Srebrenitsa! Bizlere uzak olmayan bir yer!..

Srebrenitsa! Bizlere uzak olmayan bir yer!..

İletigönderen Başkomutan » Pzr Tem 11, 2010 19:08


15 yıl önce bugün!

Srebrenitsa Katliamı ya da Srebrenitsa Soykırımı, 1991-1995 Yugoslavya İç Savaşı (Hırvatistan Savaşı ve Bosna Savaşı)'nda Srpska Cumhuriyeti Ordusu'nun Srebrenica'ya karşı giriştiği Krivaya '95 Harekâtı esnasında Temmuz 1995'te yaşanan ve en az 8300 Boşnak'ın Bosna-Hersek'in Srebrenitza kentinde general Ratko Mladiç komutasindaki ağır silahlarla donatılmış Bosna Sırp ordusu tarafından öldürülmesine verilen addır. Katliamda bir kısım kadın ve küçük yaşta çocuğun da öldürüldüğü, belgelerle kanıtlanmıştır .

Bosna Sırp ordusunun dışında katliama "Akrepler" olarak tanınan Sırbistan özel güvenlik güçleri de katılmıştır. Birleşmiş Milletler Srebrenica'yı güvenli bölge ilan etmiş olmasına karşın 400 silahlı Hollanda barışgücü askerinin varlığı katliamı önle(ye)memiştir.


Srebrenitsa katliami II. Dünya Savaşı'ndan bu yana Avrupa'da gerçekleşmiş en büyük toplu insan kıyımı olması ve Avrupa'daki hukuksal olarak ilk kez belgelenmiş soykırım olması açısından da önem taşır.

Katliamın Gelişimi

Yugoslavya'nın çöküşü üzerine 1992 yılında Sırpların Bosna'da başlattıkları soykırımın ardından bölgeye zoraki olarak müdahele eden Birleşmiş Milletler'in güvenli bölge ilan edilen 6 bölge arasında Srebrenica'da bulunmaktaydı.

Savaştan önce nüfüsu 24 bin civarı olan kentin nüfusu diğer bölgelerden gelen mülteci göçleriyle 60 bin civarına gelmişti.Artık Srebrenica 'açlık' ve 'hastalıklar' ile mücadele eden bir 'toplama kampı'na dönüşmüştü.Müslümanların elindeki silahlar BM Barış Gücü tarafından koruma gerekçesiyle toplanmıştı.

Ratko Mladiç komutasındaki Sırplar Srebrenica'ya olan saldırılarını sıklaştırdıklarında Müslümanlar'ın toplanan silahlarını geri almak için yaptıkları basvuru sorumlu Hollanda komutanı tarafından reddedildi.BM yalnızca iki F16'yı kent üzerinde bir uçuş yaptırmakla yetindi.

Hollandalı askerler bir gece yarısı Bosna'daki BM Barış Gücü komutanı Fransız generalden aldıkları emir doğrultusunda kenti boşalttılar.

11 Temmuz 1995 günü Ratko Mladiç silahlarından arındırılmış kente hiç zorlanmadan girdi.Sonra da Sırp askerler Müslüman Boşnakları yolarda,dağlarda hunharca katlettiler.Sırp katiller cesetlerin kimlikleri tespit edilmesin diye cesetleri parçalayarak sayıları 64'ü bulan toplu mezarlara gömdüler.

Daha sonra orataya çıkan bir video kasedinde Sırp generalin kenti boşaltan Hollandalı komutana bir hediye verirken görüntüleri çekilecekti.Bir hafta süren katliam II. Dünya Savaşı'ından sonra insanlığa yapılan en büyük suç olarak arşivlerde yer aldı.

Lahey Adalet Divanı bir hafta süren katliamın bir 'soykırım' olarak kabul etti;ancak Sırbistan'ın sorumlu tutulmayacağına karar verdi.


