendisine bırakıyorum, belki açıklar.

* * *

İlginçtir, muhalelefette de bir sessizlik var.

“Muhalefet etsinler” mânasına yazmıyorum. Belki de “doğru bir karar” diyecekler. Ama bir şey demiyorlar.

MHP’den Deniz Bölükbaşı, “Gerekçeyi görmeden bir şey söylemek doğru olmaz” demiş. CHP’li Şükrü Elekdağ da “Detaylı bilgiye sahip değiliz. Bunu öğrenip anladıktan sonra bir şey söyleyebiliriz” diyor.

Belli ki muhalef konuyu “şey”lemiş. Ama “ney”lemiş belli değil.

Her ikisi de diplomatik tecrübeleri ve analitik okumaları yüksek muhalefet üyelerinin “temkini” ne ola?

* * *

Batı’da, Ermenistan’daki seçimlerden sonra yaşanan gelişmelerden bir huzursuzluk var.

Bunu “komşunuza yardım edin” talebinden de anlıyoruz.

Türkiye bu kangrenleşmiş ilişkiyi, “istediklerini alarak, gelecekte yeni tatsızlıkların çıkmasını başından engelleyerek, bölgenin diğer hassasiyetlerini de dikkate alarak kendi lehine çözebilir, sorunu toplekün ortadan kaldırabilir.”

Bu büyük resim. Küçük resim de ise Halacoğlu var.

“Bahsettiğimiz ‘şekil/üslup’la ilgili” demiştik.

İşte bu olaylar ve zamanlama ile Türk Tarih Kurumu Başkanı’nın uzaklaştırılması çakıştı.

Şık olmayan bu.
Kullanıcı küçük betizi
borabey
Üye
Üye
 
İletiler: 333
Kayıt: Çrş Haz 25, 2008 14:06

Hiç birimiz Yusuf Halaçoğlu değiliz !... mi?

İletigönderen borabey » Pzt Tem 28, 2008 17:13

Dğerli Hocamızla ilgili olarak okyanus ötesi yorumlarla sahip çıkılırken
İçeride neden sessiz kalıyor
Milli değerlerimize sahip çıkamıyoruz?



TTK (Türk Tarih Kurumu) OPERASYONU
July 28th, 2008 · No Comments
Mustafa Nevruz SINACI

TTK (Türk Tarih Kurumu) operasyonu 22 Temmuz günü sessiz sedasız icra edildi.

Buna gizlice demek de mümkün. Zira kamuoyu olayı 23 Temmuz günü resmi gazeteyi okuyunca öğrendi. (8217 sayılı RG) Bu sıra Başkan Halacoğlu olup bitenden bihaber tatilde idi. Sadece bazı ‘medar-ı iftihar’ eylem ve işlemleri nedeniyle haklı bir kaygı duyuyordu.

NEDEN?

Öncelikle belirtmek gerekir ki Hoca (1766-2008) 242 yıldır bilinen ve meş’um bir sır olarak asırlardır gizlenen “Aleviler ve Kürtler asalaten Türk’tür. Alevi Kürt’üyüm diyenlerde Ermeni’dirler” tezini açıkladığında bir kısım kripto ve kozalar hop oturup hop kalkmışlardı.

“İnanmayanlar nüfuslarından araştırıp kim olduklarını devlet arşivinden bulabilirler” deyince de krize girenler ve TTK binasına saldıranlar oldu. Saldırganlar ve açıklanan gerçek karşısında paniğe kapılanlar bununla da yetinmeyip, Cumhuriyet Savcılıklarına suç duyuruları verdiler. Aralarında ‘ırkçılık, dincilik, ayrımcılık ve şovenizm’ iddiaları ile dava teşebbüsünde bulunanlar bile oldu. İddia infial yarattı, çok geniş bir kitle alındı, gocundu ve rahatsız oldu.

Demek ki tez doğruydu. Bunun üzerine kurucu Müslüman (Lozan) kesim: “Hocam seni artık oralarda fazla tutmazlar, elindeki bütün bilgi, belge ve listeleri kamuoyuna açıkla” diye bilinçli bir zorlama içine girince malum kesimde panik büyüdü. Ülke içinde koza-kripto, dönme orijinli ne kadar dernek, parti ve sivil toplum kuruluşu varsa Halacoğlu aleyhine işe koyuldular. Olay Ermenistan parlamentosundan bütün diyaspora örgütlerine ve AB localarına kadar sirayet etti. İhanet şebekeleri sonuç alıncaya kadar ellerinden gelen her şeyi yaptılar.

