Soykırım iddiaları, Fransa ve Libya

Şimdi diyeceksiniz ki, soykırım iddialarıyla Fransa’yı anladık da bu konuyla Libya’nın ne alakası var? Durun izah edeyim.

Malum, 19 Aralık Salı günü sözde Ermeni soykırımını inkar etmenin suç sayılacağı ve ceza verileceği yasa tasarısı Fransa Parlamentosu’nun alt kanadı olan Ulusal Meclis’te kabul edildi. Hem de 19’a karşı 106 oyla.

Bugün ise Fransa Parlamentosu’nun üst meclisinde oylamaya sunulacak.

Yasa tasarısı, Ermenilere soykırım yapıldığı yalanını inkar edenlere 1 yıla kadar hapis ve 45 bin Euro’ya kadar da para cezası öngörüyor. Ve yasaya göre tarihçiler bile bundan muaf değiller. İşte Batının bilimsel gerçeklere verdiği değer.

Parlamentonun alt kanadında yasa tasarısının kabul edilmesi, Fransızların sözde soykırım konusundaki görüşlerini net olarak ortaya koyuyor.
Fransa 2001 yılında kabul edilen bir yasayla sözde Ermeni soykırımı iddialarını resmen kabul etmişti.

Fransızlar oy birliği ile 2001 yılında Türk milletinin katil(!) olduğunu resmen kabul edip dünyaya ilan etmişti, şimdi de Ulusal Meclis’te alınan kararla “Türkler katil değildir” demeyi suç kabul ettiler.

Soru şu: Peki, üst mecliste bugün yapılacak oylamanın neticesinden sizce ne çıkar?

Esasen 2001 yılında soykırım iddialarını kabul etmekle ve Salı günü alt meclisten geçirmekle onlar demek istediklerini açıkça söylediler. Daha ne desinler?
Fransa, bugün yapılacak oylamada Türkiye’ye karşı tamamen kötü polis rolüne bürünerek zaten bugüne kadar devam ettirdiği rolü devam ettirebilir, bu ona bir şey kaybettirmez. Ya da “şimdilik” bu yasayı yine es geçerek Türkiye’nin BOP kapsamında Haçlı ordularında aldığı safını pekiştirebilir. Taşeron siyasilerimize kıyak yapabilir.

Benim kanaatime göre ikincisi gerçekleşecek. Çünkü önümüzdeki günlerde Haçlı projesi için Türkiye’ye verilen çok önemli vazifeler var. En önemlileri de İran ve Suriye…

Fransızlar, BOP’a Batı adına dört elle sarılmış olan siyasilerimizi soykırım yasasını kabul ederek üzmek istemezler. Fransa’dan bu darbeyi alan siyasilerimiz sonra hangi zaferin sarhoşluğuyla Türk milletini BOP karanlığına sürükleyebilir?

Gerçi siyasilerimizin körü körüne olan Batı teslimiyeti Fransızları ikna ettiyse, Fransızlar hiç alttan almayabilir de… Taşeronluğun zirvesi…
Hangisinin doğru olduğunu bugün net olarak göreceğiz. Şimdi dilerseniz konunun Libya ile bağlantısına gelelim.

Fransa Türk milletine hem katilsin diyor hem de inkar etmene müsaade etmiyor. Tarihçileri de yasa kapsamına alması, bilimsel gerçekleri bile siyasetin çamuruna gömdüğünü ispatlıyor.

Ve bu bize sonuna kadar iftira atan Fransa’nın, Libya petrollerinden yüzde 34 pay alması için her türlü askeri, siyasi, ekonomik desteği sağladık. Donanmamızı gönderdik, İzmir’i Haçlı ordularının merkez komuta üssü olara kullanmasını müsaade ettik. Neden? Fransızlar biraz daha petrol elde etsinler, Libyalının petrolünü gasp etsinler diye…

Fransızlar da, karşılıksız olarak verdiğimiz bu büyük desteğe, bize “katil” diyerek ve inkar edeni de cezalandırarak cevap veriyorlar.
Yahu, hiç mi aklımız başımıza gelmiyor? Nedir bu çarpıklık? Ne zaman ayıkacağız?

Kıbrıs Barış Harekâtı’nda bize tek destek veren Libya’nın lideri Kaddafi’nin katledilmesi için elimizden geleni yapıyoruz, bize katil diyenlerle ise aynı safta yer alıyoruz.Düşmanla bir olup dostu parçalıyoruz. Aynı senaryo İran ve Suriye için de var ve bizler yine katillerin ve iftiracıların safındayız.

Yazık ki ne yazık!

Murat Çabas - 22 Aralık 2011, Yeni Mesaj