Seçime Giden Türkiye’de Üç Gazeteci ve Üç Görüş

Genel & Güncel Konular

Seçime Giden Türkiye’de Üç Gazeteci ve Üç Görüş

İletigönderen Feza Tiryaki » Cum Mar 18, 2011 18:04

Seçime Giden Türkiye’de Üç Gazeteci ve Üç Görüş

Ulusal Kanal’da son bir kaç gün içersinde, tek başlarına çıktıkları canlı yayınlarda konuşan gazetecilerimiz, Banu Avar, Hakan Bayrakçı ve Can Ataklı’nın konuşmalarından önemli bölümler...Gazetecilerimiz, “Seçime giden Türkiye’de neler oluyor? Nasıl bir güçbirliği yapılabilir? „sorularına cevap verdiler.

Banu Avar: Ne yapacaksak artık yapalım!
Hakan Bayrakçı: Her şeyin bittiğini sandığınız an, belki de her şeyin başladığı andır!
Can Ataklı: Bu iş böyle gitmez!


Banu Avar (Gazeteci-yazar )

Ne yapacaksak artık yapalım!

Türkiye’de çok küçük partiler var, bunları destekleyenler var...
O halde bunların saygıdeğer başkanlarının oyları bölelim, bölmeyelim diye düşünmeden bir araya gelip seçime girmeleri gerekirdi...

Ortak bir şekilde, bir güç birliği olarak...
Seçime girebilirlerdi...Girebilirler!
Dördüncü bir parti girebilseydi…Hakan Bayrakçı Bey’i dinledik…O zaman CHP daha güçlensin…

Halkta, ölse CHP’ye, MHP’ye oy vermeyecek bir kesim var. Bunların birleşmesi çok iyi olurdu. Olur belki daha…
Kesinlikle, bir araya gelerek, böyle seçime girdikleri takdirde yüzde on, on üç oy alacaklarını düşünüyorum. Bu olmazsa bağımsız adaylar ortaya çıkabilir ve bunlar güçbirliği ettiğini ilân ederler...

Bunun içinde, Silivri’de olanların, çok değerli aydın ve gazeteci arkadaşların da yer alması gerektiğini düşünüyorum.

Hiç bir şey değişmez değildir! Değişir! Değişecektir!

Bu rüzgâr böyle esince hemen başka yöne gidiyor. Kendisine(başbakana) büyük destek verenler bir dakika içersinde başka yola gidiverirler...
ABD’den Türkiye için başkanlık sistemi öngörülüyor. Türkiye bölünmeden bu mümkün değil!

Amerikan düşünce kuruluşlarınca istenen, AKP içinde erimiş bir MHP, AKP’leşen bir CHP...Ve başına daha çağdaş biri gelsin, Kemal Derviş başa geçsin...
Bunlara göre AKP’nin zamanı doluyor. Bunları bilgi olarak aktaralım:

Bu emperyalizm bir çok yerde aynı anda oynuyor.
Bu rezil sistemin değişmesi gerekir. Demokrası olması için seçimde SEÇSİS sisteminin olmaması gerekir.
Aşağıdan yukarıya meclise giden yok! Biz milletin temsilcisinden söz ediyoruz!

Millî bir ekonomisi olmayan ülkede demokrasi olmaz!

Fabrikaları tütmeyen ülkede demokrasi olmaz!..

Her türlü örgütlü iş dünyasının karşısında, işçiler örgütlü olmazsa olmaz...
İşveren, işçiye, senin boğazına çökerim ; partiler, benim dediğimi yapmazsan seni aday yapmam, diyor...

Bunları söylemenin zamanı mı, diyorlar!
Bence tam zamanı!
Halkımız bunları bilirse buna çözümler bulacaktır!
Artık bunun bilincine varalım! Ne yapacaksak artık yapalım!



