Rektörler, yazarlar, generaller davası başladı

Genel & Güncel Konular

Rektörler, yazarlar, generaller davası başladı

İletigönderen Türk-Kan » Çrş Ağu 05, 2009 15:51



3. Ergenekon davası açıldı!

İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi iddianameyi kabul etti, 3. dava açılmış oldu.


AYRINTILAR GELECEK...


Kaynak





Yalçın Küçük 1 numaralı sanık

Ergenekon'un 3. iddianamesinde sürpriz detaylar. Savcılık 40 sayfalık bir rapor hazırladı.

Ergenekon'un 3'üncü iddianamesinde Bedrettin Dalan yok...

Ergenekon'un finans kaynaklarıyla ilgili savcılık 40 sayfalık bir rapor hazırladı. Belge ek klasörlede yayınlanacak.

Yalçın Küçük bir numaralı sanık...

Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan daha sonra dosyadaki delil durumuna göre tahliye edilen Prof. Dr. Yalçın Küçük 3. iddianamede bir numaralı sanık.

Ergenekon savcıları PKK ile Ergenekon arasında geçişkenlik olduğunu düşünüyor.

Yalçın Küçük'te ele geçirilen el yazılarının Abdullah Öcalan'la bağlantılı olduğu iddia ediliyor...

3. iddianamede Yalçın Küçük üzerinden aradaki bağlantı somut şekilde iddianameye yazıldı.

Küçük, serbest kaldıktan sonra yaptığı açıklamada yaşadıklarının 'Cumhuriyet savaşı' olduğunu savunmuştu...

Kaynak




Yalçın Küçük’ün ilk yorumu


3. iddianamede “bir nolu sanık'' olarak yer alan Küçük, Gerçek Gündem’e konuştu.

Ergenekon'un 3. iddianamesinde “bir numaralı isim” olarak yer alan Yalçın Küçük, Gerçek Gündem’e durumu değerlendirdi.

Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan daha sonra dosyadaki delil durumuna göre tahliye edilen Prof. Dr. Yalçın Küçük, 3. Ergenekon iddinamesinde Ergenekon ile PKK bağlantısını kurduğuna yönelik yer alan kısımlarla ilgili bir demeç vermesinin mümkün olmadığını söyledi.

Küçük sözlerini şöyle sürdürdü: “Beni herhangi bir şekilde rahatsız etmiyor bu durum. Bu kısımlar benim günlük notlarımda varmış iddiaya göre. Önce ben bir göreyim, ondan sonra açıklama yaparım. Bu davanın şu anda ne olduğunu bilmediğimiz bir iddiası beni neden heyecanlandırsın, neden konuşayım bu konuda?”

Kaynak
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Re: 3. Ergenekon İddianâmesi kabul edildi!

İletigönderen Türk-Kan » Çrş Ağu 05, 2009 16:17

Üçüncü iddianame kabul edildi

Mahkeme 3. Ergenekon iddianamesini kabul etti.


1454 sayfadan oluşan iddianamede eski Özel Harekat Daire Başkan Vekili İbrahim Şahin, Türk Metal Sendikası eski Başkanı Mustafa Özbek, rektörler, muvazzaf subaylar ve polisler sanık olarak yargılanacak. Ancak aralarında firari Bedrettin Dalan'ın da aralarında bulunduğu bazı sanıkların ismi geçmiyor.

Sanıklara terör örgütü kurmak ve yönetmek, terör örgütüne üyelik ve cebir ile şiddet kullanarak hükümetin kısmen veya tamamen görevlerini yapmasına engel olmak gibi suçlar yöneltiliyor.

SUİKAST PLANLARI

İddianame'nin giriş bölümü, Ergenekon terör örgütü olarak adlandırılan oluşumun eylemleri ve suikast planlarıyla ilgili. Ele geçirilen tüm silah ve mühimmat da bu kısımda yer alıyor.

2. bölümde ise, şüphelilerin bireysel ve hukuki durumlarıyla, suçlamalara yer verilmiş. Diğer Ergenekon davalarında yöneltilen suçlamalar da yineleniyor.

Bu iddianamede özellikle, ele geçirilen silah ve mühimmatlar var.

Bunlar arasında, 14'ü boş 57 lav silahı, 84 top mermisi, 424 el bombası, 175 tabanca 22 uzun namlulu silah, 3 kiloya yakın patlayıcı ve 53 dinamit lokumu bulunuyor.

SİVAS KATLİAMI VE ERGENEKON

Sivas katliamının Ergenekon örgütü tarafından gerçekleştirildiği iddialar arasında. Katliamla ilgili yeni görüntülerin de olduğu 3. iddianamede yer alan konular arasında.

İlk iddianame ise 2 bin 455 sayfadan oluşuyor; emekli Tuğgeneral Veli Küçük, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ve eski İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu'nun da aralarında bulunuğu 86 sanığı kapsıyordu.

İkinci iddianame ise, 1909 sayfadan oluşuyor ve 56 sanığı içeriyordu. İddianamenin omurgasını ise, darbe girişimi ve günlükler oluşturuyordu.

Kaynak




Tuncer Kılınç hakkındaki iddialar

3. Ergenekon iddianamesinde emekli Orgeneral Tuncer Kılınç hakkında çeşitli iddialar yer alıyor.

İşte Tuncer Kılınç hakkında 3. iddianamedeki suçlamalar:
Açıklanması Yasaklanan Gizli Bilgileri Temin Etme.

