SOROS ve uyuşturucu

Open Society Institute and Soros Foundation

SOROS ve uyuşturucu

İletigönderen Ram » Cmt Eki 18, 2008 17:06

Borabey yazdı:Soros ve uyuşturucu


Soros'u izliyorum...

CIA gözetiminde; Azerbaycan muhalifi İsa Kamber ile buluştuğu Boğaz malikanesinin sahibinin, servetinin önemli bir bölümünü Azerbaycan petrollerinden kazanması görüntüye ayrı paradoksal bir tad veriyor.

Soros;

Türk Milleti'nin can damarlarından birine basıyor... İstanbul Boğazına...

Bu sahneyi izlerken; bir dostumun, -tüm medyayı nasıl yönlendirebileceğini anlatan- Soros gibi Yahudi bir işadamına bir akşam yemeğinde söylediği şu laf aklıma geliyor:

"Unutmayın beyefendi; servetinizin çapı ne kadar büyük olursa olsun, bu Milletin aleyhine çalışan her servetin çapı nihai tahlilde 7.65 mm'tir."

O gün masada soğuk duş estiren bu cümle ile dostumun sözkonusu işadamına ne kadar büyük haksızlık ettiğini şimdi daha iyi anlıyorum. Neticede adam servetini şöyle ya da böyle agresif ama yasal yollardan elde etmişti. Soros'la karşılaştırıldığında bir melekti. Türk Milleti'nin can damarı İstanbul'a musallat olan Soros için de aynı şeyleri söylemek mümkün. Şeytan'ın da bir melek olduğunu unutmazsanız. Hem de "Işık" olarak gözüken bir "Melek"...

... ve "Melek"'in saçtığı "Işık"'tan rahatsız olanlar da, etkilenenler de Soros'a hep aynı açıdan yaklaşıyor.

"Soros Türkiye'ye 60 koldan girdi" diye başlık atan da;

"Nedir bu Soros Kompleksi, adam iyi şeyler yapıyor"

şeklinde konuşanlar da; Soros'un esas kimliğini bilinçli, bilinçsiz perdeliyorlar. Soros'u; ister olumlu, ister olumsuz bir bakış açısı ile olsun; olumlu bir kavram olan "DEMOKRASİ" ile yanyana koyuyorlar. Hakkında kullanılan en spekülatif sıfat ise; SPEKÜLATÖR. Halbuki SOROS'un yanyana koyulması gereken tek bir sözcük var ise bu da: UYUŞTURUCUDUR.

Bir Çin atasözü şöyle der:

Başarı insanı kral, başarısızlık hırsız yapar!

Bu açıdan bakıldığında, SOROS ile bizim Baybaşin arasındaki fark sadece bir başarı farkıdır. Tabi; "mürekkep yalamış" olmanın getirdiği estetik hareket tarzını da gözardı etmemek lazım. Başarının bir diğer özelliği; sizi propagandanın negatifleştirme etkisinden yararlanma fırsatı vermesidir. Kamuoyuna sunum yapan MEDYA isimli PROPAGANDA aygıtı; Soros gibi bir SİYAHIN NEGATİFİNİ başarı ile topluma BEYAZ olarak sunma yeteneğine sahiptir. Fakat; SOROS, okumayı bilenler için, düzden de, tersten de SOROS olarak okunur. Örnek mi;

Siz MEDYA'dan onun Macar asıllı bir Yahudi olarak okursunuz ve tabi savaş zamanında Yahudilerin çektiği zulmü hatırladığınızda;

SOROS için; "zorlukların içinden geçip zengin olmuş" imajı otomatikman canlanır.

Halbuki MEDYA sizden; SOROS'un savaş sırasında NAZİ'lere çalıştığını ve zengin Yahudilerin servetlerinin NAZİ'ler adına ortaya çıkarılarak, el konulmasında nasıl rol aldığı bilgisini saklar.

Siz; SOROS'un, nasıl Londra'da seçkin bir eğitim aldığını ve Karl Popper'dan etkilendiğini okursunuz;

İmaj da hazırdır: "Zengin ve entellektüel"...

"MİLLET'e ahkam kesiyor ama boş adam değil" görüntüsü hemen masanıza servis edilir. Halbuki;

SOROS ve temsil ettiği küresel UYUŞTUCU-SAVAŞ-KARAPARA MAFYASI'nın operasyon merkezinin neden Hollanda ve Hollanda Antilleri olduğu yeteri kadar sorgulanmaz. SOROS ŞEBEKESİ'ndeki yeralan her ismin; bir şekilde UYUŞTURUCU ve KARA PARA AKLAMA soruşturmasına konu aldığını; MEDYA dışı kaynakları okumuyorsanız haberiniz olmaz. Tabi bu ayrıntıları incelemediğiniz zaman, Türkiye'ye giriş yapan Hollanda merkezli Finans sermaye ile, geçenlerde Türkiye'de katıldığı bir toplantıda Türk Ordusu'na ahkam kesip "Türk Ordusunun demokratikleşmesi gerektiğini" belirten Hollanda Genelkurmay Başkanı arasındaki bağlantıyı da kuramayabilirsiniz.

