Provokasyon mu İktidar mı?

Provokasyon mu İktidar mı?

İletigönderen supermanizm » Cum Oca 15, 2010 17:43

Yaşanan toplumsal olaylar için ‘hükümetin icraatlarına karşı olanlarca provoke ediliyor’ görüşü hakim genel anlamda.
Bazı aydın muhteremler (!) “Efendim Türkiye’nin demokratikleşmesini istemeyen, milletin vesayetine tahammül edemeyenler toplumu kışkırtıyor” görüşünü dile getiriyor ısrarla.
Gönül pek tabiî ki durumun böyle olmasını diliyor.
“İktidar erki Türkiye’yi bölge hatta dünya liderliğine soyunduracak türden icraatler gerçekleştirsin, artık kanıksanmış sorunlarını birer birer tarihe gömsün de gerisi önemli değil” demeyi ben de çok isterdim elbette.
Ancak görünen köy kılavuz istemez deyimini hatırlamakta fayda var.
Olaylar da provokeler vardır mutlaka.
Ülkenin içine düştüğü durumdan faydalanmak isteyip bunu lehine kullanmaya çalışan mihraklar hem içte hem de dışta hep olmuştur yarın da olacaktır.
Bu hele hele bizim gibi emperyalizme kök söktürmüş bir ülkenin asla unutmaması gereken de bir gerçektir ayrıca.
Bunu unutmamalıyız ama olayları sadece ve sadece ‘provokasyon’ olarak niteleyip sanki tek neden buymuş gibi kamuoyunun yönlendirilmesine de itibar etmemeliyiz.
Bu ülkenin bir iktidarı söz konusuysa –ki 2002’den bu yana yetki Adalet ve Kalkınma Partisi’ndedir- o zaman bahanelerin arkasına sığınmayacak ve sorumluluklarınızı yerine getireceksiniz..
‘Ben icraat yapıyorum birileri de buna karşı toplumu kışkırtıyor’ gibi bir bahanenin arkasına sığınmayacaksınız.
İktidarsınız dolayısıyla da toplumun huzur ve güvenini temin etmek zorundasınız.
Toplumu ayrıştırmayacak, Güneydoğu’da PKK yanlısı partilerle yarış yapayım diye kimlik siyasetine tenezzül etmeyeceksiniz!
Dünya PKK gerçeğini terör sorunu olarak tanımlarken siz bu ülkenin iktidarı olarak bunu kimlik sorunu şeklinde izah etmeyecek, insanları Türk-Kürt ikilemi arasında bırakmayacaksınız!
Açılım diye yola çıktığınız bir projeyi muamma haline getirmeyecek, daha da vahimi teröristlere zafer nidaları attırıp milyonların yüreğini parçalatmayacaksınız!
Terörü meşru bir hak gibi gören ve gösteren çevreleri dinlemeye değer bulup kapılarınızı ardına kadar açarken bu ülkenin muhalefet liderlerini ‘ yanlış yapıyorsun’ dedikleri için ‘Kan’dan beslenenler’ diye damgalamayacaksınız!
Şemdinli olaylarından tutunda ülkenin herhangi bir yerinde yaşanan en küçük bir olayı bile TSK’yla bağdaştırıp, imalarla da olsa onu yıpratmaya çalışmayacaksınız1
Bir suikast şüphesi üzerine ordunun en gizli birimlerine girilip arama yapılmasını ‘Kozmetik’ ifadeleriyle açıklamaya çalışmayacaksınız!
Varolduğu öne sürülen derin devlet yapılanmasının Ergenekon olarak isimlendirilmesini
en azından tasvip etmeyecek, sonra da bu sürecin yıllara yayılmasına karşı olup adaletin bir an önce tecelli etmesine imkan vereceksiniz!
Rauf Denktaş gibi vatansever insanları tukaka yapıp Rum hayranlığı dilden dile dolaşan isimleri iş başına getirmeyeceksiniz!
Ve u ülkede ağır silah kullanan bir erk zaten mevcut iken ‘Bayram değil seyran değil eniştem beni niye öptü’ deyimini hak edercesine br yasa hazırlayıp polise ve istihbarat teşkilatına da ağır silahlar alalım demeyecek, insanların aklına ‘bunlar ikinci bir ordu mu kurmak istiyorlar’ sorusunu taşımayacaksınız!
Şimdi!
Bir daha düşünelim.
Gerçek sorumlu kim?
Kullanıcı küçük betizi
supermanizm
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 39
Kayıt: Prş Tem 17, 2008 12:01

Şu dizine dön: supermanizm

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x