Böylece, son günlerde medyada yer alan ve ‘sıcak ilişki’ kurma amaçlı Ermenistan’la gizli görüşme iddiaları da somut bir teşebbüsle doğrulanmış oldu. Hani, Temmuz ayı başında Ermeniler ısrarla Abdullah Gül’ü maça davet eden mesajlar vermişlerdi ya, şimdi perde arkası aralanmaya başladı. ABD-AB diyasporanın ısrarlı isteği yerine geldi. Ermenilerin korkulu rüyası Türk Tarih Kurumu Başkanı Yusuf Halaçoğlu görevinden alındı. Ermeni yalanlarını bir-bir ortaya çıkaran Halaçoglu’ndan yalnızca Ermeniler değil içerdeki bazı Türk düşmanları da rahatsızdı.

BURAYI BİRAZ AÇALIM

Temmuz’un ilk haftası Kazakistan’da bulunan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Astana’ yı ziyaret eden Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan ile sohbet etti. Bir ara Sarkisyan’ın koluna girdi ve Türkçe bilen Sarkisyan’la sohbet ederek dostluk ve yakınlık gösterisi yaptı!

Astana’nın başkent oluşunun 10′uncu yıldönümü kutlamaları nedeniyle Abdullah Gül, İlham Aliyev ve Sarkisyan’ın kollarına girerek bir süre sohbet ederek yürüdü. Hatırlanacağı üzere Sarkisyan daha önce yaptığı açıklamalarda, Türk-Ermeni ilişkilerinde yeni adımlar atacağını dile getirmişti. (Mayıs-2008) Tam o sıralar Ermenistan’a gayri-resmi bazı ziyaretler ve çeşitli düzeylerde temaslar da yapılmakta; Türkiye de ki Ermeni lobi ve diyasporası ayağa kalkmış ‘tarihi barış ve sıcak ilişkiler’ adına adeta coşmuştu. Amma TTK başkanı gibi iç sorunlar ve bu dalga ile açığa çıkan önemli engeller vardı! Zira;

SOYKIRIM YALANI İSPATLANDI

Halacoğlu kriptolara göre bir bunalım nedeni, kaos ve tıkanma unsuru idi. Çünkü O, 1963’den bu güne sürüp gelen, yalan-iftira ve sahte belgelerle tahkimli, Pamukyan ve benzeri dâhili bedhahlarca (hain Nobel vakfından ödülünü aldı) desteklenen “1915 Ermeni Soykırımı” iddiasının bir yalan, balon ve TTT maksatlı bir “komplo teorisi” olduğunu alenen ispatladı. Ermenistan’a, menfur diyasporanın tarihçi ve bilim adamlarına yalanlarını ve sahte belgelerini tek-tek ispatlayarak meydan okudu ve Viyana tarih kongresine davet etti. Hain ve yalancılar, müfteriler gelmediler. Gelemediler. Bilim yerine iftira, tehdit ve tefrikada direndiler.

Daha geçen hafta Ermeni Cumhurbaşkanı Serj Serkisyan ne dedi? “Elbette Türk malı alacağız. Türkiye ile ticaret de yapacağız. Ama asla milli davamız olan soykırım tezimizden vazgeçmeyeceğiz. Fakat diyasporanın daha da akıllı ve sabırlı (sinsi) olmasını isteriz”

KANAAT:

2002 yılında Ermenistan’da yaşadıkları resmi nüfus sayım kayıtları ile sabit 500 bin (TF, ABD) civarında Türk’ün 2007 itibarıyla nasıl olup da sıfıra indiğinin, ne şekilde buharlaştırılıp yok edildiklerinin sorulması;

Yerinde inceleme yapılarak akıbetlerinin ortaya çıkartılması;

Kara-bağ’da yaşanan dehşet, vahşet-soykırım ve mezalimin tazmin, gasp-tasallut ve işgalin kaldırılması;

Asala cinayetlerinin yargılanması;

Sözde uygar devletlerin büyük utancı, tarihi tahrif, yalan-iftira ve tefrikadan ibaret, hukuki belge, bilgi, ilmi ve ikna edici dayanaktan yoksun, siyaseti gasp (TTT) cebri işgal ve çıkar amaçlı-örgütlü komplo teorisinden ibaret soykırım iddialarını Ermenistan ve taraf kukla ülkeler ve devletlerce geri çekilmesini talep etmek;