Bıçak veya Diğer Aletleri İzinsiz Olarak Satma Satın Alma Taşıma veya Bulundurma.

Devletin Güvenliğine İlişkin Belgeleri Tahrip Etme Amacı Dışında Kullanma Hile İle Alma Çalma.

Devletin Güvenliğine İlişkin Gizli Belgeleri Temin Etme.

Hukuka Aykırı Olarak Kişiler Verileri Kaydetmek.

Hukuka Aykırı Olarak Kişisel Verileri Kaydetmek.

Pek Az Sayıda Mermi Bulundurma veya Taşıma.

Ruhsatsız Ateşli Silahlarla Mermileri Satın Alma veya Taşıma veya Bulundurma.

Sayı ve Nitelik Bakımından Vahim Olan Silah veya Mermileri Satın Alınması Taşınması Bulundurulması.

Silahlı Terör Örgütü Kurma veya Yönetme.

Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma.

Tehlikeli Maddeleri İzinsiz Olarak Bulundurma veya El Değiştirme.

Türkiye Büyük Millet Meclisini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme.

Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme.

Örgüte Bilerek İsteyerek Yardım Etme.

Özel Hayata İlişkin Görüntü ve Sesleri İfşa Etmek.

Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Etmek.


http://www.hurriyet.com.tr/gundem/12220919.asp





İbrahim Şahin hakkındaki suçlamalar

Özel Harekat Dairesi eski Başkanı İbrahim Şahin hakkında 3. Ergenekon iddianamesindeki suçlamalar şöyle:

Açıklanması Yasaklanan Gizli Bilgileri Temin Etme.

Bıçak veya Diğer Aletleri İzinsiz Olarak Satma Satın Alma Taşıma veya Bulundurma.

Devletin Güvenliğine İlişkin Belgeleri Tahrip Etme Amacı Dışında Kullanma Hile İle Alma Çalma.

Devletin Güvenliğine İlişkin Gizli Belgeleri Temin Etme.

Hukuka Aykırı Olarak Kişiler Verileri Kaydetmek.

Hukuka Aykırı Olarak Kişisel Verileri Kaydetmek.

Pek Az Sayıda Mermi Bulundurma veya Taşıma.

Ruhsatsız Ateşli Silahlarla Mermileri Satın Alma veya Taşıma veya Bulundurma.

Sayı ve Nitelik Bakımından Vahim Olan Silah veya Mermileri Satın Alınması Taşınması Bulundurulması.

Silahlı Terör Örgütü Kurma veya Yönetme.

Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma.

Tehlikeli Maddeleri İzinsiz Olarak Bulundurma veya El Değiştirme.

Türkiye Büyük Millet Meclisini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme.

Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme.

Örgüte Bilerek İsteyerek Yardım Etme.

Özel Hayata İlişkin Görüntü ve Sesleri İfşa Etmek.

Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Etmek.


http://www.hurriyet.com.tr/gundem/12220979.asp
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Re: 3. Ergenekon İddianâmesi kabul edildi!

İletigönderen eros714 » Çrş Ağu 05, 2009 17:02

Ntv'nin şu an 3. Ergenekon iddanamesi ile ilgili yaptığı yayın rezalet! Taraf gazetesinin yazarını çıkarmışlar herifin sözleri insanın kanını donduracak cinsten. Herif ne konuştuğunu bilmiyor galiba adam Sıvas katliamını ve Ahmet Taner Kışlalı cinayetinin de Ergenekon'a girmesi gerektiğini söylüyor! Bu yönde verilerin (!) olduğunu söylüyor... Allah'ım ne günlere kaldık!
Bu dava akp iktidarda olduğu sürece devam edecek galiba...
Kullanıcı küçük betizi
eros714
Uzaklaştırıldı
 
İletiler: 121
Kayıt: Pzt Tem 07, 2008 12:34

Re: 3. Ergenekon İddianâmesi kabul edildi!

İletigönderen Parola Vatan » Çrş Ağu 05, 2009 22:44

Prof. Dr. Yalçın Küçük
Ulusal Kanal Haber Bülteninde
3. iddianameyi değerlendirdi.


Kullanıcı küçük betizi
Parola Vatan
Üye
Üye
 
İletiler: 157
Kayıt: Sal Eyl 30, 2008 15:43

Re: 3. Ergenekon İddianâmesi kabul edildi!

İletigönderen xytunaboyluxy » Çrş Ağu 05, 2009 23:11

Vatanımıza, milletimize hayırlı mı olsun diyelim.
Kullanıcı küçük betizi
xytunaboyluxy
Uzaklaştırıldı
 
İletiler: 101
Kayıt: Sal Mar 03, 2009 1:49

Re: 3. Ergenekon İddianâmesi kabul edildi!

İletigönderen bezgin » Pzt Eyl 07, 2009 12:34

Rektörler, yazarlar, generaller davası


Üçüncü davayla birleştirilen ikinci Ergenekon davasının yeni duruşması başladı. Makemede Tuncay Özkan'ın savunması gerilim yarattı, duruşmaya zorunlu ara verildi...

