Sandıkmatik / Levent Bulut

Sandıkmatik / Levent Bulut

İletigönderen Oguzhan34 » Prş Oca 02, 2014 0:38

Başbakan Erdoğan, kendisi ve partisiyle ilgili yapılan her eleştiride, devamlı olarak sandığı işaret ediyor.


Bunun en son örneğini 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun hemen ardından, yine sandığı işaret ederek gösterdi.

Peki ama neden?
Başbakan neden sürekli sandığı işaret ediyor?


Bu sandıkta nasıl bir keramet olabilir?


Şöyle bir geriye dönün bakın ,11 yıllık iktidarları boyunca;


Domuz kesimlik hayvanlar arasına girdi, zina suç olmaktan çıktı, devletin gelir getiren kurumları özelleştirme adı altında elden çıkarıldı mı?

Çıkarıldı…



80 yılda yapılan borçlanmanın 2 katı 11 yılda yapıldı mı?

Yapıldı...



Teröriste sayın, şehidine “kelle”, çiftçiye gözünüzü toprak doyursun ve ananı da al git,

“Ne mutlu Türküm diyene” ile birlik sağlanır mı, BOP eşbaşkanıyım, “Habur'da güze şeyler oluyor.”

“Görüşen şerefsizdir” dedi mi ? Dedi…



Milli içkiden, kadınların kaç çocuk doğuracağına, sezaryandan, öğrenci evlerine kadar her şeye karışmıyor mu? Karışıyor…



Gören göz ve anlıyan akıllar için her şey ortaydayken, yurdum insanı yine oy veriyor mu?

Veriyor…



İşte Başbakan, bu verilen oylarla yaptıkları her işin doğru olduğunu düşünüp, milletin kendilerine aynen devam et dediğini düşünüyor. Ve bunu şöyle dile getiriyor, "Millet sandıkta neyi, kimi işaret ediyorsa, herkes buna boyun eğmek, bunu kabullenmek, bunun gereğini yapmak zorundadır" yani kısaca herkesin AKP'nin yaptığı doğru ya da yanlışlara, boyun eğmesi gerektiğini belirtiyor...
Sandıktan her çıktığında, hacca gidip gelen müslümanın günahlarının temizlendiği gibi, sandığında her şeyi temizlediğini düşünüyor.



Halbuki sandıktan çıkmak, her yapılan yanlışı meşru kılmayacağı gibi, yolsuzluk ve rüşveti de meşru kılmaz. Ortada çok ciddi iddialar varken iddiaları araştırıp üzerine gitmek yerine, komplo diye sunup dış bağlantılarla itham etmek, her şeyden önce kendine oy veren seçmene saygısızlık değil midir?
Hani herkes yargılanabilmeliydi. Koca koca paşalar yurt dışından gelip teslim olmadı mı bu yargıya. Başbakan o zaman “Gidin yargılanın, bir şeyiniz yoksa neden çekiniyorsunuz kardeşim, adalete güvenin” demedi mi? Yolsuzluk operasyonunu yapansavcılar, Başbakanın ben bu davanın savcısıyım dediği Ergenekon davasının da savcılarıydı. Şimdi bu operasyon dış bağlantılıysa, savcısıyım dediği Ergenekon davası da dış bağlantıların işi olmuyor mu?



Uzatmayalım Başbakan için iyi veya kötü, doğru ya da yanlış, sadece sandık sonucuna göre şekilleniyor. O yüzden sürekli sandığı işaret ediyor. Belki yine birinci çıkarak sandıkmatiğin kendilerini millet önünde akladığını sanabilir ama, ya Allah katında?

Orada sandık, asla bir mizan değildir...



AKP'DEN İSTİFALAR

Okurlar sormuş, AKP'den istifa eden vekiller için bir şey yazmayacak mısınız diye.

E ne yazayım, MEVLAM verdikçe veriyor, verdikçe veriyor.



İMRALI'DAKİ KONUK

Öcalan'ın yakalanışını, yargılanmasını, iddianame ve savunmasını baştan sona izleyen, bütün duruşmalarda hazır bulunan gazeteci Arslan Tekin'in, “İmralı'daki Konuk” adlı eserini okudunuz mu? Tekin, duruşmalardaki atmosferi ve perde arkasını bir çok kritik nokta ve bölücü başının kişiliğine yönelik psikolojik tahlillerini, usta bir dille kitaba yansıtmış. Türkiye üzerine düşünen, yakın tarihi anlamak isteyenler için kaçırılmaması gereken bir çalışma. Okumanızı önemle tavsiye ederim.



Yazan: Arslan Tekin

Yayımcı: Paraf Yayınları

Baskı tarihi: 2013

Sayfa sayısı: 864

Yayımevi iletişim: 0212 483 47 96


Levent Bulut
leventbulut@haberokur.com
Kullanıcı küçük betizi
Oguzhan34
Üye
Üye
 
İletiler: 214
Kayıt: Cmt Eyl 08, 2012 0:34

Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 2 konuk

x