Ülkemizi 32 yıldır kana bulayan ve maliyeti 50 bin şehit ve nakit 500 milyar doları bulan terör, tedhiş ve anarşinin Ermenistan odaklı olduğunun açıkça ilan;

Bu ve benzer somut olayların takibi, soruşturulması ve adaletle sonuçlandırılması Türk devlet adamlarının vazgeçilmez görevi ve hükümetlerin Milli politikası olmak gerekirken;

Sırf Ermenistan AB ve diyaspora istiyor bir-kaç kanı bozuk ticaret yapacak-para kazanacak diye bu temel politikalar ve milli tezlerden feragat ederek kırmızı çizgilerimizi (Irak’ın kuzeyi, Kerkük ve Musul vilâyeti ile KKTC’de görüldüğü üzere) paspas yaptırıp alçakça çiğnetmek; Üstüne üstlük bu yolda Türk Tarih Kurumu Başkanı’nı görevden almak bir korkaklık ve kansızlık göstergesidir diye düşünüyorum.

BUNA RAĞMEN!..

ABD-AB himayesinde hareket eden diaspora, lobiler ve Ermenistan’ın asılsız soykırım iddialarına karşı belgeler ve bilim diliyle en büyük ve en cesur tepkilerden birini ortaya koyan TTK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu’nun sinsice görevden alınmasının sebebi budur. O’nun bu şekilde görevden alınmasında katkısı olanları; bu ayıba göz yumanları ve seyirci kalanları esefle kınıyor; Türkiye’nin ve Türk milletinin onuruyla oynayan, ülkemiz aleyhine alenen faaliyet gösteren menfur odakların hizmetinde olmayı şanına yakıştıranları tarih önünde “Türk Milleti ve Türkiye Cumhuriyeti’ne” ihanetle suçluyorum.

Ağyarın arzusu ile vatan evlâtlarını yerinden söküp atmak marifet değil alçaklıktır.

Onursuzluktur. Mutlaka herkes tepkisini göstermeli.

İpler kimin elinde?

Türkiye’yi kim veya kimler yönetiyor?

Onurlu, erdemli ve soylu millî irade nerede?

Bugün böyle ise, yarın nasıl olacak?

Tags: Ermeni İddiaları · Mustafa Nevruz Sınacı
Kullanıcı küçük betizi
borabey
Üye
Üye
 
İletiler: 333
Kayıt: Çrş Haz 25, 2008 14:06

İletigönderen maydonos » Pzt Tem 28, 2008 17:41

turkleri tum kurumlardan ihrac ediyorlar.etsinler yerine koyacaklari osmanli donmelerini gorecegiz.osmanli doneminde yasadigimiz eziyetleri bize yasatacaklar.bu yapilanlari daha onceki gibi odeyecek bu donmeler..isbirligi yapanlarda sonra eski osmanli ali ailesi gibi anlatirlar artik.elimizden gemiciklerimizi aldilar misir ve tavuk ciftliklerimizi aldilar diye...dinleriz 100 yil sonra..yada 1000 yil basimizda boza pisirirler bizde mal mal bakariz simdiki gibi..
Resim


Ne MuTLu TüRkÜm DiYeNe
Kullanıcı küçük betizi
maydonos
Üye
Üye
 
İletiler: 1651
Kayıt: Çrş Haz 04, 2008 1:53

İletigönderen Çetin Taş » Pzt Tem 28, 2008 17:58

maydanos kardeşim.Bugün aniden senin dediğinle alakalı bir şey geldi aklıma.Osmanlı İmparatorluğu'nun çözülmesi ve dağılmasının en önemli nedeni olarak devletin üst kademelerinde Türklerin azalması ve zenginlerin de hep Rum-Ermeni-Musevi olması gösterilir.

Türkiye Cumhuriyeti'nin üst kademeleri incelendiğinde görülüyor ki benzser bir durum söz konusu.Keza sermaye sahibi olan kesimin de ne kadar Türk oldukları ortada.