Cumhuriyet

İstanbul- İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde oluşturulan salondaki duruşmada, üçüncü Ergenekon iddianamesinde yer alan sanıkların kimlik tespiti yapılıyor.



Kırmızı fuları ve elinde kalpağı ile duruşma salonundaki yerini alan tutuksuz sanık Yalçın Küçük, kimlik tespitinden önce Türk geleneklerine uygun olduğunu, TBMM'nin bile takılmasında sakınca görmediğini ve bir şapka olmadığını ifade ettiği kalpağı giymek istediğini söyledi.

Küçük, Mahkeme Başkanı Köksal Şengün'den ''İzniniz olursa giyerek, size olan saygımı da ifade ederek konuşmak istiyorum. İzin verirseniz takacağım, olmazsa takmayacağım'' dedi.

Şengün'ün ''Giymezseniz daha uygun olur'' demesi üzerine Küçük, kalpağını giymeden soruları yanıtlamaya başladı.


Yalçın Küçük, doğum tarihini soran Şengün'e ''1938'' diyerek yanıt verdi. Şengün'ün ''kayıtlarda 01.07 geçiyor'' demesi üzerine Küçük, ''Çok doğru değil, benim kayıtlarım öyle değil'' dedi.

Şu anda bekar sayıldığını, 2 çocuk babası ve üniversite mezunu olduğunu belirten Küçük, mesleğinin ne olduğunun sorulması üzerine elindeki 1959 tarihli Yeni Sabah Gazetesini de göstererek şöyle konuştu:

''İşte bu gazetede birinci sayfada yer alıyorum. 50 yıldır mahkemelerde huzura çıkarım. Birinci mesleğim savunma yapmaktır, yargılanmaktır. Zaman zaman bunları kitap haline getiririm. Onun dışında hapse girerim. Onun dışında zaman zaman üniversitede ders veririm.''

Yalçın Küçük, aylık gelirinin ne olduğunun sorulması üzerine ''Emekli maaşım var. Onun dışında çok iyi kazanan bir yazarım. Ama son zamanlarda mevcut siyasal iktidar yayınevime baskı yaptığı için eskisi kadar kazanamıyorum'' diye konuştu.


Şahin hakimi duymadı

Tutuklu sanıklardan eski Özel Harekat Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin'in kimlik tespitine sıra geldiğinde yanında oturan tutuklu sanık söz alarak, Şahin'in kulak rahatsızlığından dolayı duyamadığını, işitme cihazı da yanında olmadığı için yardımcı olmak istediğini söyledi.

Heyet Başkanı Şengün, Şahin'e avukatının yardımcı olmasını istedi.

İbrahim Şahin'in avukatı Rukiye Kibar'ın, müvekkili ile duymadığı için anlaşamadığını ifade etmesi üzerine Başkan Şengün, avukata ''O zaman nasıl anlaşıyorsunuz? Yazarak mı?'' sorusunu yöneltti. Kibar, yazarak anlaştıklarını kaydetti.

Daha sonra İbrahim Şahin, elindeki kağıtta yazılı olan kimlik bilgilerini okumaya başladı.

Başkan Şengün, Şahin'e ''Konuşamıyor musun?'', ''Beni duymuyor musun?'' sorularını yöneltti. Şahin ise duymadığını gösterir şekilde kağıdı okumaya devam etti.

Bunun üzerine Başkan Şengün, Şahin'e eliyle işaret ederek oturmasını istedi.

Özkan'ın savunması gerilim yarattı

Ergenekon Duruşması'nda Tuncay Özkan'ın savunması gerilim yarattı, duruşmaya zorunlu ara verildi. Duruşmada Tuncay Özkan'ı alkışlayan grup salondan dışarı çıkartıldı.

Duruşmaya, birleştirilen ikinci ve üçüncü davaların 53 tutuklu sanığından gazeteci Tuncay Özkan, Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay, eski Özel Harekat Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin, eski Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Mustafa Özbek'in de aralarında bulunduğu 49'u katıldı.

Tutuklu sanıklar Mehmet Haberal, Levent Ersöz, Fahri Kepek ve Fatih Hilmioğlu ise duruşmaya gelmedi.

Duruşmada, toplam 55 tutuksuz sanıktan emekli orgeneraller Hurşit Tolon ve Tuncer Kılınç ve Kemal Yavuz ile eski YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz, gazeteci-yazar Yalçın Küçük, eski 19 Mayıs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rıza Ferit Bernay ile eski Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Abbas Yurtkuran'ın da aralarında olduğu 32'si hazır bulundu.

İki dava birleştirildi

3. Ergenekon iddianamesini kabul eden mahkeme ikinci ve üçüncü davaları birleştirme kararı verdi. 3. iddianame kapsamında bugün ilk kez duruşmaya çıkacak tutuklu sanıklar arasında Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal ve eski İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, eski Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Mustafa Özbek, eski Özel Harekât Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin, Yarbay Mustafa Dönmez bulunuyor. Eski 19 Mayıs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rıza Ferit Bernay, eski Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Abbas Yurtkuran, eski Genelkurmay Adli Müşaviri emekli Tümgeneral Muhittin Erdal Şenel, gazeteci-yazar Yalçın Küçük ve gazeteci Engin Aydın tutuksuz yargılanıyor.

http://www.cumhuriyet.com.tr/?im=yhs&hn=80190
İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

Re: 3. Ergenekon İddianâmesi kabul edildi!

