Yeni bir yıla girmekle beyaz bir sayfa açtık diyebiliriz.
Sayfayı açmakla birlikte hemen ilk sayfayı da fiyat ayarlamaları ile ya da diğer adı yapılan zamlar ile dolduruverdik.
1 Ocak başlangıç tarihi ile neye ne kadar zam geldi,
Elektrik %52 – 130
Doğalgaz %25
Yakıt: Benzin 0,61 krş
Motorin 1,29 TL
LPG 0.78 krş
Motorlu Taşıt Vergisi %25
Pasaport Harcı %36.2
Ulaşım %38
Sigorta Ücretleri %20
Emlak Vergisi %18
Lojman Kiraları %18
Alkol %35
Sigara 3 TL
Tüm resmi harçlar %36.2
Avrasya Tüneli, köprüler ve otoyollar, Boğaz köprüsü yeni adıyla 15 Temmuz köprüsü artık hem gidişten hem de dönüşten para alacak.
Yani çift yönlü tahsilata geçtiler.
Bence köprünün adını deli Dumrul olarak değiştirsinler vatandaş ne de olsa geçmediği köprüye, geçmediği otoyola, gitmediği hava limanına da tıkır tıkır para ödemeye devam ediyor.
Hem de yabancı para döviz cinsinden.
Elektriğe 4 yılda sadece %370 zam gelmiş. Diğerlerine hiç girmiyorum.
Gelen kötü günlerin sinyali aylar öncesinde verilmişti.
Ülkenin tüm değerleri satılarak ve peşkeş çekilerek,
toplum tamamen üretim toplumundan tüketim toplumuna evrilerek operasyon tamamlanmıştı.
Sözde Asgari ücrete %50 zam yaptılar, asgari ücret 4,250 Lira oldu.
Bu ücret günlük 142 Liraya denk gelir, 4 kişilik bir aileye sahipseniz kişi başı günlük 35 lira harcayabilirsiniz.
Bozdur bozdur harca.
Elektriğe gelen zam sadece %52.
Ne oldu?
Maaşlara yapılan zam geldiği gibi fazlasıyla da gitti, bir de üstüne zarara girdik çünkü sadece elektriğe zam gelmedi zincirleme her şeye zam geldi.
Halen gelen zamların etkisini toplum hissetmedi, etkileri bir çeyrek (3 ay) içerisinde tüm ağırlığı ile hissedilmeye başlanacak.
Ülke sathında mutlu insan kalmadı, sadece küçük bir azınlık mutlu.
Çünkü onlar minimum 3-5 yerden nemalanıyorlar, en çok maaş alan da 18 yerden birden maaş alıyor.
Bir yemeğe 12,600 Lira ödeyip, 10 bin liralık kemer, 12 bin liralık ayakkabı, 35 bin liralık Chanel marka çanta kullanabiliyorlar.
Hayat bunlara güzel.
Vatandaş ise market market gezerek en ucuzu bulmaya çalışıyor.
İşbaşındaki hükümet zam ve vergiler ile bütçeyi finanse etmeye çalışıyor.
Başarılı olabilir mi?
Çok zor.
İthalatçı, dışa bağımlı ekonomi ve politikalar iflas etmiştir.
Önümüzdeki günlerde, patlayan gıda enflasyonu;
ödenemeyecek dış borçlar yüzünden, artan ve önlenemeyen kurlar,
bu nedenden çift hanelere çıkacak enflasyon yüzünden çok zor günler geçireceğiz.
Hiper enflasyonun ayak seslerini ülke olarak duymaya başladık.
Yurt dışı Türkiye’de bir Moratoryum (Ülke iflası) olasılığını masaya yatırdı bunu tartışıyorlar.
Bizim durumumuzdaki veya benzer durumdaki ülkelere bakacak olursak ilk örnek,
Venezuela; onlar da kırılgan beşli içerisinde ve ülkelerinde hiper enflasyon var.
Bizden tek farkları ve artıları Venezuela’nın doğalgaz ve petrol geliri var.
IMF raporuna göre enflasyon %5,500.
Venezuela 1960’larda ve 70’lerde Latin Amerika’nın en zengin ülkelerinden biriydi.
Kişi başına milli gelir İspanya, İsrail ve Yunanistan’dan,
işçi ücretleri ise diğer Latin Amerika ülkelerindekinden daha yüksekti.
Günümüzde ise Nicolas Maduro her olumsuzluğa karşın halen ülkeyi yönetmeye devam ediyor.
Arjantin; Carlos Menem her zaman kendine güvenen ve ne yaptığını bilen bir lider izlenimi vermeyi başardı.
Algıya oynayarak halkını kandırdı.
Bu nedenle de Arjantin halkının çoğunluğu, onun eliyle gerçekleşecek bir mucizeye hep inandı. Ölçüsüz özelleştirmelerde sayısız yolsuzluk ve usulsüzlük yaptı.
Ama gücü elinde tuttuğu ve denetim yollarını tıkadığı için, yoluna devam edebildi.
Yönetiminde devlet tüm yüklerinden kurtuldu!
Ama yıllık enflasyon yüzde 2300’leri aştı.
Carlos Menem bu noktada kendince mucize bir plan uyguladı;
1 Arjantin Pesosu’nu 1 Amerikan Doları’na eşitledi.
Ülkeyi sanayisizleştirdi ve yoksullaştırdı, nüfusunun üçte birini sefalete mahkûm etti.
Sonuçta 10 yıl iktidarda kaldı ve eceliyle öldü.
Olaylar hiç de yabancı gelmiyor değil mi.
Bizde de bazı siyasetçiler! TL’yi dolara endeksleyelim demeye başladılar.
Hatta biri çıktı Miladi Takvimi bırakalım dedi.
Bu ve benzeri şeyler artık ülkenin günlük olaylarının rutini haline geldi.
Burada kilit cümle şu;
Gücü ellerinde tuttukları ve denetim yollarını tıkadıkları için, yollarına devam edebiliyorlar.
Nereye kadar?
Bunu süreç gösterecek.
Şimdi 3 Ocak günü açıklanacak enflasyon verisini bekliyoruz.
Gerçek enflasyonun çok farklı ve yüksek olmasına karşın, açıklanacak olan veri haliyle daha az ve düşük olacak.
Ancak vatandaş açısından değişen bir şey olmayacak o ezilmeye devem edecek.
Tarihten ders çıkartabilen bir toplum olabilseydik,
Biraz okuyup değerlendirme yeteneğine sahip olsaydık,
Futbol takımı tutar gibi parti tutmasaydık,
Çaldıysa benden çaldı sana ne demeseydik,
Ben sürekli 50 liralık benzin alıyorum demeseydik,
Küçük çıkarların peşinde koşmayıp büyük resmi görebilseydik.
Bugün bu durumda olmazdık.
2022 Türkiye için iyi bir yıl olmayacak.
Çorba ile günü geçireceğine, neden ben de biftek yiyemiyorum dediğin an bir şeyler değişmeye başlayacak.
Son söz; Avrupa bizi kıskanıyor. (Fiyatları neredeyse Euroya eşitliyoruz. Fakat gelir düzeyimiz Avrupa standartlarında değil Türkiye standartlarında, o kadar kusur da kadı kızında olur.)
Hayaldi gerçek oldu…
Zafer ATUN
02 Ocak 2022
zaferatun.wordpress.com