Resmi belgelerle Ermeni vahşeti -11-

Resmi belgelerle Ermeni vahşeti -11-

İletigönderen Türk-Kan » Çrş Ara 31, 2008 23:17

Resim

Tuğgeneral üniformalı Ermeni cani; Antranik

Mehmetçik karşısında hiçbir zaman direnç gösteremeyen Ermeni Taşnak çetesinin en ünlü komutanı General Antranik, hıncını masum halktan çıkarmıştı. Haine bağlı çeteler, Doğu Anadolu’da terör estirmişti

Birinci dünya savaşından önce ve savaş esnasında, Ermeni taşnak çetesinin en ünlü komutanı olan General Antranik, 1865 yılında Şebinkarahisar’da doğdu. Cinayetlerle daha çocuk yaşta tanıştı. Babası ile tartışan bir Türk’ü öldürdükten sonra İstanbul’a kaçtı. Burada bir süre geçici işçi olarak çalıştı. Genç yaşta Hınçak çetesine mensup Ermenilerle işbirliği yaparak, bir Türk polis şefini öldürme işini üzerine alınca hapse atıldı. Ancak, çeteler hemen imdadına yetişti. Antranik’i hapisten kaçıran komitacılar, kendisini Batum’a gönderdi.

İsyanlara bizzat katıldı

1884 ve 1896 yıllarında Ermenilerin Sason, Muş ve Van’da çıkardıkları isyanlara bizzat katıldı. 1901 yılında çıkan Muş isyanında binlerce masum Türk’ü katlederek, Antranik Paşa lakabını aldı. O dönemde Londra’da bulunan Ermeni Bogos Nubar Paşa, Anranik’e gönderdiği telgrafta, bütün güçleriyle Van, Erzurum ve Bitlis’i savunmasını isteyerek, her türlü finansal destek garantisi veriyordu. 1904’te Batılı devletlerin müdahalesi üzerine Bulgaristan’a yerleşti. Meşrutiyet’in ilanından sonra İttihat ve Terakki rejimiyle işbirliğini savunan Taşnaksutyun yönetimine karşı tavır aldı. 1914’te Erzurum’da toplanan 8.ci parti kurultayı, yaklaşan Dünya Savaşında Osmanlı Devletine sadık kalma kararı alınca parti yönetimine baş kaldırarak Rusya’ya geçti. Rus ordusuna bağlı Ermeni gönüllü alaylarını örgütledi.

İhanet edince kulağını kestiler

Mart 1915’te Van’da başlatılan isyanı destekledi. Ocak 1916’da Rus ordusuyla birlikte Bitlis’e girdi. Van olaylarına misilleme olarak kenti yaktı ve sivil halktan çok sayıda kişiyi öldürttü. Kazım Karabekir komutasındaki Türk askerleri tarafından yakalanan hain kulağı kesilerek cezelandırıldı. Hiçbir zaman Osmanlı ordusuna karşı duramamış sadece sivil masum halkı katletmişti. Son olarak Karabekir Paşa’nın Erivan sınırlarına kadar ilerlemesi nedeniyle görevine yine ruslar son vermişti.

Ermenilere de savaş açtı

1918 başlarında Rus ordusunun dağılması üzerine Erzurum’da Batı Ermenistan geçici hükümetini kurdu. İlerleyen Türk orduları karşısında hezimete uğrayınca Kafkasya’ya çekildi. 28 Mayıs 1918’de kurulan Ermenistan Demokratik Cumhuriyeti Türkiye ile anlaşma yoluna gidince, yönetimle bağlarını kopardı. Kendisine bağlı birliklerle Ermenistan’ın güneyindeki Zangezur Dağlarına çekilerek gerilla hareketi başlattı. Kendi resmini taşıyan bayrağıyla Nahçevan ve İran Azerbaycan’ına seferler düzenledi. Ermeni hükümetiyle barışmaya razı oldu ve tuğgeneral rütbesini aldı. Batılı ülkelerin dev-reye girmesiyle ülkeyi terk ederek ABD’ye yerleşti.

Erivan’a heykeli dikildi

Aynı zamanda gerilla lideri olan Antranik, 1922 yılında önce Avrupa’ya, oradan da Amerika’ya geçti. Fresno’ya yerleşti. 1927’de burada öldü. Bir sene sonra kemikleri Paris’e getirilerek Père Lachaise Mezarlığına gömüldü.1965 yılında, doğumunun yüzüncü yıldönümü sebebiyle, Ermeniler tarafından bir çok yerde anıldı. 1999 yılında ise Ermenistan’da Antranik için gümüş hatıra paraları ve kartpostallar bastırıldı. 15 Şubat 2000 yılında ise, Paris’teki kemikleri buradan Erivan’a getirtildi ve devlet töreniyle yeniden gömüldü. Erivan’ın ana meydanına Antranik heykeli dikildi.