İletigönderen Türk-Kan » Pzt Eyl 07, 2009 13:43

Yalçın Küçük, doğum tarihini soran Şengün'e ''1938'' diyerek yanıt verdi.

Yalcin Hoca'yi bile Mustafa Kemalci yapti bu Ergenekon savcilari :)

Yalçın Küçük yazdı:50 yıldır mahkemelerde huzura çıkarım. Birinci mesleğim savunma yapmaktır, yargılanmaktır. Zaman zaman bunları kitap haline getiririm. Onun dışında hapse girerim. Onun dışında zaman zaman üniversitede ders veririm.

Bu durusmalarin görüntüleri kesinlikle yayinlanmali :lol:
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Re: 3. Ergenekon İddianâmesi kabul edildi!

İletigönderen bezgin » Pzt Eyl 07, 2009 14:46

Türk-Kan yazdı:Bu durusmalarin görüntüleri kesinlikle yayinlanmali :lol:



Bence de. Bu dava, Türk Hukuk Tarihi'ne kara mizah basyapiti olarak gecti. Yalcin Hoca'ya güvenimiz tam :D; davayi actiklarina acacaklarina pisman edecek.
İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

Re: 3. Ergenekon İddianâmesi kabul edildi!

İletigönderen devimsel » Pzt Eyl 07, 2009 19:15

eros714 yazdı:Ntv'nin şu an 3. Ergenekon iddanamesi ile ilgili yaptığı yayın rezalet! Taraf gazetesinin yazarını çıkarmışlar herifin sözleri insanın kanını donduracak cinsten. Herif ne konuştuğunu bilmiyor galiba adam Sıvas katliamını ve Ahmet Taner Kışlalı cinayetinin de Ergenekon'a girmesi gerektiğini söylüyor! Bu yönde verilerin (!) olduğunu söylüyor... Allah'ım ne günlere kaldık!
Bu dava akp iktidarda olduğu sürece devam edecek galiba...

Tarafın yazarına neden kızıyorsun ki ? Adam doğru söylüyor.Hatta Bahriye Üçok cinayeti,Hablemitoğlu cinayeti,Uğur Mumcu cinayeti,Muammer Aksoy cinayeti,Turan Dursun cinayeti,Eşref Bitlis cinayeti gibi yurtsever,Atatürkçü aydınlarımızın katledildiği cinayetler de Ergenekon'a girmeli! Yalnız bir şartla!!!
Sanık koltuğunda bilimum hödük böcük sürüleri,Amerikanci F Tipi çete üyeleri olmalıdır.
"Tam bağımsızlık demek, kuşkusuz siyasal, maliye, ekonomi, adalet, askerlik,
kültür... gibi her alanda bağımsızlık ve tam özgürlük demektir.
Bu saydıklarımın herhangi birinde bağımsızlıktan yoksunluk, ulusun ve ülkenin
gerçek anlamıyla bütün bağımsızlığından yoksunluğu demektir."

Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK
Kullanıcı küçük betizi
devimsel
Üye
Üye
 
İletiler: 291
Kayıt: Çrş Nis 08, 2009 0:07

Re: Rektörler, yazarlar, generaller davası başladı

İletigönderen bezgin » Sal Eyl 08, 2009 10:57

Mahkeme salonunun çatısı çöktü

İkinci Ergenekon davasının 4. duruşması ilginç bir şekilde başladı. Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde Ergenekon davalarının görüldüğü salonun kafeterya bölümünün çatısının bir bölümünün çökmesi üzerine duruşmaya ara verildi.

AA

İstanbul- İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde oluşturulan salonda görülmeye başlanan İkinci Ergenekon davasının 4. duruşmasına ara verildi.

Duruşma görülürken şiddetli yağışın ardından elektrik sisteminin su alması nedeniyle alarm çalmaya başladı. Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, bunun üzerine alarm susturuluncaya kadar duruşmaya ara verdi.

Bu sırada binanın elektrikleri kesildi ve binanın kafeteryasının tavanının bir bölümü çökerek içeri yağmur suları girmeye başladı. Yerlerde su birikintileri oluştu. Yağışın çok şiddetli olması nedeniyle bina boşaltılamıyor.

Öte yandan, kafeteryanın tavanının çöktüğü sırada emekli Orgeneral Hurşit Tolon, eski YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz ile Engin Aydın'ın burada bir masada oturduğu ve olayı yara almadan atlattıkları öğrenildi.


Bina su aldı

Silivri'de etkili olan sağanak yağış, duruşmanın yapıldığı Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde oluşturulan salonu da etkiledi.

Duruşma salonunun yan duvarlarından su sızdığı, duvarların üst kısmında yer alan camların su aldığı ve bu nedenle perdelerin ve yerdeki halının ıslandığı görüldü. Hakim ve savcıların kullandığı arka tarafta bulunan bazı odaların da su aldığı öğrenildi.

Binadaki basın ve avukat odası da su aldı. Basın ve baro odasında tavandan akan suyun altına kovalar konuldu. Görevliler, zaman zaman akan suları toplamak için pas pas yaptı.

