Son Dakika! | Fetullah GÜLEN'E Yargıtay Darbesi! |

Genel & Güncel Konular

Son Dakika! | Fetullah GÜLEN'E Yargıtay Darbesi! |

İletigönderen Çetin Taş » Pzt Nis 07, 2008 18:31

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'ndan (TMK) yargılanan Fethullah Gülen'e verilen beraat kararını onayan Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin kararına itiraz etti.

Sanığın yargılamaya konu eylemlerinin eski Türk Ceza Kanunu'ndaki (TCK)
"cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak ve bu teşekkülü yönetmek"
suçunu oluşturduğunu ileri süren Başsavcılık, bu suç için öngörülen
zamanaşımının dolduğuna işaret ederek, kamu davasının düşürülmesini
istedi.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
itirazı Yargıtay Birinci Başkanlığı'na gönderdi. İtirazı, Yargıtay Ceza
Genel Kurulu görüşecek.

İtirazda, suçun niteliğinin ve tarihinin doğru olarak tespit edilmesi
için dosya kapsamındaki delillerin incelenmesi gerektiği belirtildi.

Bu kapsamda, Fethullah Gülen'in kitaplarından ve çeşitli konuşmalarından
alıntılar yapılan itirazda, Ankara Emniyet Müdürlüğü'nün 21 Nisan 1999
tarihli raporu, Genelkurmay Başkanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı'nın
aynı dönemdeki raporları, tanık anlatımları, yurt dışındaki "Nurculuk"
faaliyetleriyle ilgili Emniyet Genel Müdürlüğü'nün yazı ve belgeleri ile
genel müdürlüğün "Fethullah Gülen örgütü" ile ilgili şirketler,
okullar, dershaneler ve vakıflar hakkındaki tespitlerine yer verildi.

-"SİLAHLI EYLEM YOK"-

İtirazda, yerel mahkeme tarafından sanığın eylemlerinin bir bütün olarak
3713 sayılı TMK kapsamında olduğu kabul edilerek, kamu davasının 4616
sayılı Kanun'a göre "kesin hükme bağlanmasının ertelenmesi" kararı
verildiği hatırlatılarak, "laik düzeni yıkmak amacıyla örgütlenen
sanığın eylemlerinin" TMK'nın 7. maddesi kapsamında değil, 765 sayılı
TCK'nın "cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak" suçunu kapsayan
313/2-4 maddelerine aykırılık oluşturduğu belirtildi.

Başsavcılığın itirazında, "sanığın liderliğini yaptığı ve varlığı
sübuta eren örgütün 3713 sayılı Kanun'un 1 ve 7. maddelerinde tanımlanan
şekilde terörü yöntem olarak benimsediğine ve bir terör örgütü olduğuna
dair delil bulunmadığı, silahlı eylemlerinin de tespit edilemediği"
vurgulandı.

Gerek 765 sayılı TCK'nın 313. maddesi, gerekse 5237 sayılı TCK'nın 220.

maddesinde düzenlenen "cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak"
suçunun, esasen "hazırlık hareketi" olduğu ifade edilen itirazda,
şöyle denildi:
"Yasa koyucu hazırlık hareketlerini amaçlanan suçu önlemek için
cezalandırmaktadır. Suç, soyut tehlike suçudur. Suç işlemek için
teşekkülün oluşturulması yeterli olup, amaçlanan suç ya da suçların
işlenip işlenmemesi önemli değildir. Teşekkülün oluşturulması ile suç
tamamlanmış olur. Teşekkül mensuplarının suç işlemek için anlaşmış
olmaları yeterlidir. Yasa koyucunun amacı, basit bir birleşme olmayıp,
kamu için tehlike yaratacak birleşmeyi cezalandırmaktır."
İtirazda, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun, bu yöndeki kararlarından da
örnekler verildi.

Başsavcılığın itirazında, "Fethullah Gülen'in kurucusu ve lideri olduğu
örgütün eylemleri, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS), 'toplanma
ve örgütlenme özgürlüğü'nü içeren 11. maddesi kapsamında" da
değerlendirildi. Kapatılan Refah Partisi'nin başvurusu hakkındaki Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) 13 Şubat 2003 tarihli nihai
kararından da alıntı yapılan itirazda, AİHM'in oy birliğiyle AİHS'in 11.

maddesinin ihlal edilmediği sonucuna vardığı hatırlatıldı.

-"FETHULLAH GÜLEN ÖRGÜTLENMESİNİN NİHAİ AMACI..."-

"Şeriat düzeni getirmek amacının, Avrupa kamu düzenine aykırı olduğu
gibi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 4. maddesine göre
değiştirilemeyecek ve değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek olan
devletin yönetim şekline ve Cumhuriyet'in temelini oluşturan demokratik,
laik ve sosyal hukuk devleti ilkeleri ile öngörülen Anayasal düzene
aykırı olduğu" vurgulanan itirazda, şöyle denildi:
"Fethullah Gülen örgütlenmesinin nihai amacı göz önüne alındığında,
dosyada toplanan delillerle sabit olan 'ışık evleri' tabir edilen
yerlerde toplantılar yapmaları, buralarda çeşitli örgütsel faaliyetlerde
bulunmaları, ülke genelinde ve yurt dışında örgütlenmeleri ve
faaliyetleri sözleşmenin 11. maddesi (toplanma ve örgütlenme özgürlüğü)
kapsamında değerlendirilemez, insan hakları, demokrasiyle bağdaşmaz ve
hukuktan himaye talep edemez."
İtirazda, Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin, sanığa atılan eylemi TMK
kapsamında gördüğü ve "sanığın cebir ve şiddet kullanarak baskı,
korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle
Anayasa'da belirtilen Cumhuriyet'in varlığını tehlikeye düşürmek,
niteliklerini ve laik düzeni değiştirmek, devlet otoritesini zaafa
uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek amacına yönelik olarak suç
işlemek üzere terör örgütü kurduğu veya yönettiği yolunda mahkumiyetine
yeterli kesin delil bulunmadığı" gerekçesiyle yerel mahkemenin beraat
kararını onadığı hatırlatıldı. Başsavcılığın itirazında, şu tespitler
yapıldı:
"Laik düzeni yıkmak amacıyla örgüt oluşturan ve yöneten sanığın
eyleminin 765 sayılı TCK'nın 313/2-4. maddesi unsurları itibariyle
tartışılıp değerlendirildiğinde cürüm işlemek için teşekkül meydana
getirilmesi suçunda aranan delillerin yeterli ve kesin olduğu
görülmüştür.

Sanık Fethullah Gülen'in ülke içinde oluşturup, daha sonra ülke dışında
organize edip yönettiği örgütün, Türkiye'de mevcut Anayasal düzeni
değiştirmek ve laiklik ilkesini de kaldırarak, yerine şeriat esaslarına
dayalı devlet kurmak amacında olduğu, aşamaları, tebliğ, cemaat ve cihat
temelinde, yurt içinde ve dışında dershane, okul, üniversite, yurt,
hazırlık kursları ve kurduğu şirketler aracılığıyla eğitimli bir kadro
ve ekonomik bir güç oluşturarak, yönetimde teşkilatlanmayı, devlet
idaresini ele geçirmeyi hedeflediği, sanık Fethullah Gülen'in yurt
dışına çıktığı 21 Mart 1999 tarihinden sonra da aynı amaç doğrultusunda
faaliyetlerini sürdürdüğü, teşekkülün varlığını koruduğu sonucuna
varılmıştır."
Sanığın eylemlerinin bir bütün olarak, 765 sayılı TCK'nın 313. ve 5237
sayılı TCK'nın 220. maddesinde yazılı suçu oluşturduğu ve "cürüm
işlemek için teşekkül meydana getirmek ve bu teşekkülü yönetmek"
suçunun tüm unsurları ile oluştuğu ifade edilen itirazda, maddelerde
öngörülen ceza itibariyle lehe hükmün 765 sayılı TCK'nın 313/2-4.

maddesi olduğu kaydedildi.

İtirazda, "Sanık ve oluşturduğu teşekkülün nihai amacı, yazılarında ve
konuşmalarında da belirtildiği üzere cebir ve şiddet de kullanmak
suretiyle Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın tamamını veya bir kısmını
tağyir ve tebdil veya ilga (Anayasal düzeni değiştirmek, Anayasa'nın
ihlali) ile şeriat esaslarına dayalı bir devlet kurmaktır. Sanık
Fethullah Gülen, suça konu örgütün kurucusu ve lideridir. Sanığın
kurduğu örgütte, sürekliliğin varlığı ile üye sayısının yasada
belirtilenin (üç kişi) çok üzerinde olduğunda kuşku yoktur" denildi.

İtirazda, suç tarihinin temadinin son bulduğu iddianamenin hazırlandığı
31 Ağustos 2000 olduğu, bu tarih itibariyle davanın zamanaşımı nedeniyle
düşürülmesi gerektiği vurgulandı.

İtirazın sonuç bölümünde, 9. Ceza Dairesi'nin 5 Mart 2008 tarihli onama
kararının kaldırılarak, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin beraata
ilişkin 5 Mayıs 2006 günlü hükmünün bozulması istendi. Bu aykırılığın
yeniden duruşma yapılmaksızın 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü
Kanunu'na göre düzeltilmesinin mümkün olduğuna işaret edilen itirazda,
dava zamanaşımı nedeniyle kamu davasının düşürülmesi istendi.


07.04.2008
VATAN GAZETESİ İNTERNET SİTESİ
http://w9.gazetevatan.com/haberdetay.as ... 1&tarih=07. 04.2008&Newsid=171632&Categoryid=1


Not: Fetuş'un halife olma rüyası da başka bir bahara kaldı anlayacağınız. :twisted:
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02

Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x