SEVGİLİ FİNO
Devrim’in ertesi yılı olmalı.
ABD süttozundan süt, unundan peksimetimi Fino ile paylașırdım.
Evimiz okula çok yakın olduğu için ders aralığında ‘Fino’nun hakkı Fino’ya’ diyerek ABD süttozundan süt, ABD unundan peksimetin kalanını Fino’ma götürdüm yine.
Avlu kalabalık mı kalabalık.
Komșular toplanmıș, yanılmıyorsam ağlayanlar bile var aralarında.
Kalabalığın ortasında Fino’mu gördüm yarı baygın. Anam bildiğimiz koyun-keçi sütünden süt içirmeye çalıșıyor.
Fino’nun ağzındaki süt artığı mı zehirlenme sonrası köpüklenme midir ayırdetmek zor.
Devrilesi Zabıta Memet yapmıș diyorlar.
Tüm mahallenin sevgilisi Fino’ya yapılanı içine sindiren Tanrı kulu yok.
Ne de önünde ‘iki kırmızı dosya’.
Fino benim geldiğimi anladı ve gözlerini yarı aralayarak ‘elveda’ dedi sanki.
Titriyordu. Belki de can çekișiyordu.
O kadarcığını anımsıyorum. Son kez sarılıp öptüm mü bilemiyorum.
Zabıta Memet de ‘çam yarması’ mı ne denir, iri mi iri.
Bașında Rus subaylarının șapkası gibi bir șapka, Keban’ın Kürt köylerinden biri.
Ben İlkokul birde miyim iki de mi ne?
Fino da çok olsa benim dizboyumda. Simsiyah ve alabildiğine güzel dik kulaklı bir yaratık, ki kuyruğu çevrimsel olmasa tilki sanırsınız.
Hani çevrede bir benzeri olsa, oradan geldi diyeceğim; ama yok.
Öksüz mü desem yetim mi bilemiyorum.
Daha benim o zamanki elim kadardı onu bulduğumda. Bir harabe içindeki ağlamasına koșmuștum.
Nasıl da anlaștık anlatılır gibi değil. Aynı günün akșamı babam da izin vermiști bahçede konaklamasına.
Zaten görüp de sevmemek için ancak sahte sofu olmak gerekirdi.
Ki o günlerde sayıları onbinde ellisekiz mi ne idi.
Zabıta Memet de olsa olsa kıskançlığı yüzünden zehirlemiș olabilirdi.
Polis yoktu Keban’da.
Jandarma da halkla içli-dıșlı mı ne?
Yoksulluk diz boyu.
Bit denetimi bile yapılırdı okulda.
Babaannemin dișmacunu için ‘mercimek kadardan fazlası haram’ dediğini unutmam hiç.
İnsanlar mutlu idi ama.
Ya da insan doluydu ülke. Hem adam hem de yurttaș mı ne?
Kıbrıs için Etibank ișçleri ile ‘miting’ bile yapabiliyorduk.
Devlet de devlete benziyordu zahir.
Dișmacunu ‘mercimek kadar’dı ama mahallelide dayanıșma vardı, tasa ve kınavçta birliktelik vardı.
Zaten Zabıta Memet’e diș bilemeyen kalmadı.
Devrimin ertesi yılı mı ne idi?
Devrimci ruh vardı.
Habip Hamza Erdem