1992 Bosna Savaşından sonra Sırbistan Bosna Hersek (Gerçek Adı Bosna Herzegova)'in stratejik alanı haline geldi.Özellikle ülkenin Doğu tarafı Avrupa Birliği tarafından "YASAK BÖLGE" ilan edildi.Bu bölge içinde Sırbistan'ın o zamanki başkenti Srebrenica'da vardı. Bu da Bosna Hersek Silahlı Kuvvetleri için bir fırsat olarak değerlendirildi. Ayrıca Bosna Hersek'in bütün maddi varlığı olan en büyük maden ocakları da ülkenin tek geçim kaynağıydı. Bu da Sırplar için bir araç olarak değerlendirildi.

Müslüman nüfusun çoğunlukta olduğu ve Sırp zulmüne karşı yetersiz imkanlarla karşı koymaya çalışan Srebrenica'nın Tanjarz Kırsalında tam 10000 kişiyi esir alan askeri grup Mladiç'in emriyle esirleri öldürmeye başladı. Sırp vahşetinin Avrupa'dan yüz bularak doruğa çıktığı ve tam 5 gün süren katliamda 8300 kişi öldürüldü. Kalan 2700 kişi serbest bırakıldı. Öldürülen bu 8300 kişinin cesetleri parçalanıp iskeletleri çıkarttırıldı ve bu cesetler krematoryumda yakıldıktan sonra Lahey Mezarlığına gömüldüler.

Katliamdan yaklaşık 13 yıl sonra Bosna'lı Sırp komutan Ratko Mladic kaçak olarak yaşadığı Sırbistan'ın Sermiyan köyünde Radovan Karadzic ile beraber yakalanarak tutuklanmış ve Lahey Uluslararası Ağır Ceza Mahkemesinde 1 hafta yargılandıktan sonra haklarında tutuklama kararı çıkmış ayrıca Mladic'in cezası müebbet hapis olarak belirlenmiştir.





haberiniz.com


1995'te Sırp güçlerin 8 binden fazla Boşnağı öldürdüğü Srebrenitsa katliamı 15. yıldönümünde anıldı.

Resim

Resim

Resim

internethaber.com




Avrupa'ya,İnsan haklarına,demokrasiye yakın...
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: 15 yıl önce bugün! Bizlere uzak olmayan bir yer!..

İletigönderen Başkomutan » Sal Tem 12, 2011 2:26

Srebrenitsa için gözyaşları sel oldu

Srebrenitsa soykırımının 16. yıldönümünde, yine hüzün ve gözyaşı hakimdi... Anneleri evlatsız, çocukları babasız bırakan bu soykırımın acısı asla son bulmadı.Bosna-Hersek’teki savaşta, 11 Temmuz 1995 tarihinde her yaştan 8 bin erkeğin Sırplar tarafından katledildiği Srebrenitsa’da, soykırımın 16. anma yıl dönümü törenleri, kurbanların mezarlarının bulunduğu Potaçari kasabasında geniş katılımla yapıldı.

Avrupa’nın 2.Dünya Savaşından sonra yaşadığı en büyük trajedi olan Srebrenitsa soykırımının yıldönümünde, yine hüzün ve gözyaşı hakimdi. Ölümlerin üzerinden bunca yıl geçmesine rağmen, tabutların başında yaşanan acı sanki dün gibiydi. Srebrenitsalı kadınları yalnız bırakmamak için onbinlerce Boşnak, törenlerin yapılacağı alanda bir gün öncesinden toplanmaya başladı.

Tuzla’nın Nezuk kasabasında 3 gün önce başlatılan ölüm yürüyüşüne katılan yaklaşık 5 bin kişi de yürüyüşlerini Potoçari Mezarlığı’nda tamamladı. Yürüyüşe katılanlar, geldikleri Potoçari kasabasının çevresinde kurdukları çadırlarda geceyi geçirdi. Uçsuz bucaksız mezar taşlarının bulunduğu Potoçari’de toplanan kalabalık gece boyunca dua edip, kurbanların arkasından gözyaşı döktü. Bu gözyaşları, 16 yıl önce katledilen, daha sonra bedenleri parçalara bölünüp çeşitli toplu mezarlarda bulunan, uzun ve zahmetli çalışmaların sonucunda kimlikleri belirlenen kurbanlar için akıtıldı.

