[img]http://img408.imageshack.us/img408/7237/h0ur5.jpg[/img]
Damat Feritin sözde Türk (!) hain bakanı
Damat FeritHain ve işbirlikçi Damat Feritin kendisi gibi hain İçişleri Bakanı Cemal Bey de, Türkiyede 800 bin Ermeni katledildi diyebiliyordu...
Bu gelişmeler yaşanırken, Türk yurdunda Türkleri savunanlar görevlerinden alınıyor, askerî mahkemelere bile Ermeni hâkim atanabiliyor, Patrikhâne azıtıyor, Yunanistan yeni işgaller istiyordu. Bugün de Ermeni soykırımı iddiası olarak karşımıza getirilen konu, o tarihte, Ermeni mezalimi olarak Türklerin önüne konuyordu. Hain ve işbirlikçi Damat Feritin kendisi gibi hain İçişleri Bakanı Cemal Bey de, Türkiyede 800 bin Ermeni katledildi diyebiliyordu. Mustafa Kemal, bu işbirlikçi İçişleri Bakanını, Sivasta kendi yayınladığı İrade-i Milliye Gazetesinde, ağır biçimde şöyle eleştiriyordu:
Çirkin bir iftira lekesi
Ferit Paşa Kabinesinde İçişleri Bakanı sıfatıyla aziz milletimizin bağımsızlık ve geleceğini yok etmeye azimli hainlerden biri olan Cemal Bey, ilk icraatına milletin namus ve tarihini lekelemekle başlamış, İstanbuldaki Türkçe gazeteleri bırakarak, Galatada yayınlanan Fransızca bir gazeteye, yabancı kamuoyunu etkilemek için hain telkinlerde bulunmak üzere, Türkiyede (tamamı 800 bin) Ermeni katledildiğini açıklamış, Ermeni davasını Paristeki Bousturyar Paşadan daha ateşli bir kalp ile savunurken masum Türk Milletinin soyluluğuna çirkin bir iftira lekesi sürmüştür. Erivandan tehcir ve doğu illerinin enkaz ve harabesi altında Ermeni mezalimi ve ihanetinin kurbanları olan yüz binlerce Müslüman kardeşimizin iskeletleri ortadayken, Osmanlı Devletinin bir bakanı sıfat ve yetkisiyle Fransızca bir gazeteye tamamı kayd ile 800 bin Ermeninin katledildiğini açıklayan bu akılsız, vicdansız bakan, bu sözleri ile Pariste çalışan Büyük Ermenistan kurma hayallerine hizmet etmiş ve hiç kuşkusuz bu hizmet ile ödülsüz kalmamıştır.
Kemal Paşanın dehası, yıllar sonrasını da görmüştü..Bu tür hizmetler, yıllar sonra da ödülsüz kalmayacaktı!..
(Kaynak: Atilla Oral / Jotun-Kuva-yı Milliye)
İşgalciler ve işbirlikçileri
İşbirlikçi İstanbul Hükümetinin liderleri, işgalcilerle bir karede. Ortada Sadrazam Ferit Paşa, sağında kendisi gibi hain olan Ali Kemal Bey, solunda işgalci güçlerin komutanı ve diğer ileri gelenler...
Ermeni iftirasına cevap
Mustafa Kemal Atatürk, Nutukta Ermeni yalanlarına karşı şu ifadeleri kullanıyor: Ermeniler, koruyucularından yüz bularak bulundukları yerlerdeki Müslümanlara saldırmakta idiler...
Mustafa Kemal, yıllar sonra Nutukta bu konuya daha da açıklık getirdi : Kuşku edilmemek gerekir ki, Ermeni kırımı üzerine söylenen sözler gerçeğe uygun değildi. Tam tersine güney bölgelerinde yabancı kuvvetlerce silahlandırılan Ermeniler, koruyucularından yüz bularak bulundukları yerlerdeki Müslümanlara saldırmakta idiler. Öç alma düşüncesiyle her yerde acımasızca öldürme ve yok etme yolunu tutmakta idiler. Maraştaki o acıklı olay, bu yüzden meydana gelmişti. Yabancı kuvvetlerle birleşen Ermeniler, top ve ağır makineli tüfeklerle Maraş gibi eski bir Müslüman kentini yerle bir etmişlerdi. Binlerce güçsüz ve günahsız ana ve çocukları tepeleyip yok etmişlerdi. Tarihte bir benzeri görülmemiş olan bu yırtıcılığı yapanlar Ermenilerdi. Müslümanlar ancak namuslarını ve yaşamlarını korumak kaygısıyla karşı koymuşlar ve savunmada bulunmuşlardı. Yirmi gün süren Maraş kırımında Müslümanlarla birlikte, kent içinde kalan Amerikalıların, bu olay üzerine İstanbuldaki temsilciliklerine çektikleri tel, bu acıklı olayı yaratanları, yalanlanamaz biçimde göstermekte idi. Adana ili içindeki Müslümanlar, tepeden tırnağa kadar silahlandırılan Ermenilerin süngü baskısı altında, her dakika ölüm tehlikesiyle karşı karşıya idiler. Canını ve bağımsızlığını korumaktan başka bir şey istemeyen Müslümanlara karşı uygulanan bu kıyım ve yok etme politikası, uygar insanlığın dikkatini çekecek, acıma duygularını uyandıracak nitelikte iken, olayların tam tersini ileri sürmek ve bundan vazgeçilmesini istemek gibi bir davranışa nasıl güvenilebilirdi?
İzmitin Kollar köyünde Ermeniler tarafından balta ile katledilen Türkler
25 Nisan 1918de, Subatanda Ermeniler tarafından öldürülen Türk çocuklar, kadınlar
Wilson
AB bir kasaplar kulübüdür
Yine Ceviz Kabuğunda, Emekli Büyükelçi ve tarih araştırmacısı Bilâl Şimşir, ABnin, tam üyelik için iyi ilişkiler kurmamızı şart koştuğu Ermenistanın, 23 Ağustos 1990da, soykırımı tanımamız şartını anayasa hükmü haline getirdiğini söyledi. Prof. Dr. İlber Ortaylı da, bu durumun yorumunu yaparken, şunları söyledi:
AB bir kasaplar kulübüdür. Kendi soykırım suçlarını bize yaymak istiyorlar. Bunun ezikliğinden kurtulmak istiyorlar. Geçmişleri kasaplıklarla doludur. AB gelip geçer. Tarih bir sürü birliği, politik yapılanmaları sürükler götürür ama, böyle bir genosit damgası adamın üstünde kalır. Asla bölücü emellerinden vazgeçmeyen ABD, her fırsatta başka adlar ve projeler adı altında (en son, BOP denen Büyük Ortadoğu Projesi ) ısrarını sürdürüyor. Bu haritadan 86 yıl sonra, 2006da da aynı harita ortaya çıktı.
Tekrar 1919a dönüyoruz. Ermeni mezalimi iddiaları çok fazla büyütülüyor diyenleri, Ermeni cemaati protesto ediyor, yabancı bile olsalar, görevlerinden aldırıyordu. Bunlardan biri de, Amerikan Robert College (Kolej) müdürü Dr.Gates idi. Mahkemeler bile sömürgecilerin etkisine girmişti. Ermenilere işkence, zulüm yaptıkları iddiası ile tutuklamalar yapılıyor, bunların arasında Prof. Fuad Köprülü, milletvekilleri, tüccarlar ve gazeteciler de bulunuyordu. Askerî mahkemeye bile, Ermenilere zulüm yaptıkları iddia edilen Türkleri yargılamak için Garabet Ayciyan adlı bir Ermeni atanıyordu!..
ABD Başkanı Wilson: Türkiye dörde bölünsün
Wilsonun, Türkiyeyi dörde bölen (Ermenistan, Lazistan, Kürdistan ve diğer etnik parçalar) harita Türk halkından gizleniyor
YIL 2005.. Ermenilerin Türklere yaptığı soykırımın belgeleri açıklandı. Devlet Arşivleri Genel Müdürü Doç. Dr. Yusuf Sarınay, Ceviz Kabuğu Programında Ermenilerin 524 bin Türkü soykırıma uğrattığını açıkladı:
Bu konuyla ilgili belgeler ve tarihi gerçekler Türklerden yana. Ermeni Taşnak örgütlerinin 3-4 yıl içinde katlettiği 524 bin Türk ve Müslüman nüfusun listesini çıkardık. Nüfus bilimcilerin ve Justin McCartynin de söylediği gibi, 2 milyona yakın kayıp var, ama belgeleyemediğimiz, faili belli olmayanları bu listeye dahil etmedik. Ermeni belgeseli hazırlayan yazar Sadık Usta da aynı programda, çok önemli belgeleri -bir kez daha- topluma sundu:
ABD Başkanı Wilsonun, 1920 yılında Dışişleri Bakanlığının Kafkasya Bölümüne hazırlattığı, Türkiyeyi dörde bölen (Ermenistan, Lazistan, Kürdistan ve diğer etnik parçalar) harita Türk halkından gizleniyor. Aslında en büyük tehcir Türklere ve Müslümanlara yapılmıştır. 1912de Edirnenin işgali ile milyonlarca Türke işkence yapılmıştır. Hazırladığımız belgeselde bunların görüntüleri var. Türk Ordusundan kaçan Ermeni birlikleri Fransız ve Rus üniforması giyerek Türk Ordusuna karşı savaştılar. Ermenilerin sürekli kullandıkları, kafataslarından oluşan bir piramit resmi var. Bunları bir Rus ressamının, 1915 sözde Ermeni soykırımına atfen yaptığı söyleniyor. Oysa ressam, bu tarihten çok önce, 1904 yılında öldü. National Geographicde yayımlanmış sahte görüntüler de var. Türklerin zulmünden kaçan Ermenilerin giysileri lime limedir, açlık içindedirler. Ama fotoğrafta gördüğünüz gibi iç mintanları tertemiz. Suratları ise pudralanmıştır.