6 Temmuz 2010-Soru Önergesi
TBMM Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sn. R.Tayyip Erdoğan tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını Anayasa’nın 98 ve İçtüzüğün 96. maddeleri gereğince saygıyla talep ederim.
Atilla Kart
CHP Konya Milletvekili
Ergenekon olarak adlandırılan soruşturma sürecine ve bağlı olarak medya haberlerine, Hükümet odaklı olarak müdahalelerin yapıldığına dair ciddi ve somut bulgular uzun bir süreden bu yana kamuoyu gündeminde bulunmaktadır.
Hukuka aykırı olan bu müdahale süreci kaçınılmaz olarak beraberinde toplumsal ayrışmayı yaratmıştır. Toplumsal barışı zedeleyen bir süreç yaşanmaktadır.
Taraf Gazetesinin bu süreçte özel bir misyon üstlendiği de kamuoyunda kabul gören yaygın bir kanı haline gelmiştir. Taraf Gazetesi Genel Yayın Müdür Yardımcısı Yasemin Çongar’ın ; ABD’nde Ulusal Halk Radyosu’na (NPR) verdiği demeçte, Balyoz Darbe Planıyla ilgili belgelerin yayınlanması için “Başbakan ve Devlet İstihbaratının başı tarafından teşvik edildiklerini” söylediği basına yansımıştır.
Taşların yerine oturmaya başladığı, gerçeklerin artık daha fazla karartılamayacağı bir dönem başlamıştır. Böyle bir dönemde birilerinin “ister savunma zemini yaratmak….ister refleksle….ya da başka amaçlarla….” gerçekleri ifade etmeye başladıkları bir dönemle karşı karşıya bulunduğumuz anlaşılmaktadır.
Çongar’ın ve diğerlerinin açıklamalarının “şimdilik” kaydıyla yapıldığı ve “kimbilir” daha ne tür itiraf ve açıklamaların geleceği yine anlaşılmaktadır.
Kabul etmek gerekir ki, bu tablo ve görüntü vahimdir. Gerçeğe aykırı kurgularla darbe senaryo ve iddialarının illegal bir karargah tarafından hazırlandığı ve Hükümet bağımlısı medya tarafından da bu senaryoların kamuoyuna servis edildiği yönündeki kuşkularımız daha da yoğunlaşmıştır. Esasen, 2003-2005 yılları arasında Türkiye Büyükelçisi olarak görev yapan ABD Büyükelçisi Eric Edelman’ın görüşleri de göz önüne alındığında, Hükümet adına skandal anlamına gelen bu tablo bir kez daha doğrulanmış olmaktadır. Edelman yaptığı açıklamalarda; Hükümet yanlısı ve ABD ile yakın ilişkileri olan bazı isimlerin birtakım belgeler getirdiklerini, fotokopi olan bu belgelerin darbe hazırlık planları niteliğinde olduğu, bu belgeleri uzmanlara incelettiğini, yapılan teknik çalışmalar sonucunda belgelerin sahte olduğunun anlaşıldığını ifade etmiştir.
Edelman, bu isimlerin sahte belgeler ile Ordu bünyesinde bir darbe hazırlığı yapıldığı izlenimini ABD’ye inandırmaya çalıştıklarının anlaşıldığını beyan etmiştir.
Başbakanlık, Adalet, İçişleri Bakanlığı odaklı bir karargahın illegal bir şekilde çalıştığı ve toplumsal manüplasyonlara yol açtığını doğrulayan gelişmeler söz konusudur.
Aslında bu sürece TBMM’nin doğrudan müdahale etmesi ve Anayasa’dan doğan denetim yetkisini kullanması gerekirken; Siyasi İktidar’dan bağımsız olarak hareket etmesi beklenmeyen TBMM Başkanının bu süreci işletmesinin zorluğu da ortadadır.
3-4 yıldan bu yana ısrarla dile getirdiğimiz bu iddia ve bulgulara karşı, Hükümet’in ivedi olarak açıklama yapması zorunluluğu vardır. Zira, Hükümet’e yakın isimlerin ve bazı kamu görevlilerinin, sahte belgeler ve kurgular yolu ile, Ordu’daki belli subay gruplarını tasfiye etmeye yönelik komplolar hazırladıkları gerçeği artık daha fazla gizlenemez bir hale gelmiştir.
Açıklanan bu gelişme ve gerçekler karşısında;
1- Bu tablo ve gelişmelere daha fazla seyirci kalacak mısınız?
Bu vahim iddia ve gelişmelere rağmen suskunluğunuzu sürdürecek misiniz?
2- Bu iddia ve gelişmelere karşı sessiz kalınması , bir anlamda iddiaların doğrululuğunun kabul edildiği anlamına gelmez mi?
3- Toplumu ve gündemi alt-üst eden, ayrışmaya yol açan bu sürecin; yukarıda anlatımı yapılan Başbakanlık – İçişleri ve Adalet Bakanlığı odaklı karargahın illegal çalışmaları sonucu ortaya çıkmış olmakla;
Hükümet olarak, gerçeklerin araştırılması ve ortaya çıkarılmasından endişe duymuyorsanız; bu konuların TBMM tarafından araştırılmasına yardımcı olmayı kamuoyuna beyan ediyor musunuz?
Bu konuda hazırlanacak önerge-önergelere destek verecek misiniz?
Bu cesaret ve özgüveni gösterebilecek misiniz?