Silahlanma soğuk savaş dönemini geçti

Alman Barış Hareketi, dünyadaki silahlanma yarışının soğuk savaş döneminden daha tehlikeli boyuta vardığına dikkat çekti.

Silahlanmanın sadece ABD, Rusya ve Çin’de değil, Avrupa Birliği ve Almanya’da gerçekleştiğini dikkat çeken Barış Hareketi, “AB ordusu kurma planlarının yanısıra sözleşme bütün üye ülkelere silahlanmayı dayatıyor” dedi.

Dünya çapında yeni bir silahlanma yarışının başladığı yönünde uyarı yapan Barış Hareketi, yeni silahlanma yarışının soğuk savaş dönemindeki silahlanma yarışını gölgede bırakabilecek düzeye ulaştığına dikkat çekti.

Barış Araştırma Enstitüsü’nün hazırladığı raporda, özellikle ABD, Rusya, Çin ve Hindistan’ın silahlanmaya aşırı derece kaynak ayırdıkları, 2001-2006 yıllarında silahlanmaya ayrılan bütçenin, enflasyondan arındırılmış olarak yüzde 30 arttığı kaydedildi.

Silahlanmanın yüzde 50’si ABD tarafından harcandığı belirtilen raporda, Rusya’nın silahsızlanma sözleşmesinden ayrılmasına karşın AB’nin NATO’yu tek taraflı silahsızlanma adımlarını atmaya zorlaması gerektiği ifade edildi.

Alman hükümetinin misket bombalarının yasaklanması ve atom silahlarının Almanya’dan çekilmesi için girişimlerini yoğunlaştırmasını istenen raproda, “Atom silahlarının yasaklanması ve silah ticaretinin daha sıkı denetlenmesi için de hükümetin çabaları artmalı” deniliyor.

Alman Barış Hareketi sözcülerinden Lühr Henken ve Peter Strutynski ise Enstitü’nün raporunu eleşterirek, rapor Avrupa Birliği ve Almanya’nın silahlanma yarışındaki yerini perdelediğini söyeldi.

Henken ve Strutynski, "Her kim Georg W. Bush’un başkanlığındaki ABD hükümetinin silahlanma yarışını eleştirip Almanya ve AB üzerine tek söz etmiyorsa o, gerçeğin sadece yarısını söylüyor. Gerçekte AB ülkeleri aşırı derece silahlanıyorlar” dedi.

Yürürlüğe sokulmak istenen AB Sözleşmesi’nin bütün üye ülkelere silahlanmayı dayattığını söyleyen Henken ve Strutynski, “Almanya yıllardır silahlanma bütçesini artıyor. AB ülkeleri ordularını birleştirme ve ortak bir ordu kurma çalışmalarını sürdürüyorlar. Kurulacak olan ordu bir saldırı ve işgal ordusu olacak. AB’nin kendi savunması için böyle bir orduya ihtiyacı yok, sonuçta saldırabilecek bir düşman yok” dediler.

Almanya’nın 2008 yılı için orduya ayırdığı bütçenin 29,45 milyar Euro’ya çıktığına dikkat çeken sözcüler, “Federal Almanya, ABD ve Rusya’dan sonra en fazla silah satan üçüncü ülke konumunda. Ayrıca NATO’nun yeni stratejisi Almanya tarafından destekleniyor. Kalkıp Almanya’ya NATO’nun silahlanma stratejisine engel olmasını talep etmek, Alman hükümetinin bu politikadaki rolünü görmezden gelme anlamına geliyor” dediler.

Almanya ve Fransa’nın NATO’nun işgal politikalarına destek verdiği gibi AB olarak Kongo gibi hammaddelerin yoğun olduğu ülkelere yönelik askeri operasyonlar düzenlediklerine dikkat çeken Henken ve Strutynski, “Bütün bunlara dikkat çekilmeden, Almanya ve Fransa başta olmak üzere bir bütün olarak AB’nin dış politikasını askerileştirdiğini eleştirmeden sadece ABD, Rusya, Çin ve Hindistan eleştirilirse bu taraflı bir rapor olur” dediler.

---

[url=http://www.haberlink.com/news.php?a=31309?b="__Silahlanma_soğuk_savaş_dönemini_geçti"]Kaynak[/url]

Türkiye'de de özellikle malum cemaat yandaşlarının pompalı tüfeklerle donandıkları bazı istihbarat raporlarına yansıdıktan sonra ancak pompalı tüfeklere ruhsat zorunluluğu getirildi.Bunun haricinde tabanca-tüfek almak bakkaldan ekmek almak kadar kolay bu ülkede.Ayrıca kuru sıkı tabancaların da çok rahatlıkla öldürücü silahlara dönüştürülebildiği hepimiz tarafından biliniyor.
Sözün özü bu silahlanma belası inanın her yerde olduğundan daha fazla bizim başımızdadır.
Büyüklerimiz anlatırlar hep.12 Eylül öncesi de batının ve doğunun silah yığdığı memleketimiz yine cephanelikten farksızdır.Şüpheniz olmasın.