Şili’ye ve bakan’ın açıklamasına bak, gelde çıldırma !
Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak
ve ipek bir halıya benzeyen toprak,
bu cehennem, bu cennet bizim.
Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,
yok edin insanın insana kulluğun,
bu davet bizim...
Nazım Hikmet
[Kuvayi Milliye]
İnsan Hakları Bildirgesini tarihte ilk kez yazılı hale getiren ecdadın torunu olarak Şili’de yaşananları kıskançlık, kızgınlık ve hayranlık içinde izledim.
Kıskançlığım…
Şili halkının korkunç sonuçlar doğurabilecek bir olayı tek yumruk olarak mutlu sonla bitirmiş olmaları itiraf edeyim, onları kıskanmama neden oldu.
Nasıl olmasın ki…
Yıllardır Anadolu coğrafyasında yaşadığımız onca berbat olay karşısında Şili’de yaşanan o mutlu tabloyu bir türlü oluşturamadık !
Kızgınlığım…
Şili’de yaşananlar sanıyorum herkesin aynı olayı hatta olayları hatırlamasını sağladı: Zonguldak’taki maden faciaları
Bende, Edebalı atamın “…İnsanı yaşat ki devlet yaşasın oğul!” nasihatini dilinden düşürmeyen Başbakanın, bu olayı “…KADER” olarak yorumladığını hatırladım.
Bakanın herkesin tüylerini diken diken eden “…güzel öldüler” şeklindeki o talihsiz, ve empatiden yoksun ifadesini hatırladım.
Cesetler tanınmaz halde. Bu amaçla DNA testleri yapılıyor. Açıklama şu : Güzel öldüler !
Gelde çıldırma !
Ortada, acıları azda olsa dindirecek bir hukuk devleti yok bu nedenle tanrım sana havale !
Hele hele şu son yapılan açıklama tam bir şaşkınlık yarattı. Bu olay bizde olsa işçileri göçükten 3 gün içinde çıkarabilir mişiz !
Yok artık !
Yahu aradan nerede ise yıl geçti. Sen önce çıkaramadığın cesetleri çıkar !
Hayranlığım…
Göçük altındaki bir olayın başında bekleşen onlarca yüz. Dikkat ettim hepsi pırıl pırıl.
Kılık ve kıyafetleri düzgün bizim tabirimizle hepsi elleri ayakları düzgün insanlar. Gerçekten imrendim !
Sonra neden bu tarz bir ayrıntıya dikkat ettiğimi sorguladım ve cevabını buldum. Zonguldak’ta yaşanan o faciada bekleşen insanların görüntülerini istemeden de olsa bilin altıma atmıştım: Üstleri perişan, yüzleri korku ve endişe kaplı. Ve en kötüsü o EZİK halleri.
Başbakanın ifadesi ile garip-gureba, fakir-fukara !
İşte bu iki ayrı tabloyu hatırladım ve Şili’ye gerçekten hayran kaldım !
Şimdi bu tablo karşısında gelde çıldırma !
Ortada, acıları azda olsa dindirecek bir hukuk devleti maalesef yok bu nedenle tanrım sana havale !