Binanın dışında canlı yayın araçları ve foto muhabirleri için ayrılan alana da yoğun çamur nedeniyle girilemiyor. Canlı yayın araçları yolun üzerinde konuşlanırken, geçen duruşmaların aksine yağmur nedeniyle dışarıda izleyicilerin bulunmadığı görüldü.

Bu arada, binanın dışında görev yapan basın mensupları Silivri'den çizme ve yağmurluk satın alıyor.


İddianame dönüşümlü olarak okunuyor

Duruşmaya; birleştirilen ikinci ve üçüncü davaların 53 tutuklu sanığından gazeteci Tuncay Özkan, Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay, eski Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Mustafa Özbek'in de aralarında bulunduğu 46'sı katıldı.

Tutuklu sanıklar Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal, eski Özel Harekat Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin'in aralarında bulunduğu 7 sanık ise duruşmaya katılmadı.

Duruşmada, toplam 55 tutuksuz sanıktan emekli Orgeneral Hurşit Tolon, eski YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz, gazeteci-yazar Yalçın Küçük'ün de aralarında bulunduğu 10 sanık yer aldı.

Duruşmada, tutuklu sanıklardan Fahri Kepek'in kimlik tespiti yapıldı. Kepek, mobilyacı olduğunu, kriz nedeniyle işsiz kaldığını belirterek, boşandığı eşi ve velayetindeki 3 çocuğunun zor durumda olduğunu söyledi. Kepek, ''Evim kirada, sosyal güvencem yok'' dedi.

Duruşma, Cumhuriyet Savcıları Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın'ın dönüşümlü olarak iddianamenin özetini okumasıyla başlamıştı.

http://www.cumhuriyet.com.tr/?im=yhs&hn=80504

[img]http://www.aksam.com.tr/images/2009/06/11/cati.jpg[/img]
Daha kötüsü, memleketin catisi catirdiyor.
İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

Re: Rektörler, yazarlar, generaller davası başladı

İletigönderen bezgin » Sal Eyl 15, 2009 10:23

2. Malta Sürgünlerinde Dün


Balbay: Notlar bana ait değil

İkinci Ergenekon davasının tutuklu sanığı Cumhuriyet gazetesi Ankara Temsilcisi sanık Mustafa Balbay kendisine ait olduğu ileri sürülen notların kopyalandığını söyledi.

Hatice Tuncer / Hilal Köse

İstanbul- Üçüncü ve ikinci iddianamelerin birleştirildiği İkinci Ergenekon davasına, şiddetli yağışın etkisiyle tavanı çöken ve bazı bölümleri su altında kalan duruşma salonunun tamir edilmesinin ardından bugün devam edildi.

İddianamelerin “çok kısa özetleneceği” yönündeki mahkeme kararına karşın, satır satır okuduğunu savunan bazı sanık ve avukatları, “İddianamenin okunması eziyete dönüştü” diyerek tepki gösterdi.

Cumhuriyet gazetesi Ankara Temsilcisi ve yazarı Mustafa Balbay, kendisine atfedilen günlüklerin 2 dakika 33 saniyede oluşturulduğunu ifade ederek “Usain Bolt olsam bu kadar kısa sürede dosya oluşturamazdım. Çok açık bir şekilde kopyalama yapılmış” dedi. Balbay, kendisinin olduğu iddia edilen notlardan başkalarının da suçlandığına dikkat çekerek “Bu notların delil değeri taşıyıp taşımayacağına ilişkin bir an önce karar verilmesini” istedi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Cezaevi Kampusu bitişiğindeki duruşma salonunda görülen davanın 5. duruşmasına, mahkeme başkanı Köksal Şengün katılmadı. Heyete üye yargıç Hasan Hüseyin Özese başkanlık etti.

Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Mustafa Özbek, gazeteci Tuncay Özkan, emekli albay Atilla Uğur’un da aralarında bulunduğu 48 tutuklu sanığın geldiği duruşmaya, hastanede tedavisi süren tutuklu sanıklar Başkent Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Mehmet Haberal ve emekli Tuğgeneral Levent Ersöz katılmadı.

Davanın 55 tutuksuz sanığından Prof. Dr. Yalçın Küçük, emekli orgeneral Kemal Yavuz, emekli askeri Tanju Güvendiren, eski AKP milletvekili Emin Şirin, teğmen Noyan Çalıkuşu, Kuvayi Milliye 1919 Derneği’nden Hatice Bahtiyar, araştırmacı yazar Erol Mütercimler, gazeteci Adnan Bulut ve emekli albay İlyas Çınar da duruşmaya katıldı.

“Eziyet oluyor”

Savcıların iddianameyi okumaya başlayacağı sırada ayağa kalkan tutuklu sanık Ulusal Kanal hukuk müşaviri Emcet Olcaytu, mahkemenin 7 Eylül tarihinde iddianamenin “çok kısa özet” olarak okunmasına karar verdiğini anımsatarak “Savcılar satır satır okumaya devam ediyor. İddianamenin çok kısa özetlenerek okunması konusunda uyarı yapmak için mahkeme kararı çıkarılmasını talep ediyorum” diye konuştu.

