Son Sümer Kraliçesi
Atatürk, devrimden hemen sonra Türk tarihinin araştırılmasını, Sumerlerin ve Hititlerin halk tarafından tanınmasını istiyordu. Genç Muazzez, bunu bir talimat olarak algıladı ve müze depolarına atılan binlerce tableti okudu. Türkiye’nin ilk Sumerologlarından Muazzez İlmiye Çıg, bugün 95 yaşında. O yaşayan Son Sumer Kraliçesi. O Kraliçe’nin hayatı ve onun dilinden Sümerler beyazperdeye aktarılıyor.
SEZA ÖZDEMİR
Türkiye’nin ilk Sumerologlarından Muazzez İlmiye Çığ, bugün 95 yaşında. O yaşayan Son Sümer Kraliçesi. O Kraliçe’nin hayatı bugün beyazperdeye aktarılıyor.
Muazzez İlmiye Çığ’ı Cumhuriyet Devrimi’ne karşı uygulamalara cephe almış aydın kimliğiyle tanıyoruz. Konuşmalarını hayranlıkla dinliyoruz. Ancak, heyecanı ve cesaretiyle bizlerin hayranlığını kazanan Muazzez İlmiye Çığ, 95 yılda neler gördü, neler yaşadı? İşte, bu belgeselle hem bu 95 yıllık serüven ekseninde Türk Devrimi’ni hem de 5000 yıl öncesinin büyük uygarlığını Çığ’dan dinleme fırsatını bulacağız.


SON SÜMER KRALİÇESİ TAHTINA OTURDU
Aydınlık, belgeselin son çekimlerinin yapıldığı sete gitti. “Kraliçem tahtınıza oturmuşsunuz” diyoruz. Muazzez İlmiye Çığ bir kahkaha atarak “Kızım bu yaştan sonra kraliçe yaptılar beni. Oturduk işte, zorla oturttular” diyor. Son Sümer Kraliçesi, tahtına oturmuş bir yandan sorularımızı yanıtlıyor, bir yandan da Sumerlere yolculuk için hazırlıklarını yapıyor. Sette son hazırlıklar tamamlanınca, yönetmen Serkan Koç “Motor!” diyor. Kraliçe’den hem 5000 yıl öncesinden Sumerleri, hem de 20. yüzyılın en büyük devrimlerinden Türk Devrimi’ni, dinlemeye başlıyoruz.
SÜMERLER VE CUMHURİYET ARASINDA BİR KÖPRÜ
Çanakkale Savaşı’nın ateşli günlerinde annesinin sütünü emmiş. İşgalin ne olduğunu görmüş... Kurtuluşun sevincine ortak olmuş... Genç yaşında devrimci bir ülkenin heyecanını yaşamış... Atatürk, devrimden hemen sonra Türk tarihinin araştırılmasını, Sumerlerin ve Hititlerin halk tarafından tanınmasını istemiş. İşte genç Muazzez, bunu bir talimat olarak algılamış ve müze depolarına atılan binlerce tableti okumuş.
Dokuz bölümden oluşan belgeselin 8 bölümü “Sumerlere Yolculuk” adıyla farklı konuları ele alıyor: Sümerlerde günlük yaşam, hukuk, ticaret, dil ve sanat; Sümerlerde kadın ve aşk; Sumerlerin Tufan Efsanesi ve Gılgamış Destanı... Yönetmene göre, her yaştan insan bu belgeselle Sumerlerin kim olduğuna dair bir fikir sahibi olabilecek. Bu açıdan, film 5000 yıl öncesinin Sumer uygarlığını yaratmış bir toplumu tanımak isteyenler için derli toplu bir kaynak niteliği kazanıyor.
Film, Muazzez İlmiye Çığ'ın yaşamı ekseninde Cumhuriyet tarihine de uzanıyor. Yunan askerlerinin kasabalarını işgalini o anın heyecanıyla hatırlayan Çığ’ın anlatımları, bugünlere değin sürüyor. Çığ; bugün yaşananları ise şöyle özetliyor: “Şimdi bir karşıdevrim halindeyiz. Bir devrim yaptık, çok büyük bir devrimdi bizim devrimimiz. Tarihte görülmemiş bir devrim. Eee, bunun karşı devrimi olacaktı.”