ATATÜRK ve onun manevi şahsiyeti olmasa neredeyse diyeceğim ki yoksa Türkiye'nin de mi sonu aynı olacak?
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02

İletigönderen maydonos » Pzt Tem 28, 2008 19:05

eger osmanli tarihini dikkatlice okursak ve teknik olarak degerlendirirsek degerli kardesim bumu hepimiz gorebiliriz.maalesef biz turkler cok kolay herseye inaniyoruz .diger milletlerde bunu kullaniyor.bu nedenle tarihi okuyup cok iyi analiz etmeliyiz.osmanli turk mu degil mi? kimler devlet orgutu icinde yer almis.turkleri zamanla nasil asimile etmisler nerelere surmusler.saraya sokulmayan turkler nasil biz osmanliyiz diyor.kurulus asamasini okusak ve anlamaya calissak yeter.selcukludan sonra ne olmus neden bu hale geldik.eser ve sanatimiz dilimizi neden degeistirdiler?bunlar soru soru?
Resim


Ne MuTLu TüRkÜm DiYeNe
Kullanıcı küçük betizi
maydonos
Üye
Üye
 
İletiler: 1651
Kayıt: Çrş Haz 04, 2008 1:53

Hasan Celal Güzel'in kaleminden Yusuf Halaçoğlu portresi....

İletigönderen borabey » Sal Tem 29, 2008 11:37

PROF. DR. YUSUF HALAÇOĞLU (HASAN CELAL GÜZEL)
28 Temmuz 2008, Kaynak : Radikal

Sevgili okuyucular, bu pazar sohbetinde size vatanı uğrunda tek başına mücadele eden bir kahramandan söz edeceğim:

Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu ...

Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, Ermenistan’a şirin görünmek için ne yazık ki Türk Tarih Kurumu (TTK) Başkanlığı görevinden alındı.

Değerli bir ilim adamı

Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, 1949 Kozan doğumludur.

Halaç Türklerinden bir Avşar Türkmen Boyu’nun mensubudur. Ünlü Osmanlı Tarihçisi merhum Prof. Dr. Cengiz Orhonlu’dan feyz almıştır.

Hâlen, Osmanlı Teşkilât Tarihi, Sosyal Tarih, Ulaşım ve Haberleşme Tarihi konularında, dünyadaki sayılı ilim adamlarından biridir. ‘Osmanlı Devlet Teşkilâtı ve Sosyal Yapı’ ve ‘Osmanlılarda Haberleşme ve Ulaşım’ adlı eserleri son derece değerlidir.
Ancak Halaçoğlu Hoca’nın, Aşiret Tarihi ve Ermeni Meselesi konularındaki araştırmaları, önceki çalışmalarından da daha fazla önem kazanmıştır. ‘Osmanlı İmparatorluğunda Aşiretleri İskân Siyaseti’, Anadolu’nun Türkleşmesini gösteren değerli bir eseridir. Prof. Halaçoğlu’nun, hâlen yayına hazır durumda bulunan ve oniki yıl boyunca binlerce arşiv vesikasını inceleyerek yazdığı ‘Osmanlı Tahrir Kayıtlarına Göre Anadolu Yerleşim Tarihi ve Anadolu Aşiretleri’ adlı 6 ciltlik eseri, hiç mübalağa etmeden söyleyelim ki, Türk Tarihi hakkında yapılmış en değerli araştırmadır. Bu eser, daha önce alanındaki tek önemli çalışma olan, üstad Prof. Dr. Faruk Sümer’in ‘Oğuzlar’ adlı kitabından daha kapsamlıdır. Merhum Prof. Sümer’in, sadece birkaç ana aşireti yazmasına karşılık, Prof. Halaçoğlu, 41 bin aşiretin, hangi boya mensup olduğunu, yaylak, kışlak, köy ve mezralarını tek tek çıkarmıştır. Bu eserin yayınlanmasıyla Anadolu’daki mevcudiyetimiz tarihî şekilde belgelere dayanılarak ispat edilmiş olacaktır.

Ahmet Cevdet Paşa’nın ‘Maruzât’ını ve ‘90 Numaralı Mühimme Defteri’ni de yayına hazırlayan Prof. Halaçoğlu’nun son dönemdeki ilmî çalışmalarının en dikkate değer olanları, Ermeni Meselesi konusundaki araştırmaları ve yayınlarıdır.

Diyaspora’nın İftiralarına Karşı Prof. Halaçoğlu

Hepinizin iyi bildiği gibi, Türkiye, Ermeni Diyasporası’nın ve Ermenistan’ın soykırım iddialarına karşı hazırlıksız yakalanmıştır. Dünyanın çeşitli parlamentolarında Türkiye aleyhinde ardı ardına soykırım kararları alınmaya başlanınca, bunların karşısında sadece Türk Tarih Kurumu’ndan Prof. Halaçoğlu ve ekibinin sesi yükselmiştir. Şüphesiz, Türk Hükûmetleri de bu haksız iftiraları kabul etmemiştir.