11 Temmuz tarihinde Hollandalı askerler, kendilerine sığınanları, öldürüleceklerini bildikleri halde Sırp Çetniklerin eline teslim etmişti. Cesetleri toplu mezarlarda parçalanmış halde bulunan Srebrenitsalı kurbanların cenazeleri, yeşil örtüye sarılı tabutların içinde, insana yaraşır şekilde toprağa verilmek üzere Potoçari Mezarlığı’na omuzlar üzerinde taşındı. Cenazelerin fabrikadan törenin yapılacağı alana taşınma süreci ise saatler sürdü. Ancak kurbanların tabutları çok hafifti. Çünkü tabutlar içinde kimisinin bacağı, kimisinin sadece kaburgaları, kimisinin ise sadece kafatası bulunuyordu. Tabutların başında ağlayan kadınlardan birisi de Nura Mustafiç idi. kaybettiği 3 oğlundan, cesetleri bulunan 2’sinin tabutuna sarılan Mustafiç, “Bu tabutlar, bu olaylara göz yuman bütün dünyanın ayıbı” dedi.

YENİÇAĞ





Ratko Mladiç "İşte 11 Temmuz 1995'te Sırp şehri Srebrenica'dayız. Büyük bir Sırp bayramı arifesinde iken bu şehri Sırp milletine armağan ediyoruz. Nihayet, yeniçerilere karşı ayaklanmasından sonra bu toprakta "Türkler"den intikam almamızın vakti geldi"

Türk evladı: Srebrenitsa'yı unutma...

Küçük küçük haberler.

Başlık hep aynı...

''Srebrenica (Srebrenitsa) için 8372 ayakkabı...''

Detay yok...

Ne olmuş?

Nasıl olmuş?

Srebrenica neresi?

Öldürülenler kim?

...

Şart oldu...

Biraz kafa yoralım ve bilgilendirelim...

Bilindiği gibi; Avrupalılar çocuklarını yıllarca 'Türkler geliyor' diye korkutarak büyüttüler. İngilizler'in, Fransızlar'ın, Almanlar'ın ve İtalyanlar'ın ülkemiz üzerine sahnelemeye çalıştıkları oyunlara binlerce örnek verebiliriz. Bulgarlar, Yunanlılar ve Sırplar ise kuyruk acılarını eğitim programlarına bile koydular ve bu kinle büyüttüler çocuklarını. Ve büyüyen bu yeni nesiller fırsatını bulduğunda; bölgelerinin sakinleri olan Müslüman Türklerin tepesine bindiler.

Bulgar mezalimini...

Ve Yunan baskılarını (Kıbrıs'ı da unutmayalım) hatırlarsınız...

Ama en kahpece saldırı Sırplar'dan geldi.

Yugoslavya'nın çöküşü üzerine 1992 yılında Sırplar'ın Bosna'da başlattıkları soykırımın ardından bölgeye zoraki olarak müdahele eden Birleşmiş Milletler'ce güvenli bölge ilan edilen 6 bölge arasında Srebrenica'da bulunuyordu. Savaştan önce nüfüsu 24 bin civarı olan kentin nüfusu diğer bölgelerden gelen mülteci göçleriyle 60 bin civarına ulaşmıştı. Artık Srebrenica 'açlık' ve 'hastalıklar' ile mücadele eden bir 'toplama kampı'na dönüşmüştü. En komik taraf ise; Müslümanlar'ın elindeki silahların BM Barış Gücü tarafından 'koruma gerekçesiyle' toplanmasıydı.

KORU-MA!..

Ama nasıl bir KORU-MA; gelin hep birlikte bakalım...

