Resmi belgelerle Ermeni vahşeti -7-

Resmi belgelerle Ermeni vahşeti -7-

İletigönderen Türk-Kan » Pzr Ara 28, 2008 23:44

Resim

Ermeniler beşikteki bebeklere bile kıydı

Kana susamış Ermeniler, bastıkları köylerde çoluk-çocuk demeden herkesi katletti. Subatan’da çetelerin zulmünden bebekler de nasibini aldı

Kars’a bağlı Subatan Köyü’nde yapılan kazılar, Ermeni vahşetinin korkunç boyutunu bir kez daha belgeliyordu. Köye baskın düzenleyen Ermeni çeteler, aralarında çocuk, kadın ve yaşlıların da bulunduğu 570 kişiyi hunharca katlediyordu. Subatan toplu mezar kazısında incelemelerde bulunan ünlü arkeolog Prof. Dr. Cevat Başaran, mezalim hakkında şunları yazmıştı:

Korkunç manzara

“1915-1918 yılları arasında Doğu Anadolu’da meydana gelen acı olayları gerçek yönleriyle ortaya koymayı amaçlayan toplu mezar kazılarından birisi de Kars-Subatan’da yapıldı. Bugün yaklaşık 20-30 hanelik Müslüman nüfusu barındıran Subatan köyündeki kazı çalışmaları, olayları yaşayan görgü tanıklarından 120 yaşındaki Fâriz Öztürk ile 95 yaşındaki Durağa Öztürk’ün sözlü ifadeleri doğrultusunda, köyde belirlenen dört ayrı toplu mezar yerinden Köseoğulları mahallesindeki merekte (samanlık) yürütüldü. Ele geçen iskeletlerin çoğunluğunun 0-1 yaş arası çocuklara ait olduğu izlendi.”

Kafasında balta izi

Kuzey-güney doğrultusunda konumlanan iki iskeletin bir ana ile kızına ait olduğunu yazan Prof. Dr. Cevat Başaran, tüyler ürperten Ermeni vahşetini gelecek nesillere aktarmak açışından tarihe şu önemli notları düşüyordu: “Kadın sağ yanı üzerine düşmüş ve sol koluyla kucağındaki çocuğa sarılmış. Kadının kafatasında belirlenen iki darbe izi, bunların özellikle kafalarına vurulan olasılıkla balta ya da kesici aletlerle katledildiğini gösterir niteliktedir. İlk harekette fazla etkili olmayan balta, ikincisinde kafatasını derinlemesine ikiye ayırmıştır. Buradaki ilk çalışmalar sonrasında 12 çocuk ve 3 yetişkin iskeleti ortaya çıkarılmıştır. Bu buluntular, Kars Müzesi’nde açılan Katliâm Bölümü’nde sergilenmeye alındı.”

Bulgular örtüşüyor

Ermeni mezaliminin yaşandığı bölgede, yaklaşık bir asır sonra bu incelemeleri yapan çok sayıda akademisyen, olayın görgü tanıkları olan Fariz Öztürk ile Durağa Öztürk’ün ifadeleri ile elde ettikleri bulguların örtüştüğünü gördü. Öztürk ailesinin ifadelerine göre, 25 Nisan 1918’de Kars ve Sarıkamış’tan geri çekilen Taşnak-Ermeni çeteleri, o zamanlar Türk, Ermeni ve Rumlar’ın birlikte yaşadığı Subatan köyüne saldırdı. Her yana gelişigüzel ateş açan Ermeni çeteler, ele geçirdikleri köylüleri de bulundukları yerde acımasızca öldürürler. Subatan köyünde toplam 570 kişinin katledildiği ortaya çıktı.

Hamile kadınların karnını süngülerle deştiler

Subatan’da yaşanan vahşet, tanıkların verdiği bilgiler ışığında yapılan kazılarla gün ışığına çıkmıştı. Katledilen masumlar arasında, kundaktaki bebeklerin de olması tüyleri diken diken etmişti. Caniler bu günahsızlara da acımamıştı. Arşiv belgelerinden elde edilen fotoğraflara ve kazı sonrası ulaşılan bulgulara göre kafalarına baltalarla vurularak veya karınlarına süngü sokularak öldürülen kadın ve çocuklarla, yaşlı erkekler sokaklarda bırakılmıştı.

