Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Başkanı Türkan Saylan, "namaz yerine bale" fetvasına bir yenisini daha ekledi: "Türk sanat müziği yerine Batı müziği dinlenmeli..." Saylan'ın "ruhsuz" çağdaşlığına, Türk sanat musikisinin "ince ruhu" tehlike arz ediyor olsa gerek...



Saylan, "Türk sanat müziği yerine, çok sesli müzik getirmek çok önemli. Bizim müziğimiz tek sesli. Batı müziğinin özelliği çok sesli olmasıdır. Batı müziğinde orkestrasyon vardır, farklı şeyleri söylemek uzlaşmadır, demokrasidir. Batı müziği dinleyen, demokrasi anlayışına sahip olur." dedi.

İstanbul Kültür Sanat Vakfı Başkanı Şakir Eczacıbaşı ile ÇYDD Başkanı Türkan Saylan, öğrencilerin bedava konserlere götürülmesi için ortak bir proje başlattı. Projenin tanıtım toplantısında konuşan Şakir Eczacıbaşı, siyasi konulardaki görüşlerini açıkladı. Eczacıbaşı, "Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nin başarılı olduğunu İstanbul ve Ankara mitinglerinde gördük. Siyaseti zorladılar. Bakınız, istediğimiz sonuçlara doğru gitmekte." dedi. Tanıtım konuşmasından sonra basın mensuplarının sorularını cevaplayan Eczacıbaşı ve Saylan ikilisine, "erken seçim ve halkın cumhurbaşkanını seçmesi konusundaki görüşleri" soruldu. Toplantının girişinde mitinglerden söz eden Eczacıbaşı bu soruya "Bu bir tam bir öğrenci' basın toplantısıdır. Bizim en çekindiğimiz konulardan biri siyasete bulaşmaktır. Bizim düşüncelerimiz kişiseldir, kurumsal değildir. Burada iki kurumu temsil ediyoruz. Onun için kesinlikle bu tür şeylere, bildirilere, beyanatlara, sözlere girmeyeceğiz. Bunlar kişiseldir bizim için. O kadar dikkatli olunması gereken bir şeydir ki 35 yıldır hiçbir politikacı, darbe dönemlerinde bile bize kimse karışamamıştır. Her şeye biz karar veririz, siz karar veremezsiniz dediğimiz için. Onun için kusura bakmayın bu tür soruların cevabını vermiyoruz." diye cevap verdi.

Türkan Saylan ise öğrencilerin bedava konserlere götürülmesi projesini anlatırken, Türk halkının çağdaşlaşması için Türk sanat müziği yerine, Batı müziği dinlemesi gerektiğini savundu. Çok sesli olduğu için Batı müziğini demokrasiyle özdeşleştiren Saylan, "Türk sanat müziği yerine, alaturka yerine çok sesli müzik getirmek çok önemli. Bizim müziğimiz tek sesli. Batı müziğinin özelliği çok sesli olmasıdır. Batı müziği dinleyen, demokrasi anlayışına sahip olur." şeklinde konuştu.

ÇYDD Başkanı Saylan, Çağlayan mitingindeki konuşmasında "Dondan iğne vuran profesör" dediği kişinin ismini veremedi. Saylan, gazetecilerin, "Mitingde don üzerinden iğne yapan profesörden bahsetmiştiniz. İsim verebilir misiniz?" sorusunu, "Hayır vermiyorum. Kusura bakmayın." diyerek cevapsız bıraktı. Söz konusu kişinin mevkisi yükseltilen biri olduğunu da iddia eden Saylan'ın, isim açıklamaması 'gerçekte böyle bir profesör var mı?' şüphesini akıllara getirdi.
kaynak


Bugüne kadar ne kadar anti-demokratmışım beee...peh..

cafersadık, haber icin sagol...

Batı müziği dinleyen, demokrasi anlayışına sahip olur."

Bildigim kadari ile Hitler'de Wagner hastasiydi ve pek demokratti

Akil sagligi, herkes icin en büyük dilegim akil sagligi!

Batı müziği denince aklıma yaşanmış, fıkra gibi bir olay geldi.
İkinci Dünya Savaşı yılları, hükümet Batı medeniyetini halka empoze etmek için okullarda, üniversitelerde, halkevlerinde çeşitli faaliyetler düzenliyor. Bu faaliyetler çerçevesinde Devlet Senfoni Orkestrası Klasik Batı Müziği Korosu Elazığ’da konser verecekmiş, fakat hiç ilgi gösteren yok. Konsere kültür bakanı da katılacağı için bürokrasi, emniyet güçleri seferber olup akşam çevre kahvelerden, buldukları yerlerden vatandaşları biraz da zoraki toplayıp konser salonunu doldurmuşlar. Konser bitene kadarda dışarı salmamışlar. Bu durumdan habersiz bir gazeteci böyle bir yerde klasik müziğe bu kadar çok sıradan vatandaşın ilgisini anlamak için başlamış röportaj yapmaya.
Salondaki yaşlı vatandaşa sormuş: “Amca konseri nasıl buldun?”
Amca cevap vermiş: “Evladım Elazığ Elazığ olalı bele zulüm görmedi”

Arkadaşlar,haberi okuduğunuzda bence hemen tepki göstermeyin.Çünkü haber baştan sona Türkan Saylan'ı karalama yazısı.Neymiş profesörün adını verememiş.Yazıyı okuyunca görüyorsunuz ki kadın "hayır,ismini vermem"diyor.Bunlar ucuz numaralar.Sanki bilmiyormuyuz memlekette karısına sadece kadın doktorun bakmasını isteyen adamlar olduğunu(kayınpeder Mardin'deki mecburi hizmet yıllarında kanaması olan bir hamile kadının, kocası müdahele ettirmediği için öldüğünü bana anlatır durur),erkek hastanın testislerinin röntgenini bayan doktor çekmediği için erkek hastanın sağlık sorunu yaşadığını(sonra evirttiler-kıvırttılar,inkar ettiler ama o uğraşları da daha beter yüzlerine gözlerine bulaştı),erkek hastayı muayene etmeyen,etmek istemeyen bayan doktorları bilmiyor muyuz,duymuyor muyuz,görmüyor muyuz?Yaşamıyor muyuz bu ülkede?

