Robert Bosch Vakfı'na ve Diğerlerine Savaşmadan Yenilmek
Yukarıdaki metin, Almanya kökenli Robert Bosch Vakfı'nın “Kolleg” programı yöneticisi Günter Verheugen'in, Ocak ayında (2013) T.C. İçişleri Bakanlığına yazdığı, Berlin ve Varşova’da yapılacak “iyi yönetim” seminerlerine katılmak için bakanlıkta çalışan genç yöneticileri davet eden mektubudur. 1
Robert Bosch Vakfı, Almanya devletinden para alan, bu parayı yabancı ülkelerde Almanya çıkarlarına uygun etkinliklerde, yabancı ülkelerin yönetici ve vatandaşlarını Almanya'nın politikalarına uygun bir biçimde "etkilemek" için kullanan "stiftung"lardan biri. Adını Bosch şirketinin kurucusundan alıyor. Necip Hablemitoğlu'nun ifadesiyle "Almanya sempatizanı etki ajanlarını bulmak ve yetiştirmekle yükümlendirilmiş" bir vakıf.
R. Bosch Vakfı 2000'de Türkiye'de şube açtı. Eğitim, kültür, kariyer alanlarında seminer, öğrenci değişimi vb. "program"larla etkinliklerini sürdürüyor. Örneğin (Zonguldak) Devrek Anadolu Lisesi ile Almanya'daki Holzkamp Lisesi arasında uygulanan öğrenci değişim programını destekliyor.
Mektubu yazan Günter Verheugen ise geçmiş dönemlerde KKTC ve Türkiye'nin içişlerine burnunu sokan açıklamalarıyla bilinen bir zamanların Avrupa Birliği görevlisi.
G. Verheugen'in, "Carl Friedrich Goerdeler-İyi Yönetişim Okulu-Kolleg" programı için yazdığı mektup, İçişleri Bakanlığı tarafından 81 ilin valiliklerine de gönderildi 2 :
"Genç yönetici"leri seminere davet eden mektup aynı zamanda il valilikleri tarafından çeşitli yerel makamlara yollanmış. Örneğin Rize 3 :
Kısaca, kendine adam devşirmek için etkinlikler düzenleyen yabancı bir kuruluşun çağrısı, Türkiye Cumhuriyeti'nin resmi makamları tarafından Türkiye'nin her yanındaki resmi kurumlara gönderildi.
R. Bosch Vakfı, Türkiye’de etkinlik gösteren onlarca yabancı kuruluştan yalnızca biri. Mustafa Yıldırım'ın Sivil Örümceğin Ağında kitabında pek çok yabancı kuruluşun etkinlikleri ve yerel işbirlikçileri incelenebilir. Türkiye'nin bugünkü içler acısı durumunda bu gibi dış kökenli ilişkilerin ve etkinliklerin etkisi olduğu açık. Bu etkinliklerin amacı ve sonuçları iyi değerlendirilmeli. Nereye vardığımız iyi bilinmeli.
On yıllar önce eski Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil'in itirafı "vehamet"i anlatmaya yardımcı olabilir:
"CIA benim altımı oyar. Elinde imkan var adamın. Girmiş en fiziksel bir biçimde. Onun için hiç şaşmam, arasam da bulamam ki, nasıl yaptı bulamam."
İsmet İnönü de aynı dertten yakınıyordu:
"Bir görev veriyorum, sonucu bana gelmeden Vaşington’un haberi oluyor. Sonucu memurumdan önce sefirden öğreniyorum."
Amerikan Yardım Örgütü AID'in görevlisi Richard Podol, 1963'teki raporunda şöyle öneriyordu:
“Geniş ölçüde Türk yöneticilerini indoktrine etmek (beyin yıkamak, fikir aşılamak / E.S.) gerekir. Burada özellikle orta kademe yöneticiler üzerinde durmak yerindedir. Amaç, bunlara yeni davranışlar kazandırmaktır. Bu grubun yakın gelecekte yüksek sorumluluklar mevkilerine geçecekleri düşünülürse, bütün gayretlerin bu kimseler üzerinde toplanması mantık açısından doğrudur.” 4
Bu strateji doğrultusunda ABD ve Almanya kaynaklı sivil örümcek kuruluşları, Türkiye’nin damarlarına sızmaktadır. Bunlar efsane değil, Batı sömürgeciliğinin ele geçirme araçlarıdır.
Dipnotlar
1 Mektuba şu adresten ulaşılabilir: http://www.golbasi.gov.tr/ortak_icerik/ ... 4-2013.pdf
2 Mektuba şu adresten ulaşılabilir: http://www.rize.edu.tr/haber/files/12022013/kolleg.pdf
3 A.g.y.
4 Podol Raporunun ayrıntıları için bkz. Yalçın Doğan, Cumhuriyet, 17-18-19.08.1975, aktaran Emin Değer, Oltadaki Balık Türkiye.
Erhan SANDIKÇI, 27 Eylül 2013
sandikcierhan@gmail.com