Eskiden toplumlar işçi sınıfı, kapitalist patronlar ve kökten soylu burjuvalar olarak ayrılırdı.
Şimdi AKP ve yokluğa, açlığa şükür stratejili siyasal islamı sayesinde toplumsal sınıflama ikiye bölündü. Halk ve memurlar.
Memurlar talimatla kendi ayrıcalıklı maaşlarını toplar hale getirildi. Onlara göre maaşı veren halk değil, devlet. Benzer uygulamalar icra harçları, yargı harçları, vergi artışları, cezalar vs de var.
İktidarlar devleti dolaylı vergi ve harç tahsil robotu haline getirdi. Her yıl vergiler, harçlar büyük oranda artarken, Devletin alacak faizleri artarken, kurumların alacak faizleri artarken vatandaşın alacağına yıllık % 9 faiz yeterli görülüyor, düzenleme yapılmıyor. Kısaca halk kimsenin umurunda değil.
Dünyada devletler halk için, Birey için var. Halkın onayı ile hareket ediliyor. Bizde tam tersi, birey, halk devlet için var. Devleti ve devleti siyaseten ele geçirenlerle yandaşlarını beslemek için, onların refahı için halk var. Beş yılda bir kurulan sandıkla yetkiyi alan bir dahaki seçime kadar halkı unutuyor ve seçim kazanma vaatlerini gerçekleştirmek için yine halkın sırtına biniyor.
Halk açlık sınırı altında yaşıyormuş, geçinemiyormuş, sefalet almış başını yürümüş.... yönetenlerin umurunda değil. Siyasilerin, bürokratların ve memurların refahı sağlandıktan sonra geri kalan vatandaş çöp.
Bu iş böyle gitmez. Kimse bu gün benim ihtiyaçlarım karşılanıyor, halka ne olursa olsun deme lüksüne sahip değil. Çünkü o memurlar, bürokratlar da Emeklilikte birlikte mecburen halk sınıfına geçiyor ve yoklukla tanışıyor.
Emekli olsa da düzeni bozulmayan sadece siyasiler. İktidar muhalefet hiç farkı yok.
Sonuç olarak yepyeni bir düzeni halk kendi içinden çıkaracağı yeni temsilciler ile sağlamadıkça bu işte bizlere bir hayır yok.
Türkiye uzun yıllardır genel olarak sağcı partileri, solun ortasını, siyasal İslamcıları, ırkçıları vs denedi durdu. Birbirlerinden farkları yok. Bunu deneyerek gördük.
Denenmedik bir tek Atatürk ilkeleri ve devrime inananlar kaldı. Aslında doğru birdir. Beka, ırk, ideoloji, din vs şeklindeki tüm manipülasyonların sonu siyasi iktidarların menfaat yapılanmalarına çıkıyor. Bunu hep birlikte, aç kalana kadar gördük.
Bilime, felsefeye, eğitime ve modern topluma inanan devrim ilkelerine dönmedikçe, katıksız devrim sevdalılarını görevlendirmedikçe düze çıkış ve sistemi yeniden kurma şansımız sıfır.
MAE