Aşağılık Ratko Mladic komutasındaki Sırplar Srebrenica'ya olan saldırılarını sıklaştırdıklarında Müslümanlar'ın toplanan silahlarını geri almak için yaptıkları başvuru; sorumlu Hollanda komutanı Thom Karremans tarafından reddedildi. BM yalnızca iki F16'yı kent üzerinde bir uçuş yaptırmakla yetindi.

Daha sonra garip (!) bir olay oldu ve Hollandalı askerler bir gece yarısı Bosna'daki BM Barış Gücü Komutanı Fransız generalden aldıkları emir doğrultusunda kenti boşalttılar. Savaş sırasında şehrin güvenliğinden sorumlu olan Hollandalı Komutan Thom Karremans kendisine sığınan 25 bin mülteciyi ve şehri Sırplara teslim etti. Daha sonra orataya çıkan bir video kasedinde Sırp generalin kenti boşaltan Hollandalı komutana bir hediye verirken görüntüleri çekilecekti.

Sonra ne mi oldu?

Müslüman nüfusun çoğunlukta olduğu ve Sırp zulmüne karşı yetersiz imkânlarla karşı koymaya çalışan Srebrenica'nın Tanjarz Kırsalı'nda tam 10000 kişiyi esir alan askeri grup Mladiç'in emriyle esirleri öldürmeye başladı. Sırp vahşeti Avrupa'dan yüz bularak doruğa çıktı ve...

Tam 5 gün süren katliamda 8300 kişi öldürüldü...

...

Bu resmi rakamlar...

Vahşeti bire bir yaşayanların anlattıklarına göre ise bu rakam 12 bini geçiyor.

...

Olay yerine ilk giden gazetecilerden birisi de savaş muhabiri Şerif Turgut: ‘‘Hemen gidemedik şehire. Birkaç hafta sonra girebildik. Ben İspanyol bir meslektaşımla girdim. Bir yer vardı şehrin dışında. Depo gibi kapalı bir yer, oldukça büyük. İçine ne kadar insan alırsa doldurmuşlar, yüzlerce ve geçmişler karşılarına takır takır taramışlar, bombalamışlar. Duvarların o halini, 10 tane ressam getirsen yapamazsın. Kanlı parmak ve el izleri vardı, kafa derileri yapışmıştı. Yerlerde de saçlar, dişler. Toplu toplu öldürmüşler insanları. Sonra da buldozerlerle götürüp gömmüşler, kimlikleri tanınmasın diye asit dökmüşler üzerlerine. İnanılmazdı...''

...

Bir başka canlı tanığın ağzından katliam anları...

Bosna Hersek’teki savaş sırasında binlerce kişinin katledildiği Srebrenica kentinde BM bünyesinde görev yapan Hollanda askerlerinin tercümanlığını yapan Hasan Nuhanoviç, görev yaptığı kampa sığınan annesi, babası ve kardeşinin gözleri önünde Çetniklere teslim edilmesinin acısını 15 yıldır unutamıyor. Ve yaşananları şöyle anlatıyor: ''Ratko Mladiç, kimseye bir kötülük yapılmayacağını açıkladı. Mladiç, daha sonra kampın sorumlusu Albay Karremans ile yaptığı toplantıda, kampın içindeki ve etrafındaki Boşnakların kendisine teslim edilmesini, aksi takdirde kampı bombalayacağını söyledi. Bu insanlara hiçbir şey yapmayacağını söyleyen Sırplar, 11-17 Temmuz 1995 tarihleri arasında, kadınları ve çocukları ayırt ederek yaklaşık 8 binden fazla genç ve yetişkin erkeği katletti. En büyük katliam 11-12 Temmuz 1995’te yaşandı. Potoçari kampından zorla dışarı çıkarılıp Sırplara teslim edilen Srebrenitsalı erkekler ya kampın yakınlarında öldürülüyor ya da en yakın yerleşim yerlerine götürülüp orada katlediliyorlardı. Bütün bu olup bitenleri gören ve başlarına gelecekleri anlayan mülteciler korkuyla çığlıklar atıyor ve Hollandalı askerlere yalvarıyordu. Hollandalı askerler, mültecilere kampı terk etmenin dışında hiçbir alternatif bırakmadı. Kamp etrafında vahşi hayvanlar gibi boğazlanan insanların feryatları gece boyunca devam etti. Dünya bu vahşi olayı sadece seyretti.''

