Seçimle gelen seçimsiz gidiyor / Levent BULUT

Seçimle gelen seçimsiz gidiyor / Levent BULUT

İletigönderen Oguzhan34 » Prş Eki 26, 2017 13:16

Günlerdir belediye başkanların istifa konusu gündemi meşgul ediyor. Edecekler mi, etmeyecekler mi? Direnecekler mi, yoksa boyun mu eğecekler?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, istifası istenen belediye başkanlarıyla ilgili olarak, "Gereğini yapacaklar" demişti. Nitekim önceki gün Bursa Büyük Şehir Belediye Başkanı istifa etti. Cumarteside Gökçek istifa edecek. Hani seçimle gelen seçimle giderdi?
AKP'li yöneticilerin savunduğu görüş şu: "Parti bugün birisini aday gösterir, destekler, arkasında durur, onu ara ara uyarır ama gerekli gördüğünde de geriye çekilmesini isteyebilir." Oysa belediye başkanlığı seçimlerinde vatandaş partiden önce adaya bakar. Yani oy vereceği başkan adayını bilir. Bu yüzden belediye başkanlığı seçimlerinde parti tercihinden çok kişi tercih edilir.
Örnek mi? Şu an kabinede Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı görevini yürüten Ahmet Eşref Fakıbaba. Siyasete "ceket meselesi" olarak giren olayı hatırlatmakta yarar var.
***
Fakıbaba, Şanlıurfa Belediye Başkanlığı adaylığı sürecinde Ak Parti ile karşı karşıya gelmişti. Fakıbaba ile anlaşamayan Şanlıurfa milletvekillerinin Erdoğan'a "Fakıbaba olmasa da biz ceketimizi koysak yüzde 70 oy alırız" demesinden sonra AK Parti'nin 2009'daki yerel seçimlerde tekrar aday göstermediği Fakıbaba bağımsız aday olmuş ve seçimi kazanmıştı.
Yine bir başka örnek Aytaç Durak.
AKP'nin kendisini tekrar Adana Büyükşehir Belediye Başkan olarak aday göstermeyeceğini anlayan Durak istifa ederek MHP'ye geçmiş ve seçimi kazanmıştı. Yani belediye başkanları halk tarafından sevilip tutulmuşsa hangi partide oldukları fark etmiyor.
Ülkeyi yönetenler sıklıkla 'millî irade, halkın iradesi' derken yaptıklarıyla dedikleri bir birini tutmuyor. Yaşananlarla görüyoruz ki; artık, yeni dedikleri Türkiye'de, seçimle gelenler görev sürelerinin dolması beklenmeden seçimsiz gönderiliyor.
Yazık…


Türkiye medenî mi?

İşten eve gelmem akşam 19'u buluyordu. O akşam da normal saatte eve geldim. Eşimle birlikte yemeği yedikten sonra film izlemeye başladık. Saat 22 civarı kapı çaldı.
"Hayırdır inşallah" diyerek açtım. Karşı dairedeki komşu ile iki kat üstte oturan yeni evli çift vardı kapıda. Yeni taşındıkları için isimlerini bilmiyordum.
Yüzleri endişeliydi.
Karşı dairedeki komşu telaşla:
- Levent Bey rahatsız ediyoruz kusura bakma, herhangi bir ses duydunuz mu?
- Yoo... Hayırdır neden?
Yeni evli çifti göstererek;
- Evlerine hırsız girmiş...
- Aaa, ne zaman girmiş?
- Bu akşam.
-Nasıl yani? Şu an henüz çok geç bir vakit değil dedim.
Evlerine hırsız giren komşu söze girerek;
- 20 gibi sinemaya gittik. Döndüğümüzde eve girilmiş. Maalesef laptop falan vardı, gitmiş.
- Geçmiş olsun, bir ses duymadım. Polise bildirdiniz mi?
- Bildirdik teşekkür ederiz, dedi.
***
Bu olayın ardından 3-4 gün sonra. Karşı daireye saat 15 civarı üstelik evde yaşayanlar varken hırsız girmeye çalıştı. Karşı dairedeki komşunun anlattığına göre, kendisi işte iken hanımı kapıda bir tıkırtı duyuyor. Mercekten baktığında tanımadığı bir şahıs kapıyla uğraşıyor. Tam o sırada hırsız kilidi açıyor ve içeri girmeye çalışıyor. Kadın ise korkuyla bağırarak kapıyı içeriden var gücüyle geri itiyor. Güpegündüz içeride yaşayanlar varken hırsızlık yapmaya kalkan şahıs kaçıyor. Bu olayın ardından apartman ve sokağımızda birkaç olay daha yaşandı.
En son olay ise eşimle tatile gittiğimde üst kattaki komşu bizim kapının önünde daha önce bizim apartmandan kaçarken gördüğü şahsı görüyor. Bu yaşananlardan sonra karşı dairedeki komşu pencerelerine demir taktırdı. Apartmana güvenlik kamerası takılması için para toplama kararı alındı. Hatta birkaç gece apartmanın erkekleri sokakta tur attı.
***
Bunları niye anlattım... Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Bir şehrin Batı ölçüsüne göre medenî sayılması için yollarda aydınlatma olması, sokaklarda çamur bulunmaması gibi görünür özelliklere bakılır, halbuki İslâm'ın ölçüsüne göre bir şehrin medenîliğinin işareti, meselâ kapı kilitlemeden dışarı çıkılabilmesi, ihtiyaç sahibi herkese el uzatılması, sokak hayvanlarına dahi şefkatle davranılması demektir. Bizim medeniyetimizde medenîlik budur." sözlerinin ardından aklıma ilk gelen yukarıdaki yaşananlar olmuştu da o yüzden.
Türkiye'de kapı kilitlemeden dışarı çıkabilen var mı Allah aşkına!...
***
Hemen hemen her ev imkân olsa pencerelere demir haricinde güvenlik kamerası da taktıracak. Gece belli bir saatten sonra korkusuzca sokaklarda dolaşılamıyor. Batı madem medeniyet ölçüsü olarak yollarda aydınlatma ve sokaklarda çamur olmamasına bakıyor; ona bakalım bizde o da yok. En ufak bir yağmurda evleri işyerlerini sel basıyor. Dere taşıyor, altyapı çöküyor. Hatırlayın geçtiğimiz yaz ayında yaşanan yağışları ve insanların otobüsler üzerinde mahsur kalışlarını. Hem sokaklarımız çamurlu hem kapılarımız kilitli.
Uzatmadan soralım:
Türkiye medenî mi, değil mi?
Yorum sizin.
Kullanıcı küçük betizi
Oguzhan34
Üye
Üye
 
İletiler: 214
Kayıt: Cmt Eyl 08, 2012 0:34

Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x