
Alan memnûn, satan memnûnmuş! Ya seyrederken ağzı sulanarak, midesini yutkunarak şişirenlerin ağız dolusu küfürleri... Abdülhak Hamit; Bu millet söylemez, söylenir demişti.
Laik-antilaik veya Cumhuriyet ve Atatürk taraftarları ile Atatürk düşmanları ve 2. Cumhuriyetçiler diye netleşmiş iki kutuplu Türkiyede millet, sesli söyleniyor!
Artık sadece fısıltıyla söylenmedikleri için de uçmuyor söylentiler! Elden ele, dilden dile; gazetelerden on iki saat, televizyonlardan sekiz saat önce de internetten milyonlara ulaşıyor! Yazılı olduğu için de kalıcı! Kimin yazdığı veya kimin kayda aldığını tespit de mümkün!
Yâni Ergenekoncuların milyonları aşan sayısını, tespit de mümkün!...
Kendimi yargılıyorum! Bölücünün, PKKlının, işbirlikçinin, dinlerarası diyalogcunun, medeniyetlerarası ittifakçının, vatanı babalar gibi satanların, hortumcunun, hazinenin verdiği trilyonu iç eden imanlıların serbestçe dolaştığı, hatta ikbâlin zirvesine konduğu günümüzde, Türkçe öfkeliyim!
Beni de al/dır/ırlarsa antrenmanlı olayım diye kendimi hazırlıyorum! Sorulacağını tahmîn ettiğim sorulara cevaplarım hazır:
* Cumhuriyetin neresindesin? Tam merkezindeyim. Çünkü cumhurum, cumhurdanım.
* Demokrasinin neresindesin? Vallahi onun da tam göbeğindeyim! Demokrat ve demokrasi taraftarı değilim! Apo alçağının yakınlarının oyları ile aynı güce indirgenmiş oyumdan utanıyorum! diyebilecek kadar, yazabilecek kadar hürriyetimin tadını çıkarıyorum!
* Atatürkle aran nasıl? Tek Muhteşem Türküm. Şükürler olsun ki Ona bu unvanı ben verdim. Hep Muhteşem Türk diye hitap ediyorum. Ama hiç Atatürk milliyetçisiyim demedim! Fransada Napolyon, Amerikada Kennedy, Arabistanda Faysal, bilmem nerede ne milliyetçiliği diye ilim dışı bir tarif yok! Muhteşem Türk gibi, Türk milliyetçisiyim. Türk Milletini Atatürkçe seviyorum.
* Laikliğin neresindesin? Onun da tam göbeğindeyim. Eşhedü en lailâheillallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve Resûluhu diye haykırarak, yazarak ikrâr ettikten sonra; Amentüde birliğimiz var. Lailaheillallah desek yeter. Muhammeden Resulullah demesek de olur diyenlerden de her iki cihanda davacıyım. Adına Latin Alfabesi diyerek küçümsemeğe çalışanları çatlatmak için; Türkçe yazdım. Türkçe düşünüyor, Türkçe konuşuyor, Türkçe okuyup yazıyorum. Muhteşem Türkün, harf inkîlâbından memnunum diye nâra atmaktan keyif alırım.
* Ya tesettür? Kıyâfet inkılâbı ile de aram hoş! İstediğim kıyâfeti giyiniyorum. Eşimin, kızımın, gelinlerimin, bacılarımın ve annemin kıyafetleriyle de sorunum yok. Meslekleri gereği, başları açık olan da var, başörtülüler de ama asla türbanlı değiller!..
* İktidara neden muhalifsin? Bir kişi de kalsam; cumhuriyet ve demokrasinin bana tanıdığı, Muhteşem Türk Atatürkün bana bahşettiği huzûrumu, bin AKPye, bir milyon Recep Tayyipe, bir milyon Bahçeliye veya Baykala, bölücülere toleranslı demokratlara değişmem!
* Ergenekonun neresindesin? Ergenekon yurdun adı/ Börteçine kurdun adı/ Dört yüz sene durdun hadi/ Çık ey yüz bin mızrağımız desem, yerim belli olur mu?
Öfkeden bencilleştim mi? Vallahi değil! Recep Tayyip Erdoğanın, egoizminin milyarda birini; Devlet Bahçelinin, Deniz Baykalın bencilliklerinin milyarda birini bile, kullanabilmiş değilim!
Bunları söyledim diye saygısız mıyım? Tekrar edeyim; Atatürküme, Türklüğüme, Devletime, Şehîdime, Kahramanlarıma, Cumhuriyetime saygı göstermeyenlere saygılı davranıp yalakalaşamam! Evet saygısızım. Var mı ötesi?
Mustafa ASLAN, 21.02.2009