Rusya'da açılan bir davada, Rusçaya çevrilen Said-i Nursi kitaplarının yasaklanması istendi. Savcı: "Bu kitaplar ılımlı İslamcıyı radikal, hatta terörist yapabilir."
Rusyada iki yıldan beri kapalı kapılar ardında ilginç bir din propagandası davası görüldüğü ortaya çıktı.
Rusya Başsavcılığının, Said-i Nursi kitaplarının Rusça çevirisinin ülkede yayınlanmasına karşı çıktığı, önce Müslüman halkın çoğunlukta bulunduğu Tataristan Özerk Cumhuriyetinde, ardından da başkent Moskova mahkemelerinde bu kitapların geniş kitlelere ulaşmaması için davalar açıldığı öğrenildi.
Rusya yönetiminin resmi yayın organı konumundaki Rossiyskaya gazeta gazetesi 28 Nisan tarihli sayısında bir yıldan beri kapalı mahkemelerde ele alınan davayı gün ışığına çıkardı.
Gazeteci Vladimir Poletayev tarafından kaleme alınan haberde Kuranı Kerim yorumcusunun kitapları terörizm kışkırtıcılığı yapıyor satırı okunuyordu. Peki işin temelinde ne var? Rusya resmi yetkilileri Nursiye neden istenmeyen adam ilan etmek için yoğun çaba sarf ediyor?
Rossiyskaya gazeta bu soru işaretine de izahat getirmeye çalışıyor. Tam bir yıl önce, 28 Mart 2005 tarihinde Tataristanın Naberejni Çelna kasabasında Hursi hareketi ortaya çıkıyor. Said-i Nursi kitaplarını Rusçaya çevirmeye başlıyor. Tataristan yerel yönetimi yayına hazırlanan ilk nüshaları inceledikten sonra hükmünü veriyor: Bu kitaplar Rusya Anayasası 282. maddesi uyarınca milliyet, ırk ve din ayırımcılığı içeriyor.
Dava Tataristan Savcılığı özel ve hassas konuları araştırma müfettişi Valiriy Kuzmine veriliyor. Dava açılıyor ve bu hassas konunun Müslüman ahalinin çoğunlukta yaşadığı Tataristanda fazla yankı yapmaması amacıyla mahkemenin kapalı yürütülmesi kararı alınıyor.
Geçen yıl boyunca bir yandan savcılık Bu yayın tehlikelidir ve yasaları ihlal ediyor tezini savunurken, kitapların yayınından sorumlu Azeri asıllı iki Rus vatandaşı İbrahim İbrahimov ile Bahman Veliyev tam tersini kanıtlamaya çalışıyor. Dava sonuçlanana kadar kitapların piyasaya çıkması elbette frenlenmiş olunuyor.
Tataristan Özerk Cumhuriyeti mahkemesi, Suçu işleyen muhatap belirlenememiştir hükmü vererek davayı kapatıyor. Ancak konu Rusya merkez yönetimi kulağına kadar gitmiş oluyor. Konu bu sefer Rusya Başsavcılığına intikal ediyor. Rusya bilimsel çevrelerinden uzmanlar davaya çekilerek vereceği zarar derecesinin raporlarla desteklenmesi sürecine geçiliyor.
Görüşü alınan kişilerden birisi Rusya Müftüler Birliği Başkanı Ravil Gaynutdin oluyor. Gaynutdin sunduğu yazılı cevabında, Said-i Nursi Müslüman dünyasında Kuranı Kerimi doğru esaslarda yorumlayan yazar olarak tanınıyor demekte.
Gaynutdin, dini açıdan yazarı savunmasına rağmen, Rusya savcılığı pes etmiyor. Nursinin Rusya dışındaki Müslüman dünyasında saygın yazar sayılabileceğini, ancak Rusya toplumunun içinde bulunduğu ruh hali dikkate alındığında eserlerinin yarardan çok zarar getireceği görüşünü tekrarlıyor. En önemli tez ise şu: Said-i Nursinin Rusçaya çevrilmiş kitabını okuyan bizim sıradan vatandaşımız rahatlıkla ılımlı Müslümandan radikal İslamcı ve hatta terörist kişiliye geçiş yapabilir.
Said-i Nursi kitaplarının Rusça çevirisinin yayınlanıp yayınlanmaması davası şimdi Rusya başkenti Moskovadaki Koptevski mahalli mahkemenin gündeminde. Yeni davada ek uzmanlar olarak Moskova Üniversitesi psikoloji ve sosyoloji bilim dallarından yetkililer de iştirak edecek.
Rusya yönetim çevrelerinde adı doğrudan telaffuz edilmemekle birlikte, kitap baskısı meselesinin arkasında Fetullah Gülen ve tarikatının bulunduğu da ima edilmekte. Anlaşılan şu ki Rusya üst yönetimi dava hukuken nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın bu kitapları Rusçaya çevrilmiş olarak kitapçıların raflarında görmek istemiyor.
Kaynak:Hürriyet,30.04.2007
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/6432753.asp?gid=200