...

Ey Türk evladı!..

Unutma bunları...

Unutma geçmişte yaşananları...

Ders çıkart yaşananlardan ve dostunu düşmanını iyi tanı...

Geleceğini ona göre hazırla...

NOT: Sonra...: Bir hafta süren katliam II.Dünya Savaşı'ndan sonra insanlığa yapılan en büyük suç olarak arşivlerde yer aldı. Lahey Adalet Divanı katliamı bir 'soykırım' olarak kabul etti; ancak Sırbistan'ın sorumlu tutulmayacağına karar verdi. Katliamdan yaklaşık 13 yıl sonra Bosnalı Sırp komutan Ratko Mladiç kaçak olarak yaşadığı Sırbistan'ın Sermiyan köyünde Radovan Karadzic ile beraber yakalanarak tutuklandı ve Lahey Uluslararası Ağır Ceza Mahkemesi'nde 1 hafta yargılandıktan sonra haklarında tutuklama kararı çıkartıldı. Mladiç'in cezası müebbet hapis olarak belirlendi ancak cezası infaz edilemedi. Çünkü kendisi Sırbistan ve Rusya gibi ülkelerin korumasındaydı...

İşte dünyanın Türk ve Müslüman konusundaki ADALET anlayışı!..

Metin Yener
11 Temmuz 2011
http://www.muhalefet.com
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: Srebrenitsa! Bizlere uzak olmayan bir yer!..

İletigönderen Başkomutan » Cmt Tem 12, 2014 4:11

Resim
Srebrenitsa'da 19 yıldır dinmeyen acı

Avrupa'da, İkinci Dünya Savaşı'nın ardından yaşanan en büyük insanlık trajedisi olarak kabul edilen Srebrenitsa soykırımında hayatını kaybeden 175 kurbanın cenazesi, Potoçari Anıt Mezarlığı'nda kılınan namazın ardından gözyaşları arasında toprağa verildi. Soykırımın 19'uncu yıldönümünde gerçekleşen törene katılan acılı aileler, evlatlarını daha dün kaybetmişçesine feryat ederek gözyaşı döktü.

Katledilen 8 binden fazla Boşnak arasında yer alan ancak kimlikleri yeni tespit edilen 175 kurbanın defnedildiği törende Türkiye'yi Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın temsil etti.

Srebrenitsa soykırımının 19'uncu yıldönümünde düzenlenen törene kurban yakınlarının yanı sıra dünyanın farklı ülkelerinden birçok vatandaş ve üst düzey devlet yetkilisi katıldı.

Törenler kapsamında önce Srebrenitsa soykırımında hayatını kaybedenler anısına yaptırılan anıta çelenk bırakıldı, saygı duruşunda bulunuldu.

Srebrenitsa Belediye Başkanı Çamil Durakoviç, törende yaptığı konuşmada, soykırımın sorumlularının bulunarak cezalandırılmasını, soykırımda hayatta kalmayı başaran kurban yakınları için adaletin sağlanması gerektiğini söyledi.

Savaşta evlerini terk etmek zorunda kalan Srebrenitsalıları, evlerine geri dönmeye çağıran Durakoviç, “Bugün acı doluyuz. Binlerce insanımızın sadece dinine, geleneklerine ve kültürüne bağlı olduğu için soykırımda hayatını kaybettiğini biliyoruz. Geçmişi unutamayız, değiştiremeyiz. Ancak geçmişimiz, bugümümüz ve geleceğimizi için bize bir uyarı olabilir” şeklinde konuştu. Durakoviç, kurban yakınlarına başsağlığı, soykırım kurbanlarına da Allah'tan rahmet diledi.