Hakan Bayrakçı (Gazeteci-yazar-araştırmacı)

Her şeyin bittiğini sandığınız an, belki de her şeyin başladığı andır!

Seçim havası yok. Gündem sürekli meşgul. Medya seçime endesklenemiyor. Beklenilen olmuyor...Tam seçim havasına giremedik.
Anketlere inanın. AKP’ye yüzde kırk- kırkbeş ve üzeri diyor hepsi de.

AKP’yi istemeyenler için iki formül vardır:

Birincisi AKP, CHP, MHP ve BDP dışında beşinci bir gücün barajı geçerek meclise girmesi...Bu gecikiyor. Bir haftaya kadar olmazsa unutun!
İletişim ayrı bir konu...

Bunun için A şıkkı: Kalabalık seçim ittifakı.

Bir liste altında toplanmak. Sabit oyu olan, iki üç tane de liderinin adıyla sinerji sağlayacak olan partiler...Örneğin, Saadettin Tantan, Abdüllatif Şener, Liberal Partiden Cem Toker, Genç Partiden Cem Uzan olabilir...Bağımsız aday olarak 70-80 bin oy alabilirler. Masum Türker, Doğu Perinçek havada karada oy alır. Kazanır. Doğu Perinçek bir şey yaptığı zaman her kanalda yer bulmuştur. Bu ses kendiliğinden çıkar...

Şimdi bileşik oy pusulası var. Eskiden böyle değildi. Şimdi artık bağımsızlarda orada. Bu sistem sayesinde BDP’liler seçime bağımsız girdiler.
Bir formüldür bu. Son çözümdür!..
Bu ittifak yine yapılır.

CHP şunun farkına varmaya başladı ki, maksat, onun oyunu çalmak değil. MHP olduğu sürece kazanma şansı var ve tek başına bu oran yüzde otuz beş olur. Otuz altı olmaz! Oyu belli: Yüzde yirmi altı- otuz otuz üç bandında…Bu oyla AKP’yi iktidardan edemiyor! MHP yüzde on üç- on dört alsa da olmuyor.

BDP’yi saymazsak meclise dördüncü bir gücün girmesi lâzım!

Bu yeni partinin girmesi için iki formül var:
A) Birleşme açıklanır. Araştırma yapılır. Meselâ alacağı oy oranı yüzde beşte kalıyor. O zaman:

B) Güçbirliğine döner der ki: Bağımsız adaylarla seçime giriyoruz. Adaylarımız şu kişilerdir....Açıklarlar. Bağımsız adaylarla çok ciddi oy alabilirler. Mecliste grup kurabilirler...Meselâ İstanbul 1. Bölge adayım bu...2. Bölge adayım bu...BDP bunu yapıyor.

Bağımsız seçilmek için 70 küsur bin oy yetiyor.

Bu CHP’ye zarar verir mi? Vermez! Bunlar oyu AKP’den almayacak. Nereden alacak? Doğu Perinçek yazmış: Kararsızlar var. CHP’den yüzde bir oy alsa bile CHP ha, yüzde yirmi sekiz, ha otuz bir almış…Bu sonuç onları iktidar yapmaz!
Meclise bağımsız bir gurup girse matematiksel olarak AKP’nin milletvekili sayısı düşer. Seçim sistemi nedeniyle…

AKP 282’de bile kalabilir. 275’te kalabilir. Mesele bu gücün CHP’ye zarar verip vermemesi değildir. CHP’nin varacağı nokta belliyse…

Dokuz senedir AKP’yi eleştiren biriyim. Ama tarafsız olarak sonucu veriyorum.
Gandi 40-50 sene önce basın yoksa eylem yapmazdı. Sözen(CHP’li eski belediye başkanı) basınla iyi geçinemedi, yoksa başarısız değildi.

