SARIYAR GEÇİTİ ROMANI İLE ALAKALI
Bir roman yazdım. Adı Sarıyar Geçiti. Nihayetinde bilimsel bir makale değil. Adı üstünde bir roman. Romanın iki karakteri var. Her ikisi de Kürt. Biri Silopi’nin köyünde büyümüş. Diğeri İzmir’in varoşlarında büyümüş. Her ikisi de yoksunluk içinde büyümüş. Biri terörist olmuş diğeri Atatürk aşığı bir subay. Bunların hayatı anlatılmakta…
Hani bir film izleriz. Adam sapıktır. Ya da sapık olan birinin hayatını anlatan bir roman okuruz ya işte bu film ya da romanda o sapığın düşünceleri, yaşam tarzı, komşuluk ilişkileri, sapıklıkları bütün ayrıntıları ile anlatılmaya çalışılır. İşte bende romanımda ki her iki karakterin düşüncelerini, emellerini, isteklerini,yaptıkları eylemleri açık seçik yazdım. Nihayetinde bir roman. Bir kurgu. Bu romanın bir özelliği de güncel olması.
Yıllardan berri terörü yaşayan bir ülkeyiz. Duyduklarımız neler diye düşündüğümüzde, üç beş çakalın dağlarda inlerinde yaşadıkları, bunların sivil, resmi demeden masum insanların canlarına kıydıklarına şahitlik ettik. Son zamanlarda ise çocukların Apo’nun posterleri ile molotof kokteylleri ile eylemlerine tanıklık etmeyiz. Ve nihayetinde hükümetin bazı yetkililerinin PKK ile masaya oturduklarına ve bir takım pazarlılar yapıldığını okuduk. Bu arada birçok Kürt ve Türk köşe yazarlarının Apo’yu omuzlarına alacak kadar yücelten yazılarını günlük gazetelerden okuduk. İşte bu terörün bize yansıyan boyutları sadece bu kadardı.
Ben bu kitabımda ise her iki karakterin duygularını yoğun olarak yansıtmaya çalıştım. Türk olanlar farklı Kürt olanlar farklı algılayacaklardır. Kitabıma ilgi duyup ta okumak zahmetini gösterirseniz eğer, hayatın gerçeklerini, her iki kesimin samimi itiraflarına da tanık olacaksınız.
Nihayetinde sınırlarımızın bütünlüğü için, adı için, tarihi için, ataları için ölmeye hazırız…
Benim beğenmediğim bir roman türü vardır. Korku türü romanlardır. İsterse Nobel ödüllü olsun, alıp da okumam. Tarzım değildir. Benim yazdığım roman ise terörü anlatmakta. Hani olur ya, konu ne diyenler için bunu belirteyim. Belki benim yazdığım Romanı okuyanlar, farklı bir boyutta, olumsuz eleştirebilir, fakat sonuna kadar okumadan da eleştiri yapılmasını haksız bulurum.
Hayatın terör gerçeğini dile getirirken gerçekçi olmaya özen gösterdim.