
Yerel seçimler sonrası Başbakan
Yardımcısı Cemil Çiçek çok önemli bir uyarı yaptı. Özetle (ve mealen) şunu dedi:
PKKnın partisi DTP, Doğu ve Güneydoğu Anadolunun büyük bölümünü kazandı. Hatta Ermenistan sınırına bile dayandılar (Iğdır). Sınırlar birleşmek üzere. Bu çok büyük tehlikedir.
Yani, Vatan bölünme tehdidinde demek istiyor.
İktidarda olan kim?
Kendileri.
Sorumlu kim?
Kendileri.
Ama yine de, böyle bir parti ve iktidarın üyesi olarak bu uyarıyı yapıyor olması dikkate değer.
Başbakan Erdoğan bu açıklamaya da çok kızdı İngiltereye giderken.
Ama aslında o da böyle düşünüyor. Çünkü, seçim öncesi o bölgeleri DTPnin elinden almak için çok çalıştı. Diyarbakırı istiyorum demiş; DTPli Belediye Başkanı Osman Baydemir de Burası kalemizdir. Gel de al karşılığını vermişti.
SKANDALLAR!..
Irakın kukla Cumhurbaşkanı Talabani, Ben PKK ya silah bıraksın, ya da Irakı terk etsin demedim açıklamasını yaptı.
Zaten, yıllardır PKKyı destekleyen Talabani ve Barzaniden böyle bir şey beklemiyorduk. O, zaman zaman böyle numaralar yapıyor. Yaptığı için de kendisine Ortadoğunun dansözü yakıştırması yapılıyor.
Peki bunun aslı ne, ona bakalım.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, böyle birini ziyarete gitti. Gitmeden önce de İstanbulda gûya Dünya Su Forumu yapıldı. Suyla ilgili ne kazancımız oldu bilinmiyor ama, o toplantının neredeyse şeref misafiri Talabani idi ve Cumhurbaşkanı Gül ile kol kola resimler verdi!..
Abdullah Gülün Iraka gidişindeki tepkileri yumuşatmak için Talabani, baştaki o sözü söylemiş gibi medyaya sızdırdılar. Talabani de bunu yalanlamadı. Herkese de -bir kez daha- Talabani yola geliyor havası verildi. Amaç buydu. Aradan neredeyse bir ay geçtikten sonra Talabani PKK silah bıraksın demedim diyor.
Dese de inanmıyoruz zaten.
* * *
BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlunun kuşkulu helikopter kazası, kuşkulu arama ve kurtaramama faaliyetleri ve suikast iddiaları sürüyor. Daha önce yazmıştım. BBP Genel Başkan Yardımcısı Remzi Çayırın olay yerinden bana telefonla yaptığı açıklamalar çok ilginçti!..
* * *
Bir dergi (MediaCat), Atatürkün Harf Devrimi nedeniyle kara tahta başında halka açıklamalar yaptığı resimde fotomontaj yaptı.
Atatürkün başını kapatıp, üzerine ABD Başkanı Obamanınkini koydu!..
RECEP YAZICIOĞLUNDAN SONRA..
Bütün bunlar olurken gözden kaçan önemli bir gelişmeyi açıklayayım.
Yerel seçimden bir hafta önce,
Ankarada bir mağaza
Süper Hediye! adı altında özendirme (promosyon) yapıyor. Büyük mağazanın içinde çeşitli şirketlerin ürünleri satılıyor. Bu şirketlerden biri de klozet takımı satıyor. (Firmanın adı Ç ile başlıyor)
Diğer şirketler akla uygun hediyeler verirken, bu klozet takımı satan şirket akla zarar ne veriyor biliyor musunuz?
Tahmin bile edemezsiniz.
Atatürk büstü veriyor!..
Diyor ki, Klozet takımı alana Atatürk büstü hediye!..
Ben rezalet diyorum, siz ne diyorsunuz?
Özendirme, promosyon mu?
Eğer öyleyse neyi neyle özendiriyoruz???