İşçi Partisi, DSP ve bir iki tane liderinin ismi olan parti, güç birliği ederek bağımsız adaylarla seçime gitsin…Her bölgede bir bağımsız adayla…
O kadar başarılı olacağına inanırım ki, ben aday olurum örneğin…Olmayacak duaya amin demem. Bu CHP’ye zarar verecek bir şey değildir. AKP’nin 276’yı bulmasına engel bir güçtür!

Demirel’in bir lafı vardır : “276’yı bulsun gelsinler!” Yarıdan bir fazlasını. O zamanlar 226’ydı…

Bütün mesele budur!AKP bunu geçiyor mu, geçmiyor mu? Şimdiki halde güle söyleye geliyor...Anayasayı değiştirme sınırını zorlayabilir.
Güçbirliği yüzde yedide kalırsa 3-4 milyon oy çöpe gidebilir.

Dediğim gibi o zaman muhalifler buna Saadet’i almıyorum, DSP, İP... iki üç tane ismiyle tanınan lider güç birliği yapar. Cumhuriyet için, Atatürk için...Uygun sloganlar bulunur...Lokomotif DSP, İşçi partisi olabilir...İşçi partisi bir gazete çıkardı: Aydınlık! 60-70 bin tiraj alıyor. Ama baraj için bilemem...Geç kalındı...

Bu bölgede şu kişi, bu bölgede şu kişi giriyoruz diyecekler! Çatı partisi altında girilirse...Geç kalındı. Bu iş önce olsaydı barajı zorlayabilirdi...
Bu beşinci parti İstanbul’un herhangi bir bölgesinde yüz binin altında oy almaz...Böyle isimlerle 20-30 aday çıkarır...Bağımsızın baraj sorunu yok!

Ama güçbirliği için yüzde on barajını şu saatten sonra ben riskli görürüm.
Çünkü ulusal medya CHP’ye zarar verecek diye düşünür.
CHP yürüsün...Kaç alırsa alsın...Meclise dördüncü bir grup girmezse AKP 300’lerden 276’ya düşürülemiyor.

Bu (yeni) güç, AKP’ye zarar verir.
AKP’yi beğenenler beğensin, oy verecekler versin, mübarek olsun!

Ben burada AKP’nin tek başına iktidar olmamasının matematiğini anlatıyorum!
Saadet’le diğerleri birleşiyor, orada sorunlar yaşanıyor. Bu diğer ittifak yüzde onu aşar mı? Ne kadar oy alır? BBP, Saadet, DP... BBP’nin yüzde 1,5- 2’lik bir oyu var. Nasıl var bilmiyorum, var. BBP o ittifaka girmeyebilir. İP, DSP, BBP hangi asgarilikte birleşir? Birleşirse sinerjisi yüzde on- on ikiyi bulabilir...Hepsi katılırsa baraj zorlanır. Musalla taşına koysanız oyu çıkar...Ama işbirlikleri zordur. Geriye şu kalıyor:

İP, DSP, BTP, Tantan, Cem Uzan... iyi isimlerle her şehirden birer aday çıkarır, 30-35 kişi çıkar...Grup kurmamış olsalar bile AKP’nin 226’sına darbe vururlar!
Can Ataklı’da yazdı. Bir partiyle girilecekse DSP veya İP’le…

Başbakan iki partili meclisten söz ediyor. Bunu anketlere bakarak söylüyor. Bence, MHP baraj altı kalacak gibi değil! MHP baraj altında kalacaksa bu güçbirliğini zaten unutun!

İki partili bu plan olacak gibi değil zaten! Medya MHP’ye destek veriyor. AKP karşıtı (açık veya üstü kapalı olarak)medya MHP desteği veriyor!
CHP, oyuyla AKP’yi deviremiyor. Medya şunu hesaplamıyor:

AKP yüzde kırk beşi yakalarsa MHP ve CHP yetmez! Size DP’liler yüzde beş, Saadet yüzde sekiziz derler...Yok bu oylar!

Şu saatten sonra güçbirliğine hazırlanılır! Bağımsız adaylarla seçime gidilir...

