Ubi solitudinem faciunt, pacem appelant
Obâmâ On Dı Biç
Tek Dünyacı Devlete Giden Yol, Devletleri Bin Parçaya Ayırmaktan Geçer
“Dünyada bin devlet oluşturduğumuzda dünya daha mükemmel ve daha istikrarlı olacaktır. Halkların kendilerini yönetme hakları, artık dünya bankerleri ve entelektüelleri olan elitin otoritesi altına girecektir. Yüzyılımızda izleyeceğimiz strateji budur.”
David Rockefeller
Sezin Öney
Sivil Toplum Politikaları Sorumlusu | sezin@stgm.org.tr
Sezin Öney, Milliyet, Yeni Binyıl gazeteleri ve Aktüel dergisinde dış haberler alanında çalıştıktan sonra Türkiye ve yurtdışında çeşitli üniversitelerde uluslararası ilişkiler, insan hakları hukuku, milliyetçilik çalışmaları, uyuşmazlık analizi ve tarih alanlarında lisansüstü çalışmalarda bulundu. Medya ve milliyetçilik, Türkiye'deki terörle mücadele kanunu, ana dilde eğitim hakkı ve uluslararası hukukta kendi kaderini tayin hakkı konusunda araştırmaları oldu. Halen Taraf gazetesinde "Yeni Avrupa" adlı bir köşe yazmaktadır.[5]
[5] http://stgm.yerimizbol.com/tr/calisanlar/ozgecmis/sezin-oney
Yukarıda birkaç şakasını sunduğumuz S. Ö., kendi anlatımıyla, Amerikan demokratlarının hayranı olmakla birlikte ulus devletlerin düşmanı, latince meraklısı bir liberal, insancıl bir "sivil"dir. Ona göre, Amerikan başkanlarından Kenedi'nin ölümü, Kenedi'nin, CIA'nın Nazileri Komünistlere karşı kullanmasını sağlayanları görevde tutmasıyla açıklanabilir ve bu büyük bir hatadır. Buna karşın, CIA'nın, Amerikan çekirdek örgütlerinin (bunlardan biri Amerikan demokratlarının örgütü NDI'dır), ulus devletlere karşı kullandıkları "siviller"in tüm kanıtlarıyla -üstelik onların kaynaklarından ve aldıkları paralarla- açığa vurulması ise ona göre, (kitabı yazdıranların) kendi örümcekliğinin, (insani değerleri savunmak için kıt imkânlarla faaliyet göstermeye çabalayan) sivil topluma yüklenmesinden başka bir şey olamaz.
Bu şakacı görüşün nedeni, S. Ö.'nün ulus devlet düşmanı liberal bir sivil olması ve -tek dünya devletiçi düzen istemiyle- dünya vatandaşlığını özümlemesi olabilir mi¿?
S. Ö.'nün Tarafgir olduğunu yazıp geçmek yeterli olsa da, 8 Temmuz 2010 tarihli "Örümceğin ağına düşmek" başlıklı şakasına bakıp gülmemek elde değildi. E her gülmenin bir bedeli olduğundan, biz de borçlu kalmayalım dedik.
S. Ö., Mustafa YILDIRIM'ın "Sivil Örümceğin Ağında / Project Democracy" adlı tokadının acısını bu aralar fazladan duyumsamış olacak ki, böyle bir şakaya başvurmuş. Askeri bolca yerdiği ve "asker ağı"na düşüldüğünü bol keseden "sezinleyen" S. Ö. -tokadın yarattığı sersemlikten olsa gerekir- kitabın, asker tarafından yazdırıldığını "ima" ediyor; "ima"yı geçersek, kitabın yazdırıldığı kısmını ise kesin bir gerçek olarak sunuyor. Yetmiyor, "İsrailli Ulusalcılar"dan söz ediyor (sanırız Sionist demek istiyor) ve bunların, "insan hakları örgütleri"ni "yok edilecek düşman olarak" gördüğünü öne sürüp "kitabı yazdıran güçlerin düzeni"nin bu yönde olduğunu ileri sürüyor.
- "Kendi örümcekliğini, insani değerleri savunmak için kıt imkânlarla faaliyet göstermeye çabalayan sivil topluma mal edip, “sivil örümceğin ağında” gibi kitaplar yazdıran; yani, aynı İsrailli ulusalcıların yaptığı gibi, insan hakları örgütlerini “yok edilecek düşman unsurlar” olarak algılayan bir düzen bu."[6]
[6] http://www.taraf.com.tr/sezin-oney/makale-orumcegin-agina-dusmek.htm
Biri, "iyi de, bu kitabın yazarı, başta başgeneralleri ve NATO-Pentagon paşalarını ve bu düzeni sürekli yeriyor, yerdiği olumsuzlukları ulusun bağımsızlığına bir engel olarak görüyor, bunları yurttaşlara anlatmak için sürekli yazıyor" dese, tokadın kendisinde yarattığı sersemliği büyük olasılıkla onaylayacaktır.
S. Ö.'nün yatağında, NATO'nun Gıladyo'sunu anlattığı şakalar da var, dileyenler ilgili çukura göz atabilir. Bu yazıların nedenlerini de, S. Ö.'nün geçmişten bugüne dönüşürken geçirdiği "travma"lara neden olan yaptığı birtakım haberlere bağlayabiliriz:
Neymiş¿? Kendi örümcekliğiymiş, başkasına yükleyenmiş, yazdırtılanmış; evet, evet...