Sizler bilmez misiniz Atatürk'te çevresinde sanat müziği dinlenmesini uzun bir süre engellemiş ki insanlar batı müziğini dinlesin,öğrensin,çok sesli müzik Türkiye'de anlaşılsın,gelişsin.
Ama kendisi asla ve asla Türk sanat müziğinden vazgeçmemiş.

Bence Türkan Saylan'ın düşüncelerini kabul etmeseniz de konuya bu yönden bakabilirsiniz.Netice olarak çok sesli müziğin kalitesi,insan zihnini daha fazla çalıştırması bilimsel gerçeklerdir.

Ama garibim Türkan Saylan'ın da takıldığı nokta şu ki sanki insanlarımız Türkiye'de Türk sanat müziğini çok dinliyorlar da batı müziği dnlemeleri çağrısında bulunuyor.Millet hala İbo,Nihat Doğan,Ali Şan üçgeninde hapsolmuş.Ne sanat müziği?

kim yavv bu adam buda havlar havlar susarr fazla kafaya takmamak lazım ayfrıca nihan o yazdığın yazı da süperrr,

Evladım Elazığ Elazığ olalı bele zulüm görmedi

Bu kadin ne is yapar sacma sapan konusmaktan baska

Medcezir,üstteki yazıda önyargılı olmamamız gerektiğini ve Atatürk'ün de Türk Sanat Müziği'ni çevresine yasakladığını söyledim,bunu Türkan Saylan savunması olarak algılamışsın.Onu savunmak için söylemedim ama Türkan Saylan'ı çok severim,bu da doğru.Fakat senin tartışmaya açtığın konuşmasını ilk kez senden öğrendim ve araştırdım.Doğru olduğunu üzülerek öğrendim.Haddini aşan sözler söylemiş ki Türkan Saylan genel olarak çok takdir ettiğim bir insandı.Beni hayal kırıklığına uğrattı.Ben uzun süredir görmüş olduğu kanser tedavisine bağlı olarak aldığı ilaçlarla saçmaladığını düşünüyorum.

cafersadık, tşkler.

Medcezir kardeşim.Yanlış yanlışla çözülmez.Tespitleri doğru yapalım.Alıntıladığın konuşmasını onaylamadığımı söyledim.Kendisini vatansever olarak tanımlayan her türlü vatandaşımın da onaylamasına imkan yok.

Bunu tespit ettikten sonra meseleleri birbiri ile karıştırmayalım.
Millet "laiklik laiklik diye tutturuyor" demişsin.Elbette ki millet laiklik laiklik diye tutturacak.Şeriat şeriat diyemi tuttursun millet?"Laiklik sadece Müslümanlara karşı uygulanıyor" demişsin.Ne demek şimdi bu?Kastettiğin türban üniforması üzerinden siyaset yapan iktidara karşı,din sömürüsü yapan tarikatlara karşı,yeşil kuşak İslamcılığı'nı savunan Fettullah Gülen ve yandaşlarına karşı yapılan mücadele ise bu mücadeleyi yürütenlerin kimden daha az Müslüman olduğunu kim iddia edebilir?Ya da kimin kimden daha fazla Müslüman ya da daha az Müslüman olduğunu kim iddia edebilir?Bak,gördün mü,sırf senin şu yazdıklarından sonra bile neden milletin "laiklik laiklik"diye tutturduğunu insanların anlaması lazım.Dinin bu kadar kolay istismar edildiği,dini duyguların bu kadar bir o tarafa,bir bu tarafa çekildiği yurdumuzda bizleri bir arada tutacak yegane temel LAİKLİK ilkesidir.

Bak,görüyormusun,sen de istemeden çok yanlış laflar söylemişsin.Demek ki "dilin kemiği yok"sözü doğru.Türkan Saylan'ın yazdığı kitaplardaki düşünceleri beni bu zamana kadar çok etkiledi,milyonları da öyle.Sağlam bir Atatürkçü olarak tanıdık kendisini.Ama alıntıladığın haberde tamamen,baştan sona saçmalamış.Kabul.
Ama bir insanı da hemen bir hatası ile yerle bir etmeyelim,ben bundan sonra ona daha mesafeli yaklaşacağım çünkü kafamda soru işareti yarattı.Ama "parçalamak lazım,yaratık,vs." gibi sözleri ben yakışıksız buluyorum.Ben kadının ciddi olarak hasta olduğuna inanıyorum.

Medcezir kardeşim,ben sana teşekkür ederim.
Hepimiz bu milletin birer üyesi değil miyiz?Atalarımız bu yurdu birlikte kurduğuna göre bizler de birlikte yaşamaya devam edeceğiz,torunlarımız ve onların torunları da.örüş farklılıklarımız olacak tabi.Düşünsene bu memlekette 70 milyonun da aynı şekilde giyinip,aynı şekilde konuşup,aynı şekilde yiyip-içtiğimizi.Hayat ne kadar sıradan olurdu?
Karşılıklı saygı ve sevginin olduğu yerde her türlü sorunun çözümü mümkündür.İyi niyetinden hiçbir zaman şüphem olmadı,olmayacak canım kardeşim.
İyiki varsın.