Özkan ve eski polis müdür Adil Serdar Saçan’ın avukatı Celal Ülger de “İddianame sanıkların suç vasıfları anlaşılacak biçimde okunsun” dedi. Avukat Ülger şöyle devam etti: “İddianamenin okunması sanık haklarının korunması açısından kanuna konulmuştur. Ancak sanık sayısınını çokluğu, iddianamenin hacmi, fiziki şartlar nedeniyle iddianamenin okunması eziyete dönüştü. 500 sayfanın okunması 10 günü geçecek. Bu hakkın gerçek yerini alabilmesi için bütün sanıkların oy birliğiyle özetin özetinin okunmasını talep ediyorum.”

“Gerçekmiş gibi dinliyorlar”

Daha sonra Cumhuriyet Savcıları Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın iddianameyi kaldıkları yerden dönüşümlü olarak okumaya devam ettiler. Tutuklu sanık Özkan, duruşmaya öğle arası verildiği sırada da iddianamenin okunmasına tepki gösterdi. İddianame okunmadan önce delillerin CMK’ye uygun olup olmadığının tartışılması gerektiğini söyleyen Özkan, Savcılar Pekgüzel ve Taşkın’a dönerek, yüksek bir ses tonuyla, iddianamede kendisiyle ilgili bazı tespitlerin gerçek olmadığını belirtti. “İddianame gerçekmiş gibi okuyorlar, herkes dinliyor” diye konuştu.

“Günlükler bana ait değil”

Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde söz alan Cumhuriyet gazetesi Ankara temsilcisi Balbay, iddianamenin okunmasının suçlamaların yerleşmesini beraberinde getirdiğini ifade ederek “Bütün yaz boyunca avukatımla beraber suçlamalarla ilgili somut delilleri irdelemeye çalıştık. Ortaya atılan delillerin delil niteliği taşıyıp taşımadığına ilişkin vakitlice karar verilirse... Bu iddiaların sizin vicdanınızda da çok da kabul edilir olmayacağını düşünüyorum” dedi.

Öncelikle iddiaların delil niteliği taşıyıp taşımadığının irdelenmesi gerektiğini belirten Baybay, şöyle devam etti: “Bana atfedilen günlük adı verilen notlar bana ait değildir. Ekler verilmeden önce de bu iddiaların montaj gibi göründüğünü söylemiştim. Belgelere göre ben 10 yıllık notları 2 dakika 33 saniyede oluşturmuş gibi görünüyorum. Eskiden atletizmle uğraştım ama Usain Bolt olsam bu kadar kısa sürede dosya oluşturamam. Kopya olduğu açık. Bu kopya delil olarak değerlendirilir mi takdirlerinize bırakıyorum”

“İmajlar verilmedi”

1 Temmuz 2008 günü gözaltına alındığını, bilgisayarlarına el konulduğunu belirten Balbay, aradan 14 ay geçmesine karşın bilgisayarların imajının kendisine verilmediğine dikkat çekti. Kendisine yönelik dört usul hatasının yapıldığının altını çizen Balbay, Savcı Nihat Taşkın’ın 19 Ocak tarihli yazısına karşın hala bilgisayarın ya da imajının teslim edilmediğini, işyeri olan Cumhuriyet Gazetesi’nin Ankara Bürosu’nda el konulan bilgisayarların da imajının verilmediğini belirtti.

Balbay, “5 Temmuz’da çıkartıldığım mahkemede hakim Sedat Sami Haşıloğlu, bana sorular yöneltti. O sorulara ilişkin bilgisayar imajları 7 Temmuz’da çıkartılmış. CMK’nın 134. maddesine göre imajlar olay mahallinde verilmedi. Bunlar delil değeri taşır mı? Bana atfedilen notlar üzerinden başkaları da suçlandığı için bunların delil delil değeri taşıyıp taşımadıklarına ilişkin karar çıkartılması çok önemli” diye konuştu.

“Yargısız infaz yapılıyor”

Balbay, medyada yayımlanan gerçek dışı haberlere daha önce de dikkat çektiğini ifade ederek bazı gazetelerde çıkan “Balbay’ın ABD Büyükelçisiyle gizli kapaklı toplantı yaptığına ilişkin belge” haberini örnek göstedi.

Balbay, “gizli kapaklı” olduğu iddia edilen toplantının ABD Büyükelçisi ile Milliyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Fikret Bila, Referans Gazetesi Ankara Temsilcisi Erdal Sağlam ve Zaman Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Öncel’in de katıldığı resmi yemek olduğunu anlattı.

Tutukluluğunun sürmesinin mağduriyetini artırdığını ifade eden Balbay, “Daha baştan yargısız infaz” değerlendirmesinde bulundu. Cumhuriyet Gazetesi’nin Ankara Bürosu’nda yapılan bütün telefon görüşmelerinden sorumlu tutulduğunu vurgulayan Balbay “Muhabirler konuşmuş, gazetecilik ilişkileri var. Haber alıp haber veriyorlar. Bu sorular bana soruluyor” diye konuştu.

Yanıt veremeyeceği hiçbir sorunun olmadığını, gazeteciliğinden emin olduğunu vurgulayan Balbay, kendisiyle ilgili dört usul hatasının yapıldığının altını çizdi. Balbay, günlük olduğu söyleyen notların içeriğinin kopya ve farklı zamanlardaki metinlerin bir araya getirilmiş olduğuna dikkat çekti.

