Sn. Dilek Akagün Yılmaz’a Zafer Bayramı Tebriğimdir / Mahiye MORGÜL

Eğitimci Yazar

Sn. Dilek Akagün Yılmaz’a Zafer Bayramı Tebriğimdir / Mahiye MORGÜL

İletigönderen NİLGÜN BAŞTUĞ » Pzt Ağu 27, 2012 17:38

Sn. Dilek Akagün Yılmaz’a Zafer Bayramı Tebriğimdir

Sayın CHP Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz,

Milletvekili olduğunuz Uşak, emperyalist işgali görmüş ve İstiklâl savaşıyla esaretten kurtulmuş bir şehrimizdir.

Sizi bu şehrin temsilcisi olduğunuz için ve konuşmalarınızda özellikle Kuvayi Milliye ruhunu yaşattığınız için, şahsınızda Uşak halkının ve ailenizin Zafer Bayramınızı tebrik ediyorum.

30 Ağustos Zaferini, Sakarya'da başlayan 22 gün süren o kutlu direnişin tamamlanışı olarak düşünüyorum. "Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri!" komutunu Atatürk, Ankara'da bugünkü Kızılay'da topladığı gönüllü ve çoğu yedeksubay olan Kuvayi Milliye ordusuna emretmişti.

Şanlı Sakarya ile adaş olan Ankara Sakarya caddesinin adını oradan aldığını bilerek, size bu caddeyle ilgili benim ve Sakarya esnafının üzüntüsünü bildirmek istiyorum. Burada her yıl Ağustos ayında yapılagelen kütük heykel festivalleriyle, burası tarihi dokusundan kopartıldı, postmodern ve negatif çağrışımlı karikatürize şeylerle doldu. Üstelik araca kapalı bu cadde neredeyse yayalara da kapalı hale geldi, öylesine daraldı.



Adınızda bulunan AKAGÜN, Malta sürgünü ve 1934 Ankara Mv.Aka Gündüz dedemin adıyla sesdeştir. Dedemin asıl adı Hüseyin Avni Finci'dir, İstanbul’da İngiliz işgalinde yazarken kullandığı bu mahlas ona ad kaldı. Dikmen Yıldızı romanıyla (1927) ünlenmesi sırasında doğan çocuklara onun adını verenler oldu. Sakarya savaşının sonunda esir alınan Yunan askerleriyle takas edilerek Malta'dan kurtarılanlardandır. Hatta Malta'da aldığı Sakarya Zaferi haberi üzerine yazdığı Şanlı Sakarya şiiri vardır. “Ankara Ankara…” marşı da onun şiiridir. Bu nedenle SAKARYA CADDESİ benim için Kuvayi Milliye demektir, Aka Gündüz dedem demektir. Buraya yapılan heykellerin bu tarihi dokuyla örtüşüp örtüşmemesi benim için çok önemlidir.

Sizden bu heykelleri bizzat gidip görmenizi rica edeceğim.
Orada bu yıl Ağustos'ta yapılmış olanların fotoğraflarını çektim, ekliyorum.




*Yolun ortasına dikili duran Fransız giyotini… Burada ne arıyor?
Kovduğumuz Fransız işgalciler geri mi geldi diye düşünüyor insan. 3 yıl önce yapılan urganlarla sarılı darağacı da orada. (Biraz ileride Konur, Karanfil ve Yüksel’deki 100 adet idam sehpasını göreceksiniz. Üzerlerindeki ceset görüntüsü veren kum torbaları bir ay önce benim ve esnafın şikâyeti üzerine kaldırıldı.)

*Havada bir tekne, altında çetele kütükleri... Bu tekne belli ki bir korsan teknesidir, bence Venedik'in köle tacirlerini anlatıyor. Köle tacirleri geri mi geldi yoksa?

*Kanatları bağlanmış Artemis... Köleliği ilk kaldıran ana kraliçe, Amazon annemiz, neden esir? Neden bu kadar çirkin suratlı?

*Küçükbaşlı adamlar evlerinde hapis... Yüzsüz insan, empati kurulabilir değildir, sanatta yeri yoktur.

Bir heykele baktığında insana mutluluk hormonu vermesi onu sanat eseri yapan en temel öğedir. Bu heykellerin hiç biri yüzüne bakılası değildir; Hosta'nın önündeki iki erkek organı, ayaksız çatlak kadın, direkte sarhoş adam, rüzgârgülünde insan suratı, rahmi yırtık ana...

Beş altı yıl önce İnkilâp sokağın girişine ilk yapılan küçükçe bir kütük heykel, üzerinde halkaları var, bugün çürümüş halde yine ordadır. Etrafındaki esnaf bu çürük kütüğe bakmaktan bıktık diyor, kırıp atmak lazım diyorlar. İnce düşünürsek, insanlara çürümüşlüğü yaşatmak için açık alanda hiç kullanılmaması gereken ahşap malzeme kullandıkları akla geliyor.

Ve iki yıl önce, festival dışı bir zamanda (Nevruz öncesi bir gündü) oraya getirilmiş, getirilişini gören yok, zemine raptedilmiş olarak üzerinde KÜTÜK BABA yazan kocaman kütük parçası, sözümona heykel; Alevilere hakaret şeklinde anlaşılmaya açık, üzerinde kırmızı ve yeşil iki kurdelesi vardı. Kurdeleleri ben yırtım, yandaki esnaf beni desteklemeye geldiler. Heykelin üzerinde "deniz mi liman mı" diye bir yazı daha vardı. Kim koydu bu kütüğü buraya diye Çankaya belediyesinin hemen bitişikteki zabıtasına sordum, tık cevap alamadım, ertesi gün zabıta oradan kaldırıldı.

Sakarya esnafının çoğu Alevidir, bu heykeller nedeniyle belediyeye kırgındırlar, çoğu dükkan sahibi olmadığı için tepki gösteremiyorlar. Birilerinin bu esnafa ve Sakarya Caddesinin tarihine sahip çıkması gerekir. Bu bayram tebriği bir vasıta olsun, size onların ve benim üzüntümü aktarmış olayım.

Sakarya esnafının Zafer bayramını kutlamaya gelirseniz çok sevineceklerdir, hem de Sakarya savaşının 22 gün sürdüğü günlerdeyiz.

Başarılar diliyor, sevgiyle kucaklıyorum.


Mahiye MORGÜL, 15 Ağustos 2012
Ben yaşayabilmek için, kesin olarak bağımsız bir ulusun evladı kalmalıyım. Bu yüzden ulusal bağımsızlık bence bir hayat sorunudur.
Ya istiklal, ya ölüm!
Kullanıcı küçük betizi
NİLGÜN BAŞTUĞ
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 694
Kayıt: Çrş Eki 26, 2011 12:44

Şu dizine dön: Mahiye MORGÜL

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x