
Bunların hepsinin tesadüfen olduğunu düşünmenin akla ziyan olduğu açık. Örneğin Amerika'nın neredeyse bütünüyle başarısız olup, geri çekilmek zorunda kaldığı bir dönemde Irak'ın kuzeyindeki devletleşme yapısına Türkiye'den arka çıkılmasına ne demeli? Irak'ta Şiilerle Sünnilerin büyük ölçüde uzlaştıkları veya uzlaşacaklarının anlaşıldığı bir dönemde Irak merkezi hükümetini de sırtından bıçaklamak anlamına gelen bu girişimler hangi amaca hizmet eder?
Normalde Barzani'nin başı dertte. Çünkü Amerika uyguladığı politikalar ve yaptığı zulümlerden dolayı Irak'ta iyice sevimsiz, çirkin ve hatta katil görüntüsü kazandı halkın algılamasında... Bunun böyle olduğunu hadiseler açıkça gösteriyor. Zaten Amerikan yönetimi bile kendisini savunabilecek durumda görünmüyor.
Öte yandan Amerika'nın Irak macerasını sürdürecek ne gücü ne de dermanı kaldı. Amerika'yı içi boşalmış bir askeri yapı haline getiren küresel kriz Vaşington'un gücünü erozyona uğratırken, bölgede Rusya ile başlayan sürtüşme ve güç politikası Conilerin işinin zor olduğunu açıkça göstermiyor mu? Böyle bir ortamda Barzani'nin korkuyla titrediği bir gerçek iken, Türkiye'den Barzani'ye destek çıkmak ve Barzani'nin orada kurmaya çalıştığı diktatörlüğe meşruiyet kazandırmaya çalışmak sadece Amerika ve İsrail'in çıkarlarına hizmet eder, Türkiye'nin değil. Üstelik Amerika Irak'tan çekilmeye çalışırken ve bu çekilme işlemi sırasında da Türkiye topraklarını kullanabilmek için izin almaya çalışırken...
Kısacası Amerika projesinin bir ayağında, binlerce insanı siyasi görüşlerinden dolayı hapishanelerde tutan bir zalim diktatörlüğü Türkiye'nin yardım ve desteğiyle devletleştirme çabası var. Öteki ayakta ise Türkiye'nin tek millete dayalı milli devlet yapısını değiştirme düşüncesi... Başbakan Erdoğan'ın hiç gerek yokken, seçimden sonra anayasa konusunu tekrar ele alacaklarını söylemesi bu amaca yönelik olsa gerektir.
Bunlara DTP ve PKK'nın yoğun bir siyasi ırkçı gündem oluşturmasını da eklersek, PKK'lı Karayılan'ın, amaçlarının Abdullah Öcalan'ın hapisten çıkarılmasını sağlamak olduğuna dair açıklamalarını ilave edersek ve nihai olarak da Amerika ve AB'nin bu yönde yarı açık yarı gizli girişimlerini göz önüne alırsak, ortaya gayet belirgin bir proje çıkıyor.
Amerika anlamıştır ki, Irak'ı Sünniler, Şiiler ve Barzani-Talabani bölgeleri olarak üçe bölmek mümkün değildir. Sünni ve Şii Araplar Araplık ve Müslümanlık temelinde birlikte hareket ederlerse - ki, şu andaki durum kabaca öyle - Irak'ı Araplar ve Talabani-Barzani bölgesi diye ikiye bölmek kolay değildir. Bunu yapabilmek için Türkiye veya İran büyüklüğündeki bir devletin Amerika ile işbirliği yapması şarttır. Ayrıca Barzani devleti Türkiye gibi bir ülkenin aktif desteği olmadan zaten ayakta tutulamaz.
Dolayısıyla 'Kerkük petrolleri bizim olacak' veya 'Türkiye'deki sorunu Barzani ile işbirliği çözer' gibi laflarla Irak'ın kuzeyindeki devletleşen yapının Türkiye tarafından korunup kollanmasına çalışıyorlar. Böylece orada kurulacak yapı, petrollerini Türkiye üzerinden dünyaya pazarlarken Türkiye içindeki Kürt kökenli vatandaşlarımıza da örnek gösterilecek. Türkiye'nin koruma ve kollaması altındaki Barzani'ye İran ve diğerleri bir şey yapamayacak. Bu arada Barzani ve oluşturacağı yayılmacı zihniyetli devlet yapısı Türkiye içerisine bir habis ur gibi genişleyecek. Tıpkı Balkanlarda kurulan Yunanistan, Bulgaristan gibi küçük devletlerin Osmanlı yönetimindeki topraklara habis urlar gibi genişlemelerine benzer şekilde...
Geriye kalan tek sorun Türkiye içindeki topraklarda PKK'nın mı yoksa Barzani'nin mi hakim kılınacağıdır. Bu da kendilerini ilgilendiren bir mesele... Belki de ortaklaşa hareket ederler...
Kaynak