Konuşmaların ve cuma namazının ardından Reis-ul Ulema Kavazoviç,175 kurbanın toplu cenaze namazını kıldırdı. Kılınan namaz ve okunan duaların ardından kurbanların cenazeleri, törene katılan yakınları ve vatandaşlar tarafından toprağa verildi.

Törene ayrıca, Bosna Hersek Üçlü Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı Bakir İzzetbegoviç, Konsey'in Hırvat üyesi Jelyko Komşiç, Bosna Hersek Temsilciler Meclisi Başkan Yardımcısı Denis Beçiroviç, Savunma Bakanı Zekeriyah Osmiç, AB'nin Bosna Hersek Yüksek Temsilcisi Valentin İnzko, Saraybosna'da görev yapan büyükelçiler, belediye başkanları ile uluslararası örgütlerin Bosna Hersek'teki temsilcileri de katıldı.

EN KÜÇÜK KURBAN 14 YAŞINDA

Bugün toğrağa verilen kurbanların en küçüğünün öldürüldüğünde 14 yaşında olan Senad Beganoviç, en yaşlısının ise 79 yaşındaki Hurem Begoviç olduğu belirtildi. Senad Beganoviç'in yanı sıra öldürüldüklerinde 18 yaşından küçük 14 kurban daha bugün toprağa verildi. Bugün törenle birlikte, Potoçari Anıt Mezarlığı'nda defnedilen soykırım kurbanlarının sayısı da 6 bin 241'e yükseldi.


Srebrenitsa'da Sırp güçlerinin soykırımına maruz kalan 8 binin üzerindeki Boşnak'ın yası tutulmaya devam edilirken, olayın 19'uncu yıldönümünde aşırı milliyetçi Sırplardan soykırıma övgü geldi. Belgrad'da bazı sokaklarda "Mladiç, Srebrenitsa için teşekkürler" yazılı afişler asıldı.

SEKİZ BİNDEN FAZLA KİŞİ KATLEDİLDİ

Bosna'daki savaş sırasında, BM'nin güvenli bölge ilan ettiği Srebrenitsa, 11 Temmuz 1995'te Ratko Miladiç'e bağlı Sırp birlikleri tarafından ele geçirilmişti. İşgal üzerine BM bünyesindeki Hollandalı askerlere sığınan sivil Boşnaklar, Sırplara teslim edilmişti. Boşnaklardan 8 bin 372'si götürüldükleri ormanlık alanlarda, fabrikalarda ve depolarda katledilmişti.

Katledilenlerin cenazeleri, ülkedeki çeşitli toplu mezarlara gömüldü. Bosna'daki savaşın sona ermesinin ardından kayıpları bulmak için başlatılan çalışmalarda, toplu mezarlarda cesetlerine ulaşılan kurbanların kimlik tespitlerinin yapılarak her yıl 11 Temmuz'da Srebrenitsa'daki Potoçari Mezarlığı'nda düzenlenen törenle kurbanlar defnediliyor. Soykırımda katledilenlerin bir kısmının cesedine ise bugüne kadar hala ulaşılamadı.

Hürriyet , 11 Temmuz 2014


Ratko Mladiç "İşte 11 Temmuz 1995'te Sırp şehri Srebrenica'dayız. Büyük bir Sırp bayramı arifesinde iken bu şehri Sırp milletine armağan ediyoruz. Nihayet, yeniçerilere karşı ayaklanmasından sonra bu toprakta "Türkler"den intikam almamızın vakti geldi"



Türk Soykırımları Anadolu... Balkanlar,Mora,Kırım,Güneydoğu Anadolu,Kıbrıs ...Doğu Türkistan,Hocalı,Kerkük...
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24


Şu dizine dön: Dünyayı Sarsan Tarihi Olaylar ve Öyküleri

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x