Geçmişim belli


Emekli Albay Atilla Uğur, iddianamede kendisinin PKK Terör Örgütü ile irtibatlandırıldığını ifade ederek “Ben hayatımı hainlerle mücadeleye adadım. Ben PK terör örgütü ile nasıl irtibatlandırılıyorum” diye konuştu.

Hakkında terör örgütlerinin hedefinde olduğu için koruma kararı çıkartıldığını anlatan Uğur “Savaş yoktur, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile onu ortadan kaldırmaya çalışan PKK terör örgütü vardır. Güneydoğu’da halkın yüzde 90’ı terör örgütüne lanet okumaktadır. Bakmayın bunların cazgırlıklarına. Barış için savaş olması gerekir. Bu bir rövanş alma savaşıdır. Faili meçhul cinayetlerden söz ediliyor. Asıl şehitlerimiz faili meçhuldur” diye konuştu.

Özbek: Tahliyemi istiyorum

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada konuşan eski Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Mustafa Özbek, 1971 yılında sendikacı olduğunu, 1975 yılından beri 34 sene Türk Metal Sendikası'nın genel başkanlığını yaptığını ifade ederek, 1985 yılından itibaren de devlet korumasında olduğunu kaydetti.

Özbek, 320 bin üyesi ile Türkiye'nin en güçlü sendikası olduklarını belirterek, şöyle devam etti:
''38 yıllık sendika hayatım boyunca 1 defa karakola gitmedim. Yasa dışı hiçbir eyleme katılmadım, yasa dışı hiçbir örgüte üye olmadım. Bizim fikrimiz zikrimiz belli. Bizim için devlet var olsun, gerisi önemli değil. 70 yaşında ve şeker hastasıyım. İnsülin kullanıyorum. Sabit mekanım var. 6 çocuğum ve 16 torunum var. 70 yaşından sonra herhalde bir yere kaçacak değilim. Bu devletin, milletin sevdalısıyım. Tahliyemi istiyorum.''

Özbek, milliyetçi, muhafazakar bir insan olduğunu belirterek, sendikanın bütün bürolarındaki evrakların dava dosyasında belge olarak yer aldığını, yasa dışı ve yasal her türlü kurumun sendikaya görüşlerini gönderdiğini, sendika yöneticileriyle yaptığı konuşmaların da suç olamayacağını dile getirdi.

Tutuklu sanık emekli Albay Levent Göktaş, Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu ile örgütsel irtibatı olduğu yönünde iddiaların bulunduğunu ifade ederek, Kanadoğlu'nun bu davadaki durumunun ne olduğunu öğrenmek istediğini söyledi.

Aynı zamanda avukat olan Göktaş, içeriğinde çok önemli bilgi olduğu söylenen ve birlikte çalıştığı bürosundaki bir avukatın odasında, masa üzerinde alelade bir şekilde açıkta bulunan bir DVD nedeniyle 8 ayı aşkındır tutuklu olduğunu kaydetti.

Bazı kişilerin özel hayatlarına yönelik bilgilerin yer aldığı bu DVD'nin içeriğini de savcılık tutanağında öğrendiğini dile getiren Göktaş, ''savcıları vurun'' dediği iddiasıyla Poyrazköy'deki kazılar nedeniyle 5 kişinin tutuklandığını, Levent Bektaş'a kesinlikle böyle bir şey söylemediğini, Bektaş'ın Silivri Cezaevi'ne kendisini görmeye gelmediğini anlattı.

Tutuklu sanık Kurmay Albay Mustafa Koç, jandarma içerisinde Cumhuriyetçi Çalışma Grubu adında bir oluşumun olmadığını söyledi.

Koç, Jandarma Genel Komutanlığına böyle bir oluşumun olup olmadığının sorulduğunu, verilen cevapta ise böyle bir oluşumun olmadığının belirtildiğini kaydetti.

Avukatların beyanları

Sanıkların beyanlarının ardından söz alan Mustafa Balbay'ın avukatı Aydın Metin, üçüncü iddianamede dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün savcılara verdiği ifadeler doğrultusunda, müvekkili hakkında iddiaların bulunduğunu söyledi.

Avukat Metin, iddianamede, Balbay ile ilgili bölümde müvekkilinin Mayıs 2003'te gazetesinde ''Genç subaylar tedirgin'' başlıklı haber yaptığının yer aldığını ve savcılığın iddianamede ''Bu haberi yapmak suretiyle varlığı iddia edilen örgütün amaçları ve istekleri doğrultusunda bir darbe hazırlama gayreti içinde olduğu'' şeklinde yorumda bulunduğunu kaydetti.

Özkök'ün ifadesine göre o dönemde TSK içinde bir takım sıkıntıların olduğunun yer aldığını anlatan Metin, ''Balbay'ın yaptığı haber doğru. Balbay'ın olsa olsa bu haberden dolayı ödüllendirilmesi gerekir. Bu haberden dolayı tutuklandı'' dedi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada mahkeme heyetine başkanlık eden üye hakim Hasan Hüseyin Özese, aldıkları kararları açıkladı.

Hakim Özese, taleplerin çok olması nedeniyle 18 Eylül Cuma günkü yapılacak duruşmada karara bağlanacağını belirterek, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına hükmettiklerini söyledi.

Özese, bir sonraki duruşmanın 17 Eylül Perşembe günü yapılacağını da bildirdi.

