Bugün akarsularını özelleştirmiş/kiralamış ülkelerde neler yaşanmış ona bakalım.
Ülkelerdeki özelleştirme programları çoğunlukla Dünya Bankası tarafından yönlendirilmiş.İlginç olansa verilen kredilerde su temininin kısmen veya tamamen özelleştirilmesi şart koşulmuş,tüm maliyetlerin karşılanması için politika geliştirilmesi ve sübvansiyonların kaldırılması konusunda ısrar edilmiş.
Konunun Türkiye kısmında,IMF ve Dünya Bankası ile yapılan pazarlıklarda verilen taahhütlerde,su-ulaşım-madencilik-sağlık gibi birçok sektörde özelleştirme öngörülmüş.
10 mart 2000 tarihinde Dünya Bankasına sunulan 29 maddelik mektubun ardından 8. planda da yer almış ve yabancıların Türkiyenin su kaynaklarını, özelleştirme yoluyla alabilmelerinin adımı atılmış.
Akarsuların kullanım hakkının kısıtlı süreyle özel sektöre devri verimlilik artışı beklentisiyle öne sürülmüş ama bakalım böyle bir tercih yapan ülkelerde neler yaşanmış?
Su haklarının özelleştirilmesinin göze çarpan ortak sonucu, birçok ülkede özel sektörün gelişiyle birlikte su ücretlerinin artması.
Bolivyada kamunun elinde bulunan su hizmetleri 1999 yılında Hollandalı bir şirkete satıldı. Alan şirket satış işleminden birkaç hafta sonra hiçbir yatırım veya iyileştirme yapmadan su satış fiyatlarını %200 oranında arttırdı. Halk su alamaz hale geldi. Şirketin su satış fiyatlarını indirmemesi üzerine halk geniş çaplı protesto eylemleri başlattı. Hollandalı şirket Bolivyadan ayrılmak zorunda kaldı. Arkasından uzayıp giden hukuki süreç başladı.
Ganada temiz suya ulaşmak zorken, Dünya Bankası kredi anlaşması yapmak için Gana hükümetine ülkedeki su dağıtımının özelleştirmesini şart koştu. Şehirdeki suyun dağıtımı özel şirkete devredilecek, maliyetler tam olarak karşılanana kadar su tarifeleri arttırılacak ve daha sonra su şirketinde çalışanların sayısı azaltılarak şirket karlı hale getirilecekti.Gana'da insanlar IMF politikaları sonucunda gelirlerinin büyük ksımınıa su alabilmek için harcadılar.
Jakarta'da 1997 yılında başlanan özelleştirmelerle su özel sektöre bırakıldı. Şirketler su fiyatını beş yılda yaklaşık yüzde 35 oranında arttırdılar.
Güney Afrika örneğinde kısa süre içerisinde su pahalı ve zor bulunur hale geldi. Binlerce insanın su bağlantısı kesildi ve kolera yayılmaya başladı.
Filipinler'de özelleştirmeden sonra su fiyatları yüzde 400 arttı.
kaynak