Ancak, Başbakan, Dışişleri Bakanı ve diğer yetkililer, diyasporanın iftiralarına karşı meydan okuyup arşivleri açmayı ve müşterek araştırma yapmayı teklif edebiliyorlarsa, bu, Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu’nun sayesindedir.
Prof. Halaçoğlu, önce bizzat arşiv belgelerine inerek Ermeni Meselesi konusunda önemli eserler hazırlamıştır. ‘Ermeni Tehciri ve Gerçekler’ (Türkçe, İngilizce ve Almanca olarak yayınlandı), ‘Sürgünden Soykırıma Ermeni İddiaları’ (Türkçe ve İngilizce yayınlandı; Farsça, Arapça ve Almanca çevirileri yayına hazırlandı), ‘Sürgün ve Göç’ isimli eserleri Ermeni Diyasporası’nın ve Ermenistan’ın bütün iddialarını geçersiz hâle getirmiştir.

Prof. Halaçoğlu, TTK’da ‘Ermeni Masası’ kurmuş; başta değerli araştırmacı Prof. Dr. Kemal Çiçek olmak üzere genç ilim adamalarını istihdam ederek, Ermeni Meselesi konusundaki dünyanın en önemli arşivlerine göndermiştir. Böylece TTK bünyesinde, yabancı arşivlerden 100 bin sayfadan fazla belge toplanmıştır.

Prof. Halaçoğlu’nun, ‘20 milyon dolar verelim, Taşnak arşivlerini açın’ teklifi karşısında Ermeniler hiçbir cevap verememişlerdir.

Prof. Halaçoğlu ve ekibinin çalışmaları sonucunda soykırım müfterileri bilimsel toplantılara ve araştırmalara katılma cesaretini gösterememiş ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tezleri güçlendirilmiştir.

Eşsiz bir mücadele adamı

Prof. Halaçoğlu, Atatürk’ün mirası olan İş Bankası gelirlerinin TTK’ya verilmesi konusunda da mücadele etmiş ve başarılı olmuştur. Paranın üstüne oturan CHP’ye karşı 1995’te açtığı dâva 2006’da sonuçlanmış ve TTK araştırmalarının finansmanı mümkün hâle gelmiştir.

Prof. Halaçoğlu’nun 15 yıllık TTK Başkanlığı döneminde, TTK’nın kuruluşundan beri yapılan çalışmalardan daha fazlası gerçekleştirilmiş ve 500 yeni araştırma yayınlanmıştır.

Prof. Halaçoğlu’nun, İsviçre’de bir konferansta sözde soykırım iddialarına karşı çıkması üzerine, İsviçreli bir savcı, hakkında soruşturma başlatmıştır. Ne yazık ki yetkililerimiz buna karşı gereken tepkiyi gösterememişlerdir. Hoca, şimdi İsviçre’ye gidecek olsa sorguya alınacaktır.

Bütün bu mücadeleler karşılığında, Prof. Halaçoğlu TTK Başkanı olarak ne maaş alıyordu dersiniz? Üniversiteden aldığı kendi profesörlük maaşı dışında sadece 380 YTL...

Görevden niye alındı?

Peki, o halde Halaçoğlu Hoca niçin görevden alındı? Prof. Halaçoğlu’nun millî duruşuna karşı olanlar, görevden alınma sebebi olarak bilimsel bir konferansta Alevî Kürtler’in kökeni hakkında yapılan bir araştırmadan bahsetmesini ve Anadolu’daki 41 bin aşiretin kökleri konusunda ilgi çekici bazı bilgiler vermesini gösteriyorlar. Bu gerekçelerin doğruluğuna hiç ihtimal vermiyoruz. Bir yıl önceki bir konferansın görevden alma gerekçesi yapılması tek kelimeyle gülünçtür.

Gerçek sebep, yaptığı bilimsel çalışmalarla ve Ermeni iftiralarına karşı çıkışlarıyla içerdeki bazı çevrelerin husumetini celbeden Halaçoğlu’nun sesini kesmektir.

Daha da kötüsü, perde arkasından Ermenistan ve Diyaspora ile ilişkileri ısıtmaya çalışan yetkililerin, aynen şehit Kaymakam Kemal Bey’e yapıldığı gibi, Prof. Halaçoğlu’nun kellesini vermeleridir.