Tverdohlebof’un anılarında adı sıkça geçiyor

Rus Yarbay Tverdohlebof’un 1917 ve 1918 tarihleri arasında Erzurum’da görevliyken tanık olduğu olayları anlattığı “Gördüklerim Yaşadıklarım” adlı anı çalışmasında da Antranik adı sıkça geçiyor. Genelkurmay Başkanlığı tarafından kitap haline getirilen çalışmada şöyle deniyor: “Antranik, 17 Şubat’ta Erzurum’a geldi. Hiçbir zaman Ermeni tarihiyle ve onların iç politik hayatlarıyla ilgilenmediğimiz için, Antranik’in Türk uyruklu olduğundan, Türk Hükûmeti tarafından eşkıya ilan edildiğinden ve idama mahkum edildiğinden, hiçbirimizin haberi yoktu. Antranik, üzerinde muharip nişanları ve askeri haçı bulunan Rus tuğgeneral üniformalıydı. Antranik geldikten sonra kale komutanlığı vazifesine başladı. Antranik’in geldiği gün, özellikle de Tepeköy’de Ermeniler, cinsiyet ve yaş ayrımı gözetmeksizin tüm silahsız sivil halkı katlettiler.

Türkler kayboluyordu

Sivil halka yönelik münferit şiddetin ardı arkası kesilmiyordu. Ermeniler, faaliyetlerini şehirden, bizim göremeyeceğimiz civardaki köylere taşımışlardı. Şehre yakın köylerdeki Türkler kayboluyorlardı. Bu kayıpların nasıl ve nereye olduğunu bilmiyorum. Silahsız, yaşlı, kadın ve çocuk öldürdüklerini öğrenince, eski Romalı tarihçi Petroni’nin haklarında: ‘Ermeniler de insandır, fakat evlerinde dört ayakları üzerinde yürürler” sözü aklıma gelmişti.

Sivil halka acımadılar

Ermeni çeteler, kaçmadan önce karşılarına çıkan sivil halktan hiç kimsenin gözünün yaşına bakmadı.

Kaçarken bile katliam yaptılar

Sivilere saldıran çeteler, aralarında çocuk ve yaşlıların da bulunduğu 800 Türk’ü kurşuna dizdi

Rus Yarbay Tverdohlebof, anılarını yazdığı kitabında Erzincan’daki bir çatışmadan bahsederken, 800 Türk’ün katledildiğini saldıran Ermenilerden yalnızca bir kişinin öldüğünü vurgulayarak, Erzurum’un Ilıca köyünde silahsız sivil halkın yine Ermeniler tarafından katledildiğini anlatıyor:

“7Kışla binalarında arama yapmaya başladım. Kışla hamamına kilitlenmiş, korku ve dehşet içindeki 70’ten fazla Türk’ü buldum. Burada, kışlanın yanı başında, evlerden birinin çatısında aynı gün kimliği belirsiz Ermeni bir asker tarafından açılan tüfek atışıyla sebepsiz yere zavallı, hasta, sivil bir kişinin öldürüldüğünü öğrendim. Ne yazık ki, bu olanlarla ilgili olarak ve tarafımdan kurtarılan sivillerin isimlerinin de bulunduğu tutanak, Erzurum’un 12 Mart’ta Türk Birlikleri tarafından alınışı sırasında Topçu Komutanlığının diğer evraklarıyla birlikte kayboldu.”

Rus Yarbay Tverdohlebof’un Türk ve Rus arşivlerine giren anıları, Ermeni diasporası ile diasporaya kucak açan Batı ülkeleri tarafından görmezden geliniyor. Tverdohlebof, Kafkasya cephesinde savaşan Rus askerinin cepheyi yavaş yavaş terk etmeye başlamasıyla birlikte paniğe kapılan Ermenilerin, Rus ordusunu mümkün olduğunca Türkiye topraklarında tutma gayretlerini de dile getiriyor.

Tverdohlebof, Ermenileri bu dönemde Rus askerini kendilerine kalkan olarak kullanma çabasını vurgularken, bölgeye Türklerin gelmesiyle birlikte katliamcıların kuyruklarını arkalarına sıkıştırarak kaçmalarını ise “Cesur Ermeni piyadeler, Türk askerinin geldiğini duyunca fırtına hızıyla ortadan yok oldu” diye anlatıyor.


YARIN: Hınçaklar Talat Paşa’ya suikast hazırlığında


Resim
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Şu dizine dön: Resmi belgelerle Ermeni vahşeti

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x