95 YILIN TANIĞI: HÂLÂ GENÇ, HÂLA HEYECANLI
Yönetmen Serkan Koç neden böyle bir film çekmek istemiş? Çığ, Cumhuriyet Devrimi’nin heyecanını bugün de taşıyor ve bu heyecanla 95 yaşında bile Cumhuriyete karşı uygulamalarla mücadele ediyor. Bu açıdan film, Koç için Cumhuriyetin bu yılmaz tanığına adeta bir vefa borcu. Koç, bunu şöyle ifade ediyor: “Muazzez İlmiye Çığ 95 yaşında ve şu anda hâlâ Cumhuriyete karşı görevini ve sorumluluğunu devam ettiren birisi. ‘Hocam, aman dinlenin birkaç gün, istirahat edin. Oraya gidiyorsunuz, buraya gidiyorsunuz’ diyorum. ‘Yok, görevim bitmedi’ diyor. İşte, gerçek bir Cumhuriyet kuşağı. Şimdi biz de ona karşı sorumluluğumuzu yerine getiriyoruz,”
Serkan Koç’a mali destek alıp almadıklarım sorduk; “Sponsorumuz, Türkiye’nin sorumluluk sahibi vicdanlı insanları, bu sektörün emekçileri” yanıtını aldık. Büyük büyük kapılar çalmışlar ama elleri boş dönmüşler.
BELGESELİN SETİNDE SON DURUM

Belgeselin çekimlen 2009 yılının Temmuz ayında başlamış. Çekimler için Muazzez ilmiye Çığ, Hititlerin başkenti Hattuşaş ve Boğazkale’ye gitmiş. Filmin son sahnesi için elinde çiçekle Atası’nın huzuruna çıkmış. Yönetmen, filmin bitmesine son bir bölüm kaldığını belirtiyor. Son Sümer Kraliçesi’yle bir de trenle Eskişehir’e uzanacaklarmış.
Sette hummalı bir çalışma devam ediyor. Biz de yönetmen Serkan Koç’u bir nefes aralığında yakalayıp soruyoruz: “Muazzez İlmiye Çığ’la çekimler nasıl gidiyor?” Koç’un yanıtı ilginç: “Müthiş gidiyor. Muazzez Hanım çok güzel bir oyuncu. Kamerayı gördüğü zaman başlıyor oynamaya. Rolünü çok iyi biliyor. ‘Hocam, şöyle bir şey yapsak nasıl olur?’ dediğim anda, benim bile kafamdan geçen planın dışında olağanüstü şeyler ekliyor belgesele.”
TÜRKİYE'NİN EN İYİLERİ HAZIRLIYOR
Belgesel, Türkiye’de alanında en uzman kadro tarafından hazırlanıyor dersek yerinde olur. Filmin son bölümleri için hazırlanan dekorlar. Prof. Dr. Bengi Bugay sanat yönetmenliğinde Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar öğretim üyeleri ve öğrencileri tarafından hazırlanmış. Filmin görüntü yönetmeni, Türkiye’de bu alanda en çok ödül alan görüntü ustası Ali Utku. Müzikler de, Doçent Doktor Yavuz Daloğlu’na ait. Işık şefi de, yine alanında ön sıralarda yer alan Ali Salim Yaşar. İranlı bir görüntü yönetmeni olan Saeed Nasıri’nin görüntülediği belgeseli usta oyuncu Çetin Tekindor seslendiriyor.
Bu arada belgeselin müziğiyle ilgili bir müjde verelim. Yaklaşık 4500 yıl öncesine ait bir Sümer müziği, ilk defa bu belgesel sayesinde gün yüzüne çıkacak. Bir tabletin üzerinde bulunan müzik işaretleri, İlmiye Çığ’ın arkadaşı Prof. Anne Darffkorn Kilmer tarafından nota diline çevirtilmiş. O notalar müzikbilimci Doç Dr. Yavuz Daloğlu’nun yorumuyla belgesele uyarlanacak. Belgeselin bir de internet sitesi var: http://sonsumerkralicesi.com/. Belgesele destek olmak isteyenler buradan iletişime geçebilir.
Aydınlık 28 Şubat 2010