Emirlerini Kraliçe'den alan bir asker kılıklının, kendi ülkemizde, ordumuza demokrasi dersi vermesi ne kadar komikse, bu asker kılıklı Kraliyet tetikçisinin emrindeki NATO bayraklı gemilerin, Akdeniz'de sadece silah ve personel taşımada kullanılmadığı yolundaki iddialarda hayli ciddi ve çeşitlidir.

Neticede, SİLAH ve UYUŞTURUCU bu dünyada hep kolkola gezer. Ve daha da ilginci, SİLAH ve UYUŞTURUCU, bir kaç tane serseri mafya babasının üzerinden değil, ÜST DÜZEY KÜRESEL EMPERYAL ODAKLARIN ONAYLADIĞI ŞEBEKELER ÜZERİNDEN EL DEĞİŞTİRİR.

Konu, bir köşe yazısına, hatta benim bu çarşaf gibi yazılarıma sığmayacak kadar geniş. Fakat ilerde ayrıntılarına gireceğimiz konu hakkında size şimdilik şu kadarını söyleyelim:

Peru'daki Tingo Maria Huallaga Vadisi ile (CIA'in zamanın Peru rejimini Ruslardan "arındırmak" için düzenlediği operasyonu finanse etmek için kullandığı uyuşturucuyu yetiştirttiği alan) Özbekistan'daki Fergana vadisi, Haydarpaşa'da boşaltılacak 1 milyon metrekare arazi üzerine kurulması planlanan finans kolonisi ile Özbekistan üzerinden Türkiye'ye akan para, (Özbekistan Devlet Başkanı'nın servetini kim yönetiyor acaba?) Hollanda'daki finans sermaye ile Iran-Kontra skandalı bağlantılı. Kudüs-Washington-Tahran arasında kurulan ilişkiler ağı SOROS'un İstanbul'a el atışı ile, (APO) kod adlı Operasyonun; başaktörü Abdullah "Öcalan" isimli maşanın neden yeniden yargılanamayacağı; ABD derin devletinin organı IRI'nın (International Republican Institute) Sırbistan merkezli uzmanlarından politik danışmanlık alan AKP'nin çöküş süreci ile bu sürece GÖZLERDEN UZAK UYUŞTURUCUYA hayli yakın, ÖZEL NATO formasyonu ile hazırlanan "HİKMET ABİ"; sahnenin derinlerinde birbirlerine bağlı.

Geçenlerde Mim Kemal Öke; SKYTürk'teki bir programda şu cümleyi kullandı:

"Öcalan yeniden yargılanmalı ama sadece devlete başkaldırı suçundan değil; aynı zamanda uyuşturucu kaçakçılığı suçundan."

İşte orada dur Hocam...

Öcalan'ın "UYUŞTURUCU" suçu da eklenerek yargılanması; Susurluk skandalını, Haydarpaşa Lisesi kantin ihalesi yolsuzluğu seviyesine indirecek DEVASA bir İHANET ve YOLSUZLUK yumağını ortaya çıkarabilir. O zaman bizimkiler Pentagon'a gittiklerinde, onurlu şikayetlerini; "Ne zaman bu PKK'ya operasyon yapacaksınız. Biz artık bizim Milleti idare edemiyoruz" noktasından; "Ne zaman SOROS'un ipini çekeceksiniz" noktasına taşımak zorunda kalabilirler"

(PENTAGON'a PKK'yı şikayet etmenin; "kötü polisi" "iyi polise" şikayet etmekten farkı olmadığını göremeyenlerin; SÖZKONUSU SOROS olduğunda yine aynı hatayı yapma ihtimali olduğundan böyle konuşuyorum.)

Bu durumda; birileri açısından iki seçenek kalır:

-Ya Türk askeri; SOROS'un hayalleri doğrultusunda, son ferdine kadar yurtdışına ihraç edilip; nerede bir çatışma noktası varsa, orada SADIK NATO ASKERİ olarak görevlendirilir ve içerde doğan boşluğu, "NATO ACİL MÜDAHALE TİMLERİ" doldururken, UYUŞTURUCU-KARA PARA finansmanı Türkiye'ye akar.

-Ya da; Türk MİLLETİ toprağına sahip çıkar; O zaman Boğaz'a karşı oturmuş; MİLLET'in can damarına basan SOROS ŞEBEKESİ ve benzerlerinin kancaları bu topraklardan sökülür.

SOROS'un nihai tahlilde çapına karar verilmesinden sözetmiyorum. O işin en kolay kısmı. Neticede Boğaz'ın her zaman karşıyı net olarak gören bir karşı kıyısı mevcut. Bahsettiğim, NATO'dan, İSTANBUL'u üst düzeyde bir FİNANS-UYUŞTURUCU-KARA PARA merkezi yapıp yapmayacağımıza (Haydarpaşa'ya o kadar gökdeleni hangi para ile inşa edeceklerini zannediyorsunuz) kadar bir çok yapıyı gözden geçirmek zorunda kalmamız.

Neticede FERMAN onların elinde olsa da; KARAR BİZİM.

Kız Kulesi'ne karşı çayımızı içerken, o çayda UYUŞTURUCU tadı almak istiyor muyuz istemiyor muyuz...?

B.G.
İm (Kod): Tümünü seç
http://www.acikistihbarat.com/Yazilar.asp?yazi=10

Ram Not: Behiç'e bak, Kız Kulesi'ni uçuracak. :) Kurtlar Vadisi'ne senaryo vermiş.
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

Şu dizine dön: OSI

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x