Ahırlara doldurup katlettiler

Bir başka toplu mezar da Van’ın Zeve şehitliğinde bulundu. Arkeolog Prof. Dr. Cevat Başaran’ın tespitleri yine oldukça çarpıcıydı: “Van’ın Çitören köyü yakınında yer alan Zeve Şehitliği’nde 4 Nisan 1990’da başlanan kazı çalışmaları, olayı yaşayan görgü tanıklarından İbrahim Sargın’ın sözlü ifadeleri doğrultusunda yapıldı. 30-40 cm. kalınlıktaki dolgu toprağın kaldırılmasından sonra topluca öldürülmüş insan iskeletleriyle karşılaşıldı. Bulgular, görgü tanığı ifadesi ile birleştirilince şu bilgilere ulaşıldı. 1915 yılında Rusların desteğinde bölgeye giren Ermeni çeteciler, köyleri basıp sivil Türk ve Müslüman halkı katletmeye başlarlar. Yakın çevredeki 8 köyden topladıkları yaklaşık 2 bin 500 kişilik bir topluluğu zorla Zeve köyüne getiren çeteler, bunları rasgele evlere ve ahırlara doldurup delici ve kesici aletlerle işkence yaptıktan sonra insanların üzerine ateş açmış. Ardından da bütün evleri yakmış. Kazıda ortaya çıkarılan malzemeler Van Müzesi Katliam Bölümü’nde sergileniyor.”

Hainlerin cephanesi kiliselerde saklandı

İzmir’deki silah, cephane ve dinamitlerin, kentteki Ermeni kilisesinde gizlendiği ortaya çıkacaktı. Urfa’da görevli Ermeni komitalar, Rusların saldırısı halinde Türk ordusunun çekilişini önlemek ve ülkede isyan çıkarmakla yükümlüydü. Komitacı Ermeniler Urfa’daki Ermeni mahallesinin evlerinden cephanelik olarak yararlanıyordu. Bir Ermeni kilisesi bulunan Kirmuş’ta isyan başladığı zaman hükümet hemen asker ve jandarma gönderdi ancak bunların çoğu öldürüldü. Hükümetin takviye kuvvetleri gelene kadar Ermeniler, Müslüman halkının büyük çoğunluğunu türlü işkencelerle katletmişti.

Misyonerler de yardım etti

Talat Paşa anılarında, Urfa’nın, önemli bir Ermeni merkezi olduğunu yazıyordu: “Bu işte İngiliz, Fransız ve Rusların da yardımları oldu. Bodrumlar ve başka yerler cephane ve silahlarla doldurulmuş, 9-10 hafta yetecek kadar gıda maddesi stok edilmişti. Ermeniler İtilaf Devletleri konsoloslarından büyük ölçüde yardım görmüştü. Amerikan misyonerleri, söz gelimi misyoner Lesie, bayrak ve giyim eşyası vemişti. Başarılarından emin olan Ermeniler, Osmanlı kuvvetlerine karşı harekete geçmekte duraksamamışlardı. Adı geçen misyoner sonradan zehir içerek intihar etmiştir. Bıraktığı yazıda, hareketlerinden yalnız kendisinin sorumlu olduğunu ve Ermeni isyanına katılmış olmayıp sürüklendiğini yazmaktadır.”

Papaz ve öğretmenler çetelere katılıyordu

Batı’nın kışkırtması sonucu Ermeni papazlar ve misyoner okullarında çalışan öğretmenler de çetelere katıldı. Bursa isyanına, Ermeni öğretmen ve din adamlarının katıldığı çok geçmeden anlaşıldı. Adana’da da Ermeniler İtilaf Devletleri donanması lehine casusluk yapıyorlardı. Trabzon ve Ermeni illeriyle sınırdaş olan Karahisar sancağı, Sivas ile Ermeni hareketleri için önemli bir üs rolü oynuyordu. Komitalar, buralara bir çok üyesini din adamı ve öğretmen olarak gönderiyor ve isyan fikirlerini yayıyorlardı.

2-15 Haziran 1915’te Ermeni mahallesinde silah araştırmaları yapan polisler öldürüldü. Aynı zamanda telgraf telleri kesilerek Karahisar’ın başka yerlerle haberleşmesi önlendi.

Karahisar kalesine çekildiler

Müslüman halk bir gün ve bir gece kurşun ve bomba saldırıları altında kaldıktan sonra Ermeniler, reisleriyle birlikte büyük çapta savunma hazırlıkları yapılmış olan Karahisar kalesine çekildi. Burada pek çok cephane ve gıda maddeleri stok edilmişti. Buradan bütün şehir ateşe verildi. Bunun üzerine dışarıdan çağırılan kıtalar kaleyi kuşattılar, Ermeniler yirmi beş gün savunmada kaldı. İsyanda 84 asker canından oldu.

Seferberlikten sonra bu propaganda arttırıldı. Serponil adlı biri din adamı görünümü altından bütün ili dolaşarak halkı silahlı ayaklanmaya kışkırtıyordu.


YARIN: Amerikalı subay soykırıma tanıklık etti



Resim
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Şu dizine dön: Resmi belgelerle Ermeni vahşeti

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x