SİYASAL PARTİ ve ‘HAREKET’ (II)

Türkiye ve dünya gündemindeki gelişmeler hakkındaki fikirleriniz, yayınladığımız izlencelerin bölümleri hakkındaki düşüncelerinizi paylaşabileceğiniz alan.

SİYASAL PARTİ ve ‘HAREKET’ (II)

İletigönderen Habip Hamza Erdem » Prş Tem 04, 2019 16:14

SİYASAL PARTİ ve ‘HAREKET’ (II)
1980 Ağustos’unda Polonya’da başlayan ‘Solidarnosc Hareketi’nin hem ‘demokratik’ ve hem de ‘politik’ bir ‘hareket’ olmasına karşın, ne ‘siyasal’ ve ne de ‘liberal demokratik’ bir ‘hareket’ olarak başlamadığını söylemiştik.
Bir ‘sendikal hareket’ olarak başlayan ‘solidarnosc’u, Weber’ci anlamda ‘sendikal’ olduğu için ‘siyasal’ değildir diye nitelemiyoruz; güncel siyasetin ötesinde derin bir ‘politik değişim’ öngördüğü için, ‘siyasal’ değil ama ‘politik’tir diyoruz.
Bir başka deyişle, ‘siyaset’ (la politique) başka ‘politika’ (le politique) başkadır denilmesi gerektiğini vurguluyoruz.
‘Hareket’in ‘liberal’ anlamda ‘demokratik’ olmadığı ama ‘sosyal’ anlamda ‘demokratik’ olduğunun ayrıca altını çiziyoruz.
Yani ‘demokratik olma’nın da türleri vardır diyoruz.
Şimdi gelelim, Solidarnosc’un başlarken önüne koyduğu ‘program’a..
60 sayfalık ‘program’da, ‘kapitalizm’ sözcüğü bir tek kez geçiyor.
‘Piyasa’ sözcüğünün geçtiği hiçbir yerde ‘serbest’ sıfatı geçmiyor, yani ‘serbest piyasa’ tanımlaması da hiç biçimde amaçlar arasında yer almıyor.
‘Özel’ sözcüğü dört kez kullanılıyor ama hiçbir biçimde ‘özelleştirme’den sözedilmiyor.
Bunlara karşın 144 kez ‘sosyal’ sözcüğü ve hemen hemen her sayfada, yani 44 kez ise ‘özyönetim’ sözcüğüne yer veriliyor.
Oysa, anımsanacaktır, Türkiye’de 24 Ocak Kararları diye anılan Turgut Özal(î) kararlar, Solidarnosc’tan tam 7 ay önce ilan edilmiş ve dünya genelinde Reagan-Tatcher’cı ‘neo-liberal’ sermaye saldırısı da başlatılmış bulunmaktadır.
Dünya Mersin’e (neo-liberalizm) giderken, Polonya’nın tersine gitmesine izin verilemeyeceği açık değil midir?
Nitekim Goldex Poldex yazarları, eğer Solidarnosc başarılı olsaydı, ne Fukuyama’nın ‘Tarihin Sonu’nu yazması ve ne de ‘neo-liberalizmin’ dünya geneline yayılması ‘mümkün olmayacaktı’ saptamasını yapıyorlar.
Tersine, en azından Doğu Avrupa’da yeni bir ‘politik’ gelişme yaşanacak ve hatta on yıl sonra ne Berlin Duvarı yıkılacak ve ne de Sovyetler Birliği dağıtılamayacaktı.
Burada, kuşbeyinli’nin aklına yoksa sen Sovyetler Birliği’nin dağıtılmamasından yana mısın sorusu gelebilir.
Hemen yanıtlayayım.
Hayır. Ama katılaşan Sovyet Sistemi’nin ‘içeri’den değişerek ‘demokratik’ bir nitelik kazanmasından yanayım.
Ve bu ‘demokratikleşme’nin, senin o kuş beyninle kavramaya çalıştığın ‘demokratikleşme’ olmadığını da ayrıca eklemem gerekebilir.
Geçiyorum...
Solidarnosc programının hemen her sayfasında yinelenen ‘özyönetim’ (autogéstion), katılaşan Sovyet Sistemi’nde ‘Devlet Mülkiyeti’nde olduğu ileri sürülen üretim araçları mülkiyetinin, ‘Çalışanların Yönetimi’ne verilmesini öngörmekteydi.
Devlet Mülkiyeti’nden Kamu Mülkiyeti’ne geçişi öngörmekteydi de denilebilir.
Kuşbeyinli, bu kez ‘ha kel Hasan ha Hasan kel’ diyecek kuşkusuz.
Oysa, katılaşan Sovyet Sistemi’nde ne sosyalizm ve ne de komünizmden sözetmenin olanağı kalmamış, örneğin Tony Cliff’in deyimiyle çok uzun süredir ‘Devlet Kapitalizmi’ uygulanmaya konulmuş idi.( Capitalisme d’Etat au URSS: De Stalin à Gorbatchev).
İşte Solidarnosc bu ‘çarpıklığı’ gidermek için ‘hareket’e geçmiş bulunuyordu.
Bu ‘Hareket’in hareketlikten çıkıp ‘Siyasal Parti’leşmesi ne zaman başladı denilecek olursa; başlangıçta işçi temsilcilerinin ülke genelinde 522 işyerinde eşgüdüm içinde yönettikleri grevleri, Tadeusz Mazowiecki türü ‘sözde aydın’ların harekete ‘sızması’yla başladı diyelim.
Ardından 1989-90’da komünizm-sonrası ilk başbakan olarak Polonya’da neo-liberal programı uygulama görevini de üstlenmiş oldu.
Turgut Özal da 24 Ocak Kararları’nın ‘mimarı’(!) değil miydi?
‘Taşeron’u demek çok daha yerinde olacaktır.
Ve Tadeusz Mazowiecki’nin Turgut Özal’ın amcasının oğlu olup olmadığı da araştırılması gereken bir konudur diyelim.
Çünkü bunlar dünyayı bugünkü ‘felaket’lere sürükleyen ‘siyaset’çiler olup, kendi beyinlerini kullanarak herhangi bir ‘politika’ üretmeleri sözkonusu bile değildir.
(Sürecek)
Kullanıcı küçük betizi
Habip Hamza Erdem
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1532
Kayıt: Cum Haz 26, 2009 20:01

Şu dizine dön: Tartışma ve Fikir Meydanı

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x