Cumhuriyet
İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

Re: Rektörler, yazarlar, generaller davası başladı

İletigönderen bezgin » Prş Eki 29, 2009 23:00

Ümraniye davasında gözyaşı

Siirt Komando Taburu’nda görev yaparken gözaltına alınan 2. Ümraniye davasının tutuklu sanığı Jandarma Astsubayı İlhan Bulayır’ın talebi, hem kendisinin he de salonda bulunan birçok kişinin gözyaşlarını engelleyememesine neden oldu. Tokat Jandarma Taburu’nda görev yaptığı sırada komutanı olan Taylan Özgür Kırmızı ile yaptığı telefon görüşmesi nedeniyle tutuklu bulunduğunu kaydeden Bulayır, “Kırmızı, yurt dışında bir dış görev olduğunu belirterek, ’Benimle çalışmak istermisin?’ diye sordu. Ben de, ’Sizinle her yerde görev yaparım’ dedim. Teröristlerle birçok çatışmaya girdim. Bir yakın dövüşte iki askerimi kaybettim. Vücudumda altı tane kurşun yarası var. Bu kurşunların ikisi hala vücudumda. Bölük komutanıyla telefonla konuştuğum için tutukluyum” dedi.

Gazilik beratım var ama
Bulayır, “Ailem hâlâ Siirt’te. Görevimin başına dönmemi bekliyor. Ama dağa çıkan, devlete, millete ihanet eden, askerimizi şehit edenler, Silopi’de dört saat içinde serbest kalıyorlar. Bunu anlamak çok zor. Oradaki hukuk kuralları ile buradakiler farklı işliyor. Ben komando kursu dışında istihbarat kursu da gördüm. İstihbarat görevi yapan biri suç olabileceğini kabul ettiği bir şeyi telefonda konuşmaz. Birçok başarı ödülüm var. Gazilik beratım var ama bugün vatan hainiyim” diye konuştu. Tutuklu sanık Jandarma Astsubay İlhan Bulayır’ın son sözlerini söylerken sesinin titreyip, gözlerinden yaş geldiği görülürken, salondaki diğer kişilerin de duygusal anlar yaşadığı gözlemlendi.

Haber: Salim YAVAŞOĞLU
http://www.yenicaggazetesi.com.tr/haber ... ?hit=25378


Bugün disarida olup Cumhuriyetimiz'e dair mesajlar vermelerini düsledigimiz, vatanseverlerimizin bayrami kutlu olsun. En cok onlar hakediyorlar.
İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

Re: Rektörler, yazarlar, generaller davası başladı

İletigönderen ilkkurşun » Cum Eki 30, 2009 1:01

ERDAL SARIZEYBEK

ATATÜRK'ÜN ORDU'YA SON MESAJINI BİLİYOR MUYDUNUZ!
"Zaferleri ve mazisi insanlık tarihiyle başlayan her zaman zaferle beraber medeniyet nurları taşıyan kahraman Türk ordusu!
CUMHURİYET'İN 15. YILDÖNÜMÜ'NDE ATATÜRK'ÜN ORDUYA SON MESAJI


29 Ekim 1938

"Zaferleri ve mazisi insanlık tarihiyle başlayan her zaman zaferle beraber medeniyet nurları taşıyan kahraman Türk ordusu!



Memleketini, en buhranlı ve müşkül anlarda zulümden, felaket ve musibetlerden ve düşman istilasından nasıl korumuş ve kurtarmışsan, Cumhuriyet'in bugünkü feyizli devrinde de askerlik tekniğinin bütün modern silah ve vasıtalarıyla mücehhez olduğun halde, vazifeni aynı bağlılıkla yapacağına hiç şüphem yoktur.

Bugün, Cumhuriyet'in 15. yılını mütemadiyen artan büyük bir refah ve kudret içinde idrak eden büyük Türk milletinin huzurunda kahraman ordu, sana kalbî şükranlarımı beyan ve ifade ederken, büyük ulusumuzun iftihar hislerine de tercüman oluyorum.

Türk vatanının ve Türklük camiasının şan ve şerefini dahilî ve haricî her türlü tehlikelere karşı korumaktan ibaret olan vazifeni her an ifaya hazır ve âmade olduğuna, benim ve büyük ulusumuzun tam bir inan ve itimadımız vardır.

Büyük ulusumuzun orduya bahşettiği en son sistem fabrikalar ve silahlarla bir kat daha kuvvetlenerek büyük bir feragat-i nefs ve istihkâr-ı hayatla her türlü vazifeyi ifaya müheyya olduğunuza eminim.

Bu kanaatle kara, deniz, hava ordularımızın kahraman ve tecrübeli komutanları ile subay ve eratını selamlar ve takdirlerimi bütün ulusun muvacehesinde beyan ederim.

Cumhuriyet Bayramı'nın 15. yıldönümü hakkınızda kutlu olsun..."

Mustafa Kemal ATATÜRK
Bir gün o tabiat çocuğu tabiat oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu; Türk oldu. Türk budur. Yıldırımdır. Kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir." MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
Resim
Kullanıcı küçük betizi
ilkkurşun
Üye
Üye
 
İletiler: 99
Kayıt: Cum Eki 23, 2009 15:40


Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x