CHP’de lider değişimi yaşandı. Köprüden geçerken at değiştirilmez. Önder Sav ve ekibi yönetimden uzaklaştırıldı. Atatürkçü kesimler devre dışı bırakıldı. Bambaşka bir yapıda parti meclisi hazırlandı. Bu çok seslilik orkestra şefinin senfoniye başlamasından önceki çok seslilik gibi...Medyanın dolduruşuyla Önder Sav tasviye edildi. Önder çatık kaşlı olabilir ama partiye faydasını örgüt bilir...
Son sözüm AKP karşıtlarına:

Her şeyin bittiğini sandığınız an, belki de her şeyin başladığı andır!

Can Ataklı (Gazeteci)

Bu iş böyle gitmez!


Ankara’da gazeteci arkadaşlar konumları gereği her şeyi söyleyemiyorlar. Soru soramıyorlar.

Bizi övün! Bizi niye övmüyorsunuz diye Başbakan medyaya kızdı! Başbakan diyor ki:
Bütün muhalifleri içeri almıyorlarmış.

Herkesi alacak diye bir şey yok!
Bütün muhalifler içeri alınmıyor ama, bütün içeri alınanlar muhalif!

Muhalefet eden gazetecilerin kafasına bile bir sürü kirli bilgi soktular!
Bir çok meslekdaşımız bu oyuna alet oluyor.
Sen Ergenekon’u kabul ediyorsun, bunlar deşifre ediyor, diyorsun…Eee… Hanefi Avcı’yı nereye koyacaksın?

Bir kaç muhalif alınmasaydı bu yürüyüş olmayacaktı. Nedim Şener, nasıl girer dediler!
Ben diğerlerine şaşırmadıklarına şaşıyorum.
Genel olarak basında tepki yok! O iki kişiye…

Meclise girmeye gelince…

Tuncay Özkan bağımsız bir aday olacak! Balbay kabul etmeyebilir…
Ergün poyraz gazeteci değil mi?
NATO’da çalışan subaylar suçlu diye çağrıldılar. Oysa en iyisini NATO bilir. Sorun vardı da biz engelledik mi desinler.Yoktu ne uğraşıyorsunuz mu desinler?

Mustafa Balbay adaylığı kabul etmeyebilir…
Tuncay Özkan gidip bir yerden 300-400 bin oy almayı hedefliyor.
Medya iyi sınav vermedi. Olayı iki kişiye sabitleştirmek olmadı.

Türkiye’de ve dünyada her an bir değişiklik olur.
Japon halkı sakin sakin oturuyordu. Birdenbire sallanmaya başladı. Dünyanın en örgütlü bir milleti. Şimdi yaralarını sarmaya çalışıyorlar…

Üçüncü felâket geliyor. Nükleer felâket!

Türkiye’de bir sabah kalkıp beklenmedik bir şey olmuş olabilir!
Ummadık bir kişi bir partinin başına geçebilir!

Demirel’in bir lâfı vardır:”24 saat çok uzundur!”

Ekstra gelişmelere herkesin hazırlıklı olması lâzım!
Nevruz geliyor! Güneydoğu karışık…İran, NATO…hepsi sorun…
Bir sabah kalktık, Mavi Marmara olayı ile karşılaştık…
Japonya: En gelişmiş ülke bile darmadağın oldu…Burda deprem bunu yaptı…İran’da Humeyni’yi kim bilebilirdi, gelecek ve…

Bu sözleri bir şey bildiğimden söylemiyorum. 35 yıllık bir gazeteci olarak beklenmeyen olayların her zaman olabileceğini söylemek istiyorum.

Bu iş böyle gitmez!

Haber: Feza Tiryaki, 18 Mart 2011
Kullanıcı küçük betizi
Feza Tiryaki
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1012
Kayıt: Sal Kas 09, 2010 14:12

Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x