Size oy vermedik...


Müzisyen Fazıl Say, seçimin ardından Deniz Baykal'a bir mektup yazdı...

İşte o mektup:
Mustafa Kemal Atatürk,bugün bu saatte yaşıyor olsaydı, muhtemelen: "AKDENİZ'DEKİ ORDULAR!!İLK HEDEFİNİZ, ANADOLUDUR! İLERİ!!!"emrini verirdi...
Ülkenin deniz kenarındaki hemen hemen bütün şehirleri AKP'nin elinden geri alındı dünkü seçimde...
Ege, Akdeniz tamamen...
Karadeniz'in ve Marmara'nın da çoğu...
Büyük kısmı CHP de toplanarak...
Batı Anadolu . (İzmir mesela) kilitlenmiş durumda...Ezici bir üstünlükle.
Güneydoğu,
Kürtler,...
Çok haklı olarak DTP de karar kıldılar..
Onlarınki de ezici üstünlük...
Orta ve Doğu Anadolu ve tabiki Ankara ve İstanbul'un milyonlarca nüfuslu varoşları ,
iktidar partisi AKP de...
Bu da %39 demekmiş tam olarak...
Ak Parti'yi zor bir 3 yil bekliyor..
Ama unutmayın: Tayyip Erdoğan usta bir liderdir..
En azından bu elindeki %39 u asla kaybetmiyecektir,
ve siz gelip %39 dan fazlasını almadığınız sürece de
biz burada boşuna dil döküyor olacağızdır...
Ülkenin batısı Yunanistan
doğusu Afganistan gibi...
İnsanları da öyle...
Atatürk:"Ben halkı niye dinleyeyim? Halk beni dinlesin!" diyen, cesur tip bir liderdi...
Bu ama,"tarihe not düşen" büyük liderlerin uslubudur..
Kendisinden sonra
öyle bir lider gelmedi...
Büyük bir bağlama üstadı olan Arif Sağ'ın:
"Ben sazımı ne dinleyeyim? Sazım beni dinlesin!"
demesi gibi...
Aynı şekilde,Arif Sağ'dan daha iyi bağlama çalan henüz yok...
Ludwig van Beethoven ,sağırlığında bile bütün insanlığa kendini dinletmekte...
Niye???
Deniz bey,
" Toplanalım psikolojisi"nde size destek vermekteyiz...
"Bölünmeyelim,ufalmayalım,ezilmeyelim, mahvolmayalım" psikolojisi...
Ne sizin parti başkanlığınız,
ne Kemal Kılıçdaroğlu'nun İstanbul liderliği ,
umurumuzda değildi ...
Derdimiz endişelerimizdi...
Ve onlar hala varlar...
Kılıçdaroğlu'nun dürüstlüğü...
Düşünün ki bir Sezen Aksu var,
sürekli Tarkan ve Ajda Pekkan'ı eleştiriyor,
"Kirli söylüyorlar" diyor(yolsuzluk yapıyorlar der gibi misali örnek),
"dürüst değiller" diyor (playback yapar onlar der gibi keza) vesaire...
Ama eninde sonunda halk da Sezen Aksu'ya soracaktır:
"Peki ya sen ne yaptın?" diye...
Biz de sadece beklemedeydik,
Kılıçdaroğlu kazansaydı neler yapacaktı diye...
Yöntemi ama: "Müthiş bir şey" değildi! Hem de hiç değildi...
Zaten kazanamadı da...
Yazık oldu, görmek isterdik,
"gelse ne yapardı?"yı...
Sayın Baykal,
Eskişehir,Ordu ve İstanbul-Şişli'nin laik oy olmasına ,
ama seçim haritasındaki renginin farklı olmasına
üzülmediniz mi siz??
Artık ne zaman Türkiye'nin sol-laik oy bölünmesinden kurtulacağız??
Ne zaman??
1980'ler ve 90'lar da kaç kere fırsat tepildi bu sebepten???...
Sırf bu bile "huzursuzluk"...
hepimizde...
Ben Eskişehirli olsam mesela :
şehrimde mucizeler yaratmiş bir Büyükerşen'den asla vazgeçmem.
Ama Türkiye genelinde DSP'nin %2 oy alacağını da bilerek...
Hazin bu... Sorumlusu sizsiniz...
Anadolu şehirlerinde ise endişeler iyice artmakta,
Elazığ??
Sivas?? (Aşik Veysel'in Sivas'ı...
uzun ince bir çıkmaz sokaktayım!!
benim sadık yarim %2 CHP!!)
laiklik tamamen unutulmuş durumda...
Neden???
AKP'nin yoğun olduğu yerler özellikle...
Kadınlarımız etekle dolaşamıyor,
marketlerde bira bile satılmıyor,
bilim ve sanat zaten yok...
tarikatlar çoktan almış başını gitmiş,
dinci siyaset başa geçmiş...
Neden???
Neden karşı siyaset üretilmemiş???
Neden sahaya çıkılıp bu mücadele verilmemiş??
Neden??
Var mı iktisadi açılımlarınız??
bu şehirlerin insanlarına hitap etmek konusunda?
Eğer yoksa, CHP'nin başına ,sizin yerinize, "iktisadi ve gercekçi fikirleri-projeleri olan" birisini istiyoruz.
Açık ve net...
Çünkü ülkemizin de, hayatlarımızında, en kritik , en belirleyici yıllarndayız...
Varsa fikirler,
ne ala ,
uygulamaya geçilmesini hemen isteriz...
Deniz bey,
Mevzubahis konusu olan şey yaklaşik 2o-3o milyon insanın endişeleridir..
Ve bu endişeler gerçekten ciddi boyuttadır...
Bu şaka bir rakam değildir...
3o milyon :
3 kere Macaristan,
5 kere İsviçre
16 kere Estonya eder...
Bu muhim bir güçtür...
Ve bizler ,atılım görmek istiyoruz...
Ötekileşmekten kurtulmak,
Ergenekon vs gibi paranoyalardan
ve şeriat gibi travmalardan çıkmak ,
normal bir ülkede mutlu bir şekilde yaşamak istiyoruz...
Türkiye'nin öteki yüzü de aynı şeyleri istiyor elbet...
Var mı ikisini toparlayacak gerçekçi bir iktisadi fikir???
Piyano ile "Ney" fevkalade güzel beraber müzik yapabilir Deniz bey...
Yeter ki beste iyi olsun...
Ve buradaki iyiden kasıt ,
iki enstrumanı da cok iyi tanımaktan geçer...
Piyano ile Ney beraber müzik yaparken,
nelere dikkat edilmesi gerektiğini bilmekten geçer...
Ortaya bir ilk çıkabilir
ve bu muhteşem olabilir...
Varoşlar ???
Ordaki insanlar için ne yapacaksınız???
Su anda tamamen toplanmiş olan laik birlikten alacağınız destek ile büyük şehirlerimizin( adini bile duymamış olduğumuz semtlerinde yasayan ) yeni sahiplerine
neler sunmak istiyorsunuz?
Var mı "eğitim projeleri"niz??
İşsizliğe çözüm??
Kültür sanat projeleri??
Bunlara destek olacak "sivil toplum örgütleri"...
ya da "sponsorlar" ???
O insanlara AKP'den daha fazla şey sunacak mısınız ???
bu 3 yıl içinde???

Güneydoğu'da oyunuz sıfır!
Sıfır aslında iyi bir başlangıç noktasıdır...
Tabi fikirler varsa...
Kürtlere nasıl yardımcı olacaksınız?
Kürt sorununa nasıl çözümler getireceksiniz???
Deniz bey,
Bu mektubumu okuyan insanlar muhtemelen
mektubun altına kendi sorularını da ekleyeceklerdir...
Ve size sorulacak cok soru var..
Ama bir sey gerçek:
Yapmak zorundasınız...
Yapamıyorsanız da yerinizi
en saygın bir şekilde
bu işlerin üstesinden gelebilecegine inanan
genç bir yeteneğe bırakın...
Bizler uzun zamandır "inanç" görmedik..
Cok uzun zamandır...
Seçim mitingleri sırasında,Tayyip Erdoğan'ın dil sürçmeleri sonucu çıkmış yanlış cümleleri üzerinde (kronometre ile tutmak zorunda kalmıştım) tam 52 dakika konuştunuz..
Sürekli bir "eşek" tartışması...
Katır... At... İnek...
Her mitingde...
Kendimi haftalarca 3 yaş zekasının içinde buldum
ve cok sinirlendim bu duruma...
Size oy veren %24 bu zekanın çok üstünde.
Bunları bilin isterim..
Bu yazımın altına muhtemelen yüzlerce kişi kendi eleştirilerini de yazacaktır...
Hepsini okuyun...
Size verilen %24 oy asla "size" değildi...
Toplandik biz...
Endişelerimizden ötürü...
(Bu betimlememin kısmen haksız olduğunu biliyorum, burada belediye seçimleri söz konusu olan...Çok başarılı cok değerli belediye başkanlarınız da kazananlar arasındadır... Haksızlık yapmak istemezdim..Ama Antalya örneği , bu seçimin genel itibariyle mahalli değil siyasi oldugunun en güzel örneğidir.Senden benden daha laik ve şehrine cok güzel hizmetler hediye etmiş bir başkan idi Menderes Türel... ta ki , Ak Parti'ye Antalyalıların şu ortamda daha fazla oy veremeyeceği asıl gerçek olandır...)
Her zaman dostlukla...
saygıyla içtenlikle

Sayın Fazıl Say,

29 MART 2009 Belediye Seçimleri'nde ben de oyumu CHP'ye verdim.
Üstelik uzun süren seçim öncesi çalışmalarına da katıldım.Seçimler sırasında sandık görevlisiydim ve oylarımıza sahip çıkan ekiptendim.Bizler oylarımıza sahip çıkma kararlılığında olduğumuz için bu seçimlerde sizlerin de televizyonlardan ve gazetelerden takip ettiğiniz rezillikler ortaya çıktı.Ve ben biliyorum ki örgütümüz genel olarak elinden geleni yapmış olmakla birlikte 100% sandıklara sahip çıkma görevini yerine getirememiştir.Buna rağmen bu seçimler bizlere umut vermiştir,sistemli ve organize çalışmanın sonucunda başarının geleceğini bizlere ispatlamıştır.

Mektubunuzun içeriğinde ki ORTAK KAYGILAR kısmı hariç hiç bir kısmına katılmıyorum.Katılmadığım konuları aşağıya yazıyorum.
-Güneydoğu'da sadece Kürtler'in yaşamadığını sayın Fazıl Say'ın bilmesi gerekir.
-DTP'ye oy vermekte karar kılmalarını çok haklı bulduğu Kürtler neden haklı,bu konuyu biraz ayrıntılı açıklaması gerekir.Benim düşünceme göre etnik milliyetçilik yapan ve bu konuda 12 Eylül öncesi MHP'nin çok hem de pek çok önüne geçmiş olan DTP'nin aldığı oylar sadece ve sadece kaygı verici olmalıdır.Çünkü ülkemizi bölünmeye götürecek bir etnik milliyetçi yaklaşımın desteklenmesi haklı bulunamaz,ancak ve ancak kaygı verir.
-Atatürk konusunda bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmuş sayın Fazıl Say.Atatürk hiç bir zaman 'Ben halkı niye dinleyeyim,halk beni dinlesin?''yaklaşımında olmamıştır.Ama ATATÜRK bir DEVRİMCİ'dir ve elbette ki devrimler gerçekleştirilirken ''buna halkın filanca kesimi ne tepki verir,falanca kesimi ne der?''diye düşünülmez,bu yüzden adı DEVRİM'dir zaten.Yoksa Atatürk sürekli halkın içinde olan,sürekli halktan genç-yaşlı insanları dinleyen bir lider olmuştur.
-Eskişehir,Ordu ve Şişli'nin DSP'ye oy vermesi,CHP'den farklı bir yapıya oy vermesi konusunda sayın Baykal ne yapabilir acaba sayın Fazıl Say?Türkiye Cumhuriyeti'nde hiçbir liderin yapmadığı fedakarlığı yapıp son genel seçimlerde sayın Baykal 1%'lik DSP(ısrarla gelin CHP'de birleşelim önerilerinin reddedilmesine rağmen)'ye 13 milletvekili sözü verip 13'ünü de milletvekili seçtirmedi mi?Bu 13 milletvekili şu an mecliste DSP'yi temsil etmiyor mu?Bu kadar eleştirilen Baykal bu büyük siyasi kıyağı başka bir partiye yaparken aynı seçimlerde 5 milletvekilliği vermemek için DP ve ANAP'ın anlaşamadığını hatırlamıyor musunuz?Bahsettiğiniz 29 Mart 2009 Belediye Seçimleri'nden önce CHP'nin,DSP'nin güçlü olduğu yerlerde DSP adayının desteklenmesi şeklindeki önerisinin sayın Zeki Sezer tarafından sulandırılıp kabul edilmediğini bilmiyor musunuz?Netice olarak 1%'lik(bu seçimlerde 2%'lik,oyunu 100% arttırmış) bir DSP'nin 24%'lük bir CHP'yi içine almasını mı istiyorsunuz?Birleşmenin adresinin neresi olduğu ve adının ne olduğu belliyken neden bu konuda sayın Baykal'ı suçluyorsunuz?
-Ülkenin Şeriat Rejimi'nden kareler içeren görüntüler sergilemesi ve sürekli bir geriye doğru gidiş konusundaki kaygılarınızda haklısınız.Ve Güneydoğu ve Doğu Anadolu ile ilgili de CHP'nin bu zamana kadar olduğundan farklı bir siyaset izlemesi gerektiğinde de haklısınız.Ama Allah aşkına AKP'nin ya da DTP'nin bir İKTİSADİ POLİTİKASI'mı var ki Doğu ve Güneydoğu'dan oy alıyor?Neden oy aldıklarını biliyorsunuz,birisi vatandaşın dini duygularını kaşıyor,diğeri de etnik kökeni-etnik milliyetçiliği.Şimdi CHP'nin bu türden iki istismar aracı karşısında işi gerçekten zor çünkü CHP ne dini istismar edebilir ve ne de etnik milliyetçiliği istismar edebilir.Ama neticede yapması gereken farklı bir siyaset olmalı ama bu siyaset sadece iktisadi bir siyaset olamaz.Çünkü bölgedeki insanlar eğer iktisadi bir politika arayışında olsalardı zaten AKP ya da DTP tercihinde bulunmazlardı.
-Birkaç ay öncesine kadar CHP'de sorunun Baykal'ın liderliği olduğuna inanıyordum ama artık biliyorum ki CHP'nin 3 önemli sorunu var:

1)Medya
2)Parti içinde ki herkesin sandığının aksine Baykal'dan kaynaklanmayan bölgeci ve mezhepçi yapılanma
3)Sizin gibi sürekli CHP'yi ve hele hele Baykal'ı eleştirmeyi AYDINLIK sanan aydınlar

Medya yıllardır bu ülkede solun başına kim geçtiyse ''tü kaka'' etti.Bu ülkeyi 60 senedir yönetenin sol değil sağ politikalar olduğu gerçeğini,dolayısıyla ülkenin içinde bulunduğu her türden olumsuzluğun sağ politikalar olduğu gerçeğini halka bilinçli olarak anlatmadılar.Bunun yerine dün İsmet Paşa'yı eleştirdiler,sonra Ecevit'i,sonra Erdal İnönü'yü ve günümüzde Deniz Baykal'ı.Oysa ki hem liderlik ve hem de dürüstlük konusunda bu liderlerin hiçbirinin eline su dökecek tek bir sağ lider çıkmamıştır Türkiye'de.
Parti içerisinde ne yazık ki Alevici bir kamplaşma,yapılaşma var.Bundan hiç kimse söz etmiyor,oysaki herhangi bir ilçe örgütüne gittiğinizde çay ocağında çalışan adam bile 80% Alevi'dir.Yanlış anlaşılmasın,Alevi düşmanlığım yok ama partinin pek çok noktasında Alevi kökenli vatandaşlarımız önemli görevlerde bulunmaktadırlar ve alternatifleri de her nedense hep Alevi kökenli vatandaşlarımız olmaktadır.Oysa ki ATATÜRK'ün partisinde hiçbir mezhebin diğerine karşı üstünlüğü ya da baskınlığı sözkonusu olamaz,olmamalı.
Baykal elbette yakın zamanda liderlikten ayrılacaktır ama mesele şu ki sizin gibi aydınlar partiye olumlu en ufak katkıda bulunmadan salt eleştirmeyi beceri sanıyorsunuz.Partinin halktan kopuk olduğu doğru ama siz aydınlar halktan kopuk değil misiniz?Siz sayın Fazıl Say hangi Anadolu şehrine gittiniz ve hangi kahvede bir bardak çay içtiniz?Vaz geçtim Anadolu şehrinden İstanbul'da hangi kahveye girip,kaç tane vatandaşın derdini dinlediniz?Sorumluluk almalısınız sayın Fazıl Say.Partiye katkıda bulunmalısınız.Sadece siz değil tabi,tüm aydınlarımız için söylüyorum bunu.

Bu seçimlerden sonra ben umutsuz değilim sayın Fazıl Say.Ama çalışmak ve hem de çok çalışmak,üstelik de ÖRGÜTLÜ ÇALIŞMAK gerektiğinin farkındayım,farkında olmalıyız,farkında olmalısınız.

Saygılar
Çetin TAŞ
Kimya Mühendisi

Ilgili basliga tasinmistir: http://www.guncelmeydan.com/forum/fazil ... 19960.html