Devlet böyle yönetilmez. Her türlü baskıya karşılık devlete hizmet edenlerin arkasında durulmazsa, devleti ve milleti savunanların şevki, cesareti kırılır.
***
Aldırma Yusuf Hoca! Sen Türk Milleti’nin gönlünde çoktan yerini aldın. Bu millet, yakın gelecekte senin heykelini dikecek, adını caddelere, sokaklara verecektir. Mücadeleni biliyoruz ve seni seviyoruz.
Kullanıcı küçük betizi
borabey
Üye
Üye
 
İletiler: 333
Kayıt: Çrş Haz 25, 2008 14:06

İletigönderen tuba » Cum Ağu 01, 2008 12:44

Birinci yeni TTK başkanı
Türk Tarih Kurumu Başkanlığına, Polis Akademisi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Birinci getirildi.

Yusuf Halaçoğlu'nun görevden alınmasıyla boşalan TTK başkanlığına getirilen Birinci'nin atanmasına ilişkin üçlü kararname, Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlandı.


Kaynak
Kullanıcı küçük betizi
tuba
Üye
Üye
 
İletiler: 1113
Kayıt: Cmt Ara 29, 2007 21:09
Konum: Güneşin doğduğu yerden...

yeni atama evlere şenlik

İletigönderen borabey » Cum Ağu 01, 2008 13:37

Sayın TUBA,

Yeni atama ,
tam AKP'ye göre...
Allah mübarek etsin...
Her iktidar,

Layık olduğu kadro ile çalışır...
**************************************************
İşte yeni TTK Başkanı

Halaçoğlu’nun görevden alınmasından sonra yeni TTK Başkanı belli oldu

Türk Tarih Kurumu (TTK) Başkanlığına, Polis
Akademisi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Birinci getirildi.

Yusuf Halaçoğlu’nun görevden alınmasıyla boşalan TTK başkanlığına getirilen Birinci’nin atanmasına ilişkin üçlü kararname, Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlandı


Halaçoğlu’nun yerine Atatürk’e hakaret eden Atilla Yayla’ya destek veren bir isim geliyor

Yusuf Halaçoğlu’nu görevden alan AKP hükümeti Türk Tarih Kurumu’nun başına tartışmalı bir ismi atamaya hazırlanıyor. Cumhuriyet’in haberine göre Fethullah Gülen’e yakınlığıyla bilinen Türkiye Yazarlar Birliği’nin yönetim kurulu üyeleri arasında yer alan Ali Birinci’yi kamuoyu, türbana özgürlük ve Atatürk’e hakaret eden Atilla Yayla’ya destek kampanyalarına verdiği imzayla tanıyor.

Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu’ndan boşalan Türk Tarih Kurumu Başkanlığı’na getirilmesi beklenen Polis Akademisi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Birinci ile ilgili ilginç ayrıntılar ortaya çıktı. Birinci’nin, AKP İzmir Gençlik Kolları panelinde yaptığı konuşmada, “Kemalizm ilerlemeden çok gerilemeye tekabül eder”, “Neden her yerde bu adamın (Atatürk) fotoğrafları var diye soracaklar” diyen ve büyük tepki çeken Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Atilla Yayla’ya destek çıktığı öğrenildi. Birinci’nin, Yayla’ya destek için imza toplayan 208 akademisyenden biri olduğu ortaya çıktı.

Bir imza da başörtüsü için!

Birinci’nin “Başörtüsüne özgürlük” kampanyasına da imza koyduğu öğrenildi. Birinci, üniversitelerde başörtüsünün serbest bırakılması için başlatılan kampanyaya katılan öğretim üyelerindendi. Kampanyanın duyurusunda “Her demokratik ülkede olduğu gibi üniversitelerimizde kılık-kıyafet serbestliğinin din, inanç, düşünce, ırk, grup ve cinsiyet ayrımı yapılmaksızın bütün öğrencilere tanınması gereğine inanıyoruz” denilmişti.

Birinci’nin bir diğer özelliği ise Fethullah Gülen’e yakınlığıyla bilinen Türkiye Yazarlar Birliği’nin yönetim kurulu üyeleri arasında yer alması. Birinci, bir süre önce Türkiye gazetesi yazarı tarihçi Yılmaz Öztuna’ya “Müverrih-i Maderzadın Fülannamesi” adlı kitabından intihal yaptığı gerekçesiyle dava açmıştı.

Birinci’nin TTK Başkanlığı’na atanmasına ilişkin kararnamenin dün Köşk’e gönderildiği öğrenildi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Birinci ile yakın ilişkisinin olduğu, atamada sorun yaşanmayacağı belirtiliyor.
‘Görev süresi bitmişti’
Devlet Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Halaçoğlu’nun görev süresi, 6 aylık son uzatmanın bittiği haziran ayı sonu itibarıyla tamamlanmıştır. Dolayısıyla söz konusu olan ‘görevden alma’ işlemi değildir” denildi. Açıklamada, Halaçoğlu’nun 15 yıldan bu yana görev süresinin her yıl uzatılması suretiyle TTK Başkanlığı’nda değerli çalışmalarda bulunduğu vurgulandı.

Kimseye yakın değilim

Prof. Dr. Ali Birinci, teklifi doğruladı. Prof. Birinci, “Atama yapılmadan konuşmam doğru olmaz. Özkök Paşa doğru söyledi, kasaptaki ete soğan doğramam” dedi

*******************************************

SON CÜMLEYE DİKKAT...
DEĞİŞİK KESİM SÖZCÜLERİNİN
BUGÜNE DEĞİN HİÇ DUYMADIĞIMIZ VE TÜRKÇE GRAMERDE BİLE YER ALMAYAN BİR DEYİME
SÜREKLİ ATIFTA BULUNMALARI
AYNI OCAKTAN EL ALDIKLARININ BİR İŞARETİ Mİ ACABA?
Kullanıcı küçük betizi
borabey
Üye
Üye
 
İletiler: 333
Kayıt: Çrş Haz 25, 2008 14:06

ermeni yazar bakışı ile Sn.Halaçoğlu'nun görevden alınışı..

İletigönderen borabey » Cmt Ağu 09, 2008 14:14

*ERMENI LISTESI, YUSUF HALACOGLU’NUN GOREVDEN ALINMASINI NASIL ILAN ETTI
August 9th, 2008 · No Comments
Yusuf Halaçoğlu’nun görevinden alınması
Khatchig Mouradian (Haçig Muradyan)Kaynak: gundemonline.ne
Yer: Türkiye
Tarih: 4.8.2008

Watertown, Mass. (A.W.) - 23 Temmuz’da Resmi Gazete’de 21 Eylül 1993′ten beri Türk Tarih Kurumu’nun (TTK) başkanlığını yürüten Yusuf Halaçoğlu’nun görevinden alındığı duyuruldu.

Halaçoğlu, İsviçre’de Ermeni Soykırımı’nı inkarı ve bu ülkede hakkında soruşturma açılması, Taner Akçam, David Gaunt ve Ara Sarafian gibi soykırım araştırmacılarıyla tartışmaları ve en son olarak da burada Watertown’da arşivlerini (Türk medyasında daha çok ‘Boston arşivi’ diye biliniyor) açması için ARF’ye 20 milyon dolar teklif etmesiyle -en azından Türkiye’de- kamuoyunu epey uğraştıran bir dizi olayla ünlenmişti.

Yıllardır, ilerici Türk akademisyenleri Ankara’yı Halaçoğlu’nu görevden almaya çağırıyorlardı. 23 Temmuz’da yazılmamak kaydıyla yaptığım söyleşilerde, bu akademisyenlerin bazıları karardan çok mutlu olduklarını söylemişlerdi.

Hürriyet Gazetesi’nde yayınlanan bir habere göre, -TTK’de pek çok kişinin Yusuf Hoca dediği- Halaçoğlu, Bodrum’da tatilde olduğunu ve gelişmelerin kendisinin ön bilgisi dışında cereyan ettiğini söylemişti. Halaçoğlu şöyle devam etmişti: ‘Bu her zaman için olabilecek bir konu. Şeyhülislamlardan biri; ‘Biz elimize ayakkabımızı almış insanlarız, her zaman için bulunduğumuz yerden başka yere gidebiliriz’ diyor. Biz aynı düşüncedeyiz. Bugün devletin şu görevini yaparsınız, yarın bilim adamı olarak görevinize devam edersiniz, normaldir bunlar, normal karşılıyorum’ dedi.

Görüştüğüm Türk yorumcular ve siyasi analistler genelde Halaçoğlu’nun görev süresinin sona erdiğini, çünkü iktidardaki AKP’nin TTK’nin başına kendisine yakın bir ismi atamak istediğini kabul ediyorlardı. Halaçoğlu, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 71 sandalyeye sahip olan aşırı milliyetçi MHP’ye çok yakındı. Aynı kaynaklara göre, Halaçoğlu’nun Türkiye’de ‘Derin Devlet’ olarak bilinen oluşumla bağları da onun yıllık sözleşmesinin uzatılmaması kararında rol oynamış olabilir.

AKP’nin Halaçoğlu’nun Ermeni Soykırımı ve Kürt sorununda takınmış olduğu aşırı radikal ve çatışmacı yoldan olmaması da ihtimal dahilindedir. Ne var ki, bunun Ermeni sorunuyla ilgili bir politika değişikliğine -şu an için Türkiye ve Ermenistan arasında genelde olumlu atmosfere- işaret edip etmediği belli değildir. Pek çok kişi AKP’nin Halaçoğlu’nun soykırım konusundaki çatışmacı yaklaşımından muhtemelen memnun kalmadığını, ancak partinin Ermeni sorununda ne ordu ne bürokrasi ile yüzleşmeye hazır olduğunu düşünüyor.

Kendisini tanıyan kişilerin ‘muhafazakar’, ‘İslamcı’ ve ‘milliyetçi’ olduğunu söyledikleri, çalışkan bir akademisyen olan Dr. Ali Birinci, Halaçoğlu’nun yerini alacak. Konuştuğum yorumcu ve araştırmacıların çoğu, çok büyük ihtimalle Birinci’nin TTK’yi -en azından Ermeni sorunuyla ilgili olarak- yepyeni bir yola sokmayacağını söylemekle birlikte, yeni başkanın en azından Halaçoğlu’nun sansasyon yaratan taktiklerine başvurmayacağı bekleniyor. Birinci’nin çalışmalarını yakından tanıyanlar, onun Türkiye’deki ‘yerleşik’ tarih bilgisine kimi zaman meydan okuyan ciddi bir araştırmacı olduğunu düşünüyorlar. Her ne kadar Birinci’nin Ermeni Soykırımı’yla ilgili yayınları yoksa da Türk asıllı bir akademisyen onun eğitim ve deneyimini soykırım konusunda kemikleşmiş inkarcı söyleme adım adım meydan okumak için kullanabileceğine dair ‘küçük bir umut ışığı’ gördüğünü ifade etti.

Peki Halaçoğlu ne olacak? Gazi Üniversitesi’ndeki kadrosunu geri alacak ve muhtemelen kendi deyimiyle ’sözde Ermeni Soykırımı’yla ilgili yapıtlarını yayınlamaya devam edecek. Son zamanlarda, kendi pozisyonunun ne kadar savunulmaz olduğunun farkına vardıktan sonra, Halaçoğlu’nun daha güvenilir araştırmalar yayınlamak için çalışmaya ve bir akademisyenin soykırımı tanıyan araştırmacılarla ‘yapıcı işbirliği’ dediği girişimlere başladığına inanan bir kaç -sadece bir kaç- akademisyen var. Ne var ki, Gaunt ve Sarafian’ın deneyimleri ışığında, bunu pek mümkün görülmediği söylenebilir. Elbette gerçekten de yeni bir başlangıç yapma arzusundaysa, hiçbir zaman çok geç sayılmaz. Her iki durumda da Türk -ve daha az ölçülerde, Ermeni- medyasını yıllardır meşgul eden Yusuf Hoca’nın söyleyeceklerini işitmeye devam edeceğiz gibi görünüyor.

KHATCHİG MOURADİAN (HAÇİG MURADYAN)


************************************

Giden ; AŞIRI RADİKAL-ÇATIŞMACI..
Gelen; MUHAFAZAR-İSLAMCI-ÇALIŞKAN ...bir de kafa karışsın diye MİLLİYETÇİLİK eklenmişse de ilk iki kriter AKP kriteridir.
Gelen; Küçükte olsa BİR UMUT IŞIĞI ..
kimi aydınlatacak ?
Yerleşik tarihi bilgisine meydan okuyarak kemikleşmiş inkar söyleminden rahatsız olan Ermeni Disporasının yolunu ....

HADİ ORDAN...

veya Rahmetli BAŞBUĞ'un ifadesi ile..
SEN NE DİYORSUN ULAN!...
Kullanıcı küçük betizi
borabey
Üye
Üye
 
İletiler: 333
Kayıt: Çrş Haz 25, 2008 14:06

Sonraki

Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 2 konuk

x