Tarraf, özelde Ergenekon Tertibi, genelde ise turuncu devrim gayesiyle kurulduydu ya, benim için ilk bakışta, iki ihtimal ön plana çıkıyor: Ya amaçlarına ulaştılar da görevi sona erdi, yahut (en azından şimdilik) yenileceklerini anladılar da geri adım atıyorlar.

İlk şık için henüz çok erken. ABDullah Gül'ün, Danıştay, Sayıştay vs. ve geri kalan rektörleri de atayıp bitireceği ana kadar yani önümüzdeki iki yıl bitmeden, henüz amaçlarına ulaşmış sayılamazlar. Üstelik ABDullah Gül'ün "şüpheli" olduğunun tesbiti, kendisini ve tüm atamalarını şaibe altında bırakmaya başladı.

Bu açıdan ikinci şıkka yakınsamaya başlıyorum ve buradaki, yani Tarraf'ın kapanmasını tetikleyen en önemli gelişme bence Danıştay'ın, hukuka aykırı dinlemelerin delil sayılamayacağına dair kararıdır. Dolayısıla Ergenekon Tertibi, her manada her ne kadar çoktandır çökmüş olsa da, işte bu gelişmeyle hukuken, şüpheye mahal bırakmayacak şekilde çökmüştür. Ve bu tertip, öyle kolay bir silah değildir. Ateşleyince karşıdakini vuramayınca, elde patlayan cinsten bir tertiptir. Ters dönmesi, tertipçilerin g.t altına girmesini ihtimali, tezahür etmeye başladı.

Ben Tarraf'ın kapanmasını, en çok bu olayla ilişkilendiriyorum. Tabii Altan-Dalton kardeşlerin, Çongarların ziyadesiyle deşifre olmuş olması gibi etkenler de var. Onlara inananlar bir kenara ama inanmayanlar da hiç nötr değil; karşı olanların hemen hepsi, onları bir kaşık suda boğacak hale gelmiştir. En azından bir süre geri plana çekilmeyi, stratejik bulmuş olabilirler. Tıpkı arada bir Arınç, Zapsu, Dengir Mengir'in bir süreliğine sahne arkasına alınması gibi.

Toparlamaya çalışırsak, durum sanki yukarda değindiğim iki ihtimalin arasında gibi. Devrim-Karşı Devrim mücadelesinde, düşman, bir cephesini bırakarak geri çekildi. Ya mecbur kaldılar buna yada stratejik bir hamledir bu; lakin bizim pek farketmez zira mücadele devam etmektedir.

Hattı müdafa yoktur, sathı müdafa vardır, o satıh bütün vatandır.