Said-i Nursi, Sikke-i Tasdik-i Gaybi adlı risalesinde kendi yazılarını Kuranla özdeş sayar, kendini Allahla konusan peygamberle eş tutar. Nitekim şöyle bir yorum getirir :
Risale-i Nuru Allah Kuran-ı Kerimde imzalamıştır. Basta Hz. Muhammet olarak Hz. Ali, Abdulkadir Geylani, Muhittin Arabi ve öteki büyükler de Risale-i Nur'a imza koymuşlardır.
Said-i Kürdi Isparta'da yazdığı lemalardaysa şunları söylüyor :
Risale-i Nur girdiği her yeri kutsallaştırmış, bu arada Isparta'ya mübareklik kazandırmıştır. Risale-i Nur, Isparta'ya bütün illerin üzerinde bir dindarlık meziyeti kazandırmıştır.
Kendini böylece Allah yerine de koyan Said-i Nursi(Said-i Kürdi), Sönmez Risalesinde su sözlerle Risale-i Nuru övmektedir :
Risale-i Nur Kuranın aynasıdır, bir mucize niteliğindedir
Risale-i Nura kimse karşı koyamaz; onunla boy ölçüşemez, hiçbir kitap ona denk tutulamaz.
Said-i Nursiye göre Risale-i Nur, kendisine Allahın isteği üzerine dolaysız olarak indirilmiştir. Bediüzzaman Cevap Veriyor, 1960 adlı yazıda da Risale-i Nur, Said-i Nursiye Allah tarafından verilmistir. denmektedir.
İslam dinine göreyse Allah dört peygambere kutsal kitap indirmiştir. Tersini iddia eden sahte peygamber Kürt Saitin ardından gitmek sapkınlıktır.
Nursi'nin Mesnevi-yi Nuriye adlı yazısındaysa şu ifadeler vardır :
Risale-i Nur, Kuranın bir mucizesi olduğundan her şeyde bir marifet penceresi açmıştır. Bu kitap, Kuran'a ait bir sırrı çözerek bir yıllık bir işi bir saatte bitirecek duruma gelmiştir... Risale-i Nur, Musa peygamberin asası gibi nereye değdiyse oradan su çıkarmıştır.
İslam dinine göre başta insan olmak üzere, bütün yaratılmışlar kendi dillerince Allahın adını anarlar. Bizim Said-i Nursi ise bakınız bu konuda ne der:
Risale-i Nur'u sadece kuşlar değil, gökte ve yerde bulunan bütün varlıklar alkışlar.
Said-i Nursi yazılarının çoğunda kendini kimi yerde üstü kapalı, kimi yerde çok açık olarak Allahla aracısız konuştuğunu vurgular. Onun Hizmet Rehberi dediği yazısında şu ifadeler vardır :
...Ama onda (Risale-i Nur'da) yazılanlar Kuranın malıdır. Hepsi Allahtandır... Peygamberimiz Kuran-ı Kerim'in sadece bir tercümanıydı. Üstat da (Said-i Kürdi) Risale-i Nur'un sadece bir tercümanı gibidir.
İman Hakikatleri başlıklı yazısında söyledikleriyse ürperticidir :
Risale-i Nur, peygamberimizin risaletini yani peygamberliğinin bir mirasını üstada verir.
Risale-i Nur'un Hizmet Risalesi bölümünde geçen şu sözler de ilginçtir :
Risale-i Nur'a itiraz edilemez. Yapılacak her itiraz en ulu kişilerden , Kutbu'l Azam'dan da gelse aldırış edilmemeli.
İslam terminolojisinde Kutbul Azam peygamber demektir.
Said-i Nursinin eserlerinden birkaç örnek daha :
Kuran-ı Kerim ve Risale-i Nur, rahman ve rahim olan Allahın bir indirişidir. Kuran-ı Kerim ve Risale-i Nur'un indirilişi aziz ve hakim olan Allahtandır.
"İşte o nur hem Kuran-ı Kerimdir hem de Risale-i Nurdur.
Risale-i Nur'un 129 parçası Kuran'dan uzanan elektrik telinin ucuna takılan 129 elektrik lambası gibidir.
Kuran-ı Kerimdeki Secde suresinin 2. ve 3. ayetleri, Said-i Nursi'ye göre Risale-i Nur'u anlatmaktadır. Nurculara göre Risale-i Nur öyle bir kitaptır ki Fussilet suresi 33. ayette de anlatılan Nur tarikatı üyeleridir.
Said-i Nursi'ye göre de Hiç bir sözün kendisininkinden daha güzel olamayacağı söz , Risale-i Nur külliyatından olan Sözler adli risaledir. Fussilet suresi 33. ayette de işte bu kitap anlatılmak istenmiş ve övülmüştür.
İslam dininin ve de Kuran-ı Kerimin nasıl çarptırmalara uğratılarak Nurculuk denilen sayıklamanın desteklenmek istediği, Allah buyruğuymuş gibi gösterilmeye çalışıldığı açıkça ortadadır.
Said-i Nursi Nur Meyveleri adlı yazısında da şöyle der :
Risale-i Nur okumak veya yazmak alim olmak için yeterlidir, başka bilgiye gerek yoktur.
Said-i Nursiye göre Risale-i Nur, kendisine hizmet edenleri en başta Nur talebelerini mutlak cennete götürecektir. Ortaçağ Avrupasında kiliseler de varsıl (zengin) kişilere büyük paralar karşılığında cennetten arsa satıyorlardı.
Kaynak