"Silivri bir AKP Guantanamo'su olmamalıdır"
Deniz Baykal, Ergenekon soruşturmasına eleştirilerine devam ediyor
27.01.2009 14:14
CHP lideri Deniz Baykal, partisinin grup toplantısında konuştu:
"Ekonomide durumun giderek ciddiyet kazandığı ortaya çıkmıştır. Türkiye, bütünleşmiş bir krizle mücadele ortaya koyamamaktadır. Birbirinden kopuk hareketler Türkiye'deki bekleyişi sona erdirememiştir. Vergi gelirlerinde düşme başlamıştır. 2009 ile birlikte daha da düşeceği kendisini göstermiştir. Borçlanma hızlı bir şekilde yükselmiştir. Zamlar halkın geçim sıkıntısını daha da artırmıştır. İşsizlik çok kaygı verici bir düzeye çıkmıştır. Gençler arasında yüzde 30 düzeyine çıktığı görülmüştür. Kriz karşında vatandaşın alım gücünü artırmaya yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Hükümetin IMF ile müzakere dışında ciddi bir önlem alamaz duruma düştüğü ortaya çıkmıştır.
Avrupa Birliği Hamas'ı terör örgütü olarak kabul etti. Türkiye'de bunu kabul etti. Türkiye 2006'da Hamas'ın terör örgütü olduğunu kabul etmiştir. Hamas ve PKK aynı listede terör örgütü bunun sonuçları olur. Başbakan ince diplomatik alana Hamas aşkıyla girdi.
Geçen hafta yine birdenbire toplumu ilgilendiren gözaltılar gerçekleştirildi. Hükümete tutarlı muhalefet eden televizyon kanalı arandı. Araştırmacı yazar bir kadro geçen hafta gözaltına alındılar. Özbek niye gözaltına alındı. Sorgudan kamuoyuna yansıyana göre; Ergenekon'a kasa arıyorlarmış, Özbek olabilir mi dendi. Daha önce Kuddusi Okkır'a kasa denildi. Okkır'ı finansör olarak gözaltına aldılar, hayatını kaybetti. Daha sonra Sinan Aygün'ü finansör olarak gözaltına alındı, tepkiler üzerine serbest bıraktılar. İşadamından finansört bulamadılar anlaşılan işçiden, sendikacıdan finansör bulacaklar. Bir insan, özellikle toplumdaki yeri, konumu belli olan bir insan, acaba gözaltına alınırken onunla ilgili sağlam kanıtlar olması zorunlu değil midir? Elinizde bu olmadan sabah 4:30'da birinin kapısını nasıl çalarsanız? Giderken elinizde delil yok, elde ettiklerinizin hukuki geçerliliği olmayınca serbest bırakıyorsunuz. Önce sanık, sanıktan delil anlayışı olmaz. Yalçın Küçük'le ilgili delillerin hukuki geçerliliği olmadığı için serbest bırakıldı. Gidiyorsunuz alıyorsunuz, 11 ay sonra neyle suçlu olduğunu söylemeden serbest bırakıyorsunuz
. Suçlu olsa da bir tas çorbayı çok gören adalet anlayışı olmaz. Silivri bir AKP Guantanamosu olmamalıdır.
Soruşturmaların gizliliği ihlal edilmiştir. Bu suç değil mi? Gizliliği gözetmeyen bir soruşturmayı adil kabul etmek mümkün mü? Gül ve Erdoğan davayla ilgili gelişmeleri çok önceden nasıl bilir? Soruşturmanın gizliliği ihlal edildiyse bu suçu kim işledi? Gizliliği ihlal davayı yürütenlerin sorumluluğundadır. Gizliliğin ihlalinden herkes şikayet ediyor ama birşey yapan yok. Bu soruşturma savcılardan çok, emniyetçilerin ve polislerin kontrolünde gitmektedir. Emniyet güçleri sadece savcılardan talimat almalıdır. İfadeleri polsiler alıyor, sanıkları onlar çağırıyor, hatta ifade pazarlığı yapıyor.
Hepimiz darbe konusuyla ilgili yargılama yapılacağını bekledik. 2 yıla yakın süren soruşturmada dava yapma imkanı olacak insanlara dokunuldu mu? Darbe yapması muhtemel kişiler kimlerse git onlardan hesap sor, sormazsan namertsin. Kim o darbe yapacak kişiler, korkma, ağzında geveleme, üzerine git. Susurluk'ta eksik kalan tarafla hesaplaşılaşılıyor diyorsan çık söyle. Öyleyse üzerine git, yapmazsan namertsin. Susurluk'un hesabını sor. Darbeden hesap sorsa ciddidir diyeceğiz. Susurluk'tan hesap sorsa ciddidir diyeceğiz. Türkiye terörle mücadele ederken özel harekatta kanunsuzluklar oldu bunların hesabını soracağız diyorsan, onu da sor. Bunların hiçbirisi değil. Başbakan durup durup temiz eller operasyonu diyor. Bu yapılan işin Türkiye'de yapılması gereken temiz eller operasyonu ile ne alakası var. Türkiye kirli ellerin yönetimi altında. Türkiye'de temiz olmayan eller var ama ya yönetimin eli kirliyse? Temiz eller operasyonu lafı Başbakan'ın ağzına yakışıyor mu? İtalya'da Başbakanların, milletvekillerinin dokunulmazlıkları kaldırıldı. Gözaltına alınanların arasında nasıl bir tane bile AKP'li olmaz?
******
KAYNAK