‘SOYKIRIM’DA KIRILMA
AIHM, 15 Kasım 1915 tarhinde, Yahudi Soykırımını ‘inkâr’ın, ceza soruşturmasına yol açsa bile, Türkiye’de 1915 yılı öncesi ve sonrasında Ermenilere yapılanlar için söylenenlerin bir ‘ceza soruşturması’na yol açmayacağını ‘karar’a bağlamış oldu.
Demek ki, mahkemenin ilk kararını, ‘Yahudi Soykırımı’ ile ‘Ermeni Kırımı’ arasında bir ‘benzerlik’ kurulamayacağı biçiminde yorumlamak yerine, iki ‘olay’ arasında kesinlikle bir ilişki olmadığı biçiminde yorumlamak gerekmektedir.
Çünkü, birincisi, adı üzerinde ‘soykırım’dır, ikincisi bir imparatorluğun ‘dağılma süreci’nde ‘karşılıklı bir boğazlaşma’, tarafların biribirlerini ‘kırması’dır.
Nitekim Fransız hukukçu Nicolas Hervieu’ye göre, AIHM’in 15 Kasım 2015 tarihli kararının önemi, Yahudi Soykırımı ile Ermeni Kırımı arasında bir ‘ayırım’ yapıp yapmamasında saklı olacaktı.
Ve ‘İnsan Hakları’ konusunda dünyanın ‘En Yüksek Mahkemesi’ bu ‘ayırımı’ yapmış oldu. Zaten bu kararın ‘hukuksal’ olmasının ötesinde asıl önemi, ‘ussal’ olmasındadır.
‘Usdışı’ savaları ‘tarihin çöplüğü’ne atmış olmasındadır.
Perinçek’ten Öncesi ve Sonrası
Yine Hervieu’ye göre, AIHM « Doğu Perinçek’i ‘haklı’ bulurken, onun ‘akılyürütmesi’nin tüm ‘soykırım savları’ için geçerli olmasına da karar vermiş olacak »tı.
Bu da, hukukçuların, salt Ermeni Kırımı için değil ama, genel kabul görmüş ‘Yahudi Soykırımı’ konusunda da, bundan böyle daha duyarlı ve ‘dikkatli’ olmalarını gerektirecekti.
Demek ki, ‘Perinçek Davası’, sıradan bir ‘insan hakları’, ‘ifade özgürlüğü’ vb ‘güzel lafların’ ötesinde, genel olarak ‘hukuk’ alanında da bir ‘çığır’ açmıştır.
Ve bundan böyle, Hukuk Fakültelerinde okutulacak bir ‘ders’ olmuştur.
Türkiye’ye dönüp, boyuna posuna ya da ‘bilgi ve birikimine’ bakmadan, bu ‘Dava’yı yorumlamaya kalkanlar için söylenecek sözümüz olmaz.
Aslında, gelişigüzel ‘görüş bildiren’ herkese yetiştirecek ‘laf’ bulmak da kolay değildir.
Sözgelimi, L’Avenir.net internet sitesi, « ‘uzmanlık’ (habilité) alanına girmemesine karşın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi İsviçre’nin Doğu Perinçek’e ceza verilemeyeceğine karar verdi » diye yazmaktan çekinmemektedir.
Yüz yıl önce olmuş bir olay konusunda, AİHM değil ama L’Avenir.net sitesi kendisini ‘uzman’ olarak görmekteymiş demek ki.
İşte tam da bu nedenle, AİHM kararı bu konudaki ‘yalanlar’ konusunda ‘son nokta’ değil ama ‘başlangıç’ olmaktadır.
‘Karar’ sonrası süreç
Asıl mücadele bugünden sonra başlamaktadır. Sosyal Medaya, gazete ve televizyonlar kadar ve belki de onlardan önce, akademik ve bilimsel çaba gerekmektedir.
Tarihin didik didik edilmesi, yazardan yazara, kaynaktan kaynağa ‘gönderme’ yaparak değil, doğrudan ‘memoire’, ‘Diplôme d’Etude d’Approfondi’ (DEA) ve ‘Doktora’ çalışmalarına ağırlık verilmelidir.
Sempozyumlar, kollokyumlar düzenlenmeli, sunulan bildiriler ‘kitap’lara dönüştürülmelidir.
Örneğin, Ermenistan, hem de AIHM’in karar vereceği 15 Kasım günü uluslararası bir ‘Kongre’ düzenleyerek, yine ‘ön alma’ya çalışırken; Türkiye’nin, devlet, hükumet ve siyasal partileriyle, ‘kılını kıpırdatmama’sı, Dr Recep’in deyimiyle ‘yan gelip yatması’nı anlamanın olanağı kuşkusuz yok.
Gerçekten, bugün Erivan’da Bilimler Akademsi, ABD, Avustralya, Ukrayna, Avusturya, Kanada, Polonya ve Macaristan’dan getirtilen yüzden fazla ‘tarihçi’nin katılımıyla bir kongre düzenlemiş bulunmaktaydı.
AIHM’in kararını açıkladığı saatlerde, bu ‘tarihçi’lerin neler duyumsamış olabilecekleri, ‘dehşetle’ merak edilebilir ama, bu merak, ‘araştırma’ beceri ve yeteneği olanların yükünün hiç de hafif olmadığına da işaret eder.
Oysa, Ermeni Kırımı’yla ilgili araştırmalarda Ermenilerin mi yoksa Türklerin mi daha çok kırıldığı konsunda, elimizde hala ‘kesin’ bilgi bulunmamaktadır.
Hele Osmanlı topraklarında yaşayan Ermeni nüfustan, ki 1 milyon 200- 250 bin kadardır, fazla bir sayıda ‘kırım’ yapılmış olduğunu savlamak kadar ‘akıldışı’ bir tutum olabilir mi?
Ne yazık ki, Harvard’larda, Yale’lerde hala bu abartılı rakamlar üzerine ‘bilimsel’ yayınlar yapılabilmektedir.
En son, Şükrü Server Aya’nın Stefan Ihrig’in Atatürk In The Nazi Imagination adlı ‘bilimsel eleştirisi’ bu bağlamda oldukça öğreticidir. http://talatpasa1915.com/en/books/144-b ... univ-press
O arada, bir kaç ay sonra çıkacağı muştulanan ‘Soykırımın Kanıtlanması’ (Justification Génocide : L’Allemagne et les Arméniens de Bismarck à Hitler) kitabı için, AIHM kararının ‘tokat’tan da öte bir etki yapması beklenmelidir.
Gerçekten de, halihazırda 400 E-Kitap, 3 600 makale ve ‘araştırma’ ile yaklaşık 150 000 sayfalık bir ‘kirli bilgi’ bombardımanı altında bulunulmaktadır.
Bunların içinde, incelenip eleştirilmeye değer olanlarla, tümden ‘yalan’ ve ‘palavra’ya dayananların da ayıklaması gerekecektir.
Demek ki, elimizde ‘kapı gibi bir karar’ın olması, kuşkusuz çok değerlidir, ancak bu karar asıl bundan böyle yapılacak bilimsel çalışmalar için ‘kapı’yı açmış olmaktadır.
Kapıyı açan, Doğu Perinçek’in bilgi, beceri ve cesareti kadar, ve belki de ondan da öte, ‘bilimsel akılyürütmesi’ alkışlanmaya değer.
Habip Hamza Erdem

ermenileri kırdık diyen nobelli yazar gibileri ne hissediyordur acaba..

Öyle bir 'adam' mi var?