Seçmen Sayısı - Seçim Güvenliği

Seçim sistemi ile ilgili onca yazı yazdığım halde, 2008 yılında YSK merkezli haberi atlamışım. Eski YSK başkanı Muammer Aydın’ın, 22 Temmuz 2007 seçiminden sadece aylar sonra açıkladıkları:

“YSK Başkanı Muammer Aydın, TC kimlik numarasını tespit edemedikleri 600 bin, adresini tespit edemedikleri yaklaşık 3 milyon seçmen olduğunu açıkladı. Aydın, Bunlarla birlikte şu anda yaklaşık toplam 5 milyon seçmenin kaydı yok. Seçmenleri tespit etmek için çalışma başlattık. 5 milyon seçmeni tespit edersek yerel seçimlerde 48 milyon seçmen oy kullanacak” dedi. (Yeniçağ – 17 Nisan 2008)

Derken 2009 yerel seçiminde, seçmen sayısı 48 Milyon olarak açıklandı. Peki, aranan 5 milyon seçmen bulunmuş muydu? Bilmiyoruz. Kayıp 5 milyon seçmen, aylar önce 2007 genel seçiminde oy kullandı mı? Onu da bilmiyoruz. Bilmek için, aranan o seçmenlerin sandıklarındaki imzalara bakmak lazım. YSK bu araştırmaya girdi mi?

O tarihte başka ne demiş YSK başkanı Aydın?
“Bilgisayar Destekli Merkezi Seçmen Kütüğü’nde (SEÇSİS) yer alan veriler ile MERNİS’de yer alan verilerin birbirini tutmadığını ve yaklaşık 5 milyon seçmenin kaydının kendilerinde olmadığı”

SEÇSIS’te var, MERNİS’te yok. Nasıl oluyor o? Kafadan seçmen mi üretmiş birileri? Ve o kafadan üretilen seçmenler, çok güvenlikli denilen SEÇSIS’e bir şekilde yüklenmiş. Şimdi gel de sorma. O seçmenler, 22 Temmuz 2007 genel seçiminde oy kullandı mı? Nasıl?

Velhasıl efendim, 2008 aranan 5 milyon seçmene ait SEÇSIS ve MERNİS kayıtları birbirini tutmuyor. Özetle, kaydı kuydu yok o 5 milyon seçmenin. 2009’da seçmen sayısı 48 milyon olarak ilan edildiğinde, kayıp 5 milyon artı 6 milyon seçmen eşittir 11 milyon seçmen. Yani yerel seçime giderken fazla görülen 6 milyonun üzerine, bizzat YSK başkanınca “yok” denilen 5 milyonu da eklemek gerek. YSK “5 milyon seçmen kayıp” açıklamasından sonra “bulundu” dedi mi, demedi.

2007 seçiminde 42 milyon seçmen (5 milyonu kayıp diye YSK başkanınca duyuruldu), bir buçuk yıl sonra 48 milyon oldu, şimdi de 52 milyon. Böyle böyle ileri demokrasiye, aynı çayırın otları olarak varacağız.

Yazdıklarım kimseleri harekete geçirip, araştırma yapmasına vesile olmuyorsa, tarihe not olarak düşülür umarım ki.

***

YSK’da Sonuca Hala, Havelsan ile Birlikte mi Ulaşılıyor?

“Havelsan YSK ile imzalamış olduğu sözleşme çerçevesinde (geçen genel seçim ve devam etmekte olan dönem itibariyle) ilçe seçim kurullarından çıkan ilçe seçim kurulu çerçevesindeki toplulaştırılmış seçim sonucu verilerini Ankara merkezlerine aktararak Türkiye seçim bölgeleri bazında ve genel olarak toplulaştırmakta ve YSK’ya aktarmaktadır.” (Havelsan’ın CHP Brifingi – Yalçın Bayer – 8.4.2010)

Haklı olarak sormuştum. “Özel bir şirketin seçim sonuçlarını toplama, derleme ve yorumlama hakkının kanuni bir dayanağı var mı?” diye.

Not: Yalçın Bayer’in “YSK’dan partilere elektronik link” Başlıklı yazısı
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/143 ... =42&gid=61

***

EĞER BİR KATAKULİ VARSA

Nasıl olur diye soranlar var. Seçmen sayısı hormonlu ise eğer, hedef partiye yüklenebilir. Partilerimiz genelde kendi aldıkları oya kilitlenmekte. Başka partilerin, oy kullanmayan seçmenin ya da velev ki fazla seçmenin oyu nasıl hareketlilik içinde, genel toplamını almıyor.

TV’ler aracılığı ile ham hum şaralop tarzı seçim sonucu açıklanıyor ve psikolojik eşik aşılıyor. Ondan sonra kim uğraşır, eldeki veri ne sonuç verecek diye.

Neval